Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/922 E. 2018/923 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/922
KARAR NO : 2018/923

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; 23/08/2018 günü … yönetimindeki … plakalı yolcu taşıyan otobüsün davalı …’in uyuya kaldığını, direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, yolun sağ tarafında bulunan şarampole girdiğini, otobüste yolcu olarak bulunan müvekkili ….’ın ağır bir şekilde yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağı ve Fethiye CBS’nin …. soruşturma sayılı dosyasından davalı …’in tamamen kusurlu olduğunu, ayrıca davalı şoförün kazadan önce yolculara çok yorgun olduğunu, uyumadığını, kendisine ait ehliyetinden de anlaşılacağı üzere diyabet hastası olduğunu bildirdiğini, ayrıca yolculara imzalatılan sözleşmeye aykırı olarak yolculara … marka otobüs tahsis edildiğini, bu otobüsün sürekli arıza verdiğini, yolda kaldığını, bakımsız olduğunu, otobüsün ruhsatında muayene geçerlilik süresinin 21/06/2018 tarihli olduğunu, bunun yolcuları taşıyan bir otobüs için büyük bir ihmal olduğunu, ayrıca otobüste tek şoför bulunup yedek şoför bulunmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile … plakalı araca ve davalıların üzerine kayıtlı olan taşınır, taşınmaz malları ve araçları ile davalıların bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkili lehine şimdilik 1.000 TL maddi tazminat talebinin kabulüne, 20.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davasıdır.
Dava şartları bakımından dosya üzerinden inceleme yapılmış olmakla,
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir. HMK 114.madde uyarınca dava şartları her aşamada resen incelenebileceğinden davacının talebi dosya üzerinden görev hususu yönünden değerlendirilmiş olmakla,
Dava dilekçesi dikkate alındığında somut olayın, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil olduğunda kuşku yoktur. Diğer yandan davalılar ile davacı arasında da haksız fiil ilişkisi söz konusu olup, başkaca bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Gerçek kişiler ile davacı arasındaki dava TTK’dan değil 6098 sayılı TBK yani borçlar yasasındaki 49.madde ve devamında düzenlenen haksız fiilden kaynaklı bir davaya dönüştüğünden bu aşamada da diğer davalılar yönünden de olayın haksız fiil olması TTK’dan değil kaza nedeniyle meydana gelen haksız fiilden kaynaklı olması nedeniyle sigorta şirketi dışındaki diğer kişiler aleyhine artık genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde dava açılabileceğinden HMK’nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut davaya baktığımızda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve bu niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı gibi, davacı ile davalılar arasında doğrudan bir hukuki işlemin bulunmadığı, zararın haksız fiilden kaynaklandığı ve bu niteliği ile eldeki davanın ticari dava niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda iş bu davada HMK 114/1-c maddesi gereğince “mahkemenin görevli olması” dava şartının eksik olduğu ve sonradan da giderilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca iş bu davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde bulunduğu anlaşıldığından davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara hatırlatılmasına,
3-HMK’nın 331.maddesi uyarınca Yargılama harç ve giderlerinin görevli ve yetkili Mahkemece nazara alınmasına
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 02/10/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.