Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/670 E. 2020/620 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/670 Esas
KARAR NO : 2020/620 Karar

DAVA : Tespit, Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2020

BİRLEŞEN DOSYA BAKIRKÖY 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1018Esas
KARAR NO : 2020/1008 Karar

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ½ hissedarı iken bu hissesini dava dışı …’a devrettiğini, devirden dolayı şirketin tek hissedarının … olduğunu, ancak …’ın hisse devrini ticaret sicil ilanı için gerekli işlemleri yapmaktan imtina ettiğini, kendisinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin şirket ile herhangi bir bağı olmamasına rağmen ortak olarak gözüktüğünü, bu durumun kamu kurumlarına ve 3.kişilere karşı sorumluluk doğurmaması için davacının davalı şirket nezdindeki hisselerinin devredildiğinin tespitini ve devrin ticaret siciline tescilini ve ilanını talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası üzerinde birleştirilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin…… esas …… karar sayılı dosyasında Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ½ hissedarı iken bu hissesini dava dışı …’a devrettiğini, devirden dolayı şirketin tek hissedarının … olduğunu, ancak …’ın hisse devrini ticaret sicil ilanı için gerekli işlemleri yapmaktan imtina ettiğini, kendisinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin şirket ile herhangi bir bağı olmamasına rağmen ortak olarak gözüktüğünü, bu durumun kamu kurumlarına ve 3.kişilere karşı sorumluluk doğurmaması için davacının davalı şirket nezdindeki hisselerinin devredildiğinin tespitini ve devrin ticaret siciline tescilini ve ilanını talep etmiş olup, dava dışı …’a karşı Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davanında belirtilen dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Her iki davalı yönünden de pay devri sözleşmesi genel kurul tarafından onaylanmamış olup pay defterine işlenmemekle davalım ………. yönünden husumetten red ,davalı şirket yönünden ise esastan reddini talep etmişlerdir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

İş bu davanın şirket hisse devrinin tespiti ve tescili istemli olduğu ,davacının davalı … ‘ a ……. Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti nin 1/2 hissesini Zeytinburnu …… noterliğinin 11/05/2016 tarihli …… yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile devrettiğinin tespiti ,devrin ticaret siciline tescilini ve ilanına talepli açtığı iş bu dava uyarınca ,
Mahkememiz’in …… Esas …… K sayılı ilamı ile pasif husumet yokluğu sebebi ile anılan dava reddedilmiş söz konusu ilam İstanbul bölge adliye Mahkemesi’nin …. Esas ….. Karar sayılı ilamı ile

Sonuç olarak dava; pay devralana karşı doğru olarak yöneltilmiş olup ;kayıt ve tescil istemleri nedeniyle şirketin de taraf olması gerekmektedir.Her ne kadar davadışı şirket davaya sonradan dahil edilemez ise de şirket hakkında açılacak davanın bu dava ile birleştirilmesi mümkün olduğu ,husumetin eksik yöneltilmesi bu şekilde giderilebilecek iken davanın reddine gerekçe yapıldığı anlaşılmaktadır. Hüküm dava şartları gözetilmeksizin verildiği anlaşılmakla HMK hükümleri gereği dava açıldıktan sonra yapılacak usul işlemleri tamamlanarak ,davacının şirkete karşı da dava açması sağlanıp dosyaların birleştirilmesi temin edildikten sonra, tarafların delilleri değerlendirilmek suretiyle pay devrinin usulunce yapılıp yapılmadığı belirlenerek davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacının aynı mahkemenin farklı dosyalarında açılan ve görülen davalarda ilkinde şirkete karşı açılan davanın , ikincisinde de; istinafa konu karar açısından davanın ortağına karşı açılamayacağı gerekçeleri de reddedilmiş olması karşısında istinaf yoluna başvurulan karar HMK’nın 353/1-a-4 kapsamında diğer dava şartlarına aykırılık kapsamında değerlendirilmiş, dosyanın belirtilen şekilde görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile bozulmakla yukarıdaki esası almış olup;

Bakırköy ……. ATM…… Esas……. Karar sayılı dosyası ile davacının ,
……. Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti aleyhine açtığı aynı istemlere havi dava iş bu dava ile birleştirilmekle;
Davacı taraf talep ıslah dilekçesi ile öncelikli talepleri hakkında devre onay verilmediği gerekçesi ile talepleri kabul edilmez ise ;TTK 638/2 ve TTK 595/5 maddeleri uyarınca haklı sebeplerle devre onay verilmediği için şirket ortaklığından çıkma taleplerinin kabul edilerek tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiş olup,
Davacının davalı … ‘ a ……. Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti nin 1/2 hissesini Zeytinburnu …… noterliğinin 11/05/2016 tarihli …… yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi 5.000,00 TL bedel karşılığında devrettiğinin ilgili noter evrakından anlaşıldığı ,
YARGITAY ….. Hukuk Dairesi ESAS NO: …. KARAR NO: ……. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği gibi Dava, limited şirket hisse devri nedeniyle ortaklığın tespiti ve hisse devrinin pay defterine işlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davada husumetin hisseleri devralındığı ileri sürülen limited şirkete yöneltilmesi gerekir. Bu nedenlerle, şirket ortaklarına husumet yöneltilmesi doğru olmadığından davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerekirken mahkemece bu husus göz ardı edilerek davanın esasına girilerek davanın reddi doğru değilse de, HMK’nın geçiçi 3. maddesi delaletiyle uygulanması gereken mülga HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca sonucu itibariyle doğru bulunan ret kararının onanması gerekmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca davalı …’ a karşı iş bu davanın pasif husumetten reddi ile ;

Birleştirilen dosya üzerinden davalı şirket aleyhine açılan davanın ise ;

“Somut olayda devrin, imzası noterce tasdik edilmiş yazılı sözleşme ile yapıldığı anlaşılmakta ise de, sermaye ile sayısal olarak ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat edip etmediği, karar defteri dosyada bulunmadığından tespit edilememektedir. Mahkemece, noter devir sözleşmesinin arka sayfasındaki noter tespitinde, karar defterinde muvafakate ilişkin kararın varlığının belirtilmesi esas alınmış ise de, pay ve paydaş çoğunluğunun bulunup bulunmadığı denetlenememektedir. Diğer yandan, ortakların dörtte üçünün devre muvafakati ve pay defterine kayıt işlemleri ancak devreden ortaklar tarafından gerçekleştirilecek işlemler olup, bu işlemlerin henüz ortaklık sıfatı kazanmamış devralan davalı ortaklarca yerine getirilebilmesi düşünülemez. Dolayısıyla böyle bir davayı şirket bünyesi içinde prosedürü tamamlama yetkileri bulunan devreden ortakların açabilmesi mümkün olmayıp, ancak devralan ortakların, şirkete başvuruya rağmen tescil sağlanmaması halinde ve anılan madde koşullarının oluşması halinde bu davayı açarak devir prosedürünün tamamlanmasını isteme hakları bulunmaktadır. Zira, somut olayda devre muvafakat edecek olanlar arasında, payını devreden davacı da olduğu gibi, bu devrin pay defterine işlenmesi yönünde işlem yapması gereken de davacının kendisidir. Zira, dosya kapsamına göre, dava tarihinde dahi davacı, şirketin tek müdürüdür.Mahkemenin kabulünün aksine, davacının pay defterine tescil için devir alan davalılara başvurması gerekmemektedir. Diğer yandan, bu tür davalarda dava sadece şirkete karşı yöneltilmesi gerekmekte olup, bu yöndeki eksiklik ve sicile de husumet yöneltilmesi temyiz edenin sıfatı ve davanın reddi karşısında sonuca etkili görülmemiştir. Bu durumda, yukarıda anılan yasa hükmünde açıklanan ve devrin şirket yönünden geçerli olması için öngörülen devrin şirkete bildirilip pay defterine kaydı işlemi henüz gerçekleşmemiş bulunmaktadır. Devir işlemi tekemmül etmediği ve davalıların halen şirket kayıtlarında ortak gözüktükleri, bu eksikliğin dava yoluyla giderilmesinin mümkün olmadığı, daha sonraki bir aşamaya ilişkin tescilin de talep edilemeyeceği gözetilmeden, anılan istem yönünden dinlenebilme kabiliyeti olmayan davanın salt bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca bir kısım yanlış ve eksik gerekçeler ile de varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan gerekçeler ile onanması gerekmiştir.(T.C. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2008/5697 KARAR NO : 2009/5554)
Yukarıda anılan içtihat uyarınca davacının ,davalı şirkete başvuruda bulunmadığı salt noter devir sözleşmesi uyarınca tescil talep ettiği ,kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediği bu hali ile talebinin dinlenilebilir olmadığı zira hukuki yararının bulunmadığı,
Davacının ıslah talebine yönelik de yapılan değerlendirme uyarınca ;
Limited şirkette ortaklara şirketten çıkma hakkı tanıyan bir diğer durum ise 6762 sayılı TTK’nin 551/2. (6102 sayılı TTK’nin 638/2.) maddesinde yer alan “Her ortak, muhik sebeplere dayanmak suretiyle şirketten çıkmasına müsaade edilmesini veya şirketin feshini mahkemeden talep edebilir” şeklindeki düzenlemedir. Buna göre ortak, haklı bir sebebin varlığı hâlinde, diğer ortakların rıza ve muvafakatlerine lüzum olmaksızın şirketten çıkmasına müsaade edilmesini mahkemeden talep edebilmekte ve mahkeme kararı ile şirketten çıkabilmektedir. Böylece ortaklar, esas sözleşmede şirketten çıkma hususu düzenlenmiş olsun ya da olmasın şirketten çıkmalarını haklı gösterecek bir sebebin varlığı hâlinde her zaman bu hakkı kullanabileceklerdir.(YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2019/11-658
KARAR NO : 2020/101 )
Bu yönü ile yapılan değerlendirmede de davacının tescil talep işlemleri çin kendi üzerine düşen yükümlülükleri ifa etmediği hali ayrıca kendisi lehine haklı nedenle çıkma sebebi olarak da değerlendirilmeyeceğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı ….’a açılan davanın pasif husumet nedeni ile REDDİNE,
2-Birleşen Bakırköy ….ATM…… Esas …… Karar sayılı dosyası yönünden davacının hukuki yararı bulunmadığından REDDİNE,
A-Asıl dava yönünden:
a)-Alınması gereken 54,40 TL karar harcından, daha önce yatırılan 31,40 TL peşin harçdan mahsubu ile 23,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
b)-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ a verilmesine,
c)- Davcının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B-Birleşen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi dava dosyası yönünden;
a)-Alınması gereken 54,40 TL karar harcından daha önce yatırılan 85,39- TL peşin harçdan mahsubu ile 3,0,99 TLnin davacıya iadesine
b)-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
4-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.