Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/557 E. 2020/358 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/557 Esas
KARAR NO : 2020/358

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2020
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkil banka ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığım. Müvekkil banka ile davalılar arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrı Nakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında …. ve ….. nolu Borçlu Cari Hesap Kredisi ve …., …., ….. nolu Gayri Nakdi Çek Kredisi kullandırıldığını, ancak davalıların imzalamış olduğu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak bu kredileri kullanmak suretiyle harcamalar yapmış olmasına karşın, bu harcamaların ödemelerini gerçekleştiremediklerini, davalı borçluların söz konusu sözleşmelere aykırı davranarak borcunu ödememesi üzerine müvekkil banka tarafından, Bakırköy ….. Noterliğinin 18.08.2014 tarih ….. y. Numaralı ihtarnamesi ile imzalanmış olan sözleşme uyarınca Borçlu Cari Hesap ve Gayri Nakdi Çek Kredilerine konu horcun 18.08.2014 tarihi itibariyle kat edilerek muaccel hale geldiğini, muaccel hale gelen 12.839,16 TL’nin 7 gün içinde ödenmesi gerektiğini, ayrıca imzalanmış sözleşmeler uyarınca müvekkil banka tarafından verilmiş bulunan çek karnesinin kalan boş veya iptal edilmiş yapraklarının iade edilmesi gerektiğinin, iade edilmemesi halinde risk oluşturan çek yasal yükümlülük tutarı toplamı olan 24.640,00 TL nin 7 gün içinde depo edilmesi gerektiğini aksi taktirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, Muaccel hale gelen toplam borcun, iş bu ihtarnamede “anapara, faiz, kur farkı, KKDF, BSMV ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer kalemlerin” tüm detaylarıyla belirtilmiş olmasına rağmen davalı borçluların borcunu ödemediğini, sözkonusu ihtarlarının dikkate alınmaması ve herhangi bir ödeme gerçekleştirilmemesi sebebiyle, davalılar hakkınca Bakırköy ….. icra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını, ancak davalılar tarafından yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Davalıların müvekkil banka ile davalı asıl borçlu arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini, müşterinin tüm hak ve borçlarına kefil olacak şekilde müteselsil olarak imzaladıklarını, ancak davalı kefillerin ve davalı asıl borçlunun imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine aykırı davranarak kendilerine tahsis edilen kredi borçlarını ödemediklerini, Genel Nakdi ve Gayrı Nakdi Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olan davalıların, asıl borçlu ile birlikte yine bu sözleşmeye dayalı olarak tahsis edilmiş kredi ödemelerinden de sorumlu olacağının tartışmasız olduğunu, Gayri Nakdi Kredi sözleşmesinin; ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi olduğunu, aksi kararlaştırılmadıkça bu tür sözleşmelere kefil olanın kefaletinin müteselsil kefalet hükümlerine tabi olduğunu (Y.İ9. HD.,E. 2010/823K. 2010/10391T. 28.9.2010) Takibe konu alacağın, davalılara Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi gereği tahsis edilen kredi borcu olduğunu, takipte talep olunan faizin davalıların imzaladığı sözleşme ile kabul edildiğini ve müvekkil bankanın yasalarla belirlenen oranlara uygun olarak işlettiği faiz olduğunu, ayrıca başlatılan yasal takip neticesinde yapılan masrafların ve belirlenen vekâlet ücretinin de hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle borçluların yaptığı itirazın hukuka aykırı olduğunu. Davalılar tarafından, usulüne uygun şekilde başlatılan takibe, haksız ve yasal dayanağı olmayan nedenlerle itiraz edildiğinden iş bu itirazın iptali davasını açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, davalıların borçlu olduğunu bildiği halde borca itiraz ettiğinden icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini” belirterek “yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Müvekkillerinin borçlu …. Ay.îth.San ve Tic.Ltd.Şti. bulunan hisselerini Bakırköy … Not er liginin 03.12.2013 gün ve …. ve … Yev sayılı hisse devir sözleşmeleri ile ayrı ayrı diğer ortak ….’ya devretmek suretiyle şirket ortaklığından ayrıldıklarım ve davacı bankaya bildirerek kefilliklerinin sonlandırılmasını talep ettiklerini, ancak daha sonra davacı banka tarafından müvekkillere 18 Ağustos 2014 tarihli İhtarname çekilerek 18 Ağustos 2014 tarihi itibariyle 12.839,16-TL’ nin ödenmesi ve 24.640,00-TL’nin depo edilmesi talep edildiğini, davacı tarafından çekilen ihtarnameye cevaben müvekkiller adına Bakırköy…. Noterliği’ nin 1 Eylül 2014 tarihli ve …. yevmiye no.lu yazısı ile ihtar çekildiğini, bu ihtarnamede de bankaya yeniden şirket ortaklığının devrinden ve kefilliğin sonlandırılmasımn ihtar edildiğinden bahsedilerek ve bu sebeplerle ihtarnamenin kabul edilmediğinin belirtildiğini, ancak davacı banka tarafından haksız olarak müvekkilleri aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan takip üzerine de taraflarınca haklı olarak borca itiraz edildiğini, itiraz üzerine de davacı tarafından iş bu dava açıldığını belirterek, Müvekkillerinin şirket ortaklığını devrettiği ve kefilliklerinin sona erdiğine dair davacı bankaya ihtarname gönderdiklerini, buna göre müvekkillerin kefil oldukları dönemde kullanılan krediler sona ermişse yeni kullanılan kredilerden ve kredi sözleşmesinden müvekkillerinin sorumlu olmadıklarını, Davacı bankanın müvekkillerinin ortaklıktan ayrıldıklarını bildirmesine rağmen dava dışı şirket lehine kredi kullandırtmasının hakkaniyete aykırı olmuş olacağını, burada alacaklı bankaca yapılamsı gerekenin dava dışı şirket ile yeni bir kredi sözleşmesi düzenlemesi ve o dönemki şirket yetkililerinin kefil olarak kabul edilesi gerektiğini, müvekkillerinin bankaya bildirimine rağmen bankaca buna itibar edilmeksizin yeni krediler kullandırılmış ise bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, sonraki kredilerde şirketin yeni yetkililerinin kendi sorumlulukları doğmayacağından böyle bir talepte bulunamayacaklarının aşikar olduğunu, bankaca bu durumun değerlendirilmesi gerektiğini, bu sebeplerle davacı banka tarafından dava dışı … Ay.îth.San ve Tic.Ltd.Şti. adına imzalanan kredi sözleşmelerinin ve bu sözleşmelere istinaden kullandırılan tüm kredilerin bilgilerinin dosyaya sunulması gerektiğini, eğer müvekkillerin ortaklığının devri sonucu çektiği ihtarname sonucu bankaca dava dışı …. Ay.îth.San ve Tic.Ltd.Şti. ye kredi kullandırmış veya yeni kredi sözleşmesi imzalayarak ve buna dayanarak kredi kullandırmışsa müvekkillerin sorumlu olmasının kabul edilemeyeceğini, Bu doğrultuda müvekkiller inin sorumluluğunun hakkaniyet çerçevesinde irdelenmesi gerektiğini, müvekkillerin artık dava dışı şirket ile alakasının kalmadığını ve kefilliklerinin sona erdiğini bildirmesi karşısında bankanın Türk Medeni Kanununda aranan iyiniyet ve dürüstlük kuralları kapsamında hareket edip etmediğinin incelenmesini talep ettiklerini, davacı banka tarafından ilgili kredi sözleşmeleri dosyaya sunulmuş ise de, kredi sözleşmeleri tarafımıza tebliğ edilmediğinden sözleşme/sözleşmeler içeriklerine ilişkin itiraz haklarının saklı olduğunu ” belirterek “davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafayükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasında 38.447,81 TL alacak için ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde takibe için itiraz ettiği, takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalı vekilinin itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın icra takibindeki miktardan dolayı davalıların davacıya borcunun olup olmadığı hususunda olduğu, dosyada deliller toplandıktan sonra bankacı bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bankacı bilirkişinin 30/01/2019 havale tarihli rapor ve 21/03/2019 havale tarihli ek rapor, 06/08/2019 havale tarihli 2.ek rapor alınmış, davalılar vekilinin raporlara karşı itirazı üzerine yeni bir bankacı bilirkişiden rapor alınmış, bankacı bilirkişinin 29/11/2019 havale tarihli raporunda; ………..1- Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı Namlı Ayakkabıcılık Ith. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefıllerinde mütesesif kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2- Davalı Kefilin/lerin Sorumluğu; Davalı/Kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 4.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan ASIL BORÇ toplamının 37.906,36 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı KEFİLLERİN asıl borç ve bunun temerrüdünün sonuçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği (lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.mAnın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3- Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde,TAKİP TARİHİ itibari ile 13.266,36 TL nakdi kredilerden, davalıların sorumluluğu tespit edilmiştir.
4- Davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 22 adet çek yaprağından dolayı toplam 24.640,00 TL (1.120,00 TL x 22 adet çek yaprağı=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kefillerin müteselsilen DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, açıklanmış, davalılar vekilinin rapora karşı itirazlarını değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişinin 16/03/2020 havale tarihli ek raporunda; …………..Davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı …. Ay. Ith. San ve Tic. Ltd. Şti. arasında yukarıda tabloda belirtildiği gibi toplam 8.000.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmüştür. Bahse konu sözleşmelerin suretleri dosyaya davacı tarafından sunulmuştur.
Sözkonusu Genel Kredi Sözleşmelerini davalı kefillerden …. 4.000.000,00 TL ….. 4.000.000,00 TL …. 4.000.000,00 kefalet limiti kapsamında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları görülmüştür.
Önbilgi Formu: Yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra imzalanan 30.12.2012; 19.12.2014 VE 15.12.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdinden önce taraflar arasında Ön Bilgi Formu imzalanıp sözleşme içeriğinin tetkiki için sözleşmelerin bir sureti kredi lehtarına ve kefillerine19.07.2012, 12.07.2012 ve tarihsiz 2 adet sözleşme sunulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme içeriklerinin tetkik edilip uygun bulunması sonucunda anılan Genel Kredi Sözleşmeleri imzalanmıştır.
Davalı kefillerin sözleşmelerde kefalet imzalan bulunduğu için, kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandınldığı yönünde bir aynştırma yapılmasına gerek bulunmadığı, dava konusu borç en son imzalanan sözleşmenin kefalet limiti altında imzalandığı çünkü davalılar her sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden müteselsilen zaten sorumludurlar.
Bakırköy ….. Noterliğinin 18.08.2014 tarih ve …. yevmiye nolu kat ihtarının dosya içerisinde bulunmadığını davalı tarafından iddia edildiği ilgili ihtarname icra dosyası içerisinde bulunmaktadır.
Hazırlanan rapor denetime elverişli olup tüm tespitler gerekçelendirilmiştir.
Kök rapordada gerekçeli olarak belirtilmiş olup tekrarı aşağıda sunulmuştur.
Kefilin Sorumlu Olduğu Miktar ve Yükümlülükleri:
I- Kefalet Sözleşmesi: Kefalet akdi bilindiği üzere, asıl borç akdinden ayrı ikinci derecede ve bağımsız bir sözleşme olduğu düşünülmektedir. Davalı/kefilin/lerin Genel Kredi sözleşmesinde, müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmaktadır. (TBK 586.m / mülgarB.K 487. m.)
TBK’nun 584 m. eklenen ilave bir fıkra ile; Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77) “ Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarahndan verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kuilandmimasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, taran satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kuHandmiacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz. hükmü getirilmiştir.
Yukarıda arz edildiği üzere, kefillerin sorumlu olacakları kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve dolayısıyla TBK.’nun 582. ve 583. (mülga:BK 484 ve 485.m) öngörülen “ Muayyen bir iimit ve yasadan doğan diğer şekii şartlarının “ teşekkül etmiş olduğu her ne kadar açıkça anlaşılmakta ise de, geçerli bir kefaletin mevcuttur.
2 – Kefilin Sorumluluğu: TBK’nun 589 ve 590. maddesi (Müiga:BK 490. m); Yeni TBK göre; “ Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur i Eski BK göre; Kefil, kefil olduğu miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur. denildiği,
Y. 19.HD.09.1.21993 T.92/9781 Es. 93/8447s.K “……….Kefilin temerrüdü,
kredi hesabını kat eden bankanın, müteselsil kefile TBK’nun 117 m /mülga B.K. 101/2. maddesi hükmünce temerrüt ihtarında bulunması ile gerçekleşir. Denildiği, Görülebileceği üzere kefilin temerrüdü, cari hesabın kesilmesi ve kat edilecek ihtarnamenin kefile tebliği ile doğabileceği hem yasa ve hem de emsal Yargıtay Kararlan ile sabittir. Bu husus aşağıda (IV) başlığı altında irdelenmiştir.(TBK 590 m./ mülga: B.K 491 .m)
Bu durumda davalt/kefılin, sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş otan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumlu olacaklarının kabulü gerektiği ifade edilebilir.
Y.19.HD. 11.6.2001 T. 736/4536 s.K: “…Bu nedenle mahkemece,, davalı bankanın defter ve belgelen üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ayrıca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak saptanmalı, tememit tarihi ile bulunan asıl alacak kefillerin kefalet limitlerinden az ise borcun tamamından fazla ise, sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlan ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu olduktan miktar bulunmalı ve uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır denildiği,
Emsal Yargıtay Karan: 19.HD 03.05.2002 T, 2001/9490 E ve 2002/3356 s. K. “ ….sözleşmedeki kefalet limitinin 2.500.000.000.-TL olduğu gözetilip yukarıda açıklanan kural dikkate alınarak, takip tarihine kadar sözleşme hükümlerine göre belirlenen temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak, takipten sonra B.K’nun 104/son mad. uyarınca asıl alacağa temerrüt faizi ve BSMV uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde icradaki kabulde dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. denildiği,
3-Kefilin Sözleşme İle Düzenlenen Sorumluluğu:
Genel Kredi Sözleşmelerinin “ Müteselsil Kefiller; Bankanın merkez ve tüm şubelerinde müşteri lehine açılmış veya açılacak her türlü krediler ile bu kredilere ilişkin olarak doğmuş ve doğacak tüm borç ve taahhütlerinden, mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından (Çek kanunu uyannca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlanndan) ve gerek yalnız olarak, gerekse diğer kişilerle birlikte asaleten veya müteselsil kefil sıfatıyla , krediler sebebiyle doğmuş ve doğacak bütün borçlarından, bankaya karşı aşağıda her bir müteselsil kefilin el yazısı ile belirtmiş oldukları kefalet limitlerine kadar; limit artırımı halinde ise ilgili limit artırım sayfasında yazılı tutarlar dahil olmak üzere hesaplanacak toplam tutara kadar, müteselsil kefil sıfatıyla imza tarihinden itibaren 10 yıl süreli olarak sorumlu olduklarını, sorumlu oldukları azami miktarı ve kefalet tarihlerini kendi el yazılarıyla belirtmek suretiyle ve imzalarıyla, TBK’nun ilgili hükümlerine uygun olarak aşağıda kabul etmişlerdir. Müşteri ve kefiller bankaca açılan kredilerden dolayı bankanın riskini karşılamak üzere müşteri tarafından verilecek ipotek ile diğer ayni ve şahsi teminatların gerektirdiği bütün vergi, resim ve harçlar ile dava ve takip giderleri ve avukatlık ücretini vs. masraflarını da kefaletleri kapsamında olduğunu kabul ve beyan ederler…………..”; denildiği,
Dosyaya sunulan sözleşmelerde sözleşme tarihleri net olarak belirtilmiştir.
Davalıların eşlerinden ….. 12.07.2012 tarihinde, …. ‘in ise 16.07.2017 tarihinde 2.500.000,00 TL lık sözleşmeye eşlerinin kefilliklerine rıza gösterdikleri kredi sözleşmesinde bulunmaktadır.
Kefalet sözleşmesi, asıl borca bağlı fer’i nitelikte bir borç olmasından dolayı asıl borcun her ne sebeple olursa olsun sona ermesi halinde kendiliğinden sona ermektedir. Kanundaki düzenleme de bu hususu açıkça ortaya koymuştur. Davalının kefiliğin sonlanmastnı istediği tarihte müteselsilen kefil olduğu dava dışı … Ayakkabı kh. San. Ve Tic. Ltd. Şti. nin davacı bankaya borcu olduğu ve bu borçtan sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Kök raporda tespit edilen hususlara bağlı kalmak kaydıyla davalıların sunmuş oldukları itirazlara yukarıda cevap verildiği açıklanmış, bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, rapordaki gerekçelerle davacı banka ile dava dışı Namlı Ayakkabıcılık …… Ltd Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalıların müteselsil kefil olduğu, takip tarihi itibariyle davacının 13.266,36 TL nakdi kredi, 22 adet çek yaprağından dolayı 24.640 TL çekle ilgili depo alacağının olduğu subut bulduğundan aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçluların Bakırköy ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin 37.906,36 TL alacak üzerinden devamına,
2-Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacı lehine takdir edilen 5.685,95.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 505,50.-TL ile 894,00.-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.399,50.-TL yargılama giderinin kabul(%98) red(%2) oranına göre hesaplanan 1.371,51.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar lehine takdir edilen 541,45.-TL vekalet ücreti ile haklı çıkılan orana göre davalının yaptığı 15,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Alınması gereken 2.589,38.-TL karar harcından peşin alınan 464,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.124,98.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. ….., Davalılar vekili Av. …. yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2020

Katip 141524
¸e-imzalıdır.

Hakim 34265
¸e-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
505,50.-TL İlk masraf
750,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 144,00.-TL Yargılama gideri
1.399,50.-TL