Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/631 E. 2022/208 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/631 Esas
KARAR NO : 2022/208

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı olarak davalı alacaklı tarafından icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde takibe konu olan çekin Müvekkili tarafından imza edilmediğini, müvekkiline gönderilen ödeme emri bayram arefesinde Tebliğat Kanunu Madde:35 ‘ göre bırakıldığından ve itiraz süresi geçmiş olduğundan ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra yasal süresi içerisinde borca imzaya itiraz edilemediğini, icra dosyasında da görüleceği üzere çekte bulunan imza ile dava vekaletnamesinde ve ayrıca sunacağımız imza sirkülerinde bulunan imza arasında benzerlik bulunmadığını, icra dosyasına itiraz ile durdurulamayan icra takibinde müvekkilinin, davalı alacaklı tarafından haciz tehdidi ile karşı karşıya olduğundan öncelikli olarak teminatsız olarak takibin durdurulmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu, iş bu takibe konu çekteki şahıs ve firmalalarla müvekkilinin ticari çalışması olmayıp, davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, imzalar incelendiğinde ve gerektiğinde Bilirkişi vasıtasıyla ticari defterler incelenmesinde borç bir yana, ticaretimizin dahi olmadığı anlaşılacağını, davalının kötü niyetli olduğu apaçık ortada olduğunu, imzası müvekkiline ait olmayan Kambiyo senedini alacaklı şirket olarak yasal takip başlattığını, bu nedenle davalının kötü niyetli olduğu açık olup davalının kötü niyetle açmış olduğu icra takibinin iptali gerekmekte olup davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, … Bankası …. şubesinden alınan 18/04/2018 Vade Tarihli 47.600 TL değerindeki çekin arakasındaki ciro ve kaşe incelendiğinde Müvekkili şirketin yetkilisinin imzası olmadığı ve şirketin kaşesinden de düzenleniş bakımından farklı bir kaşe kullanıldığının, ayrıca ayrıca resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturan bu eylemle alakalı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına Suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin çevresinde çok saygın bir esnaf olup İcra ve haciz işlemleri karşısında hem maddi hem manevi olarak zarar gördüğünü, müvekkilinin bu zor şartlar altında haksız yere icra/haciz işlemleri eşiğine geldiğini, tüm dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile önceklikle açılmış bulunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının teminatsız olarak durdurularak iptaline, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, davanın kabulune karar verilmesini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının takibe konu edilen miktar üzerinden harcı tamamlaması gerektiğini, Bunun kur karşılığının dava günü itibariyle belirlenip harcın ona göre ikmal edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu ettiği çekte müvekkilinin en son ciranta olduğunu, müvekkilinden önce bir ciranta daha olmasına karşın davacı eldeki mesnetsiz davayı sadece müvekkile karşı açması usul yönünden yasalara aykırı olduğunu ve sırf bu yüzden dahi davanın yanlış ve eksik tarafa açılmasından dolayı reddi gerektiğini, Ticaret hukukunda da yasalarımızda da kendisi cirosundan sonra ki ciranta ya değil ondan sonra ki cirantaya tek taraflı dava açma olmadığını, ayrıca çek ve senet sebebten mücerret olduğunu, davalı müvekkilinin … iyiniyetli 3.kişi olup bu davanın muhattabı olmadığını, davacının davasını çeki keşide ederek vermiş olduğu kişiye yöneltmesi gerekirken tarafımıza da yöneltmesi hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin 3.kişi olduğunu, diğer davalı ile aralarındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, davacının çekten kaynaklanan borcu taraflarına ödemesi ve iddalarını arasında ilişkisi olduğunu kendilerinin beyan ettiği gibi diğer davalıya yöneltmesi gerektiğini, çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiğini, bu durumda mahkemece çekin ne amaçla ciro ederek kendisinden sonraki cirantaya verdiğini davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, Müvekkilinin iyi niyetli davranarak Çek keşidecisini ve davacıyı arayarak bu borcu ödemeleri gerektiğini aksi takdirde yasal yollara başvuracağının bilgisini vermek istemişse de davalının iş yeri adresi olan ” …. Mh. …. bulvarı B/blok …. Recidence No:… ” adresine gittiğini ancak davacının site yönetimine vermiş olduğu talimat doğrutusunda içeri alınmadığını, çünkü davacı söz konusu şirketi orada taşımış olarak göstermekte ve kendisinden alacaklı olduğu kişilerin kendisine ulaşmasını engellemeye çalıştığını ve sadece …. adlı kişinin ofisi olarak kullanılmakta olduğu bilgisine ulaşıldığını, ayrıca müvekkil dava konusu çekte ciranta olarak bulunan davacının gerçekten imzası olup olmadığını bilmesi mümkün olmadığını, müvekkilinin söz konusu çek icra takibinde keşideci ve kendinden önceki tüm cirantalara karşı yaptığını ve davacının bunu bildiğini, dava konusu çekin karşılıksız olması sebebiyle Çek Keşidecisi hakkında İstanbul … İcra Ceza mah. …. E. Sayılı dava dosyasında Karşılıksız Çek Düzenleme Suçunun işlenmesi sebebiyle ceza davası açtığını, davacının eldeki davayı açmadan hiçbir hukuki yararı bulunmadığını, sadece yasal süreçleri oyalama çabasına girdiği ve iddialarının hiç birini yazılı olarak ispatlayamadığı açıkça ortada olduğunu, zaten söz konusu çekten dolayı borçlu olduğunu kendisinin de çok iyi bildiğini, bu sebeple Haksız ve Mesnetsiz olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davacının tedbir isteminin ve de davasının reddi ile alacağın %20’si oranında haksız ve hukuki dayanaktan yoksun talepleri ile dava açmış olması da gözetilerek tazminat ödemesine,yargılama giderleri ile lehimize vekâlet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava konusu çekteki davacıya ait kaşenin davacı şirkete kaşe üzerinde imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı ve bu çekten dolayı davacının davalıya borcunun olup olmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı …. Tekstil San ve Tic Ltd şti ile … aleyhine 18/04/2018 keşide tarihli, 47.600 TL bedelli çeke dayalı olarak ilamsız icra takip yolu ile icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu 18/04/2018 keşide tarihli, …. çek nolu, 47.600,00-TL bedelli çek incelendiğinde; keşidecisinin ….Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti., lehtarının … İnşaat Yapı Mal. San. Tic. Ltd. Şti. Olduğu, arka yüzünde ilk cirantanın …. İnşaat Yapı Mal. San. Tic. Ltd. Şti. Olduğu, sonraki cirantaların sırası ile …., … olduğu ve bankaya ibrazında keşideci imzası ve banka kayıtlarındaki imzanın birbirini tutmaması sebebiyle ödeme yapılmadığı şerhinin düşülmüş olduğu görülmüştür.
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası Mahkememizce celbedilmiş ve incelenmesinde; dava konusu çek arkasında cirosu bulunan …. hakkında dava konusu çeke ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından iddianame düzenlendiği ve yargılama yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacı şirket yetkilisinden alınan imza örneği, kurumlardan gelen belgelerdeki imza örneği ve çek aslındaki imza örneği karşılaştırılmak suretiyle dava konusu çek aslının arka kısmındaki davacı cirantaya atfen atılan imza ve kaşenin davacı şirket yetkilinin eli ürünü olup olmadığı ve kaşenin davacı şirket kaşesi olup olmadığı hususlarında bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 13/01/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket yetkilisi ….’ut referansı imzaları ile aralarında genel biçimlendirme ve imza yolu yönünden “ilk bakışta” benzerlik olduğu izlenimi edinilmekle birlikte bu benzerlikler, karxılaştırmalı incelemelerde esas alınan diğer kriterlerle desteklenmediği gibi aralarında belirgin farklılıklar da saptandığından inceleme konusu, … Bankası A.Ş …. şubesine ait, keşidecisi “…. Tekstil San ve Tic Ltd Şti” olan “Antalya -18/04/2018 keşide yer ve tarihli, “….” numara ve “47.600 TL meblağlı çek aslının arka yüzünde ” … İnşaat Yapı Malzemeleri San ve Tic Ltd Şti içerikli kaşe izi üzerindeki 1.ciranta imzasının, davacı şirket yetkilisi ….’un eli ürünü olmadığı, davacı şirkete ait referans kaşe izi ile arasında ebat ve içerik bakımından fark sasptandığından inceleme konusu “….” numaralı çek aslının arka yüzünde 1.cirantaya ilişkin ” … İnşaat Yapı Malzemeleri San ve Tic Ltd Şti” içerikli kaşe izinin ….bank’a ait Tüzel Kişi İnternet Bankacılığı Başvuru Formu fotokopisinde bulunan, davacı şirkete ait referans kaşe izinin oluşturulduğu kaşe ile basılmadığı, kanaati bildirilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan çek sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır, ancak bu sebep senet üzerinde açıklanmamıştır ve kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirilmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirir. Çek bir ödeme aracıdır ve çekin temelinde nitelikli bir havale ilişkisi yatar. Çek bir ödeme aracı olduğundan mevcut bir borcun ifası anlamına gelmektedir ve bunun aksi ve bedelsizlik iddiası ancak kesin deliller ile ispat edilebilir.
6102 sayılı TTK’nun 687. Maddesi uyarınca “…keşideci, lehtarla arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” hükmü düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 790. Maddesi uyarınca Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır hükmünün düzenlendiği, bu hüküm gereğince somut olayda dava konusu çekteki ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 825/1. maddesi uyarınca borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir. Bu haliyle davacının senet metninden anlaşılan imzanın ve kaşenin kendisine ait olmadığı iddiasını davalıya karşı ileri sürmesi mümkündür. Somut davamızda, davacı vekili tarafından davacı şirketin ciro üzerindeki imza ve kaşenin kendilerine ait olmadığı iddia edilmiş ve menfi tespit talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafça çekin istirdatı talebinde bulunulmamıştır. İstiradat talebinde bulunulması halinde davalının kötü niyetli hamil olduğunun ispatlanması gerekecektir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde, lehtar olan davacının çek üzerindeki ilk cirosunda yer alan kaşenin davacı tarafa ait olmadığı ve kaşe üzerindeki imzanın da davacı şirket yetkiline ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu hali ile yapılan cironun usulüne uygun olmadığı ve menfi tespit talebi yönünden davalı hamile karşı ileri sürülmesi mümkün mutlak bir defidir. Dava konusu ciro usulüne uygun olmadığından davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edilmiş ve davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe konu …. Bankası …. Şubesine ait …. çek nolu 47.600,00-TL bedelli çekten dolayı ve takibe konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
-Davalının kötü niyeti ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.251,55 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 812,89 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.438,66 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.988,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 812,89 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 848,79 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.115,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Kurumlardan celbedilen belge asıllarının ve çek aslının ilgili kurumlara İADESİNE,
8-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.