Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/877 E. 2019/939 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/877 Esas
KARAR NO : 2019/939

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2019
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davacı müvekkil ile davalı arasında yapılan ticari mal satışı neticesinde doğan 64.549,09 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, karşı tarafın icra takibine haksız ve soyut iddialarla itiraz ederek icra takibinin durmasına sebep olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, ihtiyati haciz talebinin öncelikle teminatsız olarak Sayın Mahkeme aksi kanaatteyse uygun miktarda teminat ile kabulüne, dava ve takip konusu alacağın likit olmasından bahisle kötü niyetli karşı taraf aleyhine dava ve takip değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı yanın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı 64.549,09 TL alacağına dair iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından düzenlenen ve teslimi yapılan mal ve hizmetlere dayanak faturalara karşılık, müvekkil tarafından ödemeler nakden ve çek ile yapıldığını, ayrıca davacı tarafından fatura düzenlenmesine rağmen teslim edilmeyen emtiaların mevcut olduğunu, buna dair iade edilen faturalar ve müvekkil tarafından avans olarak ödeme yapılmasına rağmen karşılığında teslim edilmeyen malların mevcut olduğunu belirterek, öncelikle davacı yanın ihtiyati haciz talebinin koşullarının oluşmadığından reddine, haksız ve hukuksal mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasında 64.549,09 TL alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu miktardan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bilirkişinin 18/02/2019 havale tarihli raporunda; …………İncelenen davacı yana ait 2014, 2015 ve 2016 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu (TTK Md.64/3), davacı yanın 2014, 2015 ve 2016 ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı yan 2017 yılında davalı şirket ile çalışmaları olmadığını belirterek 2017 yılı ticari defterlerini sunmamıştır. Davacı yanın 2017 yılı ticari defterlerinin sunulnıaması nedeniyle 2017 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğinin bulunmadığı, Davacı yanın incelenen 2014 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketten 57.500,00 TL tutarında çek alındığı ve karşılığında 19.694,20 TL tutarında 1 adet fatura düzenlendiği, yılsonu itibariyle davalı şirketin 37.805,80 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanın incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2014 yılından 37.805,80 TL alacaklı olduğu, 2015 yılında davalı şirkete 99.650,00 tutarında muhtelif çekler verildiği, ve 322.476,30 TL tutarında 3 adet fatura düzenlendiği, karşılığında 103.771,41 tutarında muhtelif çekler alındığı, 104.500,00 TL havale yoluyla tahsilat yapıldığı ve 71.500,00 TL tutarınca binek araç alındığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 104.549,09 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanın incelenen 2016 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2015 yılından 104.549,09 TL borçlu olduğu, 2016 yılında davalı şirkete 15.000,00 TL tutarında 1 adet senet verildiği, karşılığında 30.000,00 TL çek, 25.000,00 TL tutarında senet alındığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 64.549,09 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
İncelenen davalı şirkete ait 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı defterlerinden 2014 ve 2017 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdiki ile 2015 ve 2016 yılı defteri kebir defterlerinin açılış tasdiklerinin yaptırılmamış olması nedenleriyle (TTK Md.64/3), davalı şirketin ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin incelenen 2014 yılı ticari defterlerinde, 2014 yılında davacı yana 90.000,00 TL tutarında çek verildiği, taraflar arasında bundan başka bir işlem bulunmadığı, yılsonu itibariyle davacı yanın 90.000,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde, davacı yanın 2014 yılından 90.000,00 TL borçlu olduğu, 2015 yılında davacı yana 200.021,41 tutarında muhtelif çekler verildiği ve 132.000,00 TL tutarında havale yoluyla ödeme yapıldığı, karşılığında 322.476,30 tutarında 3 adet fatura alındığı, yılsonu itibariyle davacı yanın 39.545,11 TL borçlu olduğu, ancak davalı şirketin ticari defterlerinde davacı yanın 20.10.2015 tarihinde ….bankTan gönderilen (50.000,00 + 10.000,00 TL) havalenin iki kez işlendiği ve bu nedenle davalı şirketin ticari defterlerinde davacı yanın 99.545,11 TL borçlu olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Davalı şirketin incelenen 2016 yılı ticari defterlerinde, davacı yanın 99.545,11 TL borçlu göründüğü, 2016 yılında davacı yana 12.942,48 TL borç kaydedildiği, taraflar arasında bundan başka işlem olmadığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 52.487,59 borçlu olduğu ancak (12. Maddede açıklanan 60.000,00 TL ödemenin iki kez kaydedilmesi nedeniyle) davalı şirketin ticari defterlerinde 112.487,59 TL göründüğü tespit edilmiştir.
Davalı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde, davacı yanın 2016 yılından 112.487,59 TL borçlu göründüğü, 01.01.2017 tarih ve … numaralı yevmiye maddesi ile davacı yanın 112.487,59 TL borç bakiyesi şirket kasasına tahsil edilerek kapatılmıştır. 2017 yılsonu itibariyle davacı yanın borç ya da alacak bakiyesi olmadığı tespit edilmiştir.
Mali açıdan değerlendirme: Tarafların 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, davacı yanın ticari defterlerine göre davalı şirketin 64.549,09 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre ise davacı yanın alacağı olmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki cari hesap farkları aşağıdaki özet tabloda gösterilmiştir. Davacı yanın ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olması, davalı şirket ticari defterlerinin ise sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olmaması, davalı şirket ticari defterleri temel muhasebe İlke ve prensipleri uygun olarak tutulmadığı, bu nedenlerle davalı şirketin takip tarihi itibariyle davacı yana 64.549,09 TL borçtan sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
SONUÇ:
1. İcra ve dava dosyası ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
2. Davacı yanın 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediği,
3. Davalı şirket ticari defterlerinin ise sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, davalı şirket ticari defterlerinin temel muhasebe ilke ve prensipleri uygun olarak tutulmadığı,
4. Davalı şirketin davacı yana takip tarihi itibariyle 64.549,09 TL borçlu olduğu,
5. Davacı yanın takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, açıklanmış, davalı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişinin 26/06/2019 havale tarihli ek raporunda; ……….SONUÇ:
1.Mahkeme tarafından davacı şirkete davalı vekilinin 06.03.2019 havale tarihli dilekçesindeki 2, 4 ve 6 no.lu bentlerinde belirttiği hususlarla ilgili beyanda bulunması için davacı vekiline 2 hafta süre verildiği,
2. Davacı şirket vekilinin bu süre zarfında beyanda bulunmadığı,
3. 2, 4 ve 6 no.lu bentlerde davacı şirketin alacağım ispatlamasına yönelik, ticari defter kayıtlarına göre davalı şirkete teslim edildiğini ileri sürdüğü 99.650,00 TL tutarındaki çek, 15.000,00 TL tutarındaki senet ve 19.694,20 TL tutarındaki faturaya ait sevk irsaliyesinin bulunduğu,
4. Davacı şirket vekilinin bu hususlarda beyanda bulunmaması nedeni ile iddiasını ispatlayamadığı, takip ve dava talebinin yerinde olmadığı, açıklanmış, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda açıklandığı üzere, davalı vekilinin 06/03/2019 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, davacının davalıya 99.650 TL çek teslimi ve davacının davalıya 15.000 TL lik senedi teslim etmediğini, 19.640,20 TL lik faturaya konu emtianın davalıya teslimine ilişkin irsaliyenin sunulmasını talep etmiş, bu hususta davacı vekiline beyanda bulunması için 2 hafta süre verilmiş, davacı vekili beyanda bulunmamış, bilirkişiden alınan ek raporda da davacının davasını ispatlayamadığı açıklandığından subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 7.450,40.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 44,40.-TL karar harcından peşin alınan 779,59.-TL harcın mahsubu ile bakiye 735,19.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. ……, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.