Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/932 E. 2021/1080 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/932
KARAR NO : 2021/1080

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin iflas erteleme talebiyle açtığı davanın halen İstanbul Anadolu …. ATM’de devam ettiğini, müvekkiline ait bir adet taşınmazın mahkemece satılmasına izin yönünde karar alındığını, bu karar gereğince davalı şirket ile 2017 yılında 10.000.000,00 TL bedelle gayrimenkul satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile satış bedelinin 7.000.000,00 TL’sinin devir sırasında ipotek alacaklısı bankaya peşin ödenmesinin, bakiye 3.000.000,00 TL’nin ise müvekkiline ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının 3.000.000,00 TL’yi ödemediğini, bunun üzerine davalı hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dayanak olarak gösterilen belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususta suç duyurusunda bulunduklarını, belgedeki imzanın müvekkiline ait çıkması halinde de davanın hukuken haklı görülmesinin mümkün bulunmadığını, harici taşınmaz sözleşmesinin geçersiz olduğunu, tarafların tapuda dava konusu taşınmazın satımı için işlem yaptıklarını ve davacının satış bedelini aldığını ikrar ettiğini savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili daha sonra 15/05/2019 tarihli tarihli ıslah dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah etmiş, ıslah dilekçesinde özetle; … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti. ve davalı … İnşaat .. Şirketinin, … tarafından vekaleten idare edilen …’a ait grup| şirketlerden olduğunu, davacı … ile dava dışı … arasında 18.03.2017 tarihinde bir“Borç Tasfiye Protokolü akdedildiğini, protokole göre, …’ın …’dan 7.728.000-TL alacaklı olduğunu, protokole göre …’nın borcundan 7.728.000-TL indirim yapıldığını ve …’nın 3.000.000,00 TL ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, protokolde açıkça ifade edildiği üzere …’nın fabrika binasını 7.000.000 TL karşılığında satacağı, ipotek bedeli ödendikten sonra …’a olan tasfiye protokolü konusu borcu için 3.000.000-TL ödeyeceği ve böylece tarafların protokolü uygulamış olacağı ve …’nın …’a olan toplamda 7.728.000 TL borcunun, işbu protokol ile tasfiye edilmiş olacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu protokolün Fabrika binasının satışı konusunda haricen 7.000.000 TL + 3.000.000 TL olmak üzere toplamda 10.000.000 TL üzerinde anlaşıldığını ispatlamadığını, taraflarca protokole dercedilen ifadeler dikkatle incelendiğinde, “borçlu borcunu; (…) 3.000.000 TL bedelin ödenmesi ile gerçekleştireceğinin denildiğini, nitekim hükmün devamındaki maddede de …’nın borcunu 3.000.000-TL’ye kapatabilmesi, ancak ve ancak fabrika binasını 7.000.000-TL bedel ile alacaklı tarafa satması koşuluyla mümkün olacağınğ, satışın yapılmaması halinde, …’nın borcunun 7.728.000 TL üzerinden devam edeceği ve protokol hükümsüz kalacağını, sonuç itibariyle protokol hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; borçlu …’nın, 7.728.000 TL tutarındaki borcu, fabrika binasını 7.000.000-TL bedele satması neticesinde 3.000.000-TL’ye düşeceğini,
Davacının dayandığı bir diğer delil olan, fabrika binasının satışına ilişkin olarak haricen akdedilmiş Gayrimenkul Satım Sözleşmesi’nin “Satım Bedeli ve Ödeme” başlıklı 5.maddesi incelendiğinde, “Gayrimenkulün satış bedeli 10.000.000 TL’dir. Alıcı tarafından, satış bedelinin 7.000.000 TL’si devir sırasında ipotek sahibi olan …BANK T.A.Ş. peşin ve nakit olarak ödenecektir. Kalan tutar olan 3.000.000-TL için ise devir ile birlikte alıcı (…), satıcıya (…) ödeyecektir.” hükmünün yer aldığını, Bu incelemelerden sonra, Fabrika binasının satışı için 7.000.000 TL + 3.000.000 TL olmak üzere toplamda 10.000.000-TL için anlaşıldığının kabulü halinde, … Firmasının …’ya 3.000.000-TL borçlu (Fabrika binası satışından dolayı 7.000.000 TL üzerine bakiye kalan), …’nın, …’a 3.000.000-TL borçlu (18.03.2017 tarihli Fesih Protokolü uyarınca), … firmasıyla … firmasının aynı grup şirketler içinde yani aynı sermayeye ait olduğu tespit edildiğinden, …’nün …’ya olan 3.000.000-TL borcu kadar …’nın da …’a borcu olduğu ve grup şirketlerden birinin …’dan alacaklı, bir diğerinin de aynı oranda borçlu olduğunun ortaya çıktığını, 3.000.000-TL’nin her durumda şirketlere sahip olan aynı sermayenin borç hanesinden çıkıp alacak hanesine girmesi nedeniyle şirketlerin toplam mali durumunda bir değişiklik söz konusu olmayacağından … ile mahsuplaşma yapıldığının açık olduğunu, gerek harici gayrimenkul satım sözleşmesine gerekse borç tasfiye protokolüne uygun gerçekleştirilen satış sebebiyle taraflar arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisinin kalmadığını,
Tüm bu değerlendirmeler ışığında savunmalarını, uzman mütalaasının sonuç bölümde: 1. “Davacı …’nın, …. Ailesi grup şirketlerinden biri olan …’a toplamda 7.728.000-TL borçlu olduğu,
2. …’nın borcunu ödeyebilmek için maliki olduğu ipotekli fabrika binasının satışını istediği, bu satışın …. ailesi grup şirketlerinden … inşaata yapılması şartıyla, …’nın …’a olan borcunda indirim yapılarak borcun 3.000.000-TL ‘ye indirileceği ve bu 3.000.000-TL’nin de fabrika binasının satışından ipotek bedeli olan 7.000.000 TL düştükten sonra kalan 3.000.000-TL ile kapatılacağı hususunda taraflar arasında Borç Tasfiye Protokolü akdedildiği,
3. Bu itibarla, anılan fabrika binasının satışı hususunda alıcı … F. irması ile … arasında harici Gayrimenkul Satış Sözleşmesi akdedilerek fabrika binasının 10.000.000 TL bedel ile satışının yapılacağının, bu bedelin 7.000.000 İL’nin …BANK ipotek bedeli olarak satış anında nakden ödeneceğinin, kalan 3.000.000-TL’nin devir ile birlikte ödeneceğinin kararlaştırıldığı, işbu 3.000.000-TL’nin ise, satıcı … ‘nın … ‘a olan 3.000.000-TL ‘lik borcuna karşılık mahsup edildiği,
4. Tapudaki satışın da gerek 08.05.2017 tarihli Mahkeme ara kararına gerek taraflar arasındaki harici gayrimenkul satım sözleşmesine gerekse borç tasfiye protokolüne uygun gerçekleştirildiği,
5. Fabrika binasının satışı sebebiyle taraflar arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisinin kalmadığı,” şeklinde belirtildiği gibi mahkemece değerlendirilmesini ve bu yönü ile davadaki savunmalarını ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili ve müdahale talebinde bulunan şirket yetkilisi …. 5. celsedeki beyanında; 2017 yılı tarihli gayrimenkul satış sözleşmesindeki müvekkili şirkete izafeten atılan imzanın müvekkili şirket yetkilisi … ‘a ait olmayıp ona vekaleten işlem yapan …’a ait olduğunu, ancak burada sözü edilen 3 Milyon TL bakiye borç 17/03/2017 tarihli borç tasfiye protokolü ile ödendiğini ve sıfırlandığını beyan etmiş; davacı vekili aynı celse beyanlarında, davalı ile müdahale talep edenin beyanlarında geçen 18/03/2017 tarihli borç tasfiye protokolü altında müvekkili şirkete izafeten atılmış imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olduğunu, bu protokolde sözü edilen borcun davalı şirket ile ilgili değil, feri müdahale talep eden şirket ile müvekkilim şirket arasındaki cari hesaba ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanın alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında satım sözleşmesi bulunup bulunmadığı, var ise satış sözleşmesi gereğince davacının davalıdan bakiye sözleşme bedeli talep edip edemeyeceği, talep edebilecekse ne miktar talep edebileceği, davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarındandır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; Alacaklının davacı olduğu, borçlunun davalı olduğu, dosyanın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yetki itirazı ile geldiği, takip miktarının 3.000.000,00 TL olduğu, takip dayanağının Gayrimenkul satım sözleşmesi olduğu, davalı şirketin 16.08.2018 tarihli itiraz dilekçesinde; “…müvekkillerinin alacaklı olduğunu iddia eden şirketten alacaklı olduğunu, bu yönde yapılmış icra takibi olduğunu, halen icra takibine konu edilmemiş alacaklarda olduğunu, bu yönde tüm haklarını saklı tutuklarını, alacaklı olduğunu iddia eden kişinin takip yatma yetkisi olmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ihtar vb. olmadığını, itirazlarının doğrultusunda takibin durdurulmasını…” talep ettiği, itiraz üzerin takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirketin iflas erteleme talepli açtığı dava olduğu, davanın 28/01/2016 tarihinde açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının 08/05/2019 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekiline müvekkili şirketini iflas ettiği iddiası göz önüne alındığında dava takip yetkisi iflas kararı ile birlikte iflas idaresine geçtiğinden ve davacı vekilide bu hususta iflas idaresinden yetki talebinde bulunup sunacağını bildirdiğinden kendisine bu hususta süre verilmiş, davacı vekilince iflas müdürlüğünden bu davayı takip için yetki aldığına dair 01/10/2019 tarihli belgesi sunmuştur.
İstanbul Anodolu İflas müdürlüğüne yazılan müzzekkereye verilen cevapta tasfiyenin basit tasfiye halinde yürütüldüğünün bildirilmiş, basit tasfiyede ikinci alacaklılar toplantısının sözkonusu olmaması nedeniyle İİK 194. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava sırasında davacı şirketin iflasına karar verildiği ve davanın iflas idaresi adına yürütüldüğü anlaşıldığından HMK 84/2 m. gereğince davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılamak üzere dava değeri 3.000.000,00 TL de gözetilerek takdiren 100.000,00 TL nakti teminat veya bu miktar kesin ve süresiz banka teminatı yatırılması için davacı vekiline süre verilmiş, verilen sürede takdir edilen teminatın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Üçüncü kişi … … şirketi temsilcisi; davacıdan alacağının bulunduğu beyanıyla davalı yanında feri müdahale talebinde bulunmuş, salt davacıdan alacaklı bulunmanın eldeki davaya müdahale hakkı vermeyeceği gibi, davalı ile grup şirketi olmasının da durumda değişiklik yaratmayacağı anlaşıldığından feri müdahale talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında; taraflar ile dava dışı ……LTD.Şti.’nin uyuşmazlığa ilişkin ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, dosyada mevcut borç tasfiye sözleşme tarihi itibariyle dava dışı ……LTD.Şti.’nin davacı şirketten ne kadar alacaklı bulunduğu, borç tasfiye sözleşme tarihinden sonra alacak veya borç miktarının ne olduğu, B.T.sözleşmesinde sözü edilen 3.000.000,00 TL ödemenin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne şekilde yapıldığı, davacı ile davalı arasındaki Gayrimenkul Satış sözleşmesinde sözü edilen 3.000.000,00 TL’nin mahsubuyla mı ödendiği?yine davacı ile davalının ticari defter kayıtlarına göre alacak borç miktarının ne olduğu açıklanmak suretiyle ön inceleme duruşma tutanağı e maddesiyle belirlenen uyuşmazlığın çözümü hakkında; Hesap Denetim Uzmanı …., İnşaat Mühendisi ….’dan rapor alınmasına karar verilmiş, 07/12/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; “a) Dava konusunun, taraflar arasında akdedilen Gayrimenkul Satım sözleşmesinden kaynaklı davacının 3.000.000,00 TL tutarlı alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
b) Davacı yan tarafından sözleşmeden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 27.07.2018 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu,
c) Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 03.10.2018 tarihinde T.C. Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı huzurdaki davanın ikame edildiğinin belirlendiği,
d) Davacının 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
e) Davacının ticari defterlerine göre; davacı şirketin davalı … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. arasındaki …. nolu cari hesaba göre 7.000.000,00 TL borcun … İli … İlçesi …lı Mah. … Pafta … parsel de kayıtlı fabrika binasının 7.000.000,00 TL satışı sonucunda hesabın 20.06.2017 tarihinde kapatıldığı,
f) Davacının ticari defterlerine göre; davacı şirketin takip tarihi (27.07.2018) itibariyle dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’ye 2.983.688,33 TL borçlu olduğu, 2018 yılı sonuna kadar çeşitli ödeme ve mutabakatlar ile mezkur borcun kapanmış olduğu,
g) Davalının 2016 – 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı,
h) Davalının ticari defterlerine göre; davalı şirketin davacı … Matbaa Paz. Ve Tanıtım Hiz. San. Ve Tic. A.Ş. arasındaki … no.lu cari hesaba göre 7.000.000,00 TL alacağını … İli … İlçesi … Mah. … Pafta … parsel de kayıtlı fabrika binasının 7.021.575,00 TL satışı sonucunda davalının 2017 sonu itibariyle davacı yana 21.575,00 TL borçlu olduğu tespit edildiği, davalı yanın 2018 cari kayıtları sunulmadığı için takip tarihi itibariyle davacı yana olan borç durumu tespit edilemediği,
i) Dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2014-2015-2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu 2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı,
j) Dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerine göre 2017 yılı sonu itibariyle davacı şirkete borcu veya alacağının bulunmadığının tespit edildiği, 2018 yılında davacı yana ait cari hesap bulunmamakta olduğu,
k) Davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahakemesi ne sunulan 25.12.2017 tarihli Bilirkişi Kurulu Ek Raporunun K) Borç Ödeme Tablosunda görüleceği üzere; Davacı şirketin davalı şirketin …. firması olan dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti. ile yapılan Protokolün değerlendirildiği Bilirkişi Kurulu Raporu’na göre 7.728.000,00 TL borcun 4.728.000,00 TL indirim alınarak 3.000.000,00 TL olarak yapılandırıldığı ancak dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’ne 3.000.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilse de ödemenin yapıldığı konusunda dava dosyası içeriğinde bir belgenin bulunmadığı,
I) İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahakemesi’ne sunulan 25.12.2017 tarihli Bilirkişi Kurulu Ek Raporunda sözleşmeden kaynaklı Bakiye 3.000.000,00 TL dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti. firmasına ödenen olarak gösterildiği,
m) Sonuç olarak, tarafların incelenen ticari defterlerinde davacı şirketin davalı … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’ne cari hesap olarak 7.000.000,00 TL tutarlı cari hesap borcunun … İli … İlçesi … Mah. … Pafta … parsel de kayıtlı fabrika binasının 7.000.000,00 satışı sonucunda hesabın kapatılmış olduğu görüldüğü, davacı şirketin takip tarihi (27.07.2018) itibariyle dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’ye 2.983.688,33 TL borçlu olduğu, 2018 yılı sonuna kadar çeşitli ödeme ve mutabakatlar ile mezkur borcun kapanmış olduğu tespit edildiği, dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerine göre ise 2017 yılı sonu itibariyle davacı şirkete borcu veya alacağının bulunmadığı, 2018 yılında davacı yana ait cari hesap bulunmadığı görüldüğü, dosyaya mübrez sözleşme, protokol ve kayyım raporlarına göre ise davacı yanın davalı … İnşaat San. ve Tic. AŞ firmasından gayrimenkul satışı nedeniyle 3.000.000,00 TL alacaklı olduğu, davadışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’ne ise 3.000.000,00 TL borçlu olduğu anlaşıldığı, davalı yanın taraflar arasındaki sözleşme ve protokoller uyarınca (davadışı şirketin grup şirketi olduğu iddiası ile) davacı yana olan borcunu davadışı şirketin alacağından mahsup edip edemeyeceği hususunda hukuki takdir sayın mahkemenize ait olduğu,
Yine takdir ve değerlemendirmesi sayın mahkemeye ait olmak üzere dava dışı şirketin davacı şirketten olan 3.000.000,00 TL alacağını, davalı şirket lehine alacak temliki yapıp, yapmadığını, yine davalı şirket borcun naklini alacaklının muvafakati ile dava dışı şirkete nakledip, etmediği hususlarının değerlendirmesini sayın mahkemeye ait olduğu” kanaati bildirilmiştir.
Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. …. tarafından sunulan ayrık raporunda özetle:”a) Davalının iddiasının, dava konusu 3.000.000-TL/’lik borcun dava dışı … ile davacı arasında yapılan borç tasfiye protokolü uyarınca mahsup yoluyla ödendiği yönünde olduğu,
b) Davalı tarafın, iddiasına dayanak olarak, dava dışı …’ın grup şirketi olduğunu ve … ile davacı arasında yapılan borç tasfiye protokolünü gösterdiği,
c) Ancak gerek borç tasfiye protokolünde gerekse de gayrimenkul satım sözleşmesinde, davacının gayrimenkul satışından kaynaklanan 3.000.000-TL/lik alacağının dava dışı … şirketine olan borcuna mahsup edileceğine ilişkin herhangi bir ibareye rastlanmadığı,
d) Davalı tarafın iddia ettiğinin aksine, 18.03.2017 tarihli borç tasfiye protokolünde “…Borçlu, toplam 7.728.000 TL borcuna karşılık 3.000. 000 TL ödeme yapmayı kabul ve taahhüt eder. … Borçlu borcunu; … 3.000.000TL bedelin ödenmesi ile gerçekleştirilecektir….” borcun mahsup yoluyla değil ödemeyle sona erdirileceği, aynı şekilde gayrimenkul satım sözleşmenin 5. maddesinde de “… Kalan tutar olan 3.000.000 TL için ise devir ile birlikte Alıcı, Satıcıya ödeyecektir” denilerek borcun mahsup yoluyla değil ödemeyle sona erdirileceği açıkça öngörüldüğü,
e) Anılan hükümlerin açık ifadesi karşısında, davalının dava konusu gayrimenkulün bedelinin dava dışı …’ın borcuna karşılık mahsup edildiği bu durumun da davacı tarafından kabul edildiği yönündeki iddiasının, sunulan uzman mütalaasındaki görüşler doğrultusunda yorum yoluyla kabul edilmesine olanak bulunmadığı,
f) Davalının, basiretli davranmakla yükümlü olan bir tacir olması hususu ve ticari defterlerdeki kayıtların da varılan sonucu desteklediği,” kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/01/2021 tarihli duruşmasında “Tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının her iki rapora itirazlar tek tek değerlendirilmek suretiyle ve heyet halinde tüm dosya üzerinde inceleme yapılarak ek rapor sunulması için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdiine, bilirkişiler için ek ücret taktirinin bilahare değerlendirilmesine,” karar verilmiş, alınan 17/05/2021 tarihli ek raporda özetle;
a) Davalı şirket … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’nin yetkilisinin “…” olup ilgili kişinin dava dışı şirket … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.nin tek yetkilisi ve ortağı olduğu,
b) Mali yönden Yapılan İncelemelerde; Tarafların incelenen ticari defterlerinde davacı şirketin davalı … İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’ne cari hesap olarak 7.000.000,00 TL tutarlı cari hesap borcunun … İli …. İlçesi …. Mah. … Pafta …. parsel de kayıtlı fabrika binasının 7.000.000,00 satışı sonucunda hesabın kapatılmış olduğu görüldüğü, davacı şirketin takip tarihi (27.07.2018) itibariyle dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti.’ye 2.983.688,33 TL borçlu olduğu, 2018 yılı sonuna kadar çeşitli ödeme ve mutabakatlar ile mezkur borcun kapanmış olduğu tespit edildiği, dava dışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic. Ltd. Şti’nin ticari defterlerine göre ise 2017 yılı sonu itibariyle davacı şirkete borcu veya alacağının bulunmadığı, 2018 yılında davacı yana ait cari hesap bulunmadığı görüldüğü, dosyaya mübrez sözleşme, protokol ve kayyım raporlarına göre ise davacı yanın davalı … İnşaat San. ve Tic. AŞ firmasından gayrimenkul satışı nedeniyle 3.000.000,00 TL alacaklı olduğu, davadışı … Kağıtçılık ve Karton San. Tic, Ltd. Şti.’ne ise 3.000.000,00 TL borçlu olduğu anlaşıldığı, davalı yanın taraflar arasındaki sözleşme ve protokoller uyarınca (davadışı şirketin grup şirketi olduğu iddiası ile) davacı yana olan borcunu davadışı şirketin alacağından mahsup edip edemeyeceği hususunda hukuki takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
c) Yine Takdir ve değerlendirilmesi Sayın Mahkemneye ait olmak üzere dava dışı şirketin davacıı şirketten olan 3.000.000,00 TL alacağını, davacı şirket lehine ALACAK TEMLİKİ yapıp yapmadığını, yine davalı şirket BORCUN NAKLİNİ alacaklının muvafakati ile dava dışı şirkete nakledip, etmediği hususlarının değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olduğu,” kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı şirket, gayrimenkul satış sözleşmesinden bakiye alacağı için icra takibi yapmış, davalının icra takibine itirazı üzerine iş bu dava açılmıştır. Dosya kapsamına alınan tüm bilgi ve belgelere göre; davacı … … Şirketi ile davalı … … Şirketi arasında; 2017 yılında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi mevcuttur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile bu sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, harici taşınmaz sözleşmesinin geçersiz olduğunu tarafların tapuda dava konusu taşınmazın satımı için işlem yaptıklarını ve davacının satış bedelini aldığını ikrar ettiğini savunmuş, daha sonra davalı taraf ıslah dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında sözleşme altındaki imzanın müvekkili adına vekaleten atılmış olduğunu sözleşmede geçen 3 Milyon TL bakiye borcun 17/03/2017 tarihli borç tasfiye protokolü ile ödendiğini ve sıfırlandığını savunmuştur. Bu durumda gayrimenkul satış sözleşmesinin geçerliliği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı taraf da 18.03.2017 tarihli borç tasfiye protokolündeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu beyan etmiş, bu durumda adı geçen protokolün de tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Gelinen noktada davalının savunmasında belirtildiği gibi gayrimenkul satış sözleşmesinde geçen 3 Milyon TL bakiye borcun 17/03/2017 tarihli borç tasfiye protokolü ile ödenip ödenmediği hususu uyuşmazlığın temelini oluşturmaktadır.
Gayrimenkul satış sözleşmesi incelendiğinde özetle; … … Şirketine ait fabrika binasının (… İli, … İlçesi, … Mah. … pafta … parsel) … şirketine satılacağı, Gayrimenkulun satış bedelinin 10.000.000-TL olduğu, alıcı tarafından, satış bedelinin 7.000.000 TL’sinin devir sırasında ipotek sahibi olan …bank T.A.Ş peşin ve nakit olarak ödeneceği, kalan tutar olan 3.000.000 TL’nin ise devir ile birlikte alıcıya ödeneceği hususunda tarafların anlaştıkları görülmüştür.
17/03/2017 tarihli borç tasfiye protokolü incelendiğinde özetle; … … Şirketinin … … Şirketine anapara, faiz ve diğer tüm fer’iler dahil olmak üzere toplamda; 7.728.000 TL borçlu olduğu, borçlunun toplam 7.728.000 TL borcuna karşılık 3.000.000 TL ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiği, alacaklının protokol ile alacağından toplamda 4.728,000 TL indirim yaptığı, toplamda 7.728.000 TL borcun protokol ile tasfiye edildiği hususunda anlaştıkları; protokolde, borçlunun borcunu, … İli … İlçesi … Mah. … pafta … parsel de kayıtlı Fabrika binasının satışı sonucu 7.000.000 TL ipotek bedelinin ödenmesi sonucu, kalan 3.000.000TL bedelin ödenmesi ile gerçekleştirileceği, alacaklının iş bu indirim oran ve miktarını yukarıda yazılı gayrimenkulün satışı sebebiyle kabul etmiş olup, gayrimenkulun satılmaması veya satışdan vazgeçilmesi halinde yapmış olduğu indirim ve bu borç tasfiye protokolü tümüyle geçersiz olacağının yazıldığı anlaşılmaktadır. alacaklının iş bu indirim oran ve miktarını yukarıda yazılı gayrimenkulün satışı sebebiyle kabul etmiş olup, gayrimenkulun satılmaması veya satışdan vazgeçilmesi halinde yapmış olduğu indirim ve bu borç tasfiye protokolü tümüyle geçersiz olacağının yazıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf … … Şirketi ile … … Şirketinin Grup şirketler olduğunu her iki sözleşme ili tarafların alacak ve borçlarının karşılıklı tasfiye edildiğini savunmuşsa da; borç tasfiye protokolü ve gayrimenkul satım sözleşmesinde iddia edildiği gibi bir mahsuplaşmadan bahsedilmemekte, borçlunun alacaklıya ödeme yapmasından bahsedilmektedir. Tarafların ve …’ın ticari defter ve kayıtlarında da mahsuplaşma yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Şayet tarafların bu yönde bir iradeleri olsaydı sözleşmelerde açıkça belirtebilecekleri gibi, ticari defter ve kayıtlarında da açıkça işleyebilirlerdi.
…… Şirketi ile … … Şirketi arasındaki protokolün ve bu protokoldeki borç indiriminin geçerliliğinin Fabrika binasının … … Şirketine satışına bağlandığı anlaşılmakta ise de, sırf bu husus …’nın … … Şirketinden olan alacağının … … Şirketinin alacağına mahsup edildiği sonucunu doğurmayacaktır. Yine protokolde … … Şirketinin 3.000.000,00 TL’ye indirilen borcunu, Fabrika binasının satışı sonucu 7.000.000 TL ipotek bedelinin ödenmesinden sonra, kalan 3.000.000TL bedelin ödenmesi ile gerçekleştirileceği hususundaki anlaşma da mahsuplaşma yapıldığı sonucunu doğurmaz. Fabrika binasının satışı gerçekleştiğinde ipotek bedelinden artan 3.000.000,00 TL satış bedelinin ödenmesinden anlaşılan, … … Şirketinin … Şirketine ödeme yapmasıdır. Bu ifadeden gayrimenkul satış bedelinden bakiye 3.000.000,00 TL’nin tasfiye protokolüne konu 3.000.000,00 TL ile mahsup edileceği sonucu çıkmamaktadır.
… … Şirketi ile … … Şirketi ayrı tüzel kişiliklere sahip iki şirket olup, ayrı ayrı taraf oldukları anlaşmadan bu sonuca varılması borcun nispiliği ilkesine uygun olmayacaktır. Tarafların bu konuda açık iradeleri bulunmadığı gibi, yorumla böyle bir sonuca ulaşmak da mümkün değildir. Alcağın temliki veya borcun üstlenilmesi kurumlarında alacaklının veya borçlunun değişmesi söz konusu olduğundan, yine bir alacağın üçüncü bir kişiye olan borcuna mahsup edileceği iradesi de borcun ve alacağın tasfiyesi sonucunu doğuracağı için, bu iradelerin açıkça ortaya konulması gerekmekte olup her iki sözleşmeden bu sonuca ulaşılamamaktadır.
Dava devam ederken … şirketinin tek sahibi …’ın davalı … şirketinin de hisselerini 19/01/2021 tarihinde devralarak şirketin tek sahibi olduğu anlaşılmakta ise de, sonuç olarak her iki şirketin tüzel kişilikleri ayrı ayrı mevcut olduğu gibi, dava devam ederken bu devir ileri sürülerek davacının alacağının ödendiğinin savunulması her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre inceleneceği ilkesine de uygun düşmemektedir. …’ın sahibi olduğu her iki şirketin davacı şirketle olan ticari ilişkileri kapsamındaki alacak ve borçlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca; davacının icra takibine konu miktarda alacaklı olduğu, davalının Gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan bakiye borcunu dava dışı şirketin davacıdan olan alacağı ile mahsup edildiğine ilişkin savunmasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile icra takibine itirazın iptaline, alacak sözleşme ile belirlenmiş olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile, Büyükçekmece … icra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında yapılan icra takibene davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın % 20 si oranında 600.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 204.930,00 TL karar harcının peşin alınan 36.232,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 168.697,50 TL ‘sinin davalıdan tahsiline,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 117.825,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 36.232,50 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.605,85 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021 12:23

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.