Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2019/1090 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/102 Esas
KARAR NO : 2019/1090

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Müvekkili şirketin tekstil alanında faaliyet göstermekte olduğunu, ve davalı ile müvekkilinin ticari ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından tutulmuş olan cari hesap ekstrelerine göre davalı şirketten 160.234,17 TL alacağı bulunduğunu, davalı tarafça müvekkiline gönderilen bir takım faturalara itiraz ve müvekkili şirkete olan borcunu ödemesi amacıyla Bakırköy …. Noterliği’ nin 08/11/2018 tarihli ve …. yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, ancak davalı tarafından borcun ödenmediğini bu nedenle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, bu nedenle yapılan itirazın kaldırılarak takibin kaldığı yerden devamına davalı şirket aleyhine alacağın %20′ sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Müvekkili şirkete çıkan tebligatın usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile şirket yetkilisi olarak bilinen dava dışı …. adlı şahıs ile kumaş siparişlerinin verildiği andan itibaren bildirimde bulunulduğu, …… adlı şahsın müvekkili şirket adresine gelerek sağlamış oldukları kumaş tedarikinde ilişkin olarak yapmış oldukları inceleme ile kaliteye ilişkin tüm hataları kabul ettiğini, bu nedenle müvekkili şirket yetkilileri uğranılan zararın bir kısmını içeren faturaları düzenlendiklerini ve faturaları davacı şirkete elektronik yolla iletmiş olduklarını ayrıca …..’ e de birer suretini elden teslim ettiklerini, …..’ in fatura suretleri üzerine kendi el yazısı ile ” bu faturaları reklamasyon bedeli olarak kabul ediyorum” ibaresini ekleyerek imzaladığını, ancak davacı şirketin kötü niyetli olarak hareket ettiğini müvekkiline iade etmeye çalıştığını, müvekkili tarafından noter kanalıyla bu faturaların iadesini kabul etmediklerini, açılan icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, davanın reddine karar verilerek alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
09/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre:
– Dava dosyasına göre, taraflar arasında akdedilmiş bir yazılı sözleşme bulunmadığı,
– Davacının, 2018 takvim ve hesap yılına ait ticari defterlerinin noter açılış ve kapanış / beratlarının tasdiklerinin süresinden ve usulüne uygun yapıldığı/yaptırıldığı,
– Davacının, davalıya düzenlemiş olduğu faturalardan örnekleme yolu ile icra takibinden tutarından büyük olan 10 adet ve 234,886,03 TL tutarlı fatura ve Davacının, Davalı Şirketle Cari Hesap ticari defter kayıtları incelendiği,
– Davalı tarafından sunulan e-mail yazışmalarında tekstil sektörüne ait teknik terim ve
kavramlar bulunduğundan, söz konu e-maillerin analiz ve çözümünün konusunda uzman tekstil mühendisi tarafından yapılması gerektiği,
– Davact Şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen noter ihtarnamesi dosyaya sunulu olmadığından, taraflar arasındaki ihtarnamelerin incelenemedıği,
Davaya konu davacı tarafından davacıya düzenlenen iki adet reklamasyon e-fatura toplam bedelinin 150,000,00 TL olduğu,
-Ayıp savunması ispatının iddia eden tarafa ait olduğu düşünüldüğünden, 06.11-2018 …. sayılı ile 06.11.2018….. sayılı ve 150.000,00 TL toplam tutarlı iki adet inceleme yapılabilecek Reklamasyon Faturalı ayıplı ürünlerin Mahkemeye sunulmadığı gibi dava öncesinde ürünler üzerinde yapılmış herhangi bir ayıp tespit raporununda ibraz edilmediğinden davalının ayıp iddiasını kanıtlayamadığı düşünüldüğü,
-Buna göre, taraflar arasındaki İhtilafın konu alacak/borç durumunun cari hesap çerçevesinde ticari defterlere kayıt edilen faturalara göre hesaplanması gerektiği,
– Davacının, Davalı adına yaptığı kayıtlara göre, 07.11.2018 tarihi itibariyle Davacının,
-Davalıdan 152.771,05 TL bakiye alacağı, takip tarihi itibariyle) Davacının Davalıdan 102.538,93 TL bakiye alacağını, cari hesap özetinde 07.11 2018 tarihi itibariyle Davacının, |Davalıdan 160,234,17 TL bakiye alacağının,göründüğü,
– Bu durumun takipten sonra yapılan mahsup ve düzeltme kayıtlarında kaynakladığı düşünüldüğü,
– Davacının, Davalıdan 3.068.987,40 TL’lik fazladan mal satın aldığı ve bu miktar kadar davacıya ödeme yapması gerektiği,
-Davacı, Davalıya, 2018 yılında S,848,720,56 TL mal teslim etmiş, davalı, bu miktardan davacıya olan 5.848.720,56 TLTik borcundan 2.779.733,16 TL’Jik kısmının mal satışı ile İspat ettiği ancak, 3,068,987,40 TL’lik borcunu İspat edemediği,
-Takip tarihi itibariyle Davacının, Davalıdan 102.538,93 TL bakiye alacağı bulunduğu,
Buna göre, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. E- sayılı dosyanın borç durumunun 15 1l.2018 icra takip tarihi itibariyle asıl olarak 102.538,93 TL olması gerektiği, belirtildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının Küçükçekmece …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 160.234,17 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı yapılan davalının alacaklı olmadığı savı ile itirazı üzerine iş bu davanın süresinde açıldığı ,
Davalıya 08/03/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ yapıldığı halde davalının usulsüz tebligat iddiası ile 26/04/2019 tarihinde cevap dilekçesi ibraz ettiği,reklamasyon faturası kestiği savında bulunup açıkça ne olduğunu açıklamadığı ve de kendilerinin alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın ”Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1.maddesinde ”cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içerisinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar derhal taraflara bildirilir.” yönünde düzenleme mevcuttur.
”Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı HMK 128/1.maddede; ”Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nın ”İddia ve savunmasının genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141/1.maddesinde; ”Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
İddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” yönünde düzenleme mevcuttur.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı süresinden sonra verdiği cevap dilekçesi ile ayıp definde bulunmuş ise de, dava dilekçesinin davalı iş sahibine usulüne uygun olarak tebliğine rağmen iki haftalık davaya cevap verme süresi içerisinde dosyaya cevaplarını sunarak ayıplı ifaya dair savunmada bulunmadığından, davayı inkar etmiş durumda olup,
Davacının açık muvafakati bulunmadıkça veya ıslah yoluna başvurmadıkça savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetindeki ayıp savunmasında bulunamaz. Davalının, ayıplı imalat yapıldığına ilişkin savunmasının, süresi içinde ve usulüne uygun biçimde mahkeme önüne getirilmediği tartışmasızdır.
Davalının ayıp savunmasına bu nedenle itibar edilemeyeceği anlaşılmakla savunmanın reddine karar verilerek,
Davalı duruşmadaki beyanında halihazırda üzerinde inceleme yapılacak ürün bulunmadığı,ayrıca velev ki ayıptan haberdar olmasına rağmen derhal ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu hususun açılan dava da ileri sürülmediği, davalı vekilince ayıp ihbarının süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü, dolayısıyla davalının derhal ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediği, ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı, (Yargıtay 19. HD’nin 22/02/2018 tarih, 2016/15799 Esas-2018/82 Karar) anlaşılmakla ;
Davacı yan ticari defter ve belgeleri ile tarafların Ba-Bs formaları üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
06.11-2018- …. sayılı ile 06.11.2018-…. sayılı ve 150.000,00 TL toplam tutarlı iki adet toplam 150.000 TL tutarında reklamasyon faturası yukarıda açıklandığı üzere kabul edilmeyerek,
Tarafaların Ba-Bs formları üzerinde yapılan incelemede her iki tarafın da hem tutar hem belge adedi uyarınca birbirini doğruladığı ,
15/11/2018 takip tarihinde asıl alcak 160.234,17 TL ise de bilirkişi tarafından da incelendiği davacı yanın 05/12/2019 tarihli dilekçesi ile de açıklandığı üzere takip tarihi gün sonu bakiyesinin 102.538,93 TL olduğu ödeme emrinin 23/11/2018 tarihinde borçluya tebliğ hususu birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi tarafından da açıklandığı üzere 15/11/2018 takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 102.538,93 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla ;asıl alacak hesaplanabilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın kısmen kabulüne,
2-102.538,93 TL üzerinden Küçükçekmece ….. İcra Dairesinin …… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerineden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak 102.538,93 TL’ nin % 20′ si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4- 492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 7.004,43 TL karar harcından peşin alınan 1.934,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.069,70- TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.985,53-TL ile aşağıda dökümü yapılan 649,70 -TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2,635,23 TL yargılama giderinin kabul (%64 ) red (%36) oranına göre hesaplanan 1.686,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 10.953,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 6.696,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2019

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
1.985,53-TL İlk masraf
600,00-TL Bilirkişi ücreti
+ 49,70.-TL Yargılama gideri
2.635, 23-TL