Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/934 E. 2021/864 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/934 Esas
KARAR NO : 2021/864

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/10/2021
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin vefat eden babasından kalan mirası üç kardeşi …, …. ve … ( vefat ettiği için mirasçısı …) arasında 22/12/2017 tarihli protokol ile paylaşıldığını, kardeşlerinden … ın vefat ettiği için yerine kanuni mirasçısı … ın taraf olduğunu, müvekkilinin bu protokolün teminatı olarak kendine düşen miras karşılığında kardeşlerinden … ın eşi ve kanuni mirasçısı … a 50.000 TL lik bonoyu teslim ettiğini, ayrıca diğer kardeşi … e 36.500 TL lik bonoyu teslim ettiğini, bu şekli ile kanuni mirasçılar mirası sulhen paşlaştıklarını düşünürken müteveffanın ikinci eşi olan … kanuni miras payının protokolde yer almadığından bahisle Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile miras payının tenkisi ve tapu iptali tescili davasını ikame ettiğini, dava sonrasında mahkemece 07/01/2018 tarihinde gayrimenkuller ile ilgili tedbir kararı verildiğini ve kanuni miras paylaşımı yapılmadan devredilmelerinin imkansız hale geldiğini, bu hali ile 22/12/2017 tarihli miras paylaşımı sözleşmesinin hükümleri protokolün 2.maddesinde de yer aldığı üzere geçersiz hale geldiğini, protokolün uygulanamaz olduğunu, bononun da bedelsiz kaldığını, müvekkilinin protokolün geçersiz olduğunu anladığından babasının ikinci eşi … ın açmış olduğu devam eden davada herhangi bir itiraz veya defi de sunmadığını, bu dava neticesinde mirasçılar arasında gerekli kanuni paylaşımın mahkeme tarafından yapılacağını, bu paylaşım nedeni ile protokolün herhangi bir hükmü kalmadığını, ancak … ve … ün hala kendilerine teslim edilen bonoları müvekkilini teslim etmedikleri gibi haricen alınan bilgilere göre müvekkili aleyhine icra takibini de geçmeye hazırlandıklarını, bu durumun açıkça hukuka yasaya ve usule aykırı olduğunu, mahkeme kararı ile hükümsüz kalan protokol uyarınca verilen teminat senetlerinin bedelsiz hükümsüz kaldığını, müvekkilinin zararının doğmaması için mahkemeden tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, kanunu miras paylaşımı halihazırda derdest olan Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından verilecek karar ile netleşeceğini, davalılar … ve … ün kendilerine teminat olarak verilen bonoları tüm ikazlara rağmen teslim etmeyerek haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkilinden icra takibi ile tahsil yoluna gitmek üzere olduklarını, bu süreçte davalıların ileride başlatması muhtemel haksız ve kötü niyetli icra takibi müvekkilin telafisi mümkün olmayan zararlarına yol açacağını, bu nedenle mahkemeden tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, protokol ile aynı tarihli bonoların teminat olarak verildiğinin protokolde açıkça yer aldığını, derdest tenkis davası protokolü hükümsüz hale getirdiğinden bonoların teminat vasfının da ortadan kaldığını, bu açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir taleplerinin öncelikle teminatsız olarak kabulüne, aksi halde mahkemece takdir edilecek teminat ile kabulüne, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, masraflarla ücreti vekaletin karşı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın mahkememizde açmış olduğu davanı Ticaret Mahkemesinde açmış ise de, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, senetten kaynaklı bütün uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği iddiasının hukuka aykırı olduğunu, bu hususta senedin verilme s ebebi ve senedin konusunun önem arz ettiğini, davacı tarafın Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile miras payının tenkisi ve tapu iptali ile ilgili dava açıldığını öncesinde taraflar arasında protokol yapıldığını belirttiğini, protokolde görüldüğü üzere 4. Kat 12 nolu dairenin davacı …’ a ait olacak şekilde kararlaştırıldığını, bu gayrimenkulün değerinin taraflar arasında 550.000TL olarak belirtildiğini, …’ ın, diğerlerine nazaran daha değerli bir daire aldığı için oluşan fiyat farkının ortadan kalkması için müvekkili …’ a 50.000 TL bedel ödemeyi kabul ettiğini, söz konusu uyuşmazlık konusunun Asliye hukuk Mahkemesinin görevine ilişkin olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar bononun teminat olarak verildiği iddia edilmiş olsa da davacının mahkemeye sunmuş olduğu protokolde de görüldüğü üzere bononun teminat olarak verildiğine ilişkin bir kayıt veya hüküm bulunmadığını, söz konusu senedin teminat senedi olmayıp, bononun teminat olarak verilmediğini, açıklanan sebeplerle davacı tarafından açılan davanın reddini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, davacının haksız ve hukuka aykırı tedbir talebinin reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava her ne kadar Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olsa da esas görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi’ olduğunu, dava konusu senedin verilme sebebinin, 22.12.2017 tarihli Sulh protokolünün düzenlenmesine neden olan, taraflarınca açılan Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından kaynaklanan ecrimisil alacağının, yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağından kaynaklandığını, senetten kaynaklanan tüm uyuşmazlıkların Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceği iddiasının hukuka aykırı olduğunu, huzurdaki davada görevli mahkemenin, uyuşmazlık konusu itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, dava konusu bononun, tüm geçerlilik şartlarını taşıdığını ve 6102 Sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin ( b ) bendi gereği kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, hiçbir şarta bağlanmadığını, üzerinde teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare bulunmadığını, bir senedin teminat senedi olabilmesi için vade kısmına “teminat senedidir” ibaresinin yazılması gerektiğini, senedin arka kısmına hangi konuda teminat senedinin düzenlendiğinin yazılması gerektiğini, dava konusu senedin ne ön ne de arka yüzünde teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare bulunmadığını, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, dava konusu senedin miras payı karşılığında değil, ecrimisil yargılama gideri ve avukatlık ücreti karşılığında verildiğini, müvekkilinin Bakırköy… Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından kaynaklı ecrimisil, masraf ve avukatlık ücreti karşılığı olarak toplam 70.000 TL’nin müvekkiline ödenmesine protokolün 9.maddesi ile kararlaştırıldığını, bu 70.000 TL’nin 36.500 TL’sini …’ın ödemesi hususunda, yine protokolün 9. maddesi ile uzlaşıldığını, ancak …’ ın, aynı gün ödeme yapamayacağını söylediğini ve 01.03.2018 tarihli bonoyu imzalayarak müvekkiline verdiğini, kendisine ait daireyi sattığında müvekkiline ödeme yapacağını söyleyen davacının, müvekkilini oyaladığını ve huzurdaki davayı açtığını, davacının iddia ettiği gibi Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile davacının gayrimenkulü/dairesi üzerine ihtiyati tedbir konulmadığını, daire üzerine sadece “davalıdır” kaydı konulduğunu, davacının, bu daireyi satmak için emlakçı ile sözleşme yaptığını, dairenin camına “satılık” levhası astığını, …..com adlı siteye ilan verdiğini, ayrıca davacının dublex olan bu dairesinde iki kiracısı bulunduğunu, şimdi ise müteveffanın ikinci eşi …’ın Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davayı gerekçe göstererek 22.12.2017 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia ettiğini, oysaki bu sözleşme, Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının muris muvazaası, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ihtilaflarını çözmek amacıyla tarafların özgür iradeleriyle imzalanmış bir sulh protokolü olduğunu, bu protokolün 10. maddesinde “tapu devirleri yapıldığında Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından feragat edilecektir.” ibaresi yazılı olduğunu, nitekim tapu devirlerinin yapılmasıyla davadan feragat edildiğini, protokol tarafları, imzalarını ve iradelerini inkar etmediklerini, bu protokolde de dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare olmadığını, hal böyle iken davacının bu senedi teminat senedi olarak mahkemeye kabul ettirme çabasının anlaşılabilir bir durum olmadığını, dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair hiçbir delili olmayan davacının İhtiyati tedbir talebinin reddine, haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalılara vermiş olduğu dava konusu bonolardan dolayı davalılara borçlu olup olmadığı hususlarındandır.
Mahkememizce dava konusu edilen bonoların veriliş sebebi olan taraflar arasında yapılan 22/12/2017 tarihli murisleri …’ın mirasına ait miras paylaşım protokolü, dava konusu bonolar, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı ilamı, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı ilamı incelenmiş ve protokole konu taşınmazların tapu kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arasında yapılan 22/12/2017 tarihli protokol incelendiğinde; tarafların murisi …’ın mirasının paylaşıldığı, protokolün …, …, … ve …’ın mirasçıları …, …, … ve … arasında yapıldığı, murisin … … … … ada … parselde kayıtlı üzerinde kat irtifakı bulunan gayrimenkuldeki zemin kat 1 nolu dükkan, zemin 4 nolu depolu dükkan, 1. Kat 7 nolu daire, 4. Kat 12 nolu dairenin taraflar arasında taksim edildiği, bu taksim karşılığında ayrıca davacının …’ın dava dışı … ‘a 75.000,00-TL ve davalı …’a 50.000,00-TL ödeyeceği, bu ödemenin bono ile yapılacağının kararlaştırıldığı, ayrıca taraflara arasındaki Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından feragat edilmesi karşılığında ecrimisil, vekalet ve masraf olmak üzere 70.000,00-TL nin …’e verileceği ve davacının payına düşen bedelin 36.500,00-TL olduğu, bu ödemeler için de bono verileceği kararlaştırılmıştır.
Dava konusu bonolar incelendiğinde; davacının davalı …’ye vermiş olduğu bononun keşidecisinin davacı olduğu, davalı …’nin lehdar olduğu, 36.500,00-TL bedelli, 22/12/2017 keşide tarihli ve 01/03/2018 vade tarihli olduğu, davacının davalı …’a vermiş olduğu bononun keşidecisinin davacı olduğu, davalı …’ın lehdar olduğu, 50.000,00-TL bedelli, 22/12/2017 keşide tarihli ve 01/03/2018 vade tarihli olduğu görülmüştür.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosya incelendiğinde; davacı … tarafından davalılar …, …, …, … ve … aleyhine muris adına kayıtlı taşınmazlar için muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açıldığı ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; muris …’ın mirasçısı … tarafından murisin diğer mirasçıları aleyhine davamız konusu protokol gereği taksim edilen ve taraflar adına tapuda devredilen murisin taşınmazları yönünden tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği ve davacının miras hissesi oranında tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği görülmüştür.
Tarafların murisi …’ın vefatı ile geriye mirasçıları olarak eşi …, çocukları, …, …, …, …’ın kaldığı, …’ın vefatı ile …, …, …, …’nun kaldığı anlaşılmıştır.
4721 sayılı TMK’nun 676. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesinin mirasçıları bağlayacağı, paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebileceği ve paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu hükmünün düzenlendiği, davamız konusu bonoların dayanağı olan 22/12/2017 tarihli protokolün murisin malvarlığının paylaşımına yönelik sözleşme olduğu, ancak miras paylaşım sözleşmesinin geçerli olması için tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasının zorunlu olduğu, davamız konusu sözleşmenin ise tüm mirasçıların katılı ile yapılmadığından geçerli olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. …’ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. B., Ankara 1997, s.451). Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK’nın 688. maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez. Bir “teminat bonosu”ndan söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir. Öğretide verilen örneklerde, örneğin bir müteahhidin inşaatı zamanında bitirememesi durumunda ödemek zorunda kalacağı cezai şart karşılığında verdiği bono bir teminat bonosu olduğu gibi, satın alınıp, bedeli ödenmekle birlikte tapuda henüz devri yapılmadığı için satın alan kişinin adına tescil edilemeyen bir taşınmazın bedeline ilişkin olarak düzenlenip alıcıya verilen ve devir gerçekleştikten sonra karşılıksız kalacağı öngörülen bir bono da bu niteliktedir. Aynı şekilde, kiracının, kiralanana vereceği muhtemel zararların teminatı olarak kiralayana verdiği bono da bu anlamda bir teminat bonosudur (Türk, A.: Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2005, Cilt 7, s. 329, 330). Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz (Ülgen, H./ Helvacı, M./ Kendigelen, A./Kaya, A.: Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2015, s.148). Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K. sayılı ile 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. kararlarında da benimsendiği üzere bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 tarihli ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 tarihli ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 tarihli ve 2010/19-67 E., 2010/99 K.; 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K. sayılı ile 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. kararlarında da vurgulandığı üzere bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan ve ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Örneğin “hisse devrinin teminatıdır”, “…ile imzalanan sözleşmenin teminatıdır”, “eseri … tarihinde tamamlayamamam hâlinde ödeyeceğim”, “inşaat bitiminde ödenecektir” şeklindeki kayıtlar. Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılan bu gibi hâllerde bono kayıtsız (koşulsuz) borç vaadi içermediği için hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; düzenleyen tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu hâlde TTK’nın 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca senet metninden anlaşılan (hükümsüzlük) def’i vardır. Bu defi mutlak def’i olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekir. Bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği iddiası kişisel def’i olup, TTK’nın 778/a bendinin göndermesi ile uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kişisel defiler temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi hâlinde bu definin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Borçlunun takibe konu bononun teminat bonosu olduğu şeklindeki beyanı borca itiraz niteliğindedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku 2. C. İstanbul 1997, s. 1715). Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise İİK’nın 169/a maddesi kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 15.09.2020 tarihli ve 2017/12-269 E., 2020/591 K. sayılı kararında da benimsenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/12-350 esas ve 2021/152 karar sayılı ilamı)
Yukarıda belirtilen tüm açıklamalar dikkate alındığında somut olayın incelenmesinde; taraflar arasında 22/12/2017 tarihli miras paylaşım sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmede murisin taşınmazlarının paylaştırıldığı, ayrıca bu taksim karşılığında davacının …’ın dava dışı …’a 75.000,00-TL ve davalı …’a 50.000,00-TL ödeyeceği, bu ödemenin bono ile yapılacağının kararlaştırıldığı, yine aynı sözleşmede Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından feragat edilmesi karşılığında ecrimisil, vekalet ve masraf olmak üzere 70.000,00-TL nin …’e verileceği ve davacının payına düşen bedelin 36.500,00-TL olduğu, bu bedel karşılığına bono verileceğinin kararlaştırıldığı, bu sözleşme uyarında davacılara sözleşme tarihi ile aynı keşide tarihli ve sözleşmede belirtilen bedelle bono verildiği, söz konusu sözleşme uyarınca bonoların verileceğinin de sözleşmede hüküm altına alındığı, dolayısıyla söz konusu bonoların sözleşme uyarınca verildiği ve teminat amacıyla verildiği davacı tarafından ispatlanmıştır.
Somut olayda dava konusu edilen miras paylaşma protokol yukarıda belirtildiği üzere tüm mirasçıların katılı ile yapılmadığından TMK’nun 676. Maddesi uyarınca geçersizdir. Ayrıca protokole konu taşınmazlar yönünden dava dışı ve murisin mirasçısı …’ın tapu iptal tescil davası açması üzerine dava kabul edilerek miras hissesi oranında tapular iptal edilmiş ve … üzerine tapuda tescil edilmiştir. Taraflar arasındaki protokol incelendiğinde …’ın dava açması halinde dava konusu taşınmazlardaki taksim edilen payların miras hisseleri oranında verileceği de hüküm altına alınmıştır. Gerek taraflar arasında yapılan protokolün geçersiz olması, gerekse protokole konu taşınmazlar yönünden dava dışı ve murisin mirasçısı …’ın tapu iptal tescil davası açması üzerine dava kabul edilerek miras hissesi oranında tapular iptal edilerek … üzerine tapuda tescil edilmesi sebebiyle geçersiz sözleşmeye istinaden verilen edimlerin geri iade edilmesi gerektiğinden ve ayrıca dava konusu bononun teminat senedi olarak verildiği sabit olduğundan dava konusu davalı …’a verilen bononun bedelsiz kaldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden açılan menfi tespit davasının kabulüne, davalı … yönünden açılan davadan feragat edildiğinden bu davalı yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan dava yönünden;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının dava konusu edilen 22/12/2017 keşide tarihli, 01/03/2018 vade tarihli 50.000-TL bedelli bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine,
-Davacı vekilinin davalı …’a yönelik açtığı 50.000-TL bedelli bono yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; 2004 Sayılı İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca dava tarihinde davacı aleyhine icra takibi açılmamış olduğundan karar tarihinden sonra açılacak icra takibinin alacağın %15’i tutarında nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiğinde ve yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde davacı ve davalı … yönünden dosyamız tarafları ile sınırlı olmak kaydıyla durdurulmasına,
Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan dava yönünden;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
-Davacı vekilinin davalı …’e yönelik açtığı 36.500-TL bedelli bono yönünden ihtiyati tedbir talebinin dava esastan reddedildiğinden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.415,50.-TL nisbi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.477,21.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.938,29.-TL karar harcının davalı … dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.300,00.TL nisbi vekalet ücretinin davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden ve tarifenin 6. Maddesi dikkate alınarak hesaplanan 5.475,00.-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … e verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 1.477,21.-TL peşin harç, 35,90.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.513,11.-TL harcın davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 174,75.-TL yargılama giderinin davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.