Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/620 E. 2019/1110 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/620
KARAR NO : 2019/1110

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 25/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının usulü aykırı biçimde toplandığını ve toplantıda alınan kararların toplantı ve karar nisabına uyulmaksızın alındığını, alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek alınan kararların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, Genel kurul kararlarının iptalinin kimlerin isteyebileceğinin TTK 446. maddesinde tahdidi olarak sayıldığını, dava dilekçesinde bildirilen iptal nedenleri kanunun belirttiği iptal sebeplerinden bulunmadığını, çağrının usulüne uygun yapıldığını ve toplantı da alınan kararların toplantı ve karar nisabına uyduğunu, davacıların şirket aleyhine sürekli haksız davalar ikame ettiklerini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, AŞ. Genel Kurul Kararının İptali Talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacıların, davalı şirketin 25/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının usulü aykırı biçimde toplandığını ve toplantıda alınan kararların toplantı ve karar nisabına uyulmaksızın alındığını, alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin sicil adresine göre mahkememizin iş bu davada kesin yetkili bulunduğu ve görevli olduğu saptanmıştır.
Bilindiği üzere TTK 446/1-a. maddesine göre kurul olarak pay sahiplerinin iptal davası açabilmeleri için toplantıya katılmış olmaları ve iptalini talep ettikleri karara karşı olumsuz oy kullanmaları ve ayrıca bu muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırmaları gerekir. Yine toplantıya katılmamakla birlikte aynı maddenin b bendinde sayılan durumlarda iptal davası açmaları mümkündür. Bu husus dava şartı olup, dava konusu genel kurul toplantı tutanağında belirtildiği şekilde davacıların dava konusu genel kurul toplantılarına katıldıkları, iptali istenen kararlara olumsuz oy kullandıkları ve muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırdıkları anlaşıldığından dava şartının gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Davacılar, dava konusu genel kurul toplantısının usulüne göre yapılmadığını ileri sürmüş iseler de toplantının TTK ve ana sözleşmede öngörülen şekilde yapıldığı saptandığından bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiştir.
Dava konusu genel kurul kararının 3. maddesi sermaye artışına ilişkin olup, şirketin 1.000.000,00 TL olan sermayesinin 4.000.000,00 TL’ye artırılmasına davacıların muhaleftli ret oyuna karşılık nitelikli oy çokluğu ile karar verilmiştir. Bilirkişi kurulunca davalı şirketin sermaye artışı ihtiyacı içinde bulunduğu saptanmıştır. Bilindiği üzere sermaye artışına ilişkin genel kurul kararları ana sözleşme değişikliği niteliğinde olup TTK 456/3. maddesi gereğince 3 ay içinde tescili gerektiği halde süresi içinde tescil ettirilmediği ve tescilin bu kararlar yönünden kurucu nitelikte olduğundan alınan sermeye artışına ilişkin karar geçersiz hale geldiği sonucuna varılmıştır. Diğer alınan kararlar yönünden ise böyle bir hukuki durum söz konusu değildir.
Davacıların Nisaplar yönündeki iddiası ise sermaye artışına ilişkin genel kurul kararının iptali hakkında açılan davanın derdest olduğu halde artırılan sermayenin nisap hesabında dikkate alındığı, oysa önceki sermaye miktarının esas alınması gerektiği yönündedir. Ne var ki sermaye artışına ilişkin genel kurul kararı süresinde tescil edilmediğinden ve bu nedenle geçersiz olduğundan davacıların bu yöndeki iddiaları üzerinde durulmasına gerek görülmemiştir. Zira ortada nisaplar yönünden incelenmesi gereken bir sermaye artışı kararı hukuken yoktur.
Dava konusu genel kurulda gündemin 4. maddesi ile alınan karar ipotek tesis edilmesi için Y.Kuruluna yetki verilmesine ilişkin olup, esasen ipotek tesis edilmesi yönetim işlerinden olması nedeniyle zaten ….’na ait bir yetki olup, ayrıca genel kurulun yetki vermesi gerekmediğinden ve karar nisaplarına da aykırı bir yön saptanamadığından bu kararın iptali gerkmediği sonucuna varılmıştır. Yine dava konusu genel kurulda 5. maddeyle alınan karar, şirkete ait taşınmazların satış ve kiralanması hususunda …’na yetki verilmesine ilişkin olup az yukarıda 4 maddeyle ilgili söylenen hususlar bu madde için de geçerlidir. Yine dava konusu genel kurulda 6 ve 7. maddeleriyle alınan karalar ana sözleşme değişikliğine ilişkin olarak alınmış olup, kararların karar nisaplarına uygun alındığı gibi, 6102 TTK’nın getirdiği hükümlere uygunluk sağlanması amacıyla yapıldığı ve bu değişikliklerin kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmaması nedeniyle iptalini gerektiren başkaca bir husus tespit edilememiştir.
Bu husular gözetildiğinde alınan bilirkişi raporundaki aynı yöndeki görüşler mahkememizce de benimsenmiş olup, bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Dava konusu 25/05/2018 tarihli davalı şirket genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesiyle alınan sermaye artışına ilişkin karar yasal sürede tescil edilmediğinden bu kararın iptali talebi konusuz kalmakla bu karar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer gündem maddeleri ile alınan kararlara yönelik iptal talebinin ise reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacılardan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/12/2019 09.47

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …