Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/94 E. 2019/33 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/94
KARAR NO : 2019/33

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, kendisininde ortağı olduğu davalı şirketin uzun zamandır gayri faal durumda olduğunu, şirketin 3 ortağının olduğunu, ortaklardan birinin Hindistan vatandaşı, diğerinin ise Suudi Arabistan vatandaşı olduğunu, şirket ortaklarına ulaşamadığını, bu nedenle genel kurul toplantısının yapılamadığını ve gayri faal durumda bulunan şirketin tasfiyesine yönelik karar alınamadığını, şirketin vergi borcunun bulunmadığını, SGK borcunun bulunmadığını, şirket üzerine kayıtlı herhangi bir menkul veya gayrimenkulünde bulunmadığını, şirketin herhangi bir malvarlığı, demirbaşı, emtiası, borç ve alacağı, bankalarda herhangi bir hesabınında bulunmadığını, bu nedenlerle gayrı faal durumda bulunan ve ortaklarına ulaşılamadığı için tasfiye karar alabilmek için ortaklar kurulu taplantısıda yapılamayan şirketin feshine karar verilmesini istemiştir.
Dava, limited şirketin feshi istemine ilişkindir.
Davacının davalı şirketin ortağı ve aynı zamanda tek yetkili müdürü olduğu, davanın davalı şirket aleyhine açıldığının anlaşılması karşısında 23/01/2018 tarihli ön inceleme tutanağı 1. maddesi gereğince davacıya, “davalı şirketin tek temsilcisinin kendisi olduğu, dolayısıyla iş bu fesih istemli davada davalı şirketi temsile yetkili kendi dışında başka kimse bulunmadığı kendisi ile davalı şirket arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğu anlaşıldığından davalı şirketi iş bu davada temsil etmek üzere görevli ve yetkili ticaret mahkemesinde temsil kayyımı atanması davası açması ve açtığına ilişkin bilgi ve belgeleri mahkememize sunması hususunda tebliğinden itibaren iki hafta kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, ihtarın bu tutanağın tebliği suretiyle yapılmasına,” karar verildiği, davacının bu karar gereğince Bakırköy …. ATM’nin …. E saylı dava dosyası ile dava açtığı, ancak davanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı ve açılmamış sayılmasına karar verildiğinin anlaşılması üzerine bu kez 09/11/2018 tarihli ön inceleme ve tahkikata hazırlık tutanağı gereğince “Davanın sürüncemede kalmaması için yerleşik uygulamaya göre mahkememizin de temsil kayyımı atayabileceği sonucuna varılarak aynı tarihli tutanak ara kararı ile “Davalı şirketi iş bu davada temsil etmek üzere Mali Müşavir …. ‘nın davalı şirkete temsil kayyımı olarak atanmasına, atanan temsil kayyımı için 3.000,00 TL ücret taktirine, atanan temsil kayyımı için taktir edilen 3.000,00 TL ücretin davacı tarafından tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkeme veznesine depo edilmesine, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtarın bu tutanağın tebliğ suretiyle yapılmasına, ara kararının yerine getirilmesi halinde temsil kayyımı hususunda ara kararı oluşturularak kararla birlikte dava dilekçesi ve eklerinin atanan kayyıma tebliğine,” karar verilmesine ve davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacının ara karar gereğini yerine getirmediği saptanmıştır.
Davalı şirketin limited şirket olup 3 ortaklı olduğu, davanın davalı şirketin ortağı ve aynı zamanda tek yetkili müdürü tarafından açıldığı, iş bu davada davalı şirketin feshinin talep edildiği, yerleşik uygulamaya göre şirketin feshi talebiyle açılan davalarda husumetin davalı şirkete yöneltilmesi gerektiği ve eldeki davada da yöneltildiği, ancak davalı şirketin tek temsilcisinin davacı olması nedeniyle şirketin temsilcisinin bulunmaması nedeniyle şirketi bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasının zorunlu bulunduğu ve mahkememizce bu nedenle kayyım atandığı, atanan kayyım için ücret takdirinin de yasal zorunluluk olduğu, yargılama avansı gideri mahiyetindeki iş bu giderin davacı tarafından yatırılmasının gerektiği, ancak ihtara rağmen yatırılmadığı, yargılama avans giderinin ihtara rağmen yatırılmaması halinde HMK 115/2 ve 120. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca HMK 115/2. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL bakiye karar harcının daha önce yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mevcut avans kullanılarak taraflara tebliğine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE oy birliği ile karar verildi. 11/01/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …