Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/659 E. 2018/751 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/659
KARAR NO : 2018/751

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkili şirket tarafından satışı yapılan dizüstü bilgisayarın tamirinin, yasal yükümlülükler çerçevesinde davalı şirket tarafından sağlanmaması; davalının bilgisayarı zilyetliği sırasında kaybetmesi şeklindeki eylemleri nedeniyle satıcı sıfatı gereği 6502 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde dizüstü bilgisayarın bedelini dava dışı tüketiciye ödemek zorunda kalan müvekkilinin yapmış olduğu harcamaların ve zararların ferileri ile birlikte davalı tarafından ödemmesine karar verilmesiniş, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Mahkememizce tensip aşamasında, Dava şartları bakımından HMK 114.madde uyarınca resen her aşamada incelenebildiği dikkat alınarak dosya üzerinden resen yapılan incelemede,
Dava satıcı sıfatı gereği 6502 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde dizüstü bilgisayarın bedelini dava dışı tüketiciye ödemek zorunda kalan bedelin rücuen davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.

Davacı sigortalısına halef olarak bu davayı açmış olup sigortalısı gerçek kişi olup tüketici konumundadır.
İş bu eldeki dava davacı tarafından alıcısının halefi olarak açıldığına anlaşılmış olup görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve …. Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6502 sayılı Kanuna göre, davacı şirket satıcı veya sağlayıcı vasfındadır. Davalı ise kanunun 3. maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır.
Aynı maddenin (l) bendine göre sağlayıcı sayılan davacı ile tüketici sayılan davalı arasındaki sigortaya ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında kalan tüketici işlemi ise bu davanın konusunu oluşturmaktadır.
6502 sayılı Kanun’ un 73. maddesinin 1. bendinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davlarda tüketici mahkemesi görevlidir.” yazmaktadır. Aynı Kanunun 83/2. Maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde özel bir düzenleme getirmiştir. Bu durumda taraflanın birinin tüketici olduğu işbu uyuşmazlık yönünden 6102 sayılı TTK.’ nun 4. maddesindeki düzenleme dikkate alınamaz. TTK.’ nun 4. ve devamı maddelerindeki düzenleme davaya konu işlerin tüketici işlemi sayılmasına ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin bu davada uygulanmasına engel teşkil edemez.
Dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlık satıma dayalı sözleşmesel ilişki kapsamında kendi müşterisinin zararını tazmin etmesi nedeniyle rücuen tazminat talebi olup 6502 sayılı Kanun’ un 3. Maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73. Maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK:’ nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115. maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi.12/07/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.