Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/717 E. 2019/410 K. 08.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/717
KARAR NO : 2019/410

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/04/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı şirketin havuz ve havuz ekipmanları konusunda yıllardan beri yapılan ve 2013 yılı için 15-17 Ekim tarihlerinde yapılacak olan ……….Fuarı’na katılmak ve stand açmak üzere uzunca bir süre hazırlık yaptıklarını, sadece fuara özgü olarak imalatı yapılan malzemelerin 12.10.2013 tarihinde …….gümrüğünde gümrük işlemleri de bitirilerek hazır edildiğini ve 13.10.2013 tarihinde fuarın stand malzemelerinin…….. Kargo’ya teslim ettiğini, …….’nın sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmediğini, fuara yetiştirilmesi için gönderilen malzemenin kaybolduğunu, fuar ürünlerinin 15.10.2013 tarihinde …….ardiyesinde bulunduğunu, 16.10.2013 tarihindeki uçakla kargonun gönderilebileceğinin belirtildiğini, 10.10.2013 tarihinde ulaşacak kargonun, 17.10.2013 tarihinde akşama doğru gümrükten çekilebileceğinin ve 18.10.2013 tarihinde de fuarın biteceğinden, kargonun gelmesinin bir fayda sağlamayacağından, davalının kargoyu kaybetmesi nedeni ile ürünlerini fuara yetiştirmesinin mümkün olmaması nedeni ile kargonun taşınmaması yönünde talimat verildiğini, fuar ürünlerinin gelmemesi neticesinde zor durumda kalındığını, şirket yetkililerinden ……….’ün eşinin devlet memuru olması nedeni ile vize sorunu olmadığından ondan katalog getirmesinin istendiğine, ancak …………’ün getireceği katalogların da…….. tarafından kaybedildiğini, bu nedenle……..da kendi çabaları ile yeniden katalog bastırdıklarını, davacı şirketin masraf yaparak, ticari bağlantı kurmak amacıyla katıldığı bir fuarın, davalının edimini yerine getirmemesinden dolayı zarara uğramaları neticesinde, davacı şirketin maliki olduğu emtianın kaybedilip, davalı tarafından zamanında teslim edilmemesi ve bagajın kaybolması nedeni ile malların ambarda tutulması davalı yanın kendi kusurundan kaynaklandığı için, “ambar ücreti” adı altında müvekkili şirketten talep edilen bir borcun olmadığının tespitine karar verilmesini, anılan fuara götürülmek maksadıyla davalı şirkete teslim edilen ve hala davalı uhdesinde bulunan malların tarafına teslimini, fuar katılımı için ödenen 4302 Euro’nun, fuar nedeni ile yapılan, konaklama bedeli olan 774 Euro’nun, uçak biletleri bedeli olan 2424,29Euro’nun( ………… gidiş bilet bedeli talep etme hakkı saklı kalmak kaydı ile), ……….’da araç kiralamak için ödenen 388,06 Euro’nun, davalı şirket tarafından kaybedilen katalogların, müvekkili şirket tarafından fuara yetiştirilmek üzere ……….’da tekrardan bastırılması nedeni ile ödenen katalog masrafı olan 1063,35 Euro’nun, manevi tazminat olarak 30.000TL’nin ürünlerin kargoya teslim tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Yetki itirazlarının olduğunu, havayolu ile uluslararası taşımada uğranılan zararın talep edildiğini, Varşova-Lahey/Montreal Konvansiyonu hükümleri ile yine 5866 sayılı kanun ile onaylanarak Varşova sözleşmesi ve protokolüne üstünlük sağlayan 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren Montreal sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini, Montreal Sözleşmesinde belirtilen ihbar süresi içinde ihbarın yapılmadığını, …….dış hatlar ambarında bulunan bekleyen yükün geri almaktan davacının kaçındığını, eşyanın hasarlandığına dair bir belgenin dosyaya davacı yanca sunulmadığını, hasar ve ziyaya ilişkin olarak çalışanlarının kusurunun bulunmadığını, manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını, sorumluluklarının sınırlı olduğunu, taşıma tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Davacının ;
A)Malların ambarda tutulması davalı yanın kendi kusurundan kaynaklandığı için ambar ücreti adı altında bir borcun olmadığının tespiti
B)Anılan fuara götürülmek maksadıyla davalı şirkete teslim edilen ve hala davalı uhdesinde bulunan malların geri teslimi
C)Fuar katılımı için ödenen 4302 EURO
D)Fuar nedeniyle yapılan
1-Konaklama bedeli olan 774 EURO
2-Uçak biletleri bedeli toplamı 2.424,49 EURO
3-Araç kiralamak için ödenen 388,06 EURO
4-Davalı şirket tarafından kaybedilen katalogların fuara yetiştirilmek üzere Barselona’da tekrardan bastırılması nedeni ile 1063,35 EURO
E)30.000,00 TL manevi tazminat
Talepleri ile yapılan yargılama sonucunda ;
Mahkemizin ……….. Esas……….Karar sayılı verilen karar İstanbul BAM ……….H.D’nin 11/07/2018 tarih …….. Esas…….. Karar sayılı ilamıyla ;”
Dava dilekçesinde ;Mahkemece hüküm altına alınan talepler dışında malların ambarda tutulması nedeniyle “ambar ücreti adı altında müvekkili şirketten ücret talep edilemeyeceğini belirterek 13.500-TL tutarındaki “ambar Ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve fuara götürülmek üzere davalı şirkete teslim edilen davalı uhdesinde bulunan malların tesliminide talep etmiştir. Hüküm de bilirkişi tarafından hesaplanan 8.716,96 euro maddi tazminata hükmedildiği halde dava dilekçesinin içeriğinde dava dilekçesinin sonuç talep kısmının b) bendinde …….de tutulan malzemenin iadesine karar verilmesini talep ettiği ve euro kalem taleplerin toplamının 9.561,7 euro olup maddi tazminat isteminin kabulune 8.716,96 euro maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de fazla istemin reddi veya kabulü hususunda bir hüküm verilmemiştir. Malların teslimi ile ilgili talebin harca esas değerinin 610 euro olduğu ve harçlandırıldığı dilekçe de açıkça yazılıdır.
Diğer kalem istek ise ; davalının kusuru ile kaybolan mallardan istenilen 13.500-TL lik “ambar ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin bir talebi daha bulunup bu talep menfi tesbit davası niteliğinde olduğu ve maddi tazminat talepleri içerisinde harçlandırılmadığı anlaşılmaktadır.Bu talep hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davası nisbi harca tabi bir dava olduğundan mahkemece, harcın ödenip ödenmediğinin resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir.HKnun 30. maddesinde belirtildiği üzere; yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunur. Takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Anılan Kanun’un 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmayacağından eksik harcın tamamlattırılması, bu eksikliğin tamamlanmaması halinde ise HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
HMK 297. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu” yazılıdır.Taleplerden herhangibiri karara bağlanmadığında istinaf incelemesi yapılacak bir hüküm verilmemiş olduğundan hüküm tamamlanmak üzere esasın incelenmeden kaldırılmasını gerektirmektedir.
Anlatılanlara göre davacı tarafın 13.500-TL tutarındaki “ambar ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli talebe ilişkin harç tamamlatılarak, davalı elinde bulunan fuar malzemelerinin teslimi harçlandırılarak talep edildiği halde bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi HMK 297. maddesi hükmüne aykırı hüküm vermek ” olup diğer dava şartalarına aykırılık ” nedeniyle hükmün kaldırılmasına karara bağlanmayan konularda hüküm verilmek üzere hükmün kaldırılmasına ,bu aşamada sair istinaf nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına hükmün kaldırılmasına neden olan eksiklikler giderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle ;…” mahkememizin yukarıda belirtilen esas sayılı sırasına kayıt edilmiştir.

Yeniden yapılan yargılama uyarınca eksik harç ikmal edilmiş ve dosyadaki bilirkişi raporu doğrultusunda;

Dava uluslararası hava taşımacılığı sebebiyle davacının uğradığı zarar sebebiyle açılmış alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 11.10.2014 tarihinde düzenlenen air waybill( hava konşimentosu), davacının sunduğu Fuar katılımı için ödenen ücret, Fuar nedeni ile yapılan, konaklama bedeli ücreti Uçak biletleri bedeli araç kiralamak için ödenen ücret tekrardan bastırılması nedeni ile ödenen katalog masraflarına belgeler ,Antalya ……….Noterliğininn ihtarnamesi, Taraflar arasındaki mail yazışmaları ve davalının sunduğu Gümrük idaresi ve taşımaya dair kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm delillerle birlikte çözümü özel teknik bilgi gerektirdiğinden dosya üç kez farklı bilirkişi ve heyetine gönderilerek rapor düzenlemeleri istenmiş ve bilirkişi raporlarında özetle,
15.12.2016 tarihli Bilirkişi heyet raporunda ve 29.04.2016 tarihli ikinci Bilirkişi heyet raporunda;

Takdiri tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma ve ibraz edilen deliller doğrultusunda, tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda;
Malların davalı yanca teslim alındığı ve uçuş tarihinin 13.10.2013 olarak belirlendiği, malların davalı yanca kaybedilmesi nedeni ile 13.10.2013 tarihli uçuşa yetişmediği ve bu nedenle de davalı yanın kusurlu olduğu,
-Mallar fuar zamanına yetişemeyeceğinden davacının maddi zararlarını isteyebileceği;
-Fuar katılımı için ödenen 4302 Euro,
-Fuar nedeni ile yapılan, konaklama bedelLolan 774 Euro,
-Uçak biletleri bedeli olan 2.189,51 Euro,
-Barcelona’da araç kiralamak için ödenen 388,06 Euro,
-Davalı şirket tarafından kaybedilen katalogların Barselona’da tekrardan bastırılması nedeni ile ödenen katalog masrafı 1063,35 Euro,
Toplam 8.716,92 Euro ‘dan sorumlu olacağı yönünde rapor düzenlemişler.
En son tarihli 17.04.2016 tarihli taşıma konusunda uzman bilirkişi raporunda da
Davalının pervasızca hareketlerinden dolayı davacının, önceki bilirkişi raporunda belirtilen 8.716,92 Euro fuar masraflarım talep etme hakkının bulunduğu. Davalı tarafça ister Montreal sözleşmesi ve isterse diğer kanunlar uygulanmış olsun, bu kanunlara göre fuarda sergilenecek eşyayı varış yerine götürme ve eşyayı güvenli bir şekilde taşıyarak sağlam ve hasarsız olarak gönderilene (alıcısına) teslim etme mükellefiyeti varken, eşyayı alıcısına teslim etmesi gerekirken, tamamıyla kendi hatasından kaynaklanan ve üst üste gelen sebeplerle eşyayı zamanında taşımayarak ve alıcısına/davacıya teslim etmeyerek olayda 1.derecede kusurlu bulunduğu, hava taşımacılığı konusu olup Montreal sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak, taşıyanın sorumluluklarının sınırlandırıldığı sözleşmenin 22,maddesinde; taşıtanın taşıtmış olduğu yüke ait varış yerindeki faydasını bildirmesine müteakip hem sınırı aşan bir talepte bulunabileceği gibi ayrıca taşıyanında sorumluluklarının sınırsız olabileceği de söz konusu olup, taşımanın gerçekleştirilmediği düşünüldüğünde; konunun Montreal sözleşmesi ve kanunlarımız çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere uyuşmazlık davaya konu emtianın davacının katıldığı fuar yerine teslim edilmemesi ve kaybolmasından dolayı davalı taşıyıcının sorumlu olup olmadığı sorumlu ise bunun sınırlı sınırsız mı olduğu davacının fuara katılamaması sebebiyle oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmayacağı noktalarındadır.
Davalının öncelikle ihbar süresi itirazı yönünden yapılan incelemede eşya taşınmadığından taşıma gerçekleştirilmediğinden ve herhangi bir hasar söz konusu olmadığından buradaki 14 günlük ihbar süresinden bahsedilemeyeceğinden bu itiraz yerinde görülememiştir.
Davalının, davacının zaman aşma süresini Montreal sözleşmesinin 31.maddesi gereği geçtiğini iddia etse de, zaman aşımı 2 yıl olduğu için dava tarihi itibariyle itiraz yerinde görülmemişitr.
Davacı hava taşıma senedinde ve e-mail yazışmalarında…….. yetkililerine ürününün fuarda sergileneceğini bildirmekle ürününün kıymetli olduğunu deklare etmiş sayılır. Davalının bu itirazı da yerinde değildir.
Tüm dosya kapsamına göre davalıya teslim edilen mallar Davalı tarafça ister Montreal sözleşmesi ve isterse diğer kanunlar uygulanmış olsun, bu kanunlara göre fuarda sergilenecek eşyayı varış yerine götürme ve eşyayı güvenli bir şekilde taşıyarak sağlam ve hasarsız olarak gönderilene (alıcısına) teslim etme mükellefiyeti varken, eşyayı alıcısına teslim etmesi gerekirken bu hizmeti yerine getirmeyerek ağır derecede kusurlu bulunmuş buna göre Davalı havayolu işletmesinin; 1110.2013 tarihinde düzenlediği Hava Yük Senedi ile Kargoyu Taşıyıcı sıfatıyla Taşıma sürecine aldığı, Söz konusu taşıma senedinde açıkça taahhüt uçuş-seferde yükün özensiz elleçleme ve yükleme sürecinin özensiz yürütümünden kaynaklı taşımanın gerçekleştirilemediği anlaşılmıştır. Taşımanın hiç başlamaması ve başlatılmasının 15.10.2013 tarihinden sonraya kalması sebebiyle, artık taşıma sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği, bu imkansızlığın davalı kusurundan kaynaklandığı anlaşılmış olup dosya kapsamında davalı havayolu şirketi taşıma surecini hiç başlamadığı için söz konusu olaya Motreal Konvansiyonu değil; 6038 sayılı Türk Borçlar Kanunu genel kusurlu imkansızlık hükümleri uygulanması gerekmektedir. Nitekim YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESas No: 2013/7451 Karar No: 2014/14176 sayılı emsal içtihadında da ”… Varşova Konvansiyonu’nun 19. maddesinde, havayolu taşıyıcısının, taşımadaki gecikmeden sorumlu olduğu düzenlenmekle birlikte somut olayda olduğu gibi taşıma ediminin hiç ifa edilmemesi haline, anılan Konvansiyon’da yer verilmediği gibi bu hususta Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda da bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Borcun ifa edilmemesinin sonuçları zaman itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nun 96. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup anılan 96. madde uyarınca, alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifade edemediği takdirde borçlu kusursuz olduğunu ispat etmedikçe bundan doğan zararlardan sorumludur…” yönündeki emsal kararı gibi davya konu işbu dosyada olaya Artık taşıyıcı ifanın imkansızlaşmasından 6098 sayılı TBK m.112 gereği sorumluluk altındadır. Bu sorumluluk kusur sorumluluğu olup; davalı yan kusursuzluğunu ispatlayamamış olup davacının söz konusu fuara katılamamasından kaynaklı zararı olan ve dosyaya sunulan kayıtlara ve bilirkişi tespitlerine göre kayıtlara göre konakalma uçak bileti katalog bastırma araç kiralama gibi bu tür zararlardan sorumlu olduğundan maddi zarar kalemleri bakımından anılana gerekçelerle davalının taşıma işini hiç ifa etmemesinden kendiinden kaynaklı kusuru sebebiyle davacının zararına sebep olduğu gözetilerek maddi tazminat talebi yerinde görülerek bu kısım yönünden;
Davacının fuar katılım için ödenen 4.302 Euro, konaklama bedeli 774 Euro, uçak bileti bedelinin kısmi kabulü ile 2.189,51 Euro, araç kiralama bedeli 388,06 Euro, yeniden bastırılan kataloglar için ödenen 1.063,35 Euro toplamı 8.716,92 Euro’nun dava tarihinden itibaren Euro kuruna uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemlerin reddine dair ; davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine davalının kusurlu olduğu anlaşılmakla ;Davacı yanın ambar ücreti adı altında bir borcu olmadığının tespitine,Dava konusu ve davalı şirkete teslim edilen malların davacı yana iadesine, karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Ayrıca konuyu düzenleyen TMK.nun 24. maddesi “Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır.” Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Davaya konu olayda davacı tüzel kişi tacir olup taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi zarar olduğu sabit olup şirketin manevi varlığına ve ya bütünlüğüne yönelik bir saldırı söz konusu değildir. Bu durumda manevi tazminatın yasal şartları oluşmadığından bu talebin reddine ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
a-Davacı yanın ambar ücreti adı altında bir borcu olmadığının tespitine,
b-Dava konusu ve davalı şirkete teslim edilen malların davacı yana iadesine,
c-Davacının fuar katılım için ödenen 4.302 Euro, konaklama bedeli 774 Euro, uçak bileti bedelinin kısmi kabulü ile 2.189,51 Euro, araç kiralama bedeli 388,06 Euro, yeniden bastırılan kataloglar için ödenen 1.063,35 Euro toplamı 8.716,92 Euro’nun dava tarihinden itibaren Euro kuruna uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
-Alınması gereken 1.690,96 TL karar harcından daha önce yatırılan 974,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.970,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.304,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 974,45 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.969,64 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre Davacı tarafından yapılan 2.254,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2019

Katip .
e-imzalıdır

…….