Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2020/106 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/153 Esas
KARAR NO : 2020/106

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2020
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 27.06.2016 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin, davalının araçlan için müvekkili şirketten alacağı hizmete karşılık, servis hizmeti bedelleri, yedek parça fatura bedelleri, temerrüt faizleri, masraf, harç vs.gibi tutarlar hakkında cari hesap ilişkisi oluşturmaya yönelik olduğunu, bahsi geçen sözleşme ile davalıya 50.000,00 TL borçlanma limiti tanınmış olduğunu, daha sonra bu borç limitinin bir protokol ile 25.000,00 TL daha arttırılarak 75.000,00-TL‘na yükseltilmiş olduğunu, sözleşmenin 5.maddesi “Ödeme Şartlan” başlıklı “Fatura tutarı, fatura tarihinden itibaren 30 gün içerisinde nakden ve defaten aşağıda belirtilen banka hesaplarından birine ödenecektir ” hükmü ile ödemenin hangi vadede yapılması gerektiğinin belirlenmiş olduğunu, davalı tarafın Ödeme vadelerinde gecikmeye düşmüş olduğunu, bunun üzerine davaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip tarihindeki borç bakiyesinin talep edilerek icra takibine geçilmiş ve davalının itirazı nedeniyle icra takibinin durmuş olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın açılmış olduğunu, davalı tarafın sadece borçlu olmadıklarım belirttiklerini, aradaki cari hesap sözleşmesine dair bir itirazda bulunulmadıklarım, davaya konu alacağın, davalıya verilen yedek parça hizmetinden ve sair hizmetlerden kaynaklanmakta olduğunu, bu hususim tarafların ticari defterleri incelendiğinde teyit edilmiş olacağım, dava konusu alacağın likit olduğunu, davalının kötü niyetli ve mevcut takibi semeresiz bırakmaya ve süre kazanmaya çalışmak gibi saikleri olduğunu, icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmekle birlikte, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplerinin olduğunu, davalı tarafın itirazında haksız olduğunu ve dava süresince mal kaçırma kastının var olduğunu gösterdiğini, bu nedenle davalı şirket adına kayıtlı …,…,….,…,….plakalı araçları başta olmak üzere sair araçlarına verilen servis, yedek parça, bakım ve onaran hizmetlerinden kaynaklandığından, davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine araçlarının üçüncü kişilere devrim engeller nitelikte ihtiyati tedbir konulmasının usul ve yasaya uygun olduğunu, alacağın davalıya sunulan yedek parça ve sair hizmetlerin karşılığı olarak tanzim edilmiş faturalara dayanmakta olduğunu, hiçbir faturaya itiraz edilmemişken, icra takibine itiraz edilmiş olması, davalının mal kaçırma kastım göstermekte olduğunu, öncelikle UYAP üzerinden malvarlığı sorgulaması suretiyle davalı şirket adına kayıtlı taşınır veya taşınmaz malvarlığı bulunması halinde, üzerine ihtiyati haciz işlenmesine karar verilmesini, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu aracılığı ile dava şartı haline gelen arabuluculuk sürecine başvurulmuş olup, …. Büro Dosya Numarası, …. Arabuluculuk numarası ile yürütülen arabuluculuk sürecinin anlaşmama şeklinde sonuçlanmış olduğunu, Arabuluculuk sürecinde uyuşmazlık konusunun “Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamındaki alacaklar ve tüm ferileridir” şeklinde belirtildiğinden, dava şartının yerine getirilmiş olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin haklarım saklı olmak kaydıyla itirazın iptalini, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibin devamım, davalı şirket adına kayıtlı ….,…, …., ….,…. plakalı araçları ve tespit edilecek sair menkul ve gayrı menkullerin üçüncü kişilere devrini engeller nitelikte ihtiyati tedbir konulmasını, UYAP üzerinden malvarlığı sorgulaması yapılarak davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve /veya taşınmaz malvarlığı bulunması halinde üzerine ihtiyati haciz şeri işlenmesini, haksız ve kötü niyetli bir itiraz mevcut olduğundan davalı borçlunun %20 icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 9.699,05 TL cari hesap faturadan kaynaklı alacak için ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde takibe için itiraz ettiği, takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalı vekilinin itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın icra takibine konu miktardan dolayı davalının davacıya borcunun olup olmadığı hususunda olduğu, dosyada deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bilirkişinin 09/12/2019 havale tarihli raporunda; ……….Davacı şirketin yasal ticari defterlerinin usûl yönünden incelendiğinde; 2017-2018 yıllarına ilişkin …. onaylı beratlarının süresinde alındığı, envanter defterlerinin ise noter açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde tasdik edildiği görülmüştür.
C)Davacı Şirkete ait Muavin Defter Kayıtlan İle İlgili ve Diğer Defterlerinde Tespitler:
Davacı taraf yasal defterlerinde davalı ile ilgili işlemlerin incelenmesi neticesinde; davacı tarafın 30.11.2018 tarihi itibarıyla davalı şirket …. Orman Ürünleri Tm.NakLOtom.İlet.Gıda Giyim înş.Taah.San ve Tic.LTD ’den 9.699,05 TL alacaklı olduğuna ilişkin ilgili yıl muavin defter “… Alıcılar Hesabı” kayıtlarından tespit edilmiş olup, cari hesap ekstresi rapor ekinde sunulmaktadır.(EK-2). Davacı taraf 12.12.2018 tarihinde, ilgili alacağım, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takibi neticesi ….. yevmiye numarası ile “128- Şüpheli Alacaklar Hesabı” na aktarmıştır.
D)Dava Konusu işlemler Ve Dayanağı Belgeler İle İlgili Tespitler:
Muhterem Mahkemenin 2018 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri incelemek üzere tevdi ettiği görevi icra ederken, 01.01.2018 tarihinde 2017 yılından 13.922,11 TL devir olması nedeniyle 2017 yılı ticari defterleri de incelemek zarureti hasıl olmuştur.
Davacı şirket kayıtlarının incelenmesi sırasında davacı taraf ile davalı taraf arasında imzalandığı iddia edilen 26.07.2016 tarihli sözleşmesi fotokopisi görülmüştür. İlgili sözleşme, davacı tarafından “Temmuz 2016” dönemi Damga Vergisi Beyannamesi ile Gelir İdaresi Başkanlığına bildirimde bulunulmuştur ( EK-3). Dava dosyasmda bulunan sözleşme 1 (bir) yıllık olarak düzenlenmiş olup, sonraki dönemler için yenilendiğine dair yeni sözleşme görülememiştir. İlgili sözleşmede müşteri ismi ve müşteri ile ilgili sair bilgiler bulunmadığı ve kaşenin mevcut olmadığı ve söz konusu icra takibinde dayanak olarak belirtilmediği görülmüştür.
Davacı şirket …… A.Ş tarafından, davalı şirkete tanzim edilen servis, parça, işçilik ve vade farkı e-faturalannın tümünün “temel fatura” olarak tanzim edildiği görülmüştür. Bu itibarla söz konusu faturaların, davalı tarafa ulaştığı ve davacı tarafından kabul edildiği ayrıca bu e-faturalara itiraz edilmediği davacı ticari defter kayıtlarından da görülmüştür.
Dava dosyasına sunulan e faturaların “temel fatura” olması sebebiyle, davalı şirkete sistem üzerinden gönderildiği, faturaya davalı tarafından 8 günlük kanuni süre içerisinde herhangi bir itirazın ve/veya iadenin olmadığı görülmüş olup, fatura içeriği mal ve hizmetin davalıya teslim edildiği kanaatine varılmıştır.
Dava dosyasında mevcut olan sözleşme fotokopisinde Madde-4 uyarında, tarafların 3 ayda bir yazılı mutabakat yapacakları kararlaştırılmış ise de; dava dosyasmda yazılı mutabakata rastlanmamıştır.
Davacı şirket muavin defter kayıtlarında yapılan incelemede 10.05.2018 tarihinden itibaren (bu tarih dahil ) davalı tarafa tanzim edilen son 10 adet e-faturalann hiçbirinin ödenmediği görülmüştür. Bu faturalar;
10.05.2018 tarihli …. Nolu 34,08 TL tutarlı fatura,
31.05.2018 tarihli … Nolu 94,23 TL tutarlı fatura,
31.05.2018 tarihli … Nolu 577,19 TL tutarlı fatura,
29.06.2018 tarihli …. Nolu 5.199,97 TL tutarlı fatura,
30.06.2018 tarihli …. Nolu 682,17 TL tutarlı fatura,
31.07.2018 tarihli …. Nolu 625,00 TL tutarlı fatura,
31.08.2018 tarihli … Nolu 806,58 TL tutarlı fatura,
30.09.2018 tarihli … Nolu 533,76 TL tutarlı fatura,
31.10.2018 tarihli …. Nolu 614,73 TL tutarlı fatura,
30.11.2018 tarihli …. Nolu 503,15 TL tutarlı fatura,
Bu e faturaların toplamı 9.670,86 TL dir. Toplam borç bakiyesinin de yaklaşık olarak yukarıda ifade edilen davacı tarafından tanzim edilen son 10 adet e-fatura tutarlarının topiammdan meydana geldiği görülmüştür.
Davacı yanın ticari defter kayıtlan üzerinde yapılan incelemede; davacı yanca 2018 yılında davalı adma düzenlenen 31.01.2018 tarih …. no’lu, 28.02.2018 tarih …. no’lu, 31.03.2018 tarih ….. no’lu ve 30.04.2018 tarih …. no’lu 4 adet vade farkı faturasının davalı tarafça itirapıA ödendiği görülmüştür.
Davacı tarafa ait Muavin defter incelemesinde 17.10.2017 tarihinde cari hesap bakiyesinin “sıfır” (0) olduğu görülmüş, bu tarihten itibaren davacı tarafından davalı tarafa 12 adet “vade farkı” e-faturasımn tanzim edildiği, bu faturaların toplamının 6.000,05 TL (KDV DAHİL) olduğu görülmüştür. 17.10.2017 tarihten itibaren sözleşmede “ödeme şartlarının” belirlendiği Madde-5 deki süre ve faiz oranlan dikkate alınarak, tarafımızca yapılan hesaplamada ise toplam vade farkı 5.905,97 TL (KDV dahil) olarak hesaplanmış olup (EK-4) davacının talebinin 94,08 TL fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu hesaplamada 2017 yılı için faiz oram %15,65, 2018 yılı için %24,86 faiz oranlan dikkate alınmıştır. Bu durumda
12.12.2018 takip tarihi itibariyle davacı tarafın alacağı 9.604,97 TL olarak hesaplanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında açıklandığı üzere; vade farkı, enflasyonun ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri sonucunda yargı kararlan ile uygulama bulmuş ve bu kavram ile para borcunun ifasmda gecikmeden zarar gören alacaklının korunması amaçlanmıştır. Nitekim 27.06.2003 gün ve ….. E,…. K. Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında vade farkının “…mal ve hizmet alım sözleşmesinde kararlaştırılan veya ticari teamüllere göre vade tarihinden başlayarak fiili ödeme tarihindeki mal ve hizmet bedeline ekleme yapılmak suretiyle semen’in ulaştığı miktan ifade ettiği” belirtilmiştir. Uygulama ve öğretide baskın görüş olarak, temerrüt (gecikme) faizinin hukuki niteliği, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetinde varlığım sürdüren, alacaklının zararın varlığım ve miktarım ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödediği ve miktar yasalarla belirlenmiş asgari, maktu bir tazminat olduğu kabul edilmektedir.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında açıklandığı üzere; Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir. Taraflar arasında vade farkı ile ilgili yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının vade farkı talep edebilmesi için taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamama bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Teamülün mevcut olduğunun kabulü için en az ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.
SONUÇ__________:
Bilirkişi görev tanımı ve uzmanlık alanı ile sınırlı olarak yukarıda yer alan tespitler ışığında;
Dava dosyası ve Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosya kapsamı ile sadece davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlanılın incelenmesi neticesinde;
1-)Davacı şirket ile Davalı Şirket arasında 2017-2018 dönemlerinde hizmet satışına dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu, satışı yapılan hizmet ile ilgili düzenlenen e-faturalann davacı şirketin ticari defter ve kayıtlan ile uyumlu olduğu ancak Davacı ve davalı şirket arasında yazılı mutabakatın mevcut olmadığı,
2-)Dava dosyasında fotokopisi bulunan sözleşmede davalı şirket unvan ve bilgileri ile yetkili isim ve imzasının vaaz edildiği kaşenin yer almadığı, icra takibinde alacağın dayanağı olarak gösterilmediği, 2016 yılı için ve 1 yıl süreli olduğu, bu itibarla sözleşmenin hukuki değerlendirmesinin Muhterem Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
3-)Davacı tarafından, Davalı Şirkete 2018 yılında tanzim edilen son 10 adet faturanın yaklaşık olarak davacı tarafın alacaklı bakiyesi olduğu görüldüğünden, bu faturalardan önce Davacı tarafından tanzim edilen vade farkı faturalarının davalı tarafından Ödendiği, bu itibarla vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamanın bulunup, bulunmadığının Mahkemenin Takdirlerinde olduğu,
4-)Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak; Davacı ….’ nin, Davalı …. ORMAN ÜRÜNLERİ TUR.NAK.OTOM. İLETİŞİM GID.GİY.İNŞ.TAAH.SAN VE TÎC.LTD ŞTİ’den olan alacağının 9.604,97 TL olarak hesaplanabileceği,
5-)Davacının icra takibinde asıl alacağa uygulanmasını talep ettiği aylık % 9,75 olan faiz oranının yasal dayanağının bulunmadığı, 29.06.2018 tarihli ve 30463 sayılı Resmi Gazete’de TCMB tarafından yayımlanan avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranının yıllık %19,50 olarak belirlendiği, bu nedenle 9.604,97 TL olarak hesaplanan asıl alacağa, 12.12.2018 Takip tarihinden başlamak üzere asıl alacak tamamen Ödeninceye kadar 3095 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine göre (arada sözleşme olmasa bile) ticari işlerde uygulanan yıllık %19,50 üzerinden temerrüt faizi istenebileceği,
6-)Davacının ihtiyat-i tedbir, ihtiyat-i haciz talepleri ve Davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine ilişkin talepleri ile masraf, vekalet ücreti taleplerinin mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacı şirketin davalı şirkete 10 adet kesmiş olduğu vade farkı fatura bedellerinin 9.670,86 TL tutarlı olduğu, davalı tarafın 4 adet vade farkı faturasını ödemiş olduğu, davacının davalıdan 9.604,97 TL vade farkı talep edebileceği faturaların e-fatura olduğu, e-faturalara itiraz edilmediği, inceleme günü için davalı şirkete davetiye çıkarıldığı, davalı şirketin ticari defterlerini inceleme günü ibraz etmediği ve bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyanda bulunmadığı da göz önüne alındığında subut bulan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.604,97 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacı lehine takdir edilen 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 167,94.-TL ile 623,20.-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 791,14.-TL yargılama giderinin kabul(%99) red(%1) oranına göre hesaplanan 783,22.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 656,11.-TL karar harcından peşin alınan 117,14.-TL harcın mahsubu ile bakiye 538,97.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. … yüzüne karşı, davalı şirket yetkilisinin yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
167,94.-TL İlk masraf
550,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 73,20.-TL Yargılama gideri
791,14.-TL