Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/850 E. 2018/1163 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/850 Esas
KARAR NO : 2018/1163

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2018
Davacı vekili tarafından açılan Tapu İptali ve Tescil davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Küçükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; muris…’in 2016 yılı nisan ayında vefat ettiğini, murisin … Ltd. Şti’deki hisselerini birinci eşinden olma oğlu …’e devrettiğini, ancak bu hisselerin devrinin muvazaalı bir şekilde müvekkilinden mal kaçırma amacıyla yapıldığını, müvekkilinin annesi …’nun murisin nikahsız yaşadığı ikinci eşi olduğunu, müvekkilinin bu evlilikten doğduğunu, nüfus kayıtlarında da müvekkilinin murisin mirasçısı olduğunu, murisin davacıdan mal kaçırmak amacı ile …. şirketindeki %99 hissesini davalıya devrettiğini, murisin Birleşik Krallık ve Kıbrıs vatandaşı olduğunu, herhangi bir maddi sıkıntısı bulunmadığını, parayı ihtiyacı olmadığını, bu olaydan sonra davalının ….hisselerinin 2.000.000-TL’lik kısmını ….ve ….e devrettiğini, davalının bu hisseleri alabilecek maddi imkanı olmadığını, müvekkilinin Küçükçekmece …. ASHM’de mirasçılık belgesinin iptali istemli dava açtığını, Kıbrıs ve Birleşik Krallıktan yazı ceapları beklendiği için dosyanın halen derdest olduğunu, yapılan işlemlerin müvekkiline mirastan mal bırakmama adına mirastan mal kaçırma amacıyla yapılmış muvazaalı bir işlem olduğunu, bu sebeplerle davanın kabulü ile açılan davanın konusuz kalmaması ve ileride telafisi güç zararların doğmaması için iptale tabi hisse devrindeki hisselerin başkalarına devredilmesini önlemek amacı ile şirketteki hisselere ihtiyati tedbir konulmasını, davalıya yapılan hisse devrinin muvazaa nedeniyle iptali ile müvekkilinin hak ettiği oranda adına tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Küçükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacının böyle bir davayı açmaya hakkının olmadığnı, müvekkilinin ve ailesinin davacının, murisin çocuğu olduğu hususunu kabul etmediklerini, murisin ölmeden önce çok uzun zamandan beri prostat kanseri olduğunu, murisin laboratuvar tahlil sonuçlarına göre doktorların murisin hiçbir şekilde çocuğunun olamayacağını belirttiklerini, Küçükçekmece …. Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile babalık için açılan davanın derdest olduğunu, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, mal kaçırmak için öncelikle ortada maddi bir değerin olmadığını, satımın olduğu 31/11/2011 tarihli, ….LTD. ŞTİ.’nin bilançosunun incelendiğinde, şirketin sermayesini kaybettiğini, fiziken iflas ettiğini, muhasebesel olarak ekside olan bir şirketin hisselerinin devrini mirastan mal kaçırmak olarak kabul etmenin mümkün olmadığını, murisin varlıklı bir iş adamı olmadığını, borca batık bir iş adamı olduğunu, müvekkilinin boca batık şirket hisselerini, mirastan mal kaçırmak gayesi ile almadığını, müvekkilin bu borca batık şirketi gençliğinin verdiği enerji ve uzun zamandır bu sektörde çalışmasının sağladığı bilgi donanımına güvenerek muristen devir aldığını, müvekkilin 06/02/2013 tarihine kadar bu şirketin müdürlüğünü yaptığını, tek başına şirketi kurtarmanın mümkün olmadığını gördüğünü ve şirketin hisselerinin %15’ini ….ile %25’ini ….ye sattığını, satış bedellerini de şirkete aktararak bu yeni hissedarların bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak şirketi batmaktan kurtarmaya çalıştığını, hisseleri satmış olduğu kişilerin tecrübeli ve piyasada saygınlığı olan kişiler olduğunu, bu kişilerin şirketi batmaktan kurtarmaya çalıştığını, ortada batmış bir şirketin var olduğunu, bu sebeplerle tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Küçükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas …karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava, davacı tarafça muvazaalı olduğu ileri sürülen limited şirket hisse devrinin iptali ile devreden murise ait payların tereke adına tesciline,murise ödenmeyen şirket gelirlerinin belirlenerek terekeye intikaline karar verilmesine ilişkindir. Davacı müteveffanın devrettiği payları üzerinde miras hakkına dayalı terekeyi ilgilendiren bir istekte bulunmaktadır. (Müteveffanın paylarının ve paylardan elde edilebilecek hakların aslında terekede kalması gerektiğini öne sürmektedir.)Davacı, müteveffanın ölümünden evvel yaptığı hisse devirlerinin muvazaalı olduğunu,bu bağlamda tereke üzerinden miras payının zedelendiğini ileri sürerek hak iddia etmektedir.
Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmaz. Davanın (iddianın) temeli muris muvazaasıdır. Muvazaanın var olup olmadığı yönündeki iddia ve savunmaya ait delillerin tartışılması anlamında davanın konusunu oluşturan hisse senetlerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gereği de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığıdır. Bunu değerlendirme görevi de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.
Dava muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, 4721 sayılı TMK’nun 576.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında görev ilişkinin mevcut olduğu, görevin her aşamada resen gözetileceği, mahkememizin bu tür davalarda görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu Hisse devrinin iptali ve tescil davasının HMK 114/c, 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin görevsizliğine ,
Karar kesinleştiğinde HMK 20 madde gereğince 2 hafta içinde mahkememize başvrulması halinde dosyanın görevli KÜÇÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Ancak mahkememiz kararı istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinde Küçükçekmece 5.Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkması sebebi ile HMK 21 maddesi gereği yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.11/12/2018

Katip …

Hakim …