Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/540 E. 2018/636 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/540
KARAR NO : 2018/636

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkili şirkete ait…plakalı araç 07/01/2017 tarihinde Yalova istikametinden Bursa istikametine seyir halinde iken havanın kar yağışlı ve zeminin kaygan olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek çelik bariyerlere çarpması sonucu tek taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü havanın kar yağışlı olmasına rağmen, bir kazaya sebebiyet verememek için kazanın meydana geldiği yolda karla mücadele çalışmaların yapmadığını bu nedenle söz konusu kazanın meydana geldiğini, bu hususun olay yerine gelen polis ekiplerinin gerekli incelemeleri yapmaları suretiyle, havanın kar yağışlı ve zeminin kaygan olması nedeniyle direksiyon hakimiyetinin kaybedilmek suretiyle kazanın meydana geldiği yönününde kanaate vardığını, kaza sonucunda müvekkiline ait araçta 52.176,85 TL tutarındaki maddi hasar gelmiş olmak ile birlikte aracın kaza yeriden çekilmesi için 2.360,00 TL de çekici ücreti ödediğini, yeterli tuzlama ve küreme işlemlerinin yapılması halinde otoyolun kaygan olmayacağından, idarenin kusurlu olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Dava şartları bakımından HMK 115.madde uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme soncunda;
Dava meydana gelen trafik kazası sonucundau uğranılan zararın yeterli tuzlama ve küreme işlemlerinin yapılması halinde otoyolun kaygan olmayacağından, idarenin kusurlu olduğu iddasıya uğradığı maddi zararın tazminini talebine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir. Mahkememizce davacının talebi görev ve dava şartları bakımından öncelikle değerlendirilmiş söz konusu dava her ne kadar mahkememizde açılmış ise de davacı tacir tüzel kişi olmasına rağmen davalı kamu idaresi olup tacir sıfatını haiz olmadığı gibi mutlak ticari davada da değildir. Davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklı açılan iş bu davada idareye karşı idari yargıda açılması gerektiği talepten anlaşılmıştır.
Konuyla ilgili emsal YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2017/2434 KARAR NO: 2018/3194 sayılı içtihadında da belirtildiği gibi KTK’dan doğan sorumluluk davaları 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen “motorlu aracın işletilmesinin” sonucu doğan zararlar nedeni ile “motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin” sorumlu olduğu davalardır. Yani KTK 106 gereğince Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların işletilmesi nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla (KTK 85 gereğince) kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davalar adli yargı kolunun görev alanına girmektedir. Buna karşın kamu idareleri ve kuruluşlarının trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş kanunları gerekse 2918 sayılı KTK’ya göre yürüttükleri hizmetlerin, kamu hizmeti niteliğini taşıması ve yukarıda sözü edilen KTK’da görevlendirilen kamu idare ve kuruluşlarının sorumluluklarına ilişkin her hangi bir düzenlemenin ayrıca KTK’da yer almaması dikkate alındığında, trafik düzeni ve güvenliği hizmetlerinden kaynaklandığı iddia edilen zararların tazmini istemiyle ilgili idarelere karşı açılan davalar idari yargı kolunun görev alanına girmektedir. Benzer bir uyuşmazlıkta aynı ilkeler Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.02.2015 tarih, … Esas, …. Karar sayılı ilamında da benimsenmiş ve idari yargı kolunun görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı idarenin yol bakımının eksik olması sebebine dayalı somut olay değerlendirildiğinde aracın, yol ortasında bulunan su birikintisi nedeni ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce bakım ve temizliğinin yapılmaması, yolda uyarıcı levha bulunmaması sonucunda kazanın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple, mahkememizce, HMK’nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 114/b maddesi gereğince YARGI YOLU CAİZ OLMADIĞINDAN HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-Kararın mevcut avans kullanılarak davacı tarafa tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/06/2018

Katip ….
e-imzalıdır.

Hakim ….
e-imzalıdır.