Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/813 E. 2020/504 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/813 Esas
KARAR NO : 2020/504

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2020
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davalının, vekil eden şirkete yaklaşık 5-6 yıldır karton kutu yaptığını, müvekkil şirketin davalının İşlerinin bozuk olduğu duyumunu aldığını, bu nedenle mal teslim almadan ödeme yapmamaya başladığını, davalıya verilmek üzere tanzim edilmiş ve fakat taahhüdünü yerine getirmesi (malı teslim etmesi) için bekletilen …. Bankası A,Ş, … şubesi muhataplı, …. keşide yerli, 07.06.2018 tarihli, 140.000,00 miktarlı, … lehdarh, …. seri no.Iu … Kağıt San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. keşideli ve yine, … Bankası A.Ş. …. şubesi muhataplı, ….anbul keşide yerli, 07.06,2018 tarihli, 143.200,00 miktarlı, … lehdarlı, …. seri no.lu … Kağıt San. Ve Dış Tic, Ltd. Şti. keşideli iki adet çeki davalının babası … işyerinden çalarak kaçtığını, olaya muttali olan işyeri çalışanı hırsızın arkasından koştuğunu fakat hırsız kendini bekleyen araca binerek kaçmayı başardığım, olayın Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyası ile tahkikatın devam ettiğini, çekleri çalan …. davalının kaşesini kullanarak altına da kendi imzasını atarak (sahtecilik yaparak) çekleri tahsile tevessül ettiğini, fakat muhatap banka savcılığın yazısı nedeniyle ödeme yapmadığını belirterek, mezkur çekler hakkında ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir karan verilmesine, esastan ise davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine, mezkur çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Müvekkilin yurtdışında olduğundan dolayı işlerin idaresi için babası …’a vekalet verdiğini, iş bu vekaletin yetkileri arasında kendisi adına sözleşme tanzim etme, kambiyo senetleri miza etme yetkilerinin de mevcut olduğunu, bugüne kadar davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki tüm sözleşmeler ve davacı tarafından müvekkilime hakkcdişleri karşılığında verilen tüm senet ve çeklerin müvekkilin babası tarafından imza edilmiş olup, müvekkilin bilgisi dahilinde olduğunu, davacı tarafında bu hususu gayet açık ve net bildiğini, öyle kİ bahse konu sözleşmenin ve fesih protokolünün de müvekkilin babası … tarafından imzalandığını, davacı şirketin müvekkile yapması gereken ödemeleri zamanında yapmadığını bu nedenle taraflar arasında husumet doğduğunu, davaya konu çeklerin müvekkil yapmış olduğu işler neticesindeki hakkedişler olduğunu, müvekkilin mallan ve faturaları davacı şirkete teslim ettiğini, işbu faturalara karşılık gelen alacağı çekle ödenecekken, müvekkilin babası …’a eksik bedelli çek teslim edildiğini belirterek, kötü niyetli davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olup, dosyada tüm deliller toplandıktan sonra dosyada mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bilirkişinin 06/08/2019 havale tarihli raporunda; ………İncelenen davacı şirkete ait 2017 ve 2018 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve dönem sonunda yaptırılması gereken yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, davacı şirkete ait ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine vanlmıştır.
İncelencn davalı yana aît 201 â yılı yevmiye, defleri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve dönem sonunda yaptırılması gereken yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin ise süresinden sonra 06.02,2017 tarihinde tasdik yaptırıldığı, davalı yana ait 201S yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, ancak 2017 yılı ticari defterlerinin TTK, Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı kanaatine varılmıştır,
Mali açıdan değerlendirme: Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı yanın 170.923,16 TL borçlu olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde İse davacı şirketin 542.832,57 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında 713.755,73 TL fark bulunmakta olup, bu fark aşağıdaki tablodan listelenen tarafların kayıtlarında yaptıkları hatalardan kaynaklandığı hesaplanmıştır. Taraflar arasındaki cari hesapta en önemli farkı oluşturan husus, davacı şirketin temel muhasebe ilke ve prensiplerine aykın olarak 2018 yılı Şubat ve Mart aylarında kayıtlarına intikal ettirdiği davalı yana ait 571.787,06 TL tutarındaki 5 adet faturayı 2018 yılı Eylül ayında kayıtlarından çıkartmış vc B formlarında düzeltme yapmıştır. Davacı şirket ticari defterlerine kayıt ettiği, vergi beyannameleri ile bildirdiği bu faturalar için iade faturası düzenleyip davalı yana tebliğ etmesi gerekmekte idi. Davacı yanın bu şekilde hareket etmemesi TTK. 23. Madde hükmünde belirtilen süreleri geçirmiş olması olarak değerlendirilmektedir. Davacı şirketin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, davalı yana 471.305,30 TL borçlu olduğu, sonuç vc kanaatine varılmıştır.
Taraf şirketlerin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu,
Davacı şirketin davalı yana 471.305,30 TL borçlu olduğu, bu borç nedeniyle davacı şirketin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, açıklanmış, davacı vekilinin rapora karşı itirazları üzerine bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişinin 27/12/2019 havale tarihli ek raporunda; ……….davacı şirket vekilinin itirazlarının kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek mahiyette görülmediğinden kök raporda herhangi bir değişiklik yapılmadığını, davacı şirketin davalı yana 471.305,30 TL borçlu olduğu, bu borç nedeniyle davacı şirketin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalının 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutultuğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalının 170.923,16 TL borçlu olduğu, davalı ticari defterlerinde ise davacı şirketin 542.832,57 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki 713.755,73 TL farkın davacı şirket tarafından davalı yana ait 571.787,06 TL tutarlı 5 adet faturayı kendi kayıtlarından çıkarıp B formlarında düzeltme yaptığı, ancak bu faturalar için iade faturası düzenlemesi gerektiği, davacı şirketin bunu yapmadığı, dolayısıyla davacı şirketin ticari kayıtlara göre davalıya 471.305,30 TL borçlu olduğu, dosyada davacının malın teslim edilmediğine dair Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurarak faturaların kayıtlarından çıkarılmasına dair bir belge de bulunmadığından davacı davalıya borçlu olduğundan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 28.274,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından peşin alınan 4.836,35.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.781,95.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.