Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/788 E. 2018/832 K. 17.08.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/788
KARAR NO : 2018/832

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/08/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında metal hurdası satımı konusunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma gereğince müvekkilinin Türkiye’den temin edeceği hurdayı birden fazla sipariş üzerine davalıya göndermeyi üstlendiğini, davalının bedelin bir kısmını teslimat öncesi ödediğini, bakiyesinin de teslimattan sonra ödenmesi hususunda tarafların anlaştığını, müvekkilinin teslim borcunu yerine getirdiğini, ancak davalının bakiye alacağı değişik zamanlarda teslim edilen hurdaların arasında nitelik farkı olduğunu iddia ederek müvekkilinin alacağından kesinti yaptığını, bunun soncunda müvekkilinden son olarak 85.000,00 Euro alacaklı duruma geçtiğini bildirerek ödenmesini istediği. bir kısım hurdaları teslim almaktan kaçındığını, hurdaların Türkiye’ye geri getirilmesi için gereken evrakı da imzalamadığını, bu nedenle müvekkilinin 11.000,00 Euro depolama ücreti ödemek zorunda kaldığını, zararının artmasını önlemek için davalının talep ettiği ücretin 80.000,00 Euroluk kısmını davalıya transfer ederek ödediğini, bakiye kısım için ise hunda gönderdiğini, müvekkilinin davalıya verdiği hurda karşılığında 181.000,00 Euro alacağı bulunduğunu, buna müvekkilince haksız ödenmek zorunda kalınan 11.000,00 Euro depolama bedeli de eklendiğinde hurda metal satımından bakiye alacağının 191.000,00 Euro olduğunu, şimdilik bunun 10.000,00 Euro ‘luk kısmı için belirsiz alacak davası açtığını, şimdilik 10.000,00 Euro alacağın tahsilini, hükmedilecek alacağın dava tarihi itibariyle devlet bankalarınca Euro ya uygulanan faiz oranı üzerinden faiz işletilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir,
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacının davalıya hurda metal satımından bakiye alacağının 191.000,00 Euro olduğu, ancak şimdilik bunun 10.000,00 Euro ‘luk kısmı için belirsiz alacak davası açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere HMK. 107/1 madde de düzenlenen belirsiz alacak davasının, davanın açıldığı tarihte davacının alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olması halinde ve asgari bir miktar belirtilerek açılması gerekir,
Davacı, dava dilekçesinde alacağının toplam 191.000,00 Euro olduğunu açıkça bildirmiş ve sonra bu alacaktan şimdilik 10.000,00 Euro alacağın tahsilini istemiştir.
Somut olayda HMK 107/1 madde de belirtilen belirsiz alacak davası için alacağın tam olarak belirlenememesi şartının gerçekleşmediği, davacının alacağını tam olarak belirleme imkanına sahip olduğu ve dava dilekçesinde de belirlediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası, alacağın miktarının baştan belirlenemediği durumlarda söz konusu olabilir. Diğer bir değişle alacaklının bu şekilde dava açabilmesi için, davada talep edebileceği miktarı tam ve kesin olarak belirlemesinin mümkün olmaması gerekir. Alacağın tamamı tespit edilebiliyorsa belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yoktur. Bu durumda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
Her ne kadar bu gibi hallerde bir görüşe göre dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün görülerek davacıya dava değerini belirlemesi ve tam dava açarak harcını buna göre ikmal etmesi için HMK.’nın 120. maddesi gereğince davacı tarafa kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği savunulmakta ise de (Bkz. Yargıtay 19. HD.sinin 11/12/2017 gün ve 2016/13916 E- 2017/7878K. sayılı kararı) bu görüşün isabetli sayılması mümkün değildir.
Davacı alacağının tamamını belirleme imkanına sahip bulunduğu halde alacağının sadece bir kısmını dava konusu yapmak istiyor ise belirsiz alacak dava yerine, kısmi dava açması gerekir. Bu hallerde belirsiz alacak davasının, davacının iradesinin aksine, kısmi dava olarak kabul edilmesi de hukuken mümkün bulunmadığı gibi, harç ikmali yaptırmanın ise davacıyı iradesinin aksine bir hakkını kullanmaya zorlamak sonucunu doğuracağından anayasal olarak mümkün değildir. H.K. 30. madde hükmü gözetildiğinde ancak davacının kendi iradesi ile dava konusu yaptığı kısmın gerçek değeri dikkate alınacağından dava konusu yapılmayan kısım için harç ikmali yaptırılmasının HK 30. madde hükmüne de aykırı olacaktır.
Diğer yandan HMK 107. madde gerekçesinde de belirtildiği şekilde alacağın tamamı tespit edilebiliyorsa belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Hukuki yarar ise dava şartı niteliğinde olup davanın açıldığı tarihe göre belirlenir. Hukuki yarar dava şartının diğer bazı dava şartları gibi sonradan giderilmesi de hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 17/08/2018

Katip …

Hakim …