Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/681 E. 2018/1098 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/681
KARAR NO : 2018/1098

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 19/12/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantında müvekkili davacı …’ın şirket yönetim kurulu başkanlığına üç yıl için seçildiğini, bu olağan genel kurul kararının tescili için İTSM’ye başvurduklarını, İTSM’ce şirket ortağı … hakkında İstanbul C. Başsavcılığınca tedbir kararı nedeniyle tescil yapılamayacağı cevabının verildiğini, İstanbul C. Başsavcılığınca tescilde sakınca olmadığı bildirildiği halde bu kez de KHK gereğince bu kişinin genel kurula katılamayacağından genel kurul kararının geçerli olmadığı gerekçesiyle tescil taleplerinin ret edildiğini, şirketin organsız kaldığını, şirketin önemli işlerinin aksadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir ile müvekkili ….’ın TMK 427/4. maddesi gereğince yönetici kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacı …’ın şirkete kayyım atanmasına muvafakat ettiklerini bildirmiştir.
Dava, Anonim Şirkete TMK 477/4. maddesi gereğince kayyım atanması talebine ilişkindir.
Davalı şirketin merkez adresine göre mahkememizin yetkili ve görevli olduğu saptanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacıların ve davalı …’in davalı şirketin ortakları bulunduğu; davalı şirketin 19/12/2016 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yaptığı ve bu toplantıda davacı ortak ….’ın üç yıl süre ile şirket müdürlüğüne seçildiği, bu olağan genel kurul kararının tescili için İTSM’ye başvurulduğu, İTSM’ce şirket ortağı … hakkında İstanbul C. Başsavcılığınca verilen tedbir kararı nedeniyle tescil yapılamayacağının bildirildiği, İstanbul C. Başsavcılığınca tescilde sakınca olmadığı bildirildiği halde bu kez de KHK gereğince bu kişinin genel kurula katılamayacağından genel kurul kararının geçerli olmadığı gerekçesiyle tescil taleplerinin ret edildiği, davacıların da şirketin organsız kaldığı gerekçesiyle ortakları oldukları AŞ’ye kayyım atanması için iş bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; olağanüstü hal uygulaması nedeniyle çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle getirilen düzenlemeler ve bu husustaki genelgeler dikkate alındığında;
FETÖ/PDY soruşturma veya kovuşturmaları kapsamında şirketteki paylarına el konulan ve kayyım atanan ortakların genel kurul toplantılarında oy hakkı bulunmayacağı, ortağın hisselerini temsilen, atanan kayyımın oy hakkı olacağı, kayyımın katılmadığı genel kurul toplantılarında alınan kararlara ilişkin tescil taleplerinin yerine getirilmeyeceği, yine şirketteki paylarına el konulan ortak, el konulan paylarından doğan haklarını kendisi veya yetkilendireceği şahıs aracılığıyla kullanamayacağı, paylarını idare etmek üzere henüz kayyım atanmayan ortağın katılımı ile alınmış genel kurul kararlarının tescil taleplerin de karşılanmayacağı; yine soruşturma veya kovuşturma kapsamında ortakları tutuklu bulunan, ancak şirket veya ortakları hakkında herhangi bir tedbir kararı bulunmayan şirketlerin Ticaret Kanunu’na uygun talepleri karşılanmasına engel hal bulunmadığı; Ortaklık payı hakkında tedbir uygulanan ve şirket yöneticisi konumunda bulunan ortağın, yönetim organında görev yapmasına engel bir hal bulunmadığı, o nedenle şirket yöneticisinin yetkilerini kısıtlayan veya kaldıran bir tedbir kararı bulunmadıkça, şirketin Ticaret Kanunu’na uygun talepleri karşılanmasına engel bir halin söz konusu olmadığı saptanmıştır.
Somut olayda şirketin 19/12/2016 tarihinde olağan genel kurul toplantısında alınan kararlarının tescil talebi İTSM ‘ce az yukarıda belirtilen gerekçe ile yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından bu genel kurul kararının tescili için KHK engeli bulunmadığı ve İTSM ‘nin tescil kararının reddi kararının doğru olmadığı anlaşılmakta ise de TTK 34. maddesi gereğince bir itiraz davası açılmadığından bu yön açıklanmakla yetinilmiştir.
Diğer yandan TMK 427/4. maddesine göre bir şirkete kayyım atanabilmesi için şirketin organsız kalması ve bu eksikliğin başka bir yolla giderilmesine de imkan olmaması gerekir. Bu nedenle somut olayda şirketin organsız kalıp kalmadığı, kalmış ise bu organ eksikliğinin başka bir yolla giderilmesinin mümkün olup olmadığı üzerinde durulması gerekir. Bir an şirketin organsız kaldığı kabul edilse bile gerek KHK hükümleri gerekse TTK’daki düzenlemeler dikkate alındığında bu organ eksikliğinin giderilme imkanı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bir an davalı ortağın genel kurul toplantısına katılma ve oy kullanma hakkı bulunmadığı kabul edilse bile TTK 410 vd maddeler gereğince diğer ortakların katılımı ile şirket genel kurul toplantısı yapılma ve karar alma imkanı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle TTK’daki bu imkanlar kullanılmadan şirketin organsız kaldığı ve bu durumun da başka bir yolla giderilmesinin mümkün bulunmadığı söylenemez.
Diğer yandan şirkete kayyım atanması isteği ile açılan davalarda şirket ortağına husumet yöneltilmesi hukuken mümkün bulunmadığından davalı ortak hakkındaki dava bu nedenle ret edilmemiştir.
Hal böyle olunca somut olayda kayyım atanması koşulları bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … hakkındaki davanın usulden reddine,
2-Davalı şirket hakkındaki davanın reddine,
3-Alınması gereken 35,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/11/2018 10:32

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …