Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/983 E. 2019/670 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/983 Esas
KARAR NO : 2019/670

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı arasında 30.03.2015 tarihinde açık hesap diye anılan ticari bir ilişkinin başladığı ve faturaya dayalı yapılan bu ticaret sebebiyle kesilen tüm faturaların davalı tarafından teslim alınarak faturalara itiraz edilmediği, davalı tarafın faturalardan kaynaklanan borcunu ödemesi için İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlunun yetkiye ve borca itiraz etmesi ile takibin durduğunu, yetkiye itiraz edilmiş olması sebebiyle dosyanın Bakırköy …… İcra müdürlüğünün …. esas sayısı ile takip edildiği, 12.08.2015 Tarihinde borçlu ile davacı arasında imzalanan mutabakat neticesinde 64.237,80 TL borcunun davalı tarafından kabul edildiğini ve daha sonra 31.12.2015 tarihinde 170.733,26 TL borcu olduğu hakkında ki mutabakata da 09.02.2016 tarihinde imza attığı, davalının 2016 yılında yaptığı ödemeler ve kestiği iade faturaları nedeniyle müvekkilime bakiye 73.883,17 TL borçlu olduğunu beyan ederek; İtirazın iptali ve takibin devamına, Davalının, alacağın %20 icra inkar tazminatına mahkum ediimesine,Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı tarafından borçlar kanunu nezdinde belirlenen 60 günlük dava açma süresi ile HMK’da belirlenen dava açma sürelerinin kaçırıldığını, itirazın iptali davasının hak düşürücü 1 yıllık süreye tabi oluşu nazara alındığında davacının hak düşürücü sürede davasını ikame etmediğinden davanın reddini talep etmiştir.
Davacı ile müvekkili arasında yapılan son işte lastik ve diğer ürünler müvekkiline eksik yada hiç teslim edilmediğinden müvekkilinin mağduriyet yaşadığı, müvekkilinin davacıdan eksik gelen ürünleri tek tek kontrol ettiği ve gelmeyen ürünleri fatura üzerinde işaretlediği , bu gelmeye faturalar haricinde davacıya ödenmemiş herhangi bir borcunun olmadığını ifade ederek, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı taraf tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 15/05/2019 havale tarihli raporunda; ……….Davalıya ait işletme defterlerinin incelenmesinde davacının, davalıya kesmiş olduğu 5 adet fatura hariç tüm faturalar işletme defterinde kayıtlıdır. İşli olmayan faturalar aşağıdaki tabloda gösterilmiş olup davalı tarafın Türk Ticaret Kanununun 21’inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine içerisinde faturalara itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığından içeriklerinin davalı alıcı tarafından kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurduğu gibi somut davamızda da itiraz etmediğinden fatura içeriklerinin kesinleşmiş olduğu ve davacı tarafından davalıya gönderilen tüm faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı mütalaa edilmiştir.
Diğer fatura tutarları 42 adet fatura olup 201.096,09 TL tutarlı davacının davalı kestiği faturalar toplamı 210.888,38 TL’dir. Davalı tarafın davacıya yapmış olduğu ödemeler davacı tarafın ticari defterlerinden tespit edilecektir. Davalı tarafından tutulan işletme defterinde alacak/borç miktarı hususunda maddi tespit yapılamamaktadır.
Çünkü İsletme defterinde bore alacak ilişkisini belirtecek kayıt yoktur. Ayrıca yasal defterlerinde bulunan muhasebe kayıtlarından sonuca ulaşılabilecek bilgileri alabilme olanağı bulunmamaktadır. Örneğin bir alacak davasında karşı taraftan bakiye alacağını talep eden işletme defteri sahibi, işletme defterinde tahsilat ve tediye yazılacak kısımiar/sütunlar olmadığı için somut davamızda bu alacak ve borç ilişkisini davalının ticari defteri ile çözmenin olanağı bulunmamaktadır.
Böyle durumlarda karşı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi ile aradaki borç/alacak bakiyesini tespit edebilmek mümkün olabilmektedir.
Mevcut durum itibariyle davalının davacıdan 47 adet fatura almış olduğu bu faturalardan 42 adet faturanın 201.096,09 TL olarak İşletme defterinde kayıtlı olduğu, 5 adet 9.791,48 TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı ancak davalının gerek icra, gerekse dava aşamasında böyle bir itirazının olmadığından takdir mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafından kesilen tüm fatura bakiyesi nedeniyle davalının davacıdan 210.888,38 TL tutarlı mal/hizmet faturalarını tebliğ aldığı mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafından incelemeye sunulan 2015* 2016 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacı yanın Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır. Takdir Sayın Mahkemenize aittir
Davacıya Ait Ticari Defterlerde Davalı İle Olan Cari Münasebeti: Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunmaktadır.
Davacı şirketin, davalıya Tanzim ettiği mal/hizmet bedelleri karşılığı davalı adına düzenlenmiş faturaları 120. 34.01.0033 – (……) Alıcılar hesabında izlediği tespit edilmiştir. Tek Düzen Muhasebe Sistemi içerisinde 120-Alıctlar Hesabı işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet satımlarından kaynaklanan senetsiz alacakların izlendiği hesaptır.
Davacı tarafından davalıya 2015 ve 2016 yıllarında 47 adet fatura ile 210.888,38 TL bedelli mal/hizmet satışı yapılmış, buna mukabil davalı tarafından davacıya nakit, hizmet satışı, banka vasıtası ve iade faturası yolları ile toplam 137.005,21 TL tutarlı ödeme yapılmış ve bakiye olarak davalının davacıya 73.883,17 TL borcunun kaldığı davacıya ait ticari defterlerde işli olduğu tespit edilmiştir.( davacının,ticarî defterinde davalı için tuttuğu cari hesap muavin özeti dosyaya iliştirilmiştir.)
Davalı Tarafın İtirazlarının İncelenmesi: Davalı taraf genel olarak davacının taraflarına teslim ettiği faturalarda eksik malzeme geldiği ve bu eksik malzemeler ile ilgili davacı tarafından düzeltileceğinin beyan edildiği kendisinin buna güvendiğini ancak davacının düzeltmediğini beyan etmiş ve davacıya borcunun bulunmadığı inceleme sırasında ifade etmiştir.
Bilirkişi olarak yapılan inceleme tarafıma tevdi edilmiş görev kapsamında taraf ticari defterleri ve dosyadaki mübrez belgelere dayanmaktadır.
Taraflar arasında itilaftı olan alış ve satış işlemi gerçekleşerek yargıya taşınmıştır.Bu ilişkinin var olduğu davacının davalıya kestiği faturalar ve davalının ikrarı ile kanıtlanmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin boyutu davacı tarafından kesinleşen 210.888,38 TL bedelli faturalardan oluşmaktadır. Yine davacı kayıtlarında davalı tarafından ödenen 137.005,21 TL miktar bulunmakta olup, davalının 73.883,17 TL borçlu olmadığına dair dosyaya belge sunması gerekecektir.
Çünkü ticari ilişkide alacak yaratan belge fatura, borcu gideren belge de makbuzdur. Kaydın esası belgedir. Davalı İşletme defteri tuttuğundan, üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtları tevsik etmek zorundadır.
Davalının iddia ettiği gibi davacı tarafından kendisine eksik veya ayıplı mal verildiyse bunu zamanında itirazı kayıt ile alması gerekmektedir. Ayrıca eksik gelen mal/ürün ile ilgili karşı tarafa zamanında iade faturası kesmesi gerekir.
Dosyada belgeler incelendiğinde davalının dosyaya beyanından başka bir belge sunmadığı görülmektedir. Bu durumda davalının, davacıya borçlu olmadığına dair MK. Madde 6 kapsamında ispat yükü altında olduğu mütalaa edilmiştir.
Yargıtay bir kararında söz konusu değerlendirmeye paralel bir karar vermiştir.Yargıtay Kararında; YD. 3.HD.2001/4745 E,2001/5082 K. 04.06.2001 T SAYILI Kararında ” kural olarak borçlu, itirazın iptali davasına vereceği cevap layihasında, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Ancak, borçlunun itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayxcxdxr. Borçlu vekili icra dosyasxndaki itirazxnda takibe konu borç müvekkil tarafxndan ödenmiş bulunduğundan böyle bir borcu yoktur. Borca itiraz ediyoruz diyerek borcun esasını kabul etmiş, ancak ödediğini savunmuştur. Borçlunun ikrarx kendisini bağlar. Artxk açılan itirazın iptali davasında borçlu bulunmadığını savunamaz. Kânun hilafını emretmedikçe iki tarafın her biri müddeasını ispata mecburdur. (MK.mad.6) olayımızda, ispat yükü borç ilişkisini (icra dosyasında) kabul etmekle birlikte ödediğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir. Davacının ödenmediğini ispat etmesi söz konusu değildir..” Denmekte ve ispat yükünün icra dosyasına konu borcu ödediğini iddia eden davalı tarafta olduğu vurgulanmaktadır.
İstanbul ….. İcra Müdürlüğü…… Esas Sayılı Dosyası Alacaklı şirket, borçlu aleyhine 26.07.2016 tarihinde başlattığı ilamsız takipte, 73.883,17 TL asıl alacak, 1.424,02 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.307,19 TL alacağının, asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 avans faizi oranı ile tahsilini talep etmiştir. Borcun sebebini ise cari hesap ekstresi olarak beyan etmiştir.
Ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesi ile davalı asilin 29,09.2016 tarihinde yapmış olduğu itirazda “…alacaktı tarafın takibe konu ettiği faturalara konu ifasını yerine getirmemiştir. Taahhüt edilen hizmeti eksik ve kusurlu olarak ifa ettiğinden… takip yetkisiz yerde açılmıştır. Yetkili icra daireleri Bakırköy’dür…” ifadesi ile itiraz ederek takip durmuştur.
Yetkiye yapmış olduğu itirazın kabul edilmiş olması sebebi ile davacı tarafça takip Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… E sayısıyla kaydı yapılmıştır. Davalı, vekili vasıtasıyla 05.03.2018 tarihli dilekçesi ile başlatılan icra takibine alacaklı tarafa ödeme emrinde belirtildiği kadar borcunun olmadığından işlemiş faiz ve oranlarına takibin durdurulması talebiyle itiraz etmiş ve takip durmuştur.
Yukarıda yapılan incelemede davacı tarafından davalıya gönderilen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu kayıtlı olmayan 5 adet faturaya TTK 21. Madde gereği 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediği ve bu faturalar hakkında gerek icra gerekse de dava aşamasında itiraz etmediğinden kesinleştiği, Davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazlarda davacının Taahhüt edilen hizmeti eksik ve kusurlu olarak ifa ettiğini belirttiği ancak dava aşamasında davacı tarafın ayıplı İfa yaptığına ve buna itiraz edildiğine dair dosyaya bir belge sunmadığından davacı tarafa takip tarihi itibariyle 73.883,17 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
İŞLEMİŞ FAİZ HESABI; Davacı taraf takip talebinde borçlu davalıdan 1.424,02 TL takip öncesi işlemiş faiz talep etmektedİr.Faiz talebini ise 20.05.2016-26.07.2016 tarihleri arası %10,50 oranlı olarak hesap etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından davacı taraf davalıdan 6102 sayılı TTK 1530 maddesi gereğince takip öncesi işlemiş faiz talep edebilecektir.
Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesinde, borçlunun temerrüdünün bu koşullarından, özellikle muacceli yet ile ihtar koşulu acısından değişiklikler yapılmıştır. Buna göre, Kanun’daki ifadeyle “mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde” para borcunun ifa edileceği tarih belirli veya kesin vade biçiminde belirlenmemişse borçlu, kural olarak faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük surenin sonunda ayrıca ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. Böylece temerrüdün temel koşulu olan ihtara önemli bir istisna getirilerek, ihtarsız temerrüt ilkesi kabul edilmiştir.
Bu durumda davcı takip tarihi itibariyle davalıdan, Takip talebinde talep edilen 1.424,02 TL işlemiş faiz talep edebilecektir.
SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında;
Davacının 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğu ticari defterlerinde davalıdan 73.883,17 TL alacağının işli olduğundan, takip tarihi itibariyle, Davalıdan; 73.883,17 TL asıl alacak, 1.424,02 TL takip öncesi işlemiş faiz 75.307,19 TL alacağının olduğu ve asıl alacağına takip tarihinden İtibaren 3095 sayılı yasa gereği işleyecek yıllık %10,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceğini,
Davalının işletmenin tacir olmadığı ve işletme defteri tuttuğu, işletme defterinde TAHSİL ve TEDİYE ödemelerinin kayıt yeri olmadığından taraflar arasındaki maddi tespitin davacı kayıtlarından yapıldığı, ancak taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı işletmeye davacı tarafından 47 adet fatura ile 210.888,38 TL tutarlı mal/hizmet faturası kestiği davalının bu faturalara TTK 21. Maddesi gereği 8 günlük süre içerisinde itirazı olmadığından kesinleştiği,
Davalının icra müdürlüğünde borca yaptığı itirazda davacı tarafından satılan mal/hizmet ürünlerinin ayıplı olduğunu iddia ettiği ancak dosyada mübrez belgeler arasında davacıya ayıp ihbarında bulunduğuna dair herhangi bir belgeye rastlanmadığından, davacıya borçlu olmadığı hakkında MK. Madde 6 kapsamında ispat yükü altında olduğu, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacının ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinde davalıya 47 adet fatura kesildiği, bakiye 73.883,17 TL davalının davacıya borçlu olduğu subut bulduğundan davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının KABULÜ ile, 73.883,17 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı lehine takdir edilen 8.477,13.-TL.vekalet ücreti ile davacının yaptığı 1.675,62.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 5.046,94.-TL karar harcından peşin alınan 909,52.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.137,42.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. ….., Davalı vekili Av. …… yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
950,62.-TL İlk masraf
650,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 75,00.-TL Yargılama gideri
1.675,62.-TL