Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/876 E. 2018/1179 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/876
KARAR NO : 2018/1179

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin işletme hakkı sahibi olacağı taşınmazın 10 yıllık kiralama bedelini şirkete ayni sermaye olarak koyacağını bildirerek ayni sermaye değerlerinin tespitini istemiştir.
Dava, ayni sermaye tespiti isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK 127 maddesi ticari şirketlere sermaye olarak konabilecek malvarlğı unsurların neler olduğunu düzenlemiştir. Buna göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça maddede sayılan unsurlar dışında başkaca bir unsurun sermaye olarak kabulü mümkün değildir. Hemen belirtmekte yarar var ki aynı maddenin 2. fıkrası gereğince hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmeyen alacaklar ile üzerinde sınırlı aynı hak, haciz ve tedbir bulunan veya nakten değerlendirilemeyen veya devredilemeyen malvarlığı unsurlarının ticari şirketlere ayni sermeye alarak konması mümkün olmadığı gibi, komandit şirketlerde komanditer olan ortağın kişisel emeğini ve itibarını sermaye olarak koyması da mümkün değildir.
TTK 342. maddesi ise “Üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz veya tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları … malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olarak konamaz.” hükmünü getirmektedir. Yine TTK 343. maddesinde ise ayni sermaye olarak konacak konulan ayınlara şirketin bulunduğu yerdeki ATM tarafından atanacak bilirkişilerce değer takdir edileceği hükmü yer almaktadır.
Davacının talebi gereğince mahallinde keşif yapılmış ve rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporuna davacı vekilince itiraz edilmemiştir.
Gerek TTK’nın sermayenin konusunu düzenleyen 127/1. maddesi gerekse aynı maddenin 2. fıkrasıyla saklı tutulan TTK 307, 342/1 ve 581. maddeleri ile TTK 343,128 ve 462. maddeleri hükümleri gözetildiğinde mülkiyeti davacıya ait bir taşınmazın belirli bir bölümünün 10 yıllık kiralama bedelinin ayni sermaye olarak kabulü mümkün değildir. Zira TTK 127. maddesi vadesi gelmeyen alacakların bile ayni sermaye olarak kabul edilemeyeceğini öngörmüştür.
Somut davada davacı vekili bir kısmı kiralanan taşınmazın kalan bölümünün 10 yıllık kira gelirini davacı belediyeye ait Büyükçekmece…. AŞ.’ne ayni sermaye olarak konacağını bildirerek ayni sermeye değerinin tespitini istemiştir. Her ne kadar aynı taşınmazın bir bölümü dava dışı şirkete aylık 3.000,00 TL ile kiraya verilmiş ise de kira sözleşmesi şahsi alacak doğuran bir sözleşmedir. Kira sözleşmesinden doğan kira alacağının ayni sermaye olarak konması mümkün ise de bunun koşulu vadesi gelmiş ve ödenmemiş olması gerekir. Ancak davacı kiraya verilen bu kısmı dava konusu yapmamış; kalan kısmı dava konusu yapmıştır. Davacı mevcut taşınmazın maliki ise de ancak mülkiyet veya ayni başka bir hakkını ayni sermeye olarak koyabilir. Oysa davacı sadece ileride kiralanması düşünülen taşınmaz için muhtemel 10 yıllık kiralama bedelini ayni sermaye olarak koymayı öngörmektedir. Ortada taşınmazın kime ne miktar aylık kira parası ile kiralandığı belli olmadığı gibi, kiralanıp kiralanmayacağı da belli değildir. Gelecekte doğacak muhtemel kira paralarının bir şirkete ayni sermeye olarak konması hukuken mümkün değildir. Şahsi hak niteliğindeki kiralama bedelinin ayni sermeye olarak konabilmesi için aylık kira paralarının muaccel hale gelmiş ve ödenmemiş olması gerekir. Bu takdirde de ayni sermeye olarak konacak şey kiralama değil, doğan kira alacağının kendisidir.
Hal böyle olunca TTK 127, 128, 307, 342. ve 581. maddeleri gereğince muhtemel kiralama bedelinin muacceliyeti gelmediğinden, ne zaman muaccel olacağı da belli olmadığından ayni sermaye olarak kabulü mümkün bulunmadığı sonucuna varıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ayni sermaye tespit talebinin reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/12/2018 10:59

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …