Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/491 E. 2019/248 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/491
KARAR NO : 2019/248

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkiline ZMM sigortası ile sigortalı olan ve davalının sigortalısı bulunduğu …. palakalı aracın firari sürücü sevk ve idaresinde iken …. plakalı araca 09/10/2016 tarihinde çarptığını, müvekkilinin dava dışı araç için 4.000,00 TL ödeme yaptığını, ZMMS genel şartlarına göre sürücünün kaza yerini terk etmesi nedeniyle müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu,bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy … İcra müdürlüğünün ….E sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin… palakalı aracını uzun süreli kiralama nedeniyle işletini olmaktan çıktığını ve bu nedenle hasardan sorumlu bulunmadığını, davanın ihbarını talep ettiklerini, kusur oranının tespiti gerektiğini savunarak davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava, sigorta hukukundan kaynaklanan rücuen tazminat isteğine ilişkindir.
Tarafların idida ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı … şirketine ZMM sigortası ile sigortalı olan …. palakalı aracın 09/10/2016 tarihinde …. plakalı araca çarptığı, davacı … şirketinin dava dışı araç için 4.000,00 TL ödeme yaptığı, ZMMS genel şartlarına göre sürücünün kaza yerini terk etmesi nedeniyle rücu hakkının bulunduğu iddiasıyla davalı hakkında Bakırköy … İcra müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile takip yaptığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalının araç maliki ve ZMM sigortasının tarafı (sigorta ettireni) olduğu uyuşmazlıklı değildir. Kaldiki siorta poliçesinden davalının sigorta ettiren olduğu anlaşılmaktadır. Davalı davacıya ZMM sigortası ile sigorta ettirilen aracın uzun süreli kiralama nedeniyle işletini olmaktan çıktığını ve bu nedenle hasardan sorumlu bulunmadığını savunmuş ve sigortalı aracın uzun kiralama ile dava dışı kişiye kiralandığı anlaşılmakta ise de iş bu dava işleten sıfatı nedeniyle açılmış olmayıp, sigorta sözleşmesine dayalı olarak açıldığından ve davalının sigorta sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle rücu talebi olduğundan davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili sigorta genel şartlarına göre sigortalı aracın sürücüsünün kaza yerini terk etmesi nedeniyle müvekkilinin rücu hakkının bulunduğu iddiasıya iş bu davayı açmıştır. Bilindiği üzere, bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.
Davacı …, davalı adına kayıtlı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan sürücünün olay yerini nedensiz terk ettiğini ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuan tazmini talebinde bulunmuştur.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün firar ettiğini belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi sigortacıya rücu hakkı vermez. ( Bkz.Yargıtay …. HD.sinin 13/09/2018 gün ve… E-…. K. sayılı kararı) Sigorta şirketinin somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Davacı davasını somut delillerle kanıtlayamamıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 70,42 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/02/2019 10:11:45

Katip …

Hakim …