Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/890 E. 2019/337 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/890
KARAR NO : 2019/337

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/11/2010
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkiline ait …. Mah. ….Cad. No: …. Sefaköy Küçükçekmece adresindeki işyerinde 08.06.2010 tarihinde meydana gelen sel nedeniyle kumaşların ve ipliklerin hasar gördüğünü, ayrıca enkaz kaldırma, temizlik ve kurtarma çalışmaları için giderlerimiz hasıl olduğunu, müvekkile ait işyerinin 25.03.2010-25.03.2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … Sigorta tarafından … no.lu tüm işyeri sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçe kapsamında sel hasarlarının da teminat altında olduğunu, sel hasarı derhal davalı sigorta şirketine bildirildiğini ve davalı şirket tarafından hasarın tespiti için … isimli eksperin görevlendirildiğini, eksperlerin, hazırladıkları raporlar sayesinde sigorta şirketlerinin gerçek hasar miktarından daha az bir hasar ödenmesini sağlayarak bu şirketlere kazandırdıkları menfaat üzerinden başarı primi aldıklarını, Küçükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesinin ….D.İş sayılı dosyasında delil tespit davası açarak mevcut kumaş ve iplik zararını tespit ettirdiklerini, sunulan 24.08.2010 tarihli bilirkişi raporu göre toplam kumaş ve iplik hasarının KDV hariç 4.520.711,85TL olarak hesaplandığını ancak işbu tespit dosyasına, davalı şirkete ibraz ettikleri talepnamedeki 100.000,00.TL.’lik enkaz kaldırma, temizlik ve kurtarma giderlerinin dahil edilmediğini, 14.10.2010 tarihli .. Gazetesinin 33. sayfasında verilen ilan ile noter huzurunda, davalının acentesi olan banka şubesine 15.10.2010 tarihinde imza mukabili bilgi verilerek davalının acentesi olan …..bank A.Ş. ….Şubesi’ne ihale gününün imza mukabilinin bildirildiğini, açık arttırma ile hasarlı emtiasını 60.000TL karşılığında üçüncü kişiye satmış bulunduklarını, ödenmeyen ve yapılan delil tespiti neticesinde sel hasarından doğan KDV hariç 4.520.711,85TL’lik iplik ve kumaş zararlarından hasarlı emtianın satışından elde ettikleri 60.000TL nin düşülerek toplamda 4.460.71 l,85TL.(kumaş ve iplik hasarı) + 100.000TL (talepnamelerinde belirtmiş oldukları enkaz kaldırma, temizlik ve kurtarma giderlerimizin) = 4.560.711,85TL nin hasarın ödenmesi, fazlaya ilişkin dava, talep ve haklarının saklı kalmak kaydıyla zararın 4.000.000TL’lik kısmının, hasar tarihinden itibaren değişen oranlardaki en yüksek avans faizi ile ….te tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini belirterek tazminat davası açmıştır.
Davalı vekili, …. Sigorta nezdinde, “işyeri sigorta poliçesi” ile sigortalı bulunan, davalı tarafa ait İkitelli’deki depoda 08.06.2010 tarihinde, depo önünden geçen Ayamama Deresinin taşması ile hasar meydana geldiği bildirilerek müracaatta bulunulduğunu, gerek olay yerinde, gerekse davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme çalışmalarına başlandığını, incelemeler sonucunda uzmanlar tarafından ortaya konulan tespitler; davacının, dava konusu talebinde iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, müvekkil …. Sigorta’dan, poliçenin “yapılması” sürecinde, Ayamama Deresinin hemen kenarında yer alan depoda, “giriş katının” dere ile olan yakın ve riskli konumu sebebiyle özellikle “giriş katta depolama yapmadıklarını” aksine 1. ve 2 katlarda depolama yaptıklarını ve “sel riskini” bu şekilde bertaraf ettiklerini belirttiklerini, “Poliçe düzenlenmesi safhasında” çekilen ekli fotoğraflar “giriş katında” depolama yapılmadığını teyit ettiklerini ve poliçe tanzimi aşamasında, üst katlarda “iplik” olmasına karşılık, “giriş katın” tümüyle boş olduğunun fotoğrafta net olarak görüldüğünü, “Daha önce büyük bir hasarları olmadığını” ve “Derenin kenarındaki deponun giriş katında depolama yapmadıklarını” beyan eden davacı tarafın, geçen yıl (2009 yılı) Eylül ayında meydana gelen büyük sel sebebiyle …. SİGORTA’dan tazminat aldığının belirlenmesinden sonra yapılan araştırmalarda aynı depodan, 2008 yılında …. SİGORTA’dan sel nedeniyle tazminat aldıklarının belirlendiğini, 2008 ve 2009 yıllarında bu depodan sel sebebiyle davacı yanın aldığı toplam tazminat miktarı : 5.796.705.-TL olduğunu, davacı tarafın hasara uğradığını beyan ettiği “kumaş” ve “iplikler” üzerinde …. Sigorta tarafından, inceleme yaptırıldığını “İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ – TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ VE TASARIMI FAKÜLTESİ – TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ” tarafından tanzim edilen “30.07.2010 tarih ve ….. no.lu rapor” ile ve gerekse Ekspertiz görevi ifa eden “….. Ekspertiz Bürosu” ile “…. Ltd. Şti.” tarafından sunulan 25.08.2010 tarih ve…. sayılı raporlarında davacının “4.520.711-TL değer biçtiği” ve “zararı olarak ifade ettiği” giriş katında depolanmış malların aslında :”defolu – eski – demode – kırık – piyasası olmayan – elde kalmış – metraj standardı bulunmayan -varyantsız- sipariş serisi olmayan – seri sonu’ ticari değerleri ve vasıfları son derece düşük malların olduğunu, “İstanbul Teknik Üniversitesi – Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi – Tekstil Mühendisliği Bölümü” Öğretim Üyeleri tarafından olay yerinde, farklı tarihlerde 3 kez inceleme yapıldıktan sonra sunulan 30.07.2010 tarihli raporda “…..incelenen kumaşların büyük bir kısmı demode desenli kumaşlar olduğunu, bir kısmının da eskiden dokunmuş kumaşlar olduğunu, bu kumaşların rayiç değerlerinin günümüz moda kumaşlarından farklı olduğunu, modaya bağlı tekstil sektöründe, moda olma yan kumaşların satışının zor olduğunu, incelenen ipliklerin karışık cins ve renkte iplikler olduğunu, aynı çuval içinde pek çok kalite ve renkli ipliğin ….te bulunduğunu, ipliklerin de farklı yerlerden toplanmış sezon dışı iplikler olduğu kanaatine varıldığını, ikinci kattaki selden etkilenmeyen depoda bulunan regüler ipliklerin, paletler üzerinde düzgün şekilde ambalajlanmış ve dizilmiş olduğu tespit edildiğini, ve bu kattaki iplikler, hasar değerlendirmesine dahil edilmediğini, bu değerlendirmeler kapsamında, binanın giriş katında bulunan mevcut kumaş ve ipliklerin hasar öncesi değerleri ile ilgili yapılan araştırma sonucu rayiç değerlerinin belirtildiğini, aynı raporda yer alan bir diğer tespitte: “….ancak kumaşların çoğunun çok çeşitli desenlerde ve karışık durumda olması, belli bir seri takip etmemesi, her tipe ait miktarların az olması, bu kumaşların son 2 ayda dokunmadığı kanaatini oluşturduğunu, Sigortacılığın temel ilkelerinden olan “tazminatın hesabına” işaret eden T.T.K. 1299.Maddesinin 2.fıkrası: “Tazmini lâzım gelen sigorta bedeli, sigorta olunan menfaatin rizikonun gerçekleştiği zamandaki değerine göre tespit olunur.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkil …. Sigorta, bu konuda yasal haklarını kullanma kararı aldığını ve 5237 sayılı “Türk Ceza Kanununun 158/k Maddesi” ve diğer ilgili yasa maddeleri gereği “Sigorta Bedelini Almak Maksadıyla Nitelikli Dolandırıcılık Suçu” na “tam teşebbüs” fiilinin gerçekleşmesi sebebiyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını beyan etmiştir.
Dava, sigorta hukukundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki davanın daha önce yapılan yargılaması sonunda mahkememizin 31/05/2017 gün ve … E-…. K sayılı kararı ile özetle:”Taraflar arasındaki davanın daha önce yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin verilen 11/09/2013 gün ve …. E-….K sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay …. H.D.sinin 02/06/2015 gün ve … E- …. K sayılı kararı ile özetle:”Davacı vekili, 08.06.2010 tarihinde meydana gelen sel nedeniyle müvekkiline ait işyerindeki kumaşların ve ipliklerin hasar gördüğünü, işyerinin davalı sigorta şirketi tarafından işyeri sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçe kapsamındaki sel hasarının derhal davalı sigorta şirketine bildirildiğini, tespit raporuna göre kumaş ve iplik hasarının KDV hariç 4.520.711,85 TL olduğunu, ayrıca 100.000,00 TL enkaz kaldırma, temizlik ve kurtarma giderleri bulunduğunu, müvekkilinin açık arttırma ile hasarlı emtiayı 60.000 TL’ye sattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000.000,00 TL’nin hasar tarihinden itibaren avans faizi ile ….te tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının poliçe tanzimi sürecinde Ayamama Deresinin hemen kenarında yer alan deponun giriş katının dere ile olan yakın ve riskli konumu sebebiyle özellikle “giriş katta depolama yapmadıklarını” aksine 1. ve 2. katta depolama yaptıklarını ve “sel riskini” bu şekilde bertaraf ettiklerini beyan ettiğini, poliçe düzenlenmesi safhasında çekilen fotoğrafların giriş katında depolama yapılmadığını teyit ettiğini, daha önce büyük bir hasarları olmadığını ve derenin kenarındaki deponun giriş katında depolama yapmadıklarını beyan eden davacının 2009 yılındaki sel sebebiyle … Sigorta’dan, 2008 yılındaki sel nedeniyle …. Sigorta’dan toplam 5.796.705 TL tazminat aldığını, giriş katında depolanmış malların aslında defolu, eski, demode, kırık, piyasası olmayan, elde kalmış, metraj standardı bulunmayan, varyantsız, sipariş serisi olmayan,seri sonu, ticari değerleri ve vasıfları son derece düşük mallar olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, sigortalı davacının hasarın meydana gelmesinden iki gün sonra sigorta şirketine ihbarda bulunduğu, poliçe yapılırken deponun boş olması, sevk irsaliyelerinin bulunmaması, aynı iş yerinde daha önce iki kez meydana gelen sel baskınına rağmen önleyici tedbir almayıp faaliyetine devam eden davacının 3. kez sel baskınına iş yerinin maruz kalması ve işyerini tekrar sigorta ettirerek davalı sigorta şirketinden tazminat talep etmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 1401. maddesinde (6762 sayılı TTK’nun 1263. m) “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” hükmü, aynı kanunun 1435. maddesinde “Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.” hükmü, anılan kanunun 1438. maddesinde de “Bildirilmeyen veya yanlış bildirilen bir hususun ya da olgunun gerçek durumu sigortacı tarafından biliniyorsa, sigortacı beyan yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu ileri sürerek sözleşmeden cayamaz. İspat yükü sigorta ettirene aittir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı …. Ltd. Şti.’ne ait depo davalı sigorta şirketi nezdinde 25.03.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli işyeri sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup, 08.06.2010 tarihinde aşırı yağış sonucunda Ayamama deresinin taşması nedeniyle sigortalı davacıya ait depo su baskınına maruz kalmıştır. Davacı da su baskını nedeniyle emtia, enkaz kaldırma, temizlik ve kurtarma gideri vs. zararlarının tazminini istemektedir.
Mahkemece sigorta poliçesi tanzim edilirken deponun boş olması, aynı iş yerinde iki kez meydana gelen sel baskınına rağmen önleyici tedbir almayıp faaliyetine devam eden davacının iş yerinin 3. kez sel baskınına maruz kalması ve tekrar sigorta poliçesi tanzim ettirerek sigorta şirketinden tazminat talep etmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılması olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, emtia teminatını içeren iş yeri sigorta poliçesinde açıkça “deponun giriş katında depolama yapılmamasına” ilişkin özel bir şart bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketinin davacının bu şekilde beyanda bulunduğu iddiasına bağlı olarak deponun giriş katındaki hasardan sorumlu olmadığını ileri sürmesi doğru bulunmamıştır. Ayrıca poliçe tanzimi sırasında deponun giriş katının boş olmasından dolayı daha sonra giriş katında emtia bulundurulmaması gerektiği yönündeki değerlendirme de isabetli değildir. Her ne kadar daha önceki yıllarda Ayamama deresinin taşması nedeniyle deponun su baskınına maruz kalması söz konusu ise de, Ayamama deresinin aşırı yağmurlar nedeniyle taştığının ulusal basında haber olarak duyurulmasıyla sigortalı deponun bulunduğu mahalde bu rizikonun olduğunun herkes tarafından bilinebilir olmasına ve sigorta şirketinin poliçe tanzimi sırasında basit bir araştırmayla daha önceden gerçekleşen rizikoları tespit edip poliçe tanzim edip etmeme hususunu değerlendirebilecek olmasına göre, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla kurulan sigorta sözleşmesi sırasında bu hususun bilinmediğinin ve saklandığının davalı sigorta şirketi tarafından iddia edilmesi de basiretli bir tacir davranışına uygun bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece depoda meydana gelen rizikonun poliçe teminatı altında olduğu kabul edilerek, davalı sigorta şirketi tarafından hasardan sonra görevlendirilen … Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan rapora göre sigortalı depoda hasarlanan emtia miktarı da tespit edilmiş olmasına göre, davacı ve davalının tüm iddiaları değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar vermek gerekirken yerinde görülmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamış hükmün bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur. Hüküm veren mahkemenin kapatılması nedeniyle HSYK kararlarına uygun olarak dava dosyası mahkememize gelmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılama sürdürülmüştür.
Yargıtay bozma kararına uygun olarak yeni oluşturulan bilirkişi kurulundan zarar miktarına iliştin rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporlarında özetle:” Tarafların iddia ve savunmalarına, önceki bilirkişi raporuna ve Yargıtay bozma kararında sözü edilen davalı sigorta şirketihce görevlendirilen ….. Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan rapor ve tüm dosya kapsamı itibariyle fiili sayım ve tasnif bilgilerinin değerlendirilmesi sonucunda toplam hasar miktarının 2.428.426,32 TL olduğu” bildirilmiştir.

Her ne kadar davacı vekili bilirkişi raporuna karşı tespit edilen zarar miktarının az tespit edildiği, davalı vekili ise zarar miktarının fazla tespit edildiği itirazında bulunmuş iseler de tüm dosya kapsamında alınan önceki bilirkişi raporları ile ….te değerlendirildiğinde taraf vekillerinin itirazlarını haklı gösterecek bilgi ve belgeler sunamadıkları, itirazlarının soyut kaldığı, bilirkişi raporunda zarar miktarını belirleme yöntemi ve gerekçesi dikkate alındığında alınan son bilirkişi raporu kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Hal böyle olunuca, tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, Yargıtay bozma gerekçesine, depoda meydana gelen rizikonun poliçe teminatı altında olduğu kabul edilmesinin zorunlu bulunmasına, davalı sigorta şirketi tarafından hasardan sonra görevlendirilen … Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan raporla sigortalı depoda hasarlanan emtia miktarı da tespit edilmiş olmasına, bu rapora göre alınan son bilirkişi kurulu raporuna ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay ….. H.D.sinin 03/07/2018 gün ve…. E- ….K sayılı kararı ile özetle:”Mahkemece,davanın reddine, karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 02.06.2015 tarih ….E …. K sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, yerel mahkemece bozmaya uygun yapılan yargılama sonucunda;davanın kısmen kabulü ile 2.428.426,32 TL tazminatın 30/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile alacağı temlik alan/davacı …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti de yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecek hususlardandır.
Somut olayda, davacı …..Ltd. Şti. tarafından işyerinde oluşan hasarın davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş, yargılama sırasında davacı Şirketin sigortadan olan doğmuş/doğacak alacaklarının tamamı ve ferileri 1.000.000,00 TL karşılığında ….’a devredilmiş ve buna ilişkin olarak; Zeytinburnu …. Noterliğinin 26/12/2016 t …. yevmiye no.lu “Alacağın Devri Sözleşmesi” ve 28/12/2016 tarihli “Alacağın Devri Sözleşmesi Ek Protokolü” imzalanmış ve yapılan yargılama sonucunda mahkemece, alacağın temliki sözleşmesi uyarınca davacı olarak temlik alan …. hakkında hüküm tesis edilmiştir. Ancak dosya kapsamından, temlik alacaklısı ….’ın 8/11/2017 tarihli noter ihtarı ile temlik sözleşmesini feshettiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, alacağın temliki ile mevcut alacağın alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz olup, mahkemece bu doğrultuda, temlik alan …. hakkında hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, temlik alan tarafından temlik sözleşmesinin feshedildiğine dair noter ihtarı sunulmuş olmakla, mahkemece aktif husumet ehliyeti konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından, alacağını temlik eden …Ltd. Şti. hakkında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyası nezdinde devam eden iflasın ertelenmesi davası bulunduğu anlaşılmış olmakla, söz konusu dosya getirtilerek konunun İİK’nın 194.maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
3-Bozma neden ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma kararından sonra davacıdan temlik alan vekili, temlik sözleşmesinin feshi nedeniyle davada taraf sıfatlarının kalmadığını bildirmiş; temlik eden vekili ise temlik sözleşmesinin feshi nedeniyle davaya davacı sıfatıyla devam ettikleri bildirmiştir. Temlik sözleşmesinin karardan sonra Yargıtay aşamasında taraflarca feshi nedeniyle davacının bozmadan sonra davacı sıfatını tekrar kazandığı kabul edilerek davaya devam edilmiştir. Böylece Yargıtayın ilk bozma gerekçesi ortadan kalkmıştır. Her ne kadar Yargıtay tarafından davacı şirket hakkındaki iflasın ertelenmesi davasının HMK 194. maddesi gereğince değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bozmaya konu kararın verildiği tarih itibariyle bu davada mahkemece iflasa karar verilmediğinden, iflasın ertelenmesi davasının ise İİK 194. maddesinin uygulanmasını gerektirmediğinden bu bozma nedeni yerinde değilse de bozma kararına uyulması kararı verildiğinden bu yönde de inceleme yapılmıştır. Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasında mahkemece 30/01/2019 tarihinde iflasın 6 ay süre ile ertelenmesine karar verildiği tespit edildiğinden, verilen kararın niteliği gereğince İİK 194. maddesinin uygulanmasına imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yargıtay bozma kararında da belirtildiği üzere dosyada mevcut emtia teminatını içeren iş yeri sigorta poliçesinde açıkça “deponun giriş katında depolama yapılmamasına” ilişkin özel bir şart bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketinin davacının bu şekilde beyanda bulunduğu iddiasına bağlı olarak deponun giriş katındaki hasardan sorumlu olmadığını ileri sürmesi doğru bulunmamıştır. Ayrıca poliçe tanzimi sırasında deponun giriş katının boş olmasından dolayı daha sonra giriş katında emtia bulundurulmaması gerektiği yönündeki değerlendirme de isabetli değildir. Her ne kadar daha önceki yıllarda Ayamama deresinin taşması nedeniyle deponun su baskınına maruz kalması söz konusu ise de, Ayamama deresinin aşırı yağmurlar nedeniyle taştığının ulusal basında haber olarak duyurulmasıyla sigortalı deponun bulunduğu mahalde bu rizikonun olduğunun herkes tarafından bilinebilir olmasına ve sigorta şirketinin poliçe tanzimi sırasında basit bir araştırmayla daha önceden gerçekleşen rizikoları tespit edip poliçe tanzim edip etmeme hususunu değerlendirebilecek olmasına göre, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla kurulan sigorta sözleşmesi sırasında bu hususun bilinmediğinin ve saklandığının davalı sigorta şirketi tarafından iddia edilmesi de basiretli bir tacir davranışına uygun bulunmamıştır.
Bu durumda depoda meydana gelen rizikonun poliçe teminatı altında olduğu kabul edilerek, davalı sigorta şirketi tarafından hasardan sonra görevlendirilen …. Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan rapora göre sigortalı depoda hasarlanan emtia miktarı da tespit edilmiş olmasına göre, Yargıtay bozma kararına uygun olarak yeni oluşturulan bilirkişi kurulundan zarar miktarına iliştin rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporlarında özetle:” Tarafların iddia ve savunmalarına, önceki bilirkişi raporuna ve Yargıtay bozma kararında sözü edilen davalı sigorta şirketihce görevlendirilen … Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan rapor ve tüm dosya kapsamı itibariyle fiili sayım ve tasnif bilgilerinin değerlendirilmesi sonucunda toplam hasar miktarının 2.428.426,32 TL olduğu” bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili bilirkişi raporuna karşı tespit edilen zarar miktarının az tespit edildiği, davalı vekili ise zarar miktarının fazla tespit edildiği itirazında bulunmuş iseler de tüm dosya kapsamında alınan önceki bilirkişi raporları ile ….te değerlendirildiğinde taraf vekillerinin itirazlarını haklı gösterecek bilgi ve belgeler sunamadıkları, itirazlarının soyut kaldığı, bilirkişi raporunda zarar miktarını belirleme yöntemi ve gerekçesi dikkate alındığında alınan son bilirkişi raporu kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Hal böyle olunuca, tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, Yargıtay bozma gerekçesine, depoda meydana gelen rizikonun poliçe teminatı altında olduğu kabul edilmesinin zorunlu bulunmasına, davalı sigorta şirketi tarafından hasardan sonra görevlendirilen … Ltd.Şti.’nin hazırlamış olduğu ve dosya içerisinde bulunan raporla sigortalı depoda hasarlanan emtia miktarı da tespit edilmiş olmasına, bu rapora göre alınan son bilirkişi kurulu raporuna ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 2.428.426,32 TL tazminatın 30/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 165.680,87 TL karar harcından daha önce yatırılan 59.400,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 106.280,87 TL ‘nin davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 86.626,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 71.097,21 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvurma harcı ile 59.400,00 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 6.843,75 TL yargılama giderinin ret kabul oranına göre 4.106,10 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 3.200,70 TL yargılama giderinin ret kabul oranına göre 1.280,28 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, hazır taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2019 09:46

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye ….
e-imzalıdır.
Katip ….
e-imzalıdır.

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI DAVALI
43 Tebligat – 427,35 TL 9 Tebligat – 100,00 TL
4 Müzekkere – 47,00 TL 6 Müzekkere – 90,00 TL
Bilirkişi Ücreti – 6.300,00 TL Bilirkişi Ücreti – 3.000,00 TL
Temyiz Gideri – 69,40 TL Temyiz Gideri – 10,70 TL
Toplam = 6.843,75 TL Toplam = 3.200,70 TL