Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/808 E. 2022/798 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/808 Esas
KARAR NO : 2022/798

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/08/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 25.11.2016 tarihli anlaşma gereği, davalı tarafından davacıya ait şantiyeye ilişkin olarak Saha örnekleme ve Analiz Planı (SÖAP) hazırlanması, örnekleme ve analiz çalışmaları yapılması ve-“ saha durum ve risk değerlendirme ön raporu” ve “ saha durum ve risk değerlendirme nihai raporu” tanzim edilmesi işlerinin tahhüdünde bulunduğunu, müvekkili davacı tarafından sözleşme konusu edimlerin yerine getirlmesi konusunda tüm ödemelerin yapıldığını, ancak davalı şirketin tahhüt ettiği yükümlülüklerin yerine getirilmediğini beyan davalının yerine getirmediği işlerle ilgili kısım için davacının ödediği bedelin iadesi için Ankara …. Noterliğinin 21.09.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının ihtarnameyi 27.09.2017 tarihinde tebliğ aldığını, ancak her hangi bir ödeme yapmadığı gibi ihtarnameye cevap da vermediğini bunun üzerine davalı aleyhine Ankara …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının hem borca ve hem de yetkiye itirazda bulunduğunu, dosyanın yetkili icra müdürlüğü olan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası kapsamında ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının borca itiraz ederek takibin durduğunu beyan etmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak, davalının taahhüt ettiği işler karşılığında müvekkili firma tarafından anılan sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca 43.000,00 TL * KDV ödenmesinin taahhüt edildiğini, sözleşmenin 3. Maddesinde ise ödemenin 025” nin teklif onayında, 4425” inin SÖAP tesliminde, *625* inin aanaliz sonuçlarının tesliminde, kalan kısmının saha durum ve risk değerlendirme nihai raporu tesliminde yapılacağının hüküm altına alındığını, davacı tarafından davalıya söz konusu işlerin karşılığı olarak 02.01.2017 tarihli 12.685,00 TL tutarında nakit ödeme yapıldığını ve 08.07.2017 tarihli 25.000,00 TL bedelli çekin davalıya teslim edildiğini, söz konusu çekin davalı tarafından tahsil edildiğini, sözleşmede belirtilen 11 adet iş kaleminden sadece 3 adet iş kaleminin yerine getirildiğini, davalı tarafından yerine getirilen SÖAP raporu hazırlanması, saha keşif projelerndirmelerinin yapılması, saha durum değerlendirme ön raporunun hazırlanması olduğunu bu işler için davalının hak kazanacağı bedelin sadece 9.894,30 TL olduğunu, diğer aldığı tutarın sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğini, davacının davalıya ödediği bedeller ile ilgili olarak davalı tarafından her hangi bir faturanın tanzim edilmediğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 25.11.2016 tarihli anlaşma ile üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının davacıya sunduğu 82 sayfalık ön raporda analiz sonuçları ve nihai rapor oluşturacak yeterlilik bulunduğunu, davacının saha durum ve risk ön değerlendirme raporunu dava dilekçesi ekinde sunmamasının da kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava eksik iş nedeni ile fazladan yapılan ödemenin geri istemi talebine yönelik ;başlatılan icra takibinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine öncelikle Ankara ..İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile takip başlatılmış ,yetki ve borca yapılan itiraz üzere , Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile 27.790,70 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 27.790,70 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davacı taraf ,kendi lerine ait Koyulhisar/Sivas Şantiyesindeki “şüpheli saha” olarak tanımlı sahanın “takip gerektirmeyen saha” “ikinci aşama değerlendirme ya da “temizlenmesi gereken kirlenmiş saha ” olduğunun tespiti için davalı taraf ile anlaştıklarını,-saha örnekleme ve analiz planı,-hazırlanan rapora göre örnekleme ve analiz çalışmaları yapılması,-analiz sonuçlarına göre “saha durum ve risk değerlendirme ön raporu,-saha durum ve risk değerlendirme nihai raporu işlerini yerine getirmeyi taahhüt ettiğini ve de toplam 11 adet iş kaleminden 3 tanesini yerine getirdiğini 02/01/2017 tarihinde 12.685,00 TL 08/07/2017 tarihinde 25.000,00 TL tutarında toplam 43.000,00 TL ödemmiş ise de davalı hak edişinin 9.894,30 TL olduğunu fazladan ödenen bedelin iadesini talep ettiği,
Davalı taraf ise 82 sayfalık ön raporda analiz sonuçları ve nihai rapor oluşturacak yeterlilik bulunmakla edimlerini ifa ettiğini ,davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştr.
Davacının Ankara …. Noterliğinin 21.09.2017 tarihli … yevmiye numarası ile davalıya ihtarname keşide ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında 25/11/2016 tarihli anlaşma olduğu tarafların kabulünde olup iş bu sözleşme doğrultusunda davacı ve davalı edimlerinin ne olduğu davalının sözleşme konusu ücrete hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusu olup,
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır.
07/06/2021 Tarihli SMM Bilirkişi Raporunda;Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde ; Takibe konu olan ve davacı … İŞ ORTAKLIĞI tarafından davalı … SAN. TİC.LTD.ŞTİ. adına yürütülen cari hesap muavin defterinde … numaralı SATICILAR HESABI üzerinden kayıtlara alındığı ve takip tarihi itibariyle davacının bu hesabın bakiyesinin 37.685,00 TL olduğu, Sayın Mahkeme tarafından davacının alacaklı olduğu yönünde bir kanaate varılması durumunda, taraflar arasındaki temerrüdün davalıya 21.09.2017 tarihinde Ankara …. Noterliği tarafından gönderilmiş borç ihtarnamesinin tebellüğ tarihi olması gerektiği kanaati ile rapor düzenlenmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiğinden incelenememiştir.
Davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediğinin tespitine yönelik dosyaya kapsamında yer alan ,projeler , raporlar üzerinde teknik inceleme yapılmasına karar verilmiş;
14/06/2022 Tarihli İnşaat Mühendisi,Makine Mühendisi,Çevre Mühendisi Bilirkişi Heyet Raporunda; Davalının Sözleşmeye göre hazırladığı Ön Rapora İstinaden Kirlenmiş Saha Değerlendirme ve İzleme Komisyonu; Şüpheii Sahayı Fakip Gerektirmeyen Saha olarak tescil etmiş olmakla davalının sonuca ulaştığı, davyalrmın Yapacağı bir işlem kalmadığı, davalı Sözleşmeyi bir bütün olarak ele almış ve ona göre organize olduğu,) Kirlenmiş Sâha Değerlendirme ve kararına rağmen daha Şüpheli Saha işlemi bitmemiş ve Davacının sorumlu olarak sözleşmede yazılı hususlardan veya ilave masraf yapıp yapmadığı, takipçi idare Sivas Çevre İl ve Şehircilik Müdürlüğünün davacıdan konuyla ilgili ilave herhangi bir işlem yapması için bir talepte bulunup bulunmadığında dair dosyada bir bilgi ve belge olmadığı, Davalının bu işlemler için ilave olarak davacıya 82 sayfalık bir rapor verdiğinden söz edilmekle birlikte bu raporun dosyada bulunmadığı, sunulmasına ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğu, Davalının işe bir bütün olarak teklif verdiği ve organize olduğu, ön raporunu ayrıntılı olarak hazırladığı ve Takip Gerektirmeyen Saha raporunu bu nedenle almış olabileceği, Sözleşmelerde esas olan iğin ihale şartlarında tamamlanarak teslim edilmesi olup uygulama sürecinde yaşanan çeşitli zorunluluklardan dolayı iş sözleşmesinde belirtilenden daha düşük bir bedelle tamamlanabileceğinden bu durumun yüklenici açısından çeşitli mağduriyetler oluşturabileceği, Genelde işlerdeki artış ve eksilişin iş devam ederken öngörü üzerine yapılacak mukayeseli bir keşifle anlaşılacağı buna göre tarafların daha iş devam ederken bilgi sahibi olup buna göre hareket ettikleri olguları bir arada değerlendirildiğinde işin bitiminden iki ay gibi bir süre geçtikten sonra işin eksilişinden bahisle karşı taraftan bedel iadesi talep edilmesinin hukuka teamüle ve uygulamaya uygun olup olmadığı hususlarında takdirin Mahkemeye ait olduğu kanaati ile rapor düzenlendiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bedel karşılığı eser sözleşmesi olup uyuşmazlık iş bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında 25/11/2016 tarihli “Koyulhisar/Sivas Şantiyesindeki “şüpheli saha” olarak tanımlı sahanın “takip gerektirmeyen saha” “ikinci aşama değerlendirme ya da “temizlenmesi gereken kirlenmiş saha ” olduğunun tespiti için terditli edimli eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi ,davalı yüklenicidir.
Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder. Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan ve tam iki tarafa borç yükleyen “Eser sözleşmesi’’ ise; sözleşmenin imzalandığı ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 355. maddesinde “istisna akdi” olarak adlandırılmış olup, “İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder” şeklinde ifade edilmiş; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde de, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Taraflara karşılıklı borç yükleyen eser sözleşmelerinde; “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur bulunmaktadır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle; iş sahibi de bu çalışma karşılığında yükleniciye bedel ödemekle yükümlüdür.
Eser sözleşmeleri açısından teslim; yüklenici tarafından, sözleşmenin amacına uygun olarak meydana getirilen ve nesnel ölçüler içerisinde kullanılabilir durumda bulunan sonucun (eserin), ifa zamanında (vâdede-süresinde) iş sahibinin zilyetliğine ve kullanımına sunulması veya varsa zilyetliğe ve kullanılmaya engel hâlin kaldırılmasıdır (Selimoğlu, Y. E. : Eser Sözleşmesi, Ankara 2017, s. 138). Başka bir deyişle eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri, sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hâkimiyetine geçirmesi olarak da tanımlanabilir.
Borçlar Kanunu’nun “Müteahhidin borçları” başlıklı 356. maddesi ile bu maddenin TBK’daki karşılığı olan 471. maddesinde düzenlenen hüküm uyarınca yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Tacir olmanın hükümleri”ni düzenleyen 20/2. maddesine göre yüklenici, basiretli bir tacir, iş adamı ve işinin ehli bir teknik adam gibi davranıp, eser sözleşmesi ilişkisine girerek bir işi üstlenirken ekonomik gücünü, ekipmanını ve uzmanlığını en iyi biçimde değerlendirip, yeterli görmemesi durumunda o işi üstlenmekten kaçınmak zorundadır. Aksi hâlde, bunun sonuçlarına katlanır ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulur.
Yüklenicinin özen ve sadakat borcunun gereği olarak BK’nın 357/3. maddesinde genel ihbar yükümlülüğü düzenlenmiştir. BK’nın 357/3. maddesi ve aynı Kanun’un iş sahibinin sorumluluğunu düzenleyen 361/1. maddesi uyarınca; yüklenici işinin ehli olup bedelin tamamına hak kazanabilmesi için, eseri, sözleşme ve eklerine, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini kanıtlaması zorunludur. Yüklenici eseri teslim etmediği veya sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini kanıtlamadığı sürece iş bedeline hak kazanamaz. Sözleşme ve eklerine aykırı imalat yapılmış olması hâlinde, imalatın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi, yüklenici, iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse doğacak sonuçlardan kurtulamaz.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda karine olarak akdî ilişkinin devam ettiği, yüklenicinin işi bırakmadığı, işyerini terk edip gitmediği sürece gerçekleştirilen iş ve imalatların yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Yüklenicinin işi teslim etmesi ya da eksik olarak bırakıp gitmesi veya sözleşmenin feshinden sonra bu tarihler itibariyle eksik ve kusurlu imalatlar belirlenmiş ise, bunları da karine olarak iş sahibinin giderdiği; teslim, fesih ya da terkten sonra yüklenicinin saptanan eksik ve ayıpları işe devam ederek giderdiği iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre teslim, terk ya da fesih tarihine kadar karine yüklenici lehine olup, aksinin ispatı iş sahibinin yükümlülüğündedir. Teslim, fesih ya da terkten sonra ise karine iş sahibi lehinedir ve bunun aksini ispat külfeti yükleniciye aittir. ( T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2017/15-2331 KARAR N : 2021/739
Dava konusu iş yapım sürecine ilişkin davalı yüklenicinin eseri terk yahut sözleşmeyi fesih ettiğine dair dosyada delil ve de davacı tarafından yapılan bir ihtar olmamakla ,terditli ilk talepleri gibi “takip gerektirmeyen saha “raporunun davacı tarafça alındığı ,sözleşme bedelinin ihtirazi kayıt konulmaksızın davalıya ödendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalının işi teslim ettiğinin ve de karine olarak eksiksiz ve tam teslim ettiğinin kabulü gerekeceği,
Davacı ,davalının sözleşme kapsamında 11 adet iş kaleminden 3 tanesini yerine getirdiğini bu sebeple sözleşmenin kararlaştırılan toplam bedelini hak etmediği savunmuştur.
Sözleşme incelendiğinde davalının edimlerini bir kaç aşamada yerine getirerek sonuçta davacıya ait “şüpheli saha” olarak tanımlı sahanın “takip gerektirmeyen saha” “ikinci aşama değerlendirme ya da “temizlenmesi gereken kirlenmiş saha ” olduğunun tespiti edimini yüklendiği ,davalının parça edimleri tek tek yerine getirmeksizin hazırladığı rapor ile sonuca ,yani sözleşme konusu edimine ulaştığının anlaşıldığı,burada taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davalının ifa ile yükümlü olduğu işin ,eserin, parça parça edimler değil sonuç edim olarak şüpheli saha tanımın istenilen niteliklerdeki saha tanımı olarak tespit işlemi olduğu , davacının iş bu sözleşmeyi yapma amacına ve beklenen menfaate ulaştığı ve de sözleşme bedelini ödediği bu hali ile her iki tarafın da edimlerini yerine getirdiği ve de eksik işten bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davanın ve de İİK 67/2 uyarınca şartları oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
3-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 335,65 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 254,95 TL bakiye harcın davacılara iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen 34,60 TL vekalet harcının davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin e-duruşma ile ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır