Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/548 E. 2019/123 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/548
KARAR NO : 2019/123

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalının dava dışı…. San.Ltd. Şti’nde adi ortaklıkları bulunduğunu, bu şirketin tek ortağının davalı olduğunu, ancak şirketin kurulmasında gereken sermayenin müvekkillerince verildiğini, davalının bu şirketin işlerini takip etmesi için müvekkillerinden …..’a verdiği vekaletnamelerin adi ortaklığın delili olduğunu,taraflar arasındaki para transferlerinin de bunu ispatladığını, daha sonra davalının …. San.Ltd. Şti’ndeki hissesinin %67’sini 800.000,00 TL bedelle …..’ye sattığını, bedelini de bankadan davalının çektiğini, çekilen para ile Çeşme ilçesinde bir taşınmaz alındığını, bu nedenle bu taşınmazın adi ortaklık malı olduğunu, bilahare de davalının…. San.Ltd. Şti’nin kalan %33 hissesini 1.785.000,00 TL bedelle sattığını, müvekkili Yusuf’un bu satışlardan doğan pay alacağının ödenmesini davalıdan istediğini, davalının müvekkilinin banka hesabına 125.000,00 TL gönderdiğini, bakiye payını ise ödemediğini, gönderilen bu paranın da adi ortaklığın ve adi ortaklığın tasfiye edilmeye başlandığının delili olduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir ile davacılar ile davalının dava dışı…. San.Ltd. Şti’nde adi ortaklıkları bulunduğunun tespitine, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, adi ortaklığın tasfiyesinden kaynaklanan müvekkilinin hissesine düşen alacağın tasfiye memuru tarafından hesaplanarak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, inkarcı konumunda bulunmuştur.
Dava, Adi ortaklığın tespiti, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacılar dava dışı….San.Ltd.Şti’nde adi ortaklıkları bulunduğunu ileri sürerek adi ortaklığın tespiti, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Limited şirket ise TTK’nın 573 vd maddelerinde düzenlenmiştir. TTKnın 573. maddesinde “Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermeyesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.” Yine TTK’nın 585 vd. maddeleri limited şirketin kuruluşunu ve tescilini düzenlemektedir. Bu hükümlere bakıldığında limited şirket ancak imzalarının noterce onaylandığı bir sözleşme ile kurulabilir.
Davacıların adi ortaklıkları bulunduğunu ileri sürdükleri dava dışı….San.Ltd.Şti’nin incelenen ticaret sicil dosyasından şirketin 24/10/2017 tarihinde kurulduğu ve halen ortakların …… olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan limited şirket hisse devirlerinin de noterce düzenlenmesi geçerlilik şartıdır.
TTK’nın Limited şirketlere ilişkin hükümleri incelendiğinde limited şirkete ya şirketin kuruluşunda düzenlenen sözleşmeyle ya da sondan resmi şekilde yapılacak pay devri ile ortak olunabilir. Kanuni düzenleme, limited şirket ortaklığını veya pay devri yolu ile ortaklığı resmi şekilde yapılacak sözleşmeye bağlı kılmasıdır. Resmi şekilde yapılmayan hisse devirleri limited şirket ortaklığına dayanak yapılmaz.
Davacılar dava dilekçesinde, şirketin kurulmasında gereken sermayenin kendilerince verildiği, davalının şirketin işlerini takip etmesi için davacı … ‘a verdiği vekaletnamelerin adi ortaklığın delili olduğu, taraflar arasındaki para transferlerinin de bunu ispatladığı, daha sonra davalının….San.Ltd.Şti’ndeki hissesinin %67’sini satması üzerine davacı …’un bu satışlardan doğan pay alacağının ödenmesini davalıdan istediği ve davalının davacı …’un banka hesabına 125.000,00 TL gönderdiği, gönderilen bu paranın da adi ortaklığın ve adi ortaklığın tasfiye edilmeye başlandığının delili olduğunu ileri sürmüş iseler de bu hususlar yukarıda açıklanan hükümler karşısında davacıların davalı şirkette adi ortak olduklarını kabule yeterli değildir. Zira davacıların dava dışı şirketin kuruluşunda kurucu ortağa gereken sermayeyi vermeleri bu şirketin ortağı yapmayacağı gibi diğer dayandıkları vakıalar da bunu sağlamaya yeterli değildir. Davacıların iddiaları ancak borç doğucu işlem olarak alacak hakkı verebilir.
Türk Hukuk sisteminde bir ticari şirkete ancak kanunun öngördüğü şekilde ortak olunabilir. Bir ticari şirket içinde adi ortaklık söz konusu olamaz. Ancak bir ticari şirketin de aralarında bulunduğu gerçek veya tüzel kişiden oluşan iki ya da daha fazla kişi tarafından belirli bir amaç için adi ortalık oluşturulabilir. Oysa davacılar, dava dışı limited şirket ile değil, dava dışı limited şirketin içinde adi ortak olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Diğer yandan bir an, davacıların davalı şirkette adi ortak oldukları iddiaları kabul edilse bile, davacıların fesih ve tasfiye talepleri nedeniyle tasfiyenin TBK’ya göre mi, yoksa limited şirketlerin tasfiyesi teklini düzenleyen TTK hükümlerine göre mi yapılacağı duraksamaya yol açacaktır. Zira, TTK ve TBK’nın fesih ve tasfiye nedenleri ve şekli birbirinden farklıdır. Bir Limited şirketin adi ortaklık gibi tasfiyeye tabi tutulması hukuken mümkün değildir. Diğer yandan limited şirketin fesih ve tasfiyesinin talep edildiği davada husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerekir. Oysa eldeki davada husumet fesihi istenen şirkete yöneltilmemiştir.
Davacılar dava dışı şirket ile bir adi ortaklık oluşturduklarını değil, dava dışı şirketin içinde adi ortak olduklarını iddia ettiklerinden adi ortaklığın tespiti talebi kanuni düzenlemeler karşısında yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/01/2019 11.36

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …