Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/501 E. 2018/948 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/501
KARAR NO : 2018/948

DAVA : İpotek (Tescil İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (Tescil İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili, dava dışı … Grup Taahhüt Madencilik Otom. Gıda Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle müvekkili arasında 22/08/2017 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapmsamında müvekkilinin ”güçlendirme betonarme kalıp imalatı, PVC zemin kaplaması uygulaması, alçıpan vidalaması yapılması, metal tavan yapılması, saten alçı yapılması” vb. gibi ….Hospital projesi için binanın güçlendirilmesi kapsamında birçok iş yaptığını, neticede müvekkilinin sözleşme ile yükümlülük altına girdiği edimlerini 08/03/2018 tarihinde tamamladığını ve teslim ettiğini;
Sözleşme uyarınca müvekkil şirketin edimlerini yerine getirmesi neticesinde alacağını tahsil edemediğini, dava dışı firmadan 4.000.000,00 TL üzerinde alacaklarının bulunduğu, fazlaya ilşkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500.000 TL üzerinden inşaatçı ipoteği tescilini talep ettikleri, müvekkili şirketin davalı şirketin maliki olduğu İstanbul İli,…. İlçesi,…. Mahallesi, …. Cad. No:… …. Pafta, … Ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatta malzeme ve emek vermek suretiyle iş yapan bu sebeple alacaklı alt yüklenici konumunda olup TMK’nun 893/3 maddesine göre kanuni ipotek hakkına sahip olduğunu, bu sebeple TMK’nun 893/3 maddesine göre alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması halinde inşaatçı ipoteğinin kesin tescilini talep edebileceği gibi alacağının Mahkemece karara bağlanmamış olması veya taşınmaz mal sahibince kabul edilmemesi durumunda yasal 3 aylık hak düşürücü süresinin dolmasını engellemek ve geçici tescil şerhinden sonra yapılacak olan diğer rehinli alacaklıların yerine geçebilmek için TMK’nun 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 48 ve 50. maddeleri hükümleri gereğince, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, bu nedenle davalı şirketin maliki bulunduğu, İstanbul İli,… İlçesi, …. Mahallesi… Cad. No:…. … Pafta, … Ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine TMK’nun 893. ve 1011 maddeleri, Tapu Sicil Tüzüğünün 48. Ve 50. Maddeleri gereği müvekkili şirket lehine inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerh verilmesine karar verilmesi talep etmenin zorunlu hale geldiği, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve inşaatçı ipoteğinin tesciline ilişkin geçici şerh verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, üçüncü kişilere geçmesini önlemek adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi bir bakıma zaruret hali olduğunu, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve inşaatçı ipoteğinin tesciline ilişkin geçici şerh verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini;
TMK 895/II ”Tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir” hükmü havi olduğunu, bu hüküm gereğince müvekkili şirket tarafından işin tamamlandığı tarihten itibaren üç ay içinde yani en geç 08/06/2018 tarihine kadar inşaatçı ipoteğinin geçici tescilinin yapılmış olmasının bir kanun hükmü gereği olduğunu, üç aylık sürede geçici tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olmasının şart olduğunu, bu nedenlerle geçici tescil bakımından TMK 895/II’deki hak düşürücü süre de nazara alınarak bir karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle dosya üzerinden inceleme yapılarak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilip edilemeyeceği yönünden bir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davacı tarafın işyerinde en son 2017 yılı Aralık ayında çalıştığını ve işyerinden 2017 yılı Aralık ayında ayrıldığını ve davacının yaptığı işle ilgili hak edişlerde en son 2018 yılı Ocak ayında yapıldığını, davacının ise 16.05.2018 tarihinde işbu davanın açıldığını, MK.nun 895/2 maddesine istinaden iş bitiminden itibaren 3 ay içinde tescili yapılması gerekmesine rağmen davacının tescil talepli davasını 3 ay içinde açmadığını, bu sebeple zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının alacak davası yerine bu davayı açmasının tek nedeninin dava konusu taşınmazı blok etmek olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde yaklaşık değeri 350.000.000,00 TL’nin üzerinde hastane binası bulunduğunu, bu nedenle davacı tarafın amacının tamamen müvekkilini köşeye sıkıştırıp şantaj yaparak haksız kazanç talep etmek olduğunu, davacının taraflar arasında tanzim olunan 06/04/2018 tarihli protokolde davalıdan hiçbir alacak ve alacağının olmadığını açıkça beyan ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve cevapları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Dava, İpotek davası olup, inşaatçı ipoteğinin geçici tescili istemine ilişkindir.
“….T.C. YARGITAY …. Hukuk Dairesi Esas No : … Karar No : … sayılı ilamı ile;Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan yapı ipoteği geçici tescil şerhi konulması istemine ilişkindir.
….
Yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir (TMY md. 893/III). Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği olduğu belirtilmektedir (TST md. 35). Yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir.
Tescilinde yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK md. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK Md. 895/III).
İşe başlarken genellikle yüklenici alacağının miktarı kesin olarak belli olmaması ve taşınmaz mal sahibince de kabul edilmemesi durumunda TMK’nın 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 48 ve 50. maddeleri hükümleri gereğince, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesi istemi mahkemeye yapılır. Mahkeme, tarafları dinleyerek veya dosya üzerinden inceleme yaparak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varırsa; şerh kararı verir ve kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenip; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 1022. maddesi uyarınca da ayni haklar tapu sicil kütüğüne tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır. Bu yasal nedenlerle geçici şerh, Türk Medeni Kanunu’nun 896 ve 897. maddelerine göre yüklenicinin, kanuni ipotekten yararlanma bakımından sıra almasını sağlar.
Açıklanan nedenlerle yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de tescili de yüklenici ve taşınmaz maliki arasında anlaşma olmadıkça dava yoluyla istenebilir. Taraflar yüklenici alacağının miktarında ve gösterilebilecek teminatta anlaşamazlar ise, yüklenici ipoteğinin tescili davasının görülmesi ve verilecek kararın kesinleşmesi sürecinin uzaması ihtimalini gözeterek geçici şerh davasını açabilirler ve bu davada geçici şerhe karar verilmesi sonucu yapılan geçici şerh, yukarıda açıklandığı üzere yüklenici ipoteğinin mahkemece ya da mal sahibince kabulü hallerinde geçici tescil tarihinden itibaren varlık kazanan ipoteğin kesin tescili, terkin olunacak geçici şerhin tarih ve yevmiye numarası ile yapılır ve sıra almasını sağlar. O halde geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır.
Dava konusu somut olayda davacı alt yüklenici şirketin alacağı, dava dışı yüklenici şirket ile imzaladığı sözleşme uyarınca yaptığı imalâtlardan kaynaklanmaktadır. Sözleşmeler ancak tarafları arasında hak ve borç doğururlar. Davacının sözleşmeden doğan bir alacağı varsa bu alacağın muhatabı ve borçlusu sözleşmenin tarafı olan dava dışı yüklenicidir. Davacı, borçtan sorumlu olan dava dışı yüklenici aleyhine dava açarak alacağını ilâma bağlatmadığı gibi davacının dava dışı yükleniciden olan alacağı davalı iş sahibi Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kabul de edilmemiştir. Bu durumda şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kanıtların takdirinde ve Yasa hükümlerinin yorumlanmasında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir….”.
TMK 895 maddesi uyarınca; Tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır.
Madde 1011 maddesi uyarınca ;Geçici tescil şerhi, bütün ilgililerin razı olmasına veya hakimin karar vermesine bağlıdır. Şerhin konusu olan hak sonradan gerçekleşirse, şerh tarihinden başlayarak üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir.

TMK 893 maddesi uyarınca davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu ancak ;yukarıda zikredilen içtihat ve kanun maddeleri uyarınca ; geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımakla ,davacının iddia ettiği alacak miktarı davalı tarafça kabul edilmemiş ve de Mahkeme ilamı ile de belirlenmemiş olduğu anlaşıldığından koşulları oluşmayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyaya yatırılan ve kullanılmayan 100,00 TL gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.