Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/742 E. 2018/1016 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/742
KARAR NO : 2018/1016

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 31/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Şubat 2017 tarihinde … Ayakkabı şirketini kurmak üzere 3 ortak bir araya geldiğini, dava dışı …, …. ve müvekkili … olmak üzere anlaşıldığını, bahse konu kurulacak şirkette tüm ortakların sermaye oranı ve nakde karşılık genel sermaye borçlarının önceden belirlendiğini, müvekkili …’ın ise mevcut kasa föylerinde görüleceği üzere 316,000 TL nakit sermaye koyduğunu, bu anlaşma ve süreç içinde yeni kurulacak şirketin sermayesinin tamamlandığında Mayıs ayı içinde kurulması planlandığını ve mevcut ortaklardan ….’ün eşi ….’e ait davalı borçlu … İnşaat firması üzerinden devam edilmesi konusunda ortak karar alındığını, mevcut toplanan sermayenin belirli bir süre davalı borçlu firma üzerinde toplanmasına karar verildiğini, daha sonra ortaklığın tekrardan yenilenmesi şartları karşılıklı olarak görüşülmüş ise de sonuç alınamadığını ve müvekkili …’ın ortaklıktan ayrılma kararı aldığını, mevcut koyduğu sermayenin iadesini naklen talep ettiğini, müvekkiline iade ödemenin nakit olarak yapılamayacağını, müşterilerden gelen çeklerle yapılacağının beyan edildiğini ve müşteri çeklerinin ciro edilerek müvekkiline verildiğini, sermaye açığı kalan nakten paranın ise yine bahse konu … Ayakkabı şirketinin kurulması aşamasında ortaklık için tutulan dükkanın depozito bedelinden karşılanacağını, 26.000 TL olan depozito bedelinin dükkan sahibinden alınıp müvekkiline iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak kira sözleşmesinin sona erdiği tarih olan 01/03/2018 tarihinden itibaren müvekkiline bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle Bakırköy …. İcra Dairesinin …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu sebeplerle yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Kira sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere sözleşmenin müvekkili şirket ile … arasında akdedildiğini, kira bedelinin de müvekkilince ödendiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan dekontta her ne kadar teslimatı yapan kişinin … olarak gözükmekte ise de bu bedelin müvekkili şirketin adına …. tarafından yatırılması için paranın yatırıldığı tarihte yakın arkadaş olmaları sebebiyle …’a verildiğini, bunun yanında davalı tarafından ödemenin ortaklık kurulmak için kendisi tarafından yatırıldığı iddia edilse de dekontta işlem tarihi 26/12/2016 olarak göründüğünü, davacının iddiasının ise 2017 Şubat ayı’nda ortaklık için görüşmelerin başlamış olduğu yönünde olduğunu, işlem tarihi ile müvekkili şirketin iddiasının birbirini destekler nitelikteyken ortaklık görüşmesine başlamadan kira bedeli ödendiği yönündeki davacının iddiasının çelişki arz ettiğini, takibe ve bu davaya konu olan alacağın hiçbir zaman doğmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
İş bu dava kira sözleşmesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacının gerçek kişi tacir olup olmadığı araştırılmış,Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne ,Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereler uyarınca davacının gerçek kişi tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevlidir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Abonelik sözleşmesinden kaynaklanan her uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay …. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve … E- …. K. sayılı kararı)
Davacı yanın tacir olmadığı, dava konusunun da mutlak ticari davalardan olmadığı ,Bu nedenle dilekçenin görev yönünden reddi ile görevsizlik verilerek mahkememizin görevsizliğine, Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.