Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1001 E. 2022/662 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1001 Esas
KARAR NO : 2022/662

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi yapıldığını, müvekkilin hakkındaki takibi kesinleştirerek Müvekkile ait 13 adet İstanbul Büyükçekmece (1 adet villa), Bakırköy (10 adet daire), Ümraniye’de ( 2 adet daire)’si bulunan taşınmazlara haciz konulduğunu, adına kayıtlı bulunan … plakalı aracına haciz konulduğunu ve bankadaki hesaplarına bloke konularak müvekkilin …bank’ta bulunan hesabından 99.041,85 TL’sinin tahsil edildiğini, müvekkil hakkında başlatılan icra takibini takip kesinleştirildikten sonra öğrenmiş olduğunu ve o esnada Büyükçekmece … İcra hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla senedin tarafına 02.12.2019 tarihinde geldiğini, taraflarına Büyükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile Taşkın Hacizden dolayı davanın ikame ettiğini, müvekkilin Senet Alacaklısı-Davalıya tanımamakta olup aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, Müvekkilin senedin düzenlenme tarihi olan 18.12.2017 tarihinde hukuki işlem yapabilme fiil ehliyetine sahip olmadığını, senedin üzerinde bulunan imza ve yazılar müvekkile ait olmadığını, bu nedenle yazılara ve imzaya itirazları bulunmadığını, senedin üzerinde tahrifatlar bulunmakta olduğundan, senedin kıymetli evrak olma niteliğini kaybettiğini, senede istinaden başlatılan takipte içerisinde birden çok şahibe barındırdığını, müvekkilin tüm varlığının takip miktarını aşar şekilde haczedilmiş olduğundan dolayı, İİK 72. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla icra dairesinde yapılan işlemlerden dolayı elde edilecek meblağların alacaklı davalıya verilmemesini talep ettiklerini bu nedenlerle müvekkilin daha fazla zarara uğramaması için öncelikle ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptalini, müvekkilin hesabından haciz tehdidi altında tahsil edilen 99.041,85 TL’nin 04.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesini Özetle :Davacı borçlunun Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü … E, Sayılı icra takibini takip kesinleştirildikten sonra öğrendiğini ve senedin kambiyo vasfında olmadığı iddiasına dayalı dava açıldığını, davacı borçlu ile davalı alacaklı arasında bir ticari ilişki bulunmadığını ve senedin bedelsiz olduğunu, davacı borçlunun senedin keşide tarihi olan 18.12.2017 tarihinde ağır epilepsi hastası olduğundan fiil ehliyetine sahip olmadığını,davacı borçlunun senet tanzim ettiğini hatırlamadığını, senetteki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını, İcra takibine konu edilen senette tahrifat bulunduğundan kambiyo vasfını yitirdiği gerekçeleriyle Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptali talep ve dava edildiğini, davacı tarafça ikame edilen dava icra dosyasını sürüncemede bırakma amacı taşıyan haksız ve kötüniyetli bir dava olup bu nedenle haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkilin uzun yıllardır ticaretle uğraştığını, davalı tarafça cevap dilekçesinde aralarında ticari ilişki olduğu belirtilen Hasan Zehir müvekkilin uzun süredir tanıdığı bir kişi olduğunu, davacı dava dilekçesinde müvekkili tanımadığını söylediğini, aralarınfa ticari ilişki bulunmadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması nedeniyle borcu olmadığını savunduğunu, huzurdaki davanın açılması sebebi yukarıda da izah edildiği üzere davacının düşük bedelli uzlaşma tekliflerinin müvekkil tarafından kabul edilmemesi gerektiğini, Davacı her ne kadar müvekkili tanımadığını beyan etmişse de tarafların tanıştığını, davacının evinde ve dışarıda birçokkez görüştüğünü, birlikte yemek yediğini, davacının cafesine gittiğini, Bu duruma davacının ortağı olan …. ve eşi …’inde tanık olduğunu, davacının müvekkili tanımadığı iddası tamamen borçtan kurtulmaya yönelik olup açıkça kötüniyetli olduğunu bu hususun da tanık beyanlarıyla da ispatlanacağını, fiil ehliyeti olmayan kişinin tapuda işlem yapamayacağını açık olup davacının beyanları birbiri ile çeliştiğini, bu nedenle da davanın reddi gerektiğini, icra takibine konu edilen senetteki imzanın davacı borçluya ait olduğunu, bu durum sayın mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, davacı tarafça ileri sürülen usulsüz tebligat iddasının gerçeğe aykırı olduğunu bu nedenlerle borçlunun haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddini, davacı borçlunun %20 Kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin haksız davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekillerinin 13/06/2022 havale tarihli dilekçesi ile tarafların anlaşmaları üzerine davadan feragat ettiklerini, feragat dilekçeleri ile bilirkişi incelemesinde olan dosyanın geri çağrılmasını, müvekkillerinin talebi doğrultusunda ve vekaletnamelerinde bulunan yetkiye istinaden feragat nedeniyle dosyanın düşmesine karar verilmesini, davacı vekilinin bu hususta yetki içeren vekaletnamesinin bulunduğu, davalı vekili de 14.06.2022 tarihli dilekçesiyle tarafların anlaşmaları nedeni ile feragatı kabul ettiklerini, yargılama gideri, vekalet ücreti ve teminat taleplerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcın 64.868,42 TL peşin harçtan mahsubu ile 64.787,72 TL bakiye harcın davacıya iadesine.
3-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 28/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır