Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/499 E. 2018/1157 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/499
KARAR NO : 2018/1157

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2015
KARAR TARİHİ : 10/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle İtalya /Verona da ki fuarda katılmış olup iş bu fuarda kullanılacak reklam ve tanıtım için gerekli olan materyallerini, emtialarının (230 adet dergi ) taşımacılığı ve fuar adresine teslim edilmesi konusunda davalı şirket ile anlaşma sağlanmış ve neticesinde iş bu mallar 09/06/2014 tarihinde davalı şirketee teslim edildiğini taşıma konusu malların teslim edileceği yer olan fuar merkezi davalı şirkete açık olarak iletilmiş ve kargo faturasının da bu şekilde düzenlendiği ancak müvekkil şirket yetkilisinin fuar için Türkiye’ den Verona’ ya ulaştığında taslimi gereken emtiaların ulaştırılmadığını öğrenmekle fuarın son günü olan 13/06/2014 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi davalı şirket tarafından malların yanlış adrese sevk edildiğini ve bu adresin fuar alanınından yaklaşık 100 km uzaklıkta başka bir eyalette oluğunu ve teslim edilemeyeceğini öğrenmiş olmakla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davasının kabulüne ve müvekkil şirkete teslim edilmeyen emtialar sonucunda fuara katılım stant bedeli, tercüman bedeli, ulaşım, konaklama gideri sair giderler yönünden olaşan zarar için 5.518,00 Euro, yoksun kaldığı kar için şimdilik 500,00 TL, kayıp olan davacı müvekkile iade edilmeyen emtiasının maliyetinden kaynaklanan zarar tazmini için şimdilik 600,00 TL olmak toplam 5.518,00 Euro ve 1.100,00 TL’ nin teslim edilmesi gereken tarih olan 10/06/2014 tarihinden işleyecek avans faizi birlikte davalı tarafça ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle taraflar arasındaki ihtilaf, uluslararası hava taşımacılığından kaynaklanmaktadır. Emtia, müvekkil şirket tarafından İtalya’ ya süresi içinde taşınmıştır. Gönderinin gümrükten çekimi, fuarın kendi gümrükçüsü tarafından yapılmıştır. Gümrükten çekilip sonrasında başka bir şehre gönderilmesi konusunda müvekkil şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmamadığını taşınan emtia, fuarı düzenleyen … ‘ ın yetkilendirdiği gümrük müşaviri olan … firmasından …’ ya teslim edildiğini bildirmiştir. Bu nedenle davalı müvekkil şirketin yalnızca konşimento üzerinde yazın adrese teslimattan sorumlu olup ürünün bundan sonra geçikmesi, kaybolması vb.gibi hususlardan sorumlu tutulamayacağını ve bu konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Daire ‘sinin 30/11/2000 tarihli ve 2000/7216 E. Ve 200/9478 k. Sayılı ve birebir aynı konu ilgili verdiği kararında taşıcıyının sorumlu tutulamayacağının açıkça vurgulanmış olduğu bildirilmiştir. Tüm bunlarla birlikte fazlayailişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla haksız davanın usul ve esas yönünden reddedilerek, yabancı dildeki belgelerin noter onaylı resmi tercümelerininin davacı tarafından dosyaya sunulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini cevaben talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
04/08/2016 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
Davaya konu olan uyuşmazlıktaki taşıma hizmeti hava kargo operasyonu olduğu için Varşova Konvansiyonu’na EK 4 sayılı Montreal Protokolü üzerinden değerlendirilerek, protokolün hükümlerinin uygulanması zorundadır. Montreal Protokolü ülkemizde de 13/09/2010 tarih ve 2010/895 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (01.10.2010 tarih ve 27716 sayılı Resmi Gazete) ile onaylanarak yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
Yapılan taşıma AWB konşimentosunda da görüleceği gibi taşıma adrese teslim olduğu için İtalya Havaalanından sonra adrese yapılan karayolu ile yapılan taşıma da Montreal Protkolü kapsamındadır.
Madde 18: Kargonun Hasara Uğraması veya Zayii Olması;
Hava taşıma süresi, kara, deniz veya nehir yoluyla, bir hava alanı dışında yapılan herhangi bir taşımayı içermeyecektir. Bununla birlikte, böyle bir taşıma hava taşıması için yapılan bir anlaşmanın gereği olarak yükleme, teslim veya aktarma amacıyla yapılmışsa, herhangi bir zararın, aksi ispatlanmadıkça, hava taşıması esnasında meydana gelmiş bir olayın sonucu olduğu kabul edilecektir.
DHL’in taşıma AWB konşimentosunda görüleceği gibi teslimat esnasında kontak kurulacak kişinin ismi ve telefonu belirtilmiştir. … Fakat davalı olan taşıyıcı ürünleri aynı şehirdeki farklı bir fuara ve konşimento üzerinde kontak kişi ismi belirtilmeyen ..’ya teslimatı sağlanmıştır ve dava dilekçesinde de belirtilmiştir. Davacının mail yazışmalarında ve davalı olan taşıyıcının taşıma senedinde de görüleceği gibi …. ile temas kurulmamış ve ilgili kişiye teslimat sağlanamamıştır. İlgili kişiye 7 gün içinde de teslimat yapılmadığı içinde davacı, davalıya karşı hak sahibi olmuştur.
Madde 13 Kargonun Teslimatı;
Aksi kararlaştırılmadıkça, yük gelir gelmez alıcıya bildirmek taşıyıcının görevi olacaktır.
Taşıyıcı yükün kaybolduğunu kabul ederse veya yük varması gereken tarihten itibaren yedinci günün bitiminde varmamış olursa, alıcı taşıyıcıya karşı taşıma anlaşmasından doğan haklarını kullanma hakkına sahip olacaktır.
Davalı taraf dosya ekindeki …. Havayolu Taşıma Senedinde davacının kg belirtmediği için aşağıdaki madde 22.1.a’da geçen; eşyanın zayii olmasından ötürü taşıma anlaşmasından doğan Montreal Protokolünde belirtilen kg başına 17 SDR Özel Çekme Hakkı ile sınırlandırılmış tazminini hak etmediğini beyan etmektedir. Oysaki lojistik sektöründe ve piyasada davalı taraf … de bildiği kilogramı ve ölçüsü belli olmayan bir kargoya Navlun ücreti belirleyemez. Belirleyemediği gibi hiçbir ağırlık ve hacim ölçüsü belli olmayan bir yükün uçuşu sağlanamaz. Davalı taraf …., yükün müşteriden alınıp havaalanındaki aktarma merkezine geldikten sonra ölçü ve ağırlıklarını hesaplayarak bir taşıma ücreti belirlemekte ve taşıma yapacak olan uçağın Ana Konşimentosu’na bu bilgileri vermek zorundadır. Aksi halde yükü uçuramaz. Ekteki …., Ara Konşimento kapsamındadır. Kadı ki mahkeme dosyası ekinde bulunan davalı olan taşıyıcının kargo teslim evrağında ve kesmiş olduğu navlun faturasında yükün 68 kg. Olduğu açıkça görülmektedir.
Bu nedenle Montreal Protokolündeki madde 22.1.a hükmünde geçen özel bildirim koşuluna eşyanın ağırlığı veya eşyanın hacim ölçülerinden çok, eşyanın niteliği ve taşıma şekli daha çok belirleyicidir.
Not: Protokoldeki bu madde, davalı olan taşıyıcı davacı olan tarafa ”… (ilgili tarihteki SDR kuru)” sınırlandırılmış tazminat ödeme hakkını kesinleştirmiş olmak ile beraber, davacı tarafın talep ettiği ticari kayıpları ve beyan ettiği masrafların tazmininde protokol dışı bir hak talebi olduğu için, davalı olan taşıyıcı bir anlamda da koruyucu niteliktedir.
Madde 22 Kayıp Kargoyla Bağlantılı Olarak Sorumluluk Sınırları;
Yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken, gönderici varış yerinde teslimindeki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlandırılmıştır. Özel bildirim halinde, taşıyıcı bildirilen meblağın göndericinin varış yerinde teslim anındaki gerçek menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağa kadar ödemeyle sorumludur.
Davacı taraf eşya gönderisini fuarın başlamasına 2 gün kala normal kargo statüsünde göndermiştir. Oysa ki fuar taşımacılığı spesifik bir özel taşıma şeklidir. Fuara ilişkin taşınacak eşyalar Gümrük İşlemleri bakımından da farklı rejime tabii eşyalardır. Günümüz lojistik sektöründe bu tür taşıma organizasyonları için firmalar kendi bünyelerinde ayrı bir departman kurarak bu hizmeti vermektedirler. Davalı tarafın bünyesinde de fuar taşımacılığı birimi bulunmaktadır. Bu tür taşımalarda eşyalar fuar alanına genelde fuar tarihinden birkaç gün önce varışı organize edilerek planlanır ve depolanır.
Davacı taraf eşyasının fuar eşyası olduğunu belirtmeli ve fuar tarihini sözleşme üzerine veya taşıma senedi üzerine ibra ettirmelidir. Bu gibi bir kargo, taşıyıcı olan davalı tarafa ulaştığında takibi ve organizasyonu Fuar Operasyon birimi tarafından yürütülmektedir. Dolayısı ile yukarıdaki madde 22.1.a bendinde de açıkça görüleceği gibi Özel Bildirim gerektirmektedir. Davacı taraf taşıma senedinde herhangi bir özel bildirim belirtmediği için kanuni tazmin hakkı (KG X 17 SDR) ile sınırlıdır. Bu nedenle dava konusu olan ticari kaybı ve fuar için yapılan masrafların tazminini talep edemez.
Davacı taraf, masraflarının talebi için mahkeme dosyasına EK’lediği fiilin oluştuğu 09/06/2015 tarihindeki Merkez Bankası döviz kuru belgesinin ikinci sayfasının en altında 1 SDR kuru karşılığı TL birimi olan 3,8620 TL zaten açıkça görülmektedir. Böylece EK belgeye gerek kalmamıştır.
SONUÇ;
Davalı taraf ilgili eşyayı, ilgili tarihte, belirtilen kişiye teslim etmediği ve irtibat kurmadığı için herhangi bir taşıma ücreti (Navlun) talebinde bulunamaz.
Havayolu Kargo Taşımalarındaki uyuşmazlıklarda geçerli olan Varşova Konvansiyonu 4. Montreal Protokolü 22.1.a’da belirtildiği gibi; (KG x 17 SDM x 1 SDM Kuru) > (68 x 17 x 3,8620 TL) = 4.464,48 TL davacı tarafa tazmin hakkı doğduğu sonucuna ulaşılmıştır.
13/03/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle;
Kusur ve Sorumluluk;
Davalının üstlendiği taşıma alıcı …. firmasına teslimi şart koşmaktadır. Nitekim davalı da METEF firmasına teslim etmiş ancak farklı adreste olan firma yükü itirazsız almıştır. Oysa Verona adresine yönlendirmesi malı kabul etmemesi gerekirken bu tavrı zarara yol açmıştır.
Meydana gelen zararda en az davacının gönderileni-alıcı …. firması da kusurludur. Buna karşın Montreal Konvansiyonu 18. Madde de sayılı sebepler dışında kargo taşımasında sorumluluktan kurtulma imkanı da yoktur. Bu nedenle alıcının kusuru olmakla birlikte yükün tanımlı adrese yani Verona’ya ulaşmamasından uğranılan zararın Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre davalı yanca tazmini gerekmektedir.
Zarar ve Sınırlı Sorumlu Tazminat;
Somut olayda zayi olan ve değerini kaybeden yük için belirtilen kıymet gerek yükleme talimatı-proforma faturada gerekse … senedinde 230 Euro olarak bildirilmiştir. Artık zararın daha yüksek olduğu iddiası dinlenmez. Davacının tazmini gereken zarar doğrudan eşyanın değeri olarak hesaplanmak gerekir. Bu da yükleme talimatı ve taşıma senedinde hususi belirtilen miktar yani 230 Euro kadardır. Artık sınırlı sorumlu hesabı ile bulunacak miktar 230 Euro miktarın üstünde olması halinde tazminatın 230 Euro olarak kabulü gerekecektir.
Sınırlı sorumluluk uygulaması bakımından; bürüt yük miktarı taşıma senedinde yer almamakta, davalının kabulünde olan teslim evrakında ise 68 kg gösterilmektedir. Bu durumda Montreal Konvansiyonu M22 gereği bürüt kg başına 19 SDR hesabıyla 68 kg x 19 SDR = 1292 SDR sorumluluk üst sınırı hesaplanmaktadır. Yani davalı sayın mahkemenin hüküm tarihinde SDR kurlarını gözeterek hesaplanacak 1.292 SDR karşılığı TL miktarından daha yüksek tazminattan kargo taşımasında sorumlu tutulamaz. Bunun örneğinin rapor tarihinde 10/03/2017 günü 1 SDR = 5,0522 TL olduğu; 6.527,44 TL sorumluluk üst sınırına tekabül ettiği görülmektedir. Sayın mahkemenin hüküm tarihinde www…gov.tr adresinden sorumluluk üst sınırını tespit edebilecektir. Bu miktar gerçekleşen somut doğrudan zararın üstündedir.
Ancak somut olayda zaten 230 Euro belirlenmiş mal bedeli gözetildiğinde davacının talep edebileceği tazminat bu miktardadır.
Buna ek olarak ayrıca 372 Euro navlundan da davacı sorumlu tutulamaz. Ödenmiş ise davacıya iadesi gerekir. Ödenmemiş ise de davacının ödeme yükümlülüğü yoktur. Zira m.22/6 kapsamında davacının zarar için faiz talep edebileceği, katlandığı masrafları da talep edebileceği açıktır.
İhbar Şartı;
Montreal Konvansiyonu m.31 gereği dosyada davalıya gönderilmiş ihbar yoktur. Ancak zayi ve hasar için öngörülen 14 günlük ihbar süresi ve ihbar şartı, düzen için öngörülmüştür. Yani taşıma sürecinde hasar veya zayi meydana geldiği sonradan da sabit olursa, ayrıca 14 günlük süreden dolayı hak düşmesi söz konusu olamaz. Somut olayda, emtianın varması gereken yere varmadığı ve kullanma amacına hizmet etmeyeceği zayi olduğu sabit olmakla tamamı üzerinden hesap yapılması gerekmiştir.
Bu nedenle ayrıca 14 gün içinde hasar veya somut olayda olduğu gibi tam zayi zararı taşıyıcı tarafından teyit edildiği durumlarda ayrıca ihbar şartı aranmayacaktır.
Sonuç ve Kanaat;
Taraflar arasında havayolu uluslararası kargo taşıması hususunda sözleşmenin sabit olduğu; ancak bu sözleşmenin davalının hususi olarak fuar taşıması taahhüdünde bulunduğu şeklinde kabul edilmeyeceği,
Somut olayda 1999 Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre ihtilafın halli gerektiği, zira davalının hava taşıması ve havaalanından adrese götürmeyi üstlendiği,
Taşınan malın kıymetinin gerek yükleme talimatında gerekse …. yük senedinde 230 Euro olarak bildirildiği gözetilerek davacının ancak bu miktar tazminatı dava konusu edebileceği,
Ayrıca davacının, kargonun tam zayi zararı gözetilerek 372 Euro kararlaştırılan ve davalının 940049 numaralı 17/06/2014 tarihli faturasına konu navlundan sorumlu tutulamayacağı, ödendi ise davacıya iadesi gerektiği, ödenmedi ise söz konusu faturadan davacının sorumlu tutulamayacağı,
Sadece kargo taşıma taahhüdü karşısında davacının yoksun kalınan kazanç, katlanılan masraf ve sair zarar taleplerinin somut olaya uygun düşmediği, davalının fuar taşıma taahhüdünden de söz edilemeyeceği,
Davacının lehine hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren Euro mevduatı için uygulanan kamu banka faizini temerrüt faizi olarak talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Aynı Bilirkişiden Alınan 05/06/2017 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle;
Davacı vekilinin itirazlarının Montreal Konvansiyonu ile kargo taşımasında öngörülen sorumluluk düzenini ve getirilen mutlak sınırlı sorumluluk hükümlerini göz ardı etmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin atıf yaptığı Yargıtay kararları yolcu ve bagaj taşımasında sınırsız sorumluluk ile ilgilidir. Yoksa somut olayda davalı ksuurlu ve sorumludur. Bu sorumluluk Montreal Konvansiyonuna göredir. Davalı vekilinin sunduğu Yargıtay kararları ile yerel mahkeme kararları incelendiğinde bilirkişi sıfatıyla tarafımdan bu kararlara iştirak edilmektedir. Yargıtay ve yerel mahkeme kararları yerindedir. Bu çerçevede davacının talepleri arasında ödediği-ödemek durumunda kaldığı navlun iadesi talebi yoktur. Ancak dava belirsiz alacak davası olarak nitelenmiştir. 372 Euro navlun alacağını davacının iade talep etmediği gözetildiğinde bu miktarın iadesi de söz konusu olmayacaktır.
Bu çerçevede somut olayda, dosya kapsamına göre;
Davacının talep edebileceği emtia zararı kaynaklı tazminatın 230 Euro miktarında olduğu,
Davacı yan tarafından dava konusu edilmesi söz konusu olursa bu kez 372 Euro navlunu da iade talep edebileceği,
Sırf kargo taşıması taahhüt eden taşıyıcının yoksun kalınan kazanç veya hava yük senedine yansımayan özel menfaat zararından sorumlu tutulamayacağı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizden verilen 02/10/2017 tarih ve…Esas… sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 03/05/2018 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.

İstanbul BAM …. H.D’nin … Esas …Karar sayılı ilamında;
Dava dilekçesinde ; fuar katılım ve masraf bedeli 5.150- euro ve şimdilik yoksun olunan kar ile ilgili 500-Tl emtianın maliyeti sebebi ile 600-TL alacak talep edilmiştir.
Mahkemece; yargılama sonrası davanın kabulüne 1.100-TL nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Gerekçeli kararda ise hükmün gerekçe kısmında davacı vekilinin 5.150 euro talepli fuar masraflarına ilişkin kalemlerin reddedildiği açıklanmakta ise de hüküm fıkrasında bu talep ile ilgili hüküm bulunmamaktadır.
HMK 297(2) maddesi gereği hükmün sonuç kısmında ,taleplerin her biri hakkında verilen hükümle,taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde yazılması gerekir ve HMK 298(2) gereği de yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Hüküm sonucu ile gerekçe arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçeli karar ile tefhim edilen hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluktur.Kamu düzenine ilişkin hükümlere aykırı karar verilmesi mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Davacının taleplerinden 5518 euro fuar masrafı hakkında olumlu olumsuz hüküm verilmediği halde davanın kabulune karar verildiğinin yazılması ; gerekçede bu kısımlar bakımından davanın reddine karar verildiğinin açıklanması nedeniyle ;HMK 297 vd. aykırılık re’sen incelenmek suretiyle çelişkilerin giderilebilmesi için esas dair istinaf sebebleri incelenmeden davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Davacı taraf İstinaf ilamı sonrasında ıslah dilekçesi vermiş olup;Gaziantep BAM ….H.D. …. E…. K .sayılı ilamı uyarınca ıslah talebi reddedilmiş olup;

Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre
Dava konusu uyuşmazlık, davacı fuar katılımında bulunmak isteyen firma ile davalı taşıma işleri organizatörü arasında taşıma sözleşmesinin içeriği; bu içeriğe göre ifa süreci ve davalının sorumluluğu varsa tazminat miktarı hususlarındadır.
Yapılan taşıma AWB konşimentosunda taşıma adrese teslim olduğu için İtalya Havaalanından sonra adrese yapılan karayolu ile yapılan taşıma da Montreal Protokolü kapsamındadır. Madde 18: Kargonun Hasara Uğramasi Veya Zayii Olmasi:
Hava taşıması süresi, kara, deniz veya nehir yoluyla, bir hava alanı dışında yapılan herhangi bir taşımayı içemeyecektir. Bununla birlikte, böyle bir tasıma hava taşıması için yapılan bir anlaşmanın aereâi olarak yükleme, teslim veya aktarma amacıyla yapılmışsa, herhangi bir zararın, aksi ispatlanmadıkça, hava taşıması esnasında meydana gelmiş bir olayın sonucu olduğu kabul edilecektir. denmiştir.
Davaya konu olan uyuşmazlıktaki taşıma hizmeti hava kargo operasyonu olduğu için Varşova Konvansiyonu’ na EK 4 sayılı Montreal Protokolü üzerinden değerlendirilerek, protokolün hükümlerinin uygulanması gerekmiş olup söz konusu konvansiyonun 22.maddesine göre , Yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken, gönderici varış verinde teslimindeki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe taşıyıcının sorumluluğu kilogram basına 17 Özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlandırılmıştır. Özel bildirim halinde, taşıyıcı bildirilen meblağın göndericinin varış verinde teslim anındaki gerçek menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağa kadar ödemeyle sorumludur.denmektedir.
Tarafların sundukları delil ve konuyu düzenleyen mevzuat dikkate alınmış buna göre Davacı taraf eşya gönderisini fuarın başlamasına 2 gün kala normal kargo statüsünde göndermiştir. Ancak fuar taşımacılığı spesifik bir özel taşıma şekli olup bu özel bildirimin davacı tarafça yerine getirilmediği anlaşılmıştır.Davalının fuar taşıması-fuar organizasyonu taşıması taahhüdü söz konusu değildir. Montreal Protokolünde ki MADDE-22.1.a hükmünde geçen Özel Bildirim Koşuluna eşyanın ağırlığı veya eşyanın hacim ölçülerinden çok, eşyanın niteliği ve tasıma şekli daha çok belirleyici şekildedir. Davacı taraf taşıma senedinde her hangi bir özel bildirim belirtmediği için kanuni tazmin hakkı (KG.x güncel 19 SDR) ile sınırlıdır. Bu neden ile dava konusu olan ticari kaybı ve fuar için yapılan masraflar yönünden yapılan masrafları somut şekilde ispat edemediği görülmüş ayrıca mevzuat uyarınca da özel fuar kaydı bildirimi de yapmadığı anlaşılmış olup davacı stant bedeli , ulaşım konaklama tercüman gibi sair gider iddialarıyla bu kalemlerini tazminini talep edemeyeceği anlaşılmıştır. Öte yandan taşımanın …. adresi yerine … adresine teslim edildiği, bu iki şehir ve fuarın farklı olduğu dosyada sabittir. Bu sebeple taşıyıcı bu durumdan sorumludur. Bu konvansiyon Varşova Konvansiyonundan farklı olarak bürüt kg başına 19 SDR sorumluluk üst sınırı ve gerçek zararın tazminini düzenlemiştir. Bu durumda Montreal Konvansiyonu m22 gereği bürüt kg başına 19 SDR hesabıyla 68 kg x 19 SDR = 1292 SDR sorumluluk üst sınırı hesaplanmış olup hüküm tarihinde www…gov.tr adresinden sorumluluk üst sınırına göre yapılan hesaplamada sadece davacının belirsiz olarak açmış olduğu 600,00 TL’lik emtia maliyetinden kaynaklı zararı talep edebileceğinden bu kısımdan dolayı taleple bağlı kalınarak davanın bu kısım üzerinden kabulüne fazlaya ilişkin diğer zarar kalemleri anılan gerekçelerle yerinde görülmeyerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davacının emtia maliyetinden kaynaklı zararın talep gibi 600,00 TL üzerinden kabulü ile ihtarname tarihi olan 9 Mart 2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının (yoksun kalınan kâr) ve (fuara katılım ücreti, tercüman bedeli, ulaşım konaklama gideri vs. giderler) talebinin reddine,
4-Alınması gereken 41,00 TL karar harcından daha önce yatırılan 310,54 TL peşin harç, 66,43 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 376,97 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 335,97 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.576,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 338,24-TL, ıslah harcı 66,43 TL ile aşağıda dökümü yapılan 1.681,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.085,67-TL yargılama giderinin kabul (%3,00) red (%97,00) oranına göre hesaplanan 62,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin kabul (%3,00) red (%97,00) oranına göre hesaplanan 13,58 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2018
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.
Davacı Yargılama Giderleri
338,24.-TL İlk masraf
1.500,00.-TL Bilirkişi ücreti
66,43.-TL Islah harcı
+ 181,00-TL Yargılama gideri
2.085,67.-TL