Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/618 E. 2019/683 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/618 Esas
KARAR NO : 2019/683

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olduğu, davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen üç adet fatura bedelinin ödenmediğini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğümün ….. sayılı dosyası ile içer takibi başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrinde belirtilen borca ve ferilerine itiraz ederek durdurduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazların yerinde olmayıp reddi gerektiğini, Davalı tarafa verilen hizmet neticesinde, faturalardan oluşan borcun ödenmemesi üzerine, müvekkili şirketçe takibe konu faturaların ödenmesi için ihtarname ve E-mail bilgilendirmesi gönderildiği, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına ve TTK.21/2. Maddesine göre tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılarak borç tutarının kesinleştiğini, yukarıda açıklanan sebeplerle takip tarihinden önce talep edilen işlemiş faiz tutarından feragat ederek, takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu -7,955.47 TL- tutarında asıl alacak ile ilgili borca, yetkiye ve ferilerine yapmış olduğu İtirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz İçin alacağın %20’sindenm aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Müvekkili firma mağaza müdürünün ABD’de açılacak olan mağazasında satışa sunmak için müvekkili firma adına Türkiye’den Amerika’ya 3 konşimento ile 8 koli tasarım ürün gönderimi hususunda davacı firma ile anlaştığını, müvekkili şirket yetkilisinin e-posta ile gönderilen sözleşmenin bir nüshasını imzalayarak davacı şirkete gönderdiğini, Müvekkili şirket yetkilisinin tüm kolileri 09.08.2017 günü davacı firmaya verdiği, normal şartlar altında küçük oldukları için mikro ihracat ile gönderilen iki kolinin 2 gün içerisinde teslimat adresine varması, diğer kolilerin teslimatının ise sadece birkaç gün daha sürmesi gerekeceğini, Buna rağmen ilk konşimento kapsamındaki 2 koli bile 21.08.2018’te teslimat adresine vardığı, 8 koliden sadece 2 tanesi ancak 12 gün sonra teslim edildiği, diğer iki konşimento kapsamındaki 6 koli ise daha da geç gittiğini, tüm kolilerin teslim edilmesinin 30-40 günü bulduğunu, teslim edilen tüm kolilerin ise patlamış ve çok kötü bir şekilde tekrar paketlendiğini, üzerinde de tekrar paketlendiğine anlamına gelen “….” ifadesi bulunduğunu, kolilerin davacı firmanın dağıtım ofisindeyken parçalanmış, ürünler kırılmış, bazıları unutulmuş netice itibariyle davacı firmanın kendi kusuru sebebiyle geç ve hasarlı olarak teslimat yapıldığını, davacı şirketin çalıştığı …..Sigorta A.Ş. hasarlı ürünler hakkında İnceleme yaptığı, inceleme neticesinde müvekkilinin haklı olduğunu, davacı firmanın kusuru sebebiyle müvekkilinin ürünlerinde 2.390 Euro tutarında maddi zarar oluştuğunu tespit ettiğini, bunun üzerine müvekkili firmaya 2.390 Euro tutarında maddi tazminat ödediğini, yukarıda bahsedilen tüm sürece rağmen davacı firmanın bir anda tavrını değiştirerek müvekkili firmadan 7.365,36 TL taşımacılık ücreti talep ettiğini, takibe konu faturaların herhangi bir dayanağı bulunmadığını, davacı firmanın gerçekleştiremedikleri gönderinin bedelini talep etmelerinin haksız ve kötü niyetli olduğu, yükümlülüğünü ifa etmeyen tarafın karşı taraftan İfa talep edemeyeceğini, davacı firmanın kendi hazırladıkları İbranamelerde bile yapılan ödemenin “sigorta konusu ürünlerin zarar görmesi” sebebiyle yapıldığının belirtildiğini, yukarıda açıklanan sebeplerle; davacının haksız ve mesnetsiz olan davasının reddine, kötü niyetli olan davacının İİK 67. Maddesi gereğince %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Bakırköy…..İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı dosyasında 7.525,73 TL asıl alacak, 429,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.955,47 TL 3 adet faturadan kaynaklanan alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın dava konusu ürünlerin davacının taşıması esnasında hasara uğrayıp uğramadığı, davacı tarafından ürünlerin varış noktasına tam ve eksiksiz olarak teslim edilip edilmediği, davalının davacıya takibe konu faturalardan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi heyeti ile dosyada inceleme yaptırılmış, bilirkişi heyetinin 20/06/2019 havale tarihli raporunda; ……….A. Sözleşme ve uluslararası havayolu kargo taşımasına ilişkin tespitler;
Dosyada mübrez, …… antetli kağıt üzerinde ‘Abone Cari Hesap Anlaşması’ başlıklı 6 (altı) maddeden ibaret bir metin olduğu, söz konusu metnin tarafların imzasına havi olmadığı, dolayısıyla bu sözleşmenin imza altına alınmadığının tespiti kapsamında taraflar arasında taşıma ve cari hesap çerçeve sözleşmesi kurulmadığı, ancak taraf dilekçelerindeki beyanlarından bir sözleşmenin kurulduğu hususu tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Gönderen: …… Alıcı: …… uluslararası havayolu ile Türkiye’den Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan kargo taşımalarına ilişkin;
1.09.08.2017 tarih, …… no.lu… tahtında 2 kap, 80 kg., İstanbul/New York,
2.09.08.2017 tarih,…. no.lu ….., tahtında 3 kap, 105 kg., İstanbul/New York,
3.09.08.2017 tarih, …. no.lu ….. tahtında 3 kap, 210 kg., İstanbul/New York
Olarak üç ayrı gönderinin sevk edilerek taşındığı, dolayısıyla taraflar arasında 3 ayrı…. muhteviyatı kargı taşıması için Taşıma Sözleşmesinin kurulduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında havayolu ile gerçekleştirilen kargo taşımalarına ilişkin herhangi bir çekişme olmadığı, ihtilafın söz konusu taşımalarda kargoların hasarlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
B. Hasara ilişkin tespiteler:
Dosyaya sunulu 16 kare fotoğraf incelendiğinde tamamınınhasarlanmış kargolara ait olduğu,
Taraflar arasında yapılan elektronik posta yazışmaları incelendiğinde ise, davacı taşıyıcı … Worldwide … A.Ş tarafından davalı gönderen ….. firmasından İstanbul’da tam ve hasarsız teslim alınan emtia-kargoların, New York’da alıcısına hasarlanmış olarak teslim edildiği, taşıma esnasında meydana gelen hasarın davacının kabulünde olduğu, nitekim dosyada mübrez sigortalı … WORLDWIDE … A.Ş. nin sigorta Acentesi …..SİGORTA A.Ş. kanalı ile meydana gelen hasarlar nedeniyle, davalı müşterisi ….. firmasına 818,00 Euro, ve 1.572,00 Euro tutarlarında Hasar Tazminatı ödemesi yaptığı ve bu hususta İbraname alındığı tespit edilmiştir.
C-Uluslararası havayolu ile kargo taşımacılığında yasal çerçeve ve uygulanışı;
Havayolu ile yapılan kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu 1929, Haye Değişiklikleri…..no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında İmzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Belirlenmesine Dair Sözleşme” yi 26.03.2011 tarihinde onaylamış bulunmaktadır.
Bu nedenle anılan sözleşme Türkiye için de bağlayıcı olmakla birlikte, davada taşıma zamanında Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri açısından 4 no.İu Montreal Protokolü île değişik Varşova Konvansiyonu hükümlerine göre tespiti yapılması gerekeceği Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere değerlendirilecektir.
Şöyle kî; Konvansiyonun coğrafi uygulama şartı, Konvansiyonun 1/2 maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin/seferin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır. Buna göre; Türkiye’den ve Türkiye’ye yapılacak uluslararası hava taşımaları Montreal Konvansiyonunu onaylamış olan devletlerin sınırları dahilinde bulunan yerler arasında yapılmış veya bu taşıma sırasında bu Konvansiyonu onaylamış bir devlet sınırları İçinde önceden anlaşmalı olarak duraklama yapması halleri de dahil olarak yapılması halinde ilgili taşıma Montreal Konvansiyonu hükümlerine tabi olacaktır. İlgili taşımanın taraf olmayan bir devletin sınırları içindeki yere veya yerden Türkiye’ye veya Türkiye’den Montreal Konvansiyonu’na taraf olmayan bir devlete yapılması halinde Montreal Konvansiyonu hükümleri uygulanmayacaktır.
Uyuşmazlığa konu davada, taşımanın Türkiye’den Amerika Birleşik Devletlerine olduğundan, Türkiye ve ABD Varşova /Montreal Konvansiyonuna taraf olmaları dikkate alındığında, somut olayda Montreal Konvansiyonu hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.
D. Taşıyanın sorumluluğu bakımından Analaiz / Değerlendirme:
Somut olayda davacı … Worldwide … A.Ş. emtia-kargoların taşıma ve teslimatın kapıdan kapıya organizasyonunu üstlenerek, Airwaybill/Hava yük Senedi ile birlikte taşıma hizmet bedelini belirlemek suretiyle uluslararası hava yolu taşımasını gerçekleştirmiş ve davalı ….. firmasına faturalar düzenlemiştir.
Ancak, emtia-kargolar, havayoluyla taşıma esnasında hasarlanmtş, hasarlı şekilde alıcısına teslim edilmiş ve nihayetinde davacı meydana gelen hasarı kabul ederek davalıya sigortası kanalı ile hasar ödemesi yapmıştır. Burada irdelenmesi gereken önemli husus davacı taşıyıcı şirketin davalı müşterisinden taşıma ve hizmete ilişkin herhangi bir taşımaya ilişkin navlun bedeli talep edip edemeyeceği yönündedir.
Bu durumda öncelikle Varşova/Montreal Konvansiyonuna bakmak gerekecektir. Konvansiyonun İlgili hükümlerinde bu hususta hüküm bulunmadığından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır. 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununu “TSHK” burada da hüküm yoksa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “TTK” ilgili hükümlerinin dikkate alınarak Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere değerlendirilmesi gerekecektir.
TTK m.883/1 Giderlerin tazmini; Taşıyıcı, ziya veya hasardan sorumlu olduğu hallerde, 880 ila 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir. Hükmünü amirdir.
Uyuşmazlığa konu davada somut olay bakımından, davacı taşıyıcı meydana gelen hasardan dolayı sorumluluğunu kabul etmiş ve davalıya hasar tazminatı ödemiştir. Dolayısıyla TTK m. 883/1 hükmü uyarınca davalıdan taşıma ücretini talep etme hakkına sahip olmadığı şeklinde değerlendirilmektedir.
MALİ ACIDAN İNCELEME ve TESPİTLER:
1.Davacı ticari defterleri: Davacı şirkete ait aşağıda tabloda gösterilen noter tasdiklerini ihtiva eden 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuştur.
2.İncelenen davacı şirkete ait 2017 ve 2018 yılı yevmiye ve defteri kebir e-defterlerinin açılış beratları ile dönem sonunda yapılması gereken yevmiye e-defterlerinin kapanış (görülmüştür) beratının ve 2018 yılı envanter defterlerinin devam noter tasdikinin yasal süresinde olduğu, ancak 2017 yılı devam noter tasdikinin yasal süresinde yaptırılmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin ise envanter defterinin devam tasdikinin yasal süresinde yaptırılmamış olması nedeniyle TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı kanaatine varılmıştır.
3.Davacı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde, 2017 yılında davalı şirkete 7.365,36 TL tutarında 2 adet fatura düzenlendiği, karşılığında tahsilat yapılmadığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 7.365,36 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
4.Davacı şirketin incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2017 yılından 7.365,36 TL borçlu olduğu, 2018 yılında davalı şirkete 160,37 TL tutarında 1 adet fatura düzenlendiği, karşılığında tahsilat yapılmadığı, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davalı şirketin 7.525,73 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
5.Davalı ticari defterleri: Davalı şirkete ait aşağıda tabloda gösterilen noter tasdiklerini ihtiva eden 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuştur.
6.İncelenen davalı şirkete ait 2017 ve 2018 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış noter tasdikleri İle yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) noter tasdikinin yasal süresinde olduğu (TTK Md.64/3), davalı şirketin ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
7.Davalı şirketin İncelenen 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinde, davacı şirkete ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı ve davacı şirketin alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir.
8.Mali açıdan değerlendirme: Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, davacı şirketin davalı şirketten 7.525,73 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde de davacı şirketin alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında 7.525,73 TL cari hesap farkı bulunduğu anlaşılmış olup, bu farkın davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği 3 adet faturasının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmıştır.
SONUÇ:
Uyuşmazlığa konu davada somut olay bakımından, davacı taşıyıcı meydana gelen hasardan dolayı sorumluluğunu kabul etmiş ve davalıya hasar tazminatı ödediği, dolayısıyla TTK m. 883/1 hükmü uyarınca davalıdan taşıma ücretini talep etme hakkına sahip olmadığı şeklinde değerlendirilmek suretiyle sonuç ve kanaatine varıldığı, açıklanmış, bilirkişi heyet raporunda açıklandığı üzere, davacı taşıyıcının taşıma esnasında meydana gelen hasarı kabul edip, hasar tazminatını davalıya ödediğinden davacının ticari defterlerinde davalıya kesilen faturaların ise davacı şirket tarafından davalıya gönderilen e-mailde …..e-mail de gönderilen faturalara ilişkin bilgilerin dikkate alınmamasını yazdığı, dolayısıyla davacının davalıya taşıma işini yapmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine takdir edilen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40.-TL karar harcından peşin alınan 128,53.-TL harcın mahsubu ile bakiye 84,13.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av….. Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.