Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/822 E. 2019/636 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/822
KARAR NO : 2019/636

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 01/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkili şirketin cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı takip dosyası üzerinden davalı şirkete 2.786,07 USD üzerinden icra takibi başlattıklarını ve borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, borçlu şirket de 7 günlük süre içinde borcun 10.693,99 TL’lik kısmını kabul ederek dosyaya borcun bir kısmını ödediğini, kalan bakiye için itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun borcunu kısmen ödediğini, kalan bakiye olan 607,49 USD’yi ödemediğini, borçlu şirketin kısmi itirazının haksız olup reddi gerektiği, mezkur alacağın ticari defter ve kayıtlarda sabit olduğunu, aynı zamanda cari hesap ekstresinde de yapılan ödemeler ve güncel borç bakiyesinin göründüğünü, bu nedenlerle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Müvekkili şirket tarafından taşıma amacıyla davacı şirketten hizmet alındığını, hizmete ilişkin fatura düzenlenerek cari hesapta davacı lehine 10.693,99 TL alacak oluştuğunu, müvekkili tarafından icra takibine ilişkin yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri ile birlikte 12.207,70 TL olarak icra dosyasına ödenerek kapatıldığını, dolayısıyla ödeme ile birlikte cari hesapta davacı şirkete herhangi bir borcun kalmadığını, taraflar arasında hizmet bedelinin USD kuru esas alınarak ödeneceğine dair yazılı bir sözleşme mevcut olmadığını, bu nedenlerle yapılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava itirazın iptali davası olup taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda olduğu hususundan kaynaklanmaktadır.
29/01/2019 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Dava dosyasında sunulu olan deliller, cari hesap, tarafların ticari defterleri ve belgeleri, mübrez tüm evraklar üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmelerde;
Taraflar arasındaki itilaf konusunun davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki dolayısıyla, ticari mal – hizmet satışından kaynaklanan cari hesap alacağının davalıdan tahsil edilmesi için yürüttüğü icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talebinden ibaret olduğu, davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün 17/07/2018 tarih ve ….E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davacının alacağının ferilerini tahsil edememesi neticesinde huzurdaki davanın 05/09/2018 tarihinde ikame edildiği,
Davacı tarafın defter ve belgelerini flash bellekte incelemeye sunduğu, davacı tarafın yerinde inceleme talep ettiği, yerinde incelemeye ibraz edildiği, dava konusu faturaların ve cari hesabın davalı ve davacı defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, tarafların cari hesaplarının birebir örtüştüğü, davacı tarafın düzenlediği faturaların döviz cinsinden, o günkü kur üzerinden TL’ye çevrilerek e-faturaya yansıdığı, tarafların muhasebelerine aynen işlendiği, davalı tarafın işbu faturalara itirazının bulunmadığı,
Davacı tarafın incelenen 2018 yılı defter ve belgelerine göre icra takip tarihi olan; 17/07/2018 tarihi itibari ile davacı tarafın davalı taraftan 10.693,99 TL alacaklı olduğu, işbu alacağın içinde; davacı tarafın 09/04/2017 tarihli faturasının 307.04 Euro, 24/04/2018 tarihli faturalarının ise 1.821,50 USD + 1.605 USD (toplam: 3.426,50 USD olduğu) yapılan ödemelerin de Euro ve USD hesaplara paylaştırıldığında kalan USD bakiyesinin; 2.786,07 USD kaldığı, (Davalı tarafın icra takibi sonrasında yapmış olduğu ödemenin (12.207,70 TL) tamamının cari hesaba yönelik olmadığı, 12.207,70 – 10.693,99 = 1.513,80 TL’sinin faiz ve ferilere mahsup edildiği)
Davacı tarafın takipte alacağa dayanak olan faturalarda belirtildiği üzere cari hesapta alacağı olan 2.786,07 USD alacağının döviz cinsinden takibe koyma seçeneğini kullandığı, takip tarihi (17/07/2018) tarihi itibari ile USD döviz kurunun 1.USD = 4.8525 TL olduğu, (2.786,07 USD X 4.8525 = 13.519,40 TL)
Davacı tarafın, davalı taraf adına düzenlediği faturaların davalı taraf defter ve belgelerinde kayıtlı bulunduğu, davalı tarafın işbu faturalara karşılık ödemelerde bulunduğu, süresinde itirazının bulunmadığı, cari hesabın birebir örtüştüğü,
Her ne kadar davalı tarafın, cari hesap borcunu takipten sonra süresinde ödeyeceği ve 10.693,99 TL kısmını kabul ettiklerini, ayrıca taraflar arasında döviz bazında ödeme yapılacağına dair herhangi bir anlaşmanın mevcut olmadığı yönünde itiraz da bulunmuş ise de, davalı tarafın, yapılan ödemelerin döviz bazında hesaplara aktarıldığını, zamanında yapılmayan ödemelere kur farkı değerlemesi yapıldığını ve bu yönde ödeme yaptığı, itirazının haklı ve yerinde bulunmadığı, bu konuda Y. 19. Hukuk D. 06/11/1996 T. 1996/3157 E. 1996/9571 kararında: Mal satımına ilişkin faturalara yasal süresi içinde itiraz etmeyen alıcı fatura muhteviyatını kabul etmiş sayılır. İtiraza uğramayan faturalarda ödemenin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden yapılacağının belirtilmesi BK’nun 83/son maddesine aykırılık teşkil etmez.” denilmekte olup bu yönde görüş ve kanaat oluşmaktadır.
Sonuç;
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
Tarafların dava konusu döneme ait 2018 hesap yılı defterleri e-defter olup, beratlarının alındığı, envanter defterlerinin açılış noter onaylarının tastikinin yapıldığı, tarafların 2018 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, lehine delil niteliği vasfının takdir ve değerlemesinin mahkemenin takdirinde olduğu,
Takip ve dava konusu faturaların davacı ve davalı şirketlerinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın defter ve belgelerine göre; icra takip tarihi itibariyle davalı taraftan 10.693,99 TL alacaklı bulunduğu, davalı tarafın defter ve belgelerine göre ise icra takip tarihi itibari ile davacı tarafa 10.693,99 TL borcunun bulunduğu, incelenene taraf defter ve belgelerinin birbirini doğruladığı, tarafların BA-BS formlarını süresinde vergi dairelerine beyan ettiği, 30/04/2018 tarihli mutabakat metninde tarafların 3 adet fatura ve 15.344,59 TL üzerinde mutabakatlarının bulunduğu, taraf kayıtlarının birebir örtüştüğü,
Taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme olmadığı ancak uluslararası nakliyelerde fiyatın döviz cinsinden teklif edildiği ve tahsil edildiği, bu nedenle davacı tarafın döviz cinsinden alacağını tahsil isteminin yerinde olduğu, davalı tarafın bu durumu bildiği, fatura ve kapsamına süresi içinde itiraz etmediği, TTK 23/3 maddesine göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayıldığı, dava dosyasına bu yönde bir delil sunmadığı, kayıtlarına aldığı ve itirazının bu nedenle haklı ve yerinde bulunmadığı,
Taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbarnamesi olmadığı, davacının takip talebindeki işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, talebin 13.519,40 TL – 10.693,99 = 2.825,41 TL / 4.8525 = 582 USD’nin faiz ve ferileri ile birlikte ödeme gününde tahsili yönünde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, avans faiz talebinin %9.75 ve değişen oranlarda uygulanabileceği, alacağın likit olduğu, tarafların tazminat talebinin takdir ve değerlemesinin mahkemede bulunduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
29/03/2019 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;
Sayın mahkemeye sunulan 29/01/2019 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüş ve kanaatimde herhangi bir değişiklik oluşmamıştır.
Davacının takip talebindeki: ”Avans faiz talebinin %9.75 oranında” zikredilmesi karşısında; yabancı para borcunda talep edilebilecek olan faizin Kamu Bankalarının döviz cinsine göre bir yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranının uygulanıp uygulanmayacağı yönündeki takdir ve değerlemesinin mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı yanın 2.786,07 USD (1 USD =4.852,5 LT toplam 13.519,40 TL) üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı taraf 10.693,99 TL kısmi ödeme yaparak kısmi itirazı üzerine iş bu dava 607,49 USD üzerinden (dava tarihindeki kur 1USD =6.643,2 TL) süresinde açılmış olmakla ;
Taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu ,tarafların ticari defter ve belgeleri ile BA-BS formaları üzerinde yapılan inceleme neticesinde;
Davacı tarafın uluslararası nakliye ulaşım hizmeti verdiği ,verilen hizmet ile ilgili hesabın kayıtlara EURO/USD cinsinden TL ye çevrilerek muhasebeleştirildiği, taraflar arasında faturaların düzenlenmesinin bu şekilde yapıldığı ve de davalı tarafın itirazının olmadığının evvel kayıtlardan anlaşıldığı,
Tarafların 2018/4 dönem de 3 adet belge ile 15.344,00TL üzerinde mutabakat mektubu imzaladıkları ,sair hesapların da bu belge uyarınca da yapıldığı,dava konusu faturalara ilişkin mal ve hizmetin davalı taraf teslim edildiğine ilişkin itiraz olmamakla uyuşmazlığın yabancı para cinsinden talep edilmesinden kaynaklandığı ,ancak ticari defterlerden anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde süregeldiği,
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere;her ne kadar davalı taraf cari hesaptaki TL bakiyesi üzerinden ödeme yaptığı USD üzerinden yapılan takibe itiraz ettiği görülmüş olmakla birlikte ,davacı tarafından verilen hizmet faturalarının döviz cinsi üzerinden TL ye çevrilerek faturalandırıldığı ve taraflar arasında faturaların USD ve EURO cinsinden düzenlendiği yapılan ödemelerin de ödeme günündeki kur üzerinden döviz hesaplarına aktarıldığı ve de davalı tarafın bu işleyişe itirazının bulunmadığı taraflar arasında teamül oluştuğu,
Taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş herhangi bir borç ihbarnamesi olmadığı, davacının takip talebindeki işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, talebin 13.519,40 TL – 10.693,99 = 2.825,41 TL / 4.8525 = 582 USD’nin faiz ve ferileri ile birlikte ödeme gününde tahsili yönünde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın 582,00 USD üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibe 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca yabancı para borçlarına uygulanacak faiz oranını aşmamak kaydıyla talep gibi avans faizi uygulanmasına,
3-Takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanana asıl alacak 2.824,155 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına davalının mahkum edilmesine,
4-Alınması gereken 192,91 TL karar harcından daha önce yatırılan 68,92 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 123,99 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 169,33 TL TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 110,02-TL ile aşağıda dökümü yapılan 647,25-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 757,27-TL yargılama giderinin kabul (%95,8) red (%4,19) oranına göre hesaplanan 725,46 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya verilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; alacak miktarı temyiz/kesinlik sınırının 4.440,00 TL’nin altında kaldığından HMK 362 maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2019
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır
Davacı Yargılama Giderleri
110,02.-TL İlk masraf
600,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 47,25.-TL Yargılama gideri
757,27.-TL