Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/461 E. 2020/809 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/461 Esas
KARAR NO : 2020/809

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/06/2016
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, davacının davalı şirketin büyük ortağı … Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.’nin yaklaşık %17 hissesine, davalı şirketin de doğrudan %0,4’üne sahip ortağı olduğu, şirket yönetim kurulu tarafından davacıya gönderilen davet sonrası 28/03/2017 tarihinde yapılan olağan genel kuruluna davacının katıldığı ve bu toplantıda alınan kararlara itiraz kaydı düşürüldüğü, toplantının 4.maddesinde detaylı mizanlar açılmadığından bilgi sahibi olunamadığı, şirketin nasıl sadece % 1 kar ettiği ve bu kara neden olacak neler yapıldığı sorulduğu ve bu hususa ilişkin tatminkar cevap alınamadığı, gündemin 7. maddesi olarak şirket yönetim kurulu üyeleri …, …, … ve …’ya ayrı ayrı aylık net ¨10.000,00 huzur hakkı ödenmesine karar verildiği, şirketin kötü yönetildiği açık iken böyle bir karar alınmasının yasaya aykırı olduğu, toplantıdan önce incelemeye açılan ve toplantıda sunulan bilançoya göre net dönem karının ¨369.499,23 olduğu, şirketin finansal verileri incelendiğinde 2015 yılında ¨611.438,90 olan karının %40 oranında düştüğü, dört yönetim kurulu üyesine aylık ¨40.000,00 ödeme yapılmasının ve bunun yıllık bazda ¨480.000,00’ye varan bir büyüklükte olmasının 2017 yılının kötü bir yıl olması için yönetim kurulu üyelerinin ellerinden gelen çabayı harcadığının göstermekte olduğu, karın tamamından fazlasının huzur hakkı olarak ödenmesine dair verilen kararın şirketin faaliyetlerine son verecek kadar ağır bir karar olduğu ve davacıya yıllardır ana sözleşmeye aykırı olarak kar payı dahi ödemeyen şirketin davacının bir kez daha zarara uğramasına sebep olacağı, davalı şirketin kötü yönetildiğinin ortada olduğu, yöneticilerin tüm emeklerini başka şirketlerde harcadıkları, ortaklardan …’nin ve …’nın %2 oranında ortağı oldukları … Tur Organizasyon Vize Tarım ve Hayvancılık İşletmeleri A.Ş. isimli bir şirketlerinin mevcut olduğu ve bu şirketin 06/04/2010 tarihinde ¨100.000,00 sermaye ile kurulduğu, son yaptığı genel kurul olan 28/03/2017 tarihli genel kurulda sermayesinin ¨40.000.000,00 olduğu, yani yüzde dörtbin büyüdüğü, davacının ortağı olduğu kararlarının iptali istenen şirkette ise kar artışının düşük borç artışının yüksek olduğu, şirketin kötü yönetildiğinin ve yöneticinin tüm emeğini diğer şirketine harcadığının ekonomik görüntü ile ortada olduğu, başarı primi verilmesinin bu yönden de yasaya aykırı olduğu, davacının ¨300.000.000,00’deh fazla değere sahip bir şirketin yaklaşık %17’sine sahipken bu şirketten hiçbir surette faydalanmasına izin verilmediği, davalı şirketin 2015 yılı genel kurulunda alınan yönetim kurulu üyelerine aylık ¨10.000,00 huzur hakkı ödenmesi kararının iptali için Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığından bahisle … Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.’nin 28/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurulunun gündemin 6.maddesi ile karara bağlanan karın dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçelerde tutulmasına ilişkin kararın ve gündemin 7. maddesi ile karara bağlanan her bir yönetim kurulu üyesi için ödenmesi kararlaştırılan aylık net 20.000,00’ye ilişkin huzur hakkı kararının ve her bir yönetim kurulu üyesi için ayrı ayrı 200.000,00 ikramiye ödenmesi kararlarının icrasının dava sonuna kadar geri bırakılmasına ve dava sonunda iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaların birleştirilmesi talebinin reddi gerektiğini, huzur hakkının kanundan doğan bir hak olduğunu, huzur hakkı için şirketin kar etmesine dahi gerek bulunmadığını, karara bağlanan huzur hakkının fahiş olduğu yönündeki iddianın asılsız olduğunu, şirkete zarara uğratacağı iddiasının da asılsız olduğunu, davacının şirketteki payının çok cüzi bulunduğunu, şirketin borçlarının arttığı iddiasının asılsız olduğunu,ana sözleşmeye aykırı pay dağıtıldığı iddiasının da mesnetsiz bulunduğunu, davacının kötüniyetli bulunduğunu ve HMK 329. maddesinin uygulanmasını istediklerini, davacının TTK 448/3. maddesi gereğince teminat yatırması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, şirket genel Kurul Kararının iptali isteğine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı şirketin 28/03/2016 tarihli genel kurulu kararlarından gündemin 6. maddesiyle alınan kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın, 7. maddesiyle alınan her bir yönetim kurulu üyesine aylık net 20.000,00 TL huzur hakkı ve 200.000,00 TL ikramiye ödenmesine ilişkin kararıların iptalini istemiştir. Ancak ön inceleme duruşmasında alınan imzalı beyanında ise ” Her ne kadar biz dava dilekçemizde aylık huzur hakkını 20 bin TL olarak belirtmiş isek de aylık huzur hakkı 10 bin TL olacaktır, diğer yandan iptalini istediğimiz genel kurulda 200 Bin TL ikramiye ödenmesi kararı alınmamıştır bunlar maddi hata olarak yazılmıştır biz sadece 28/03/2017 tarihli genel kurul kararından 7.madde ile alınan her bir yönetici için 10 bin TL aylık huzur hakkı ödenmesi kararının iptalini istiyoruz, diğer 6.maddeye ilişkin talebimiz ile ikramiyeye ilişkin talebimizden vazgeçiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin bu beyanı dikkate alındığında dava konusu genel kurul kararlarından sadece 28/03/2017 tarihli genel kurul kararından 7.madde ile alınan her bir yönetici için 10 bin TL aylık huzur hakkı ödenmesi kararının iptalini dava konusu yaptığı, diğer iptal taleplerinden vazgeçtiği sonucuna varılmıştır.
Davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki bu beyanı dikkate alındığında taraflar arasındaki tek uyuşmazlığın 28/03/2017 tarihli genel kurul kararından 7.madde ile alınan her bir yönetici için 10 bin TL aylık huzur hakkı ödenmesi kararına ilişkin olduğu kabul edilerek bu yönde değerlendirme yapılmıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesinde mahkememizin 25/10/2017 tarih .. Esas ….Karar sayılı gerekçeli kararı ile;” … Davacı vekilinin bir önceki 25/03/2016 tarihli genel kurulda da aynı yönde alınan aylık 10.000,00 TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararı da dava konusu yaptığı, ve aynı mahkemenin …. E sayılı dava dosyası ile yapılan yargılama sonucunda 11/10/2017 gün ve …. K sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek iptal talebinin ret edildiği, … E sayılı dava dosyasında yapılan emsal ücret araştırmasıyla davalı şirket ile aynı dalda faaliyet gösteren diğer şirketlerin YK üyeline verdikleri aylık ücretlerin belirlendiği, diğer yandan Y.K. üyelerine huzur hakkı ödenip ödenmeyeceği şirket genel kurulu kararına bağlı olduğu, şirket yöneticilerine huzur hakkı ödenmesi için şirketin kar elde etmesinin zorunlu olmadığı, şirket genel kurulunun huzur hakkı ödenmesine ilişkin olarak şirket yöneticilerinin emek ve mesaisini dikkate alarak karar alabileceği, ancak bu kararın şirketin menfaatleri, şirketin mali yapısı, afaki iyi niyet kuralları ile bağdaşır olması gerektiği, davacının daha önce de 28.04.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında huzur hakkının artırılmasına dair alınan kararın iptali için açtığı dava sonunda aynı mahkemenin 05/10/2015 gün ve … E-… K sayılı kararı ile ” 28.04.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında huzur hakkının artırılmasına ve YK üyelerine aylık 70.000,00 TL ödenmesine dair alınan 7 nolu huzur hakkına ilişkin kararın şirketin mali yapısıyla, afaki iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı” gerekçesiyle iptaline karar verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, aynı mahkemenin gerek …. E… K sayılı dosyası, gerek …. E-… K sayılı dava dosyası ve gerekse bu dosya kapsamı, emsal ücret araştırma yazı cevapları, davacı şirketin önceki dönem için açıkladığı kar miktarı, paranın satın alma gücü, günümüzdeki yaşam standartları dikkate alındığında Y.K. üyelerine aylık 10.000,00 TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararda şirketin mali yapısıyla, afaki iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayan bir hususun bulunmadığının ve bu miktarın da fahiş olmadığının kabulü gerektiği, tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alındığında ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmasına da gerek görülmediği … ” gerekçeleri ile; ” Davacının 28/03/2017 tarihli genel kurul kararının 6. maddesi ile 7. maddesinde olduğu bildirilen ikramiye ödenmesine ilişkin iptal talebinin feragat, diğer talebinin ise esastan reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas …. Karar sayılı ilamı ile “…Dava konusu genel kurul ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 394. maddesinde, yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği hükmü düzenlenmiştir. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Ücretin miktarı ise şirketin mali yapısı, şirketin bu yöndeki uygulaması, yönetim kurulunun bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır.
Yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığı değerlendirilirken genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durum açısından davacı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurulup karşılaştırılmak suretiyle yönetim kurulunun harcadığı emek ve mesai ile orantılı, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kârdan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince taraflarca gösterilen deliller hiç toplanmadan ve davacının iddiaları hiç değerlendirilmeden sadece aynı mahkemenin… esas …. karar sayılı dosyası ile …. esas … karar sayılı dosyasında yapıldığı iddia edilen emsal ücret araştırma yazı cevaplarına göre; yönetim kurulu üyelerine ödenmesine karar verilen 10.000 TL huzur hakkının afaki iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirttiği …. Esas … Karar sayılı dosya ile …. Esas – …. Karar sayılı dosyanın örnekleri bu dosya içerisine alınmadığı gibi UYAP sistemi üzerinde yapılan araştırmada …. Esas … Karar sayılı dosyanın davalısının farklı bir şirket ( … OTOMOTİV YATIRIM PAZARLAMA A.Ş. ) olduğu dolayısıyla farklı bir şirkete ait kararın bu dosya için delil teşkil etmeyeceği, yine aynı mahkemenin … Esas … Karar sayılı dosyasının bir örneğinin bu dosya içerisine alınmaması nedeniyle o dosya içerisinde bulunan bilgilerin neler olduğu bilinemeyeceğinden gerek istinaf aşamasında gerekse dairemizce verilecek kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay aşamasında değerlendirilmesi de mümkün değildir.
Ayrıca, dava dilekçesinde davalı olarak … Oto Kiralama Nakliyat Taş.ve Tic. A.Ş. gösterildiği halde dava dilekçesinin sonuç kısmında … Otomotiv Yatırım ve Pazarlama A.Ş.’ nin 28/03/2017 tarihinde yapılan genel kuruluna ilişkin 6 ve 7. maddeleri gereğince alınan kararların iptalinin talep edildiği, dolayısıyla dava dilekçesindeki bu çelişki davacı vekiline açıklattırılarak isim değişikliği yapılmışsa buna ilişkin kayıtlar ile iptali istenen kararın alındığı genel kurul toplantı tutanağı ilgili yerlerden celp edilerek ve taraflarca gösterilen ve davanın esası ile ilgili olan tüm deliller toplandıktan ve davalı şirketin defter ve kayıtları celp edilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak dava konusu genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durumu açısından davacı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurularak yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, davacı tarafından gösterilen hiç bir delil toplanmadan ve ilk derece mahkemesince de delil olarak dayanılan hiç bir belge dosya içerisine alınmadan karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının HMK’ nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 11/06/2018 tarihli dilekçesinde özetle; kopyala yapıştır bilgisayar işlemleri nedeniyle dilekçelerinde bir kısım hatalar olduğunu, sonuç olarak taleplerinin … Oto Kiralama Nak. Taşımacılık ve Tic. AŞ’nin 28/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurulunda her bir yönetim kurulu üyesine aylık 10.000,00 TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin 7. gündem maddesinde alınan kararın iptaline yönelik olduğunu beyan etmiştir.
İş bu dosyamız esasen mahkememizin… Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilmiş olup, söz konusu dosyada dava konusu; dosyamız davacısı ile dosyamız davalısı arasında 25/03/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine ayık 10.000,00 TL huzur ödemesine ilişkin alınan kararın iptaline istemine ilişkindir. Söz konusu dosyada, iş bu dosyamızda istinaf kaldırma kararı öncesinde verilen karar ile aynı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı istinafa başvurulması üzerine İstanbul BAM …. HD’nin …Esas … Karar sayılı ilamı ile; “…Dava, davalı şirketin 25/03/2016 tarihinde yapılan 2015 yılına ait genel kurul toplantısında gündemin 8. maddesi ile alınan yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine dair kararın iptali istemine ilişkindir.
Gündemin 7. maddesi ile yönetim kurulu üyeliğine dört kişi üç yıl süre ile seçilmişlerdir. Gündemin 8. maddesi ile yönetim kurulu üyelerine aylık net 10.000 TL ödenmesi görüşmeye açılmış; davacıyı toplantıda temsil eden vekili söz alarak, kararlaştırılan huzur hakkının rayiçlerin çok üzerinde olduğu konusunda beyanda bulunmuş, yönetim kurulu üyesi … de aksi yönde, belirlenen miktarın hakkaniyete uygun olduğu konusunda görüş bildirmiştir. Görüşmeler bittikten sonra yönetim kurulu üyelerine aylık 10.000 TL ödenmesine dair gündem maddesi oylamaya sunulmuş, davacının olumsuz oyuna karşılık oy çokluğuyla karar alınmıştır. Alınan karardan sonra davacı, bu karara muhalif olduğuna dair bir şerh yazmadığı gibi bu karara muhalif olduğuna dair ayrı bir yazılı beyan da sunmamıştır.
Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin kararGündemin 8. maddesi ile yönetim kurulu üyelerine aylık net 10.000 TL ödenmesi görüşmeye açılmış; davacıyı toplantıda temsil eden vekili söz alarak, kararlaştırılan huzur hakkının rayiçlerin çok üzerinde olduğu konusunda beyanda bulunmuş, yönetim kurulu üyesi … de aksi yönde, belirlenen miktarın hakkaniyete uygun olduğu konusunda görüş bildirmiştir. Görüşmeler bittikten sonra yönetim kurulu üyelerine aylık 10.000 TL ödenmesine dair gündem maddesi oylamaya sunulmuş, davacının olumsuz oyuna karşılık oy çokluğuyla karar alınmıştır. Alınan karardan sonra davacı, bu karara muhalif olduğuna dair bir şerh yazmadığı gibi bu karara muhalif olduğuna dair ayrı bir yazılı beyan da sunmamıştır.
Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalmasının ve bu keyfiyeti zapta geçirmesinin gerekmesine, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin veya ret oyu kullanılmasının alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımadığı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarındadır (Bkz. Yargıtay 11. HD, 08.12.2015 tarih, 2014/18887; 2015/13122 E.K sayılı ilamı). 25/03/2016 tarihli genel kurul toplantısında 8 nolu gündem maddesi ile alınan kararda davacının usulune uygun muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Davacı, gündem maddesi görüşülürken maddeye yönelik olumsuz görüşünü tutanağa geçirmişse de oylama yapıldıktan sonra karara muhalif olduğuna dair bir beyanı olmamıştır. Oylama öncesi görüşme esnasında toplantıya katılan üyenin öneriye karşı olduğunu belirtmesi alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımamaktadır (Yargıtay 11.H.D’si 2014/818 E. 2014/2043K sayılı emsal kararı).
Bir ortağın şirket genel kurulunda alınan kararın veya kararlarının iptalini talep edebilmesi için; toplantıda hazır bulunan ortağın karara olumsuz oy vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi şarttır. Davacı toplantıda hazır bulunduğuna göre, 8 nolu gündem maddesi ile alınan karara olumsuz oy vermesi ve oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi zorunludur. Oysa ki TTK 446/1.maddesi gereğince davacının alınan karara karşı usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Dava açabilme şartı (özel dava şartı) gerçekleşmediğinden gündemin 8. maddesi ile alınan karara yönelik davacının iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Davacının ileri sürdüğü istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden, HMK.m.353/1.b.1 uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, dava şartları kamu düzenini ilgilendirdiğinden ve HMK.m.115/1 uyarınca mahkemece resen gözetilmesi gerektiğinden, HMK 355.maddesi gereğince bu husus resen dikkate alınarak HMK.m.353/1.b.2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A)Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
B)HMK 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE … ” şeklinde karar verilmiş, BAM kararına karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay …. HD’nin …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile İstanbul BAM …. HD’nin …. Esas … Karar sayılı ilamının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere iş bu dosyamızda iptali talep edilen genel kurul kararı davalı şirketin 28/03/2017 tarihli genel kurulunun yönetim kurulu üyelerine huzur hakkına ilişkin 7. maddesi olduğu, mahkememizin …. Esas sayılı dosyamızda iptali talep edilen genel kurul kararının ise yine aynı şirketin 25/03/2016 tarihli genel kurulunda alınan yönetim kurulu üyelerine huzur hakkına ilişkin 8. maddesi olduğu, her iki genel kurulda alınan bu kararlar yönünden yapılan karşılaştırmalı incelemede, ilgili gündem maddelerinin işeriklerinin aynı şekilde olduğu, bu nedenle her ne kadar iş bu dosyada İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin kararı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılıp, bilirkişi raporunda davanını esastan reddi yönünde kanaat bildirilmişse de; mahkememizin … Esas sayılı dosyasındaki İstanbil BAM … Hukuk Dairesi kararı ve onamaya ilişkin Yargıtay Kararının esas alınması gerektiği değerlendirilmiştir. İş bu davaya konu 28/03/2017 tarihli Genel Kurulun 7. gündem maddesinde de BAM … Hukuk Dairesinin yukarıda ki ilamında belirtildiği üzere davacıyı toplantıda temsil eden vekili söz alarak, kararlaştırılan huzur hakkının rayiçlerin çok üzerinde olduğu konusunda beyanda bulunmuş, yönetim kurulu üyesi … de aksi yönde, belirlenen miktarın hakkaniyete uygun olduğu konusunda görüş bildirmiştir. Görüşmeler bittikten sonra yönetim kurulu üyelerine aylık 10.000 TL ödenmesine dair gündem maddesi oylamaya sunulmuş, davacının olumsuz oyuna karşılık oy çokluğuyla karar alınmıştır. Alınan karardan sonra davacı, bu karara muhalif olduğuna dair bir şerh yazmadığı gibi bu karara muhalif olduğuna dair ayrı bir yazılı beyan da sunmamıştır.
Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalmasının ve bu keyfiyeti zapta geçirmesinin gerekmesine, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin veya ret oyu kullanılmasının alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımadığı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarındadır (Bkz. Yargıtay 11. HD, 08.12.2015 tarih, 2014/18887; 2015/13122 E.K sayılı ilamı). 25/03/2016 tarihli genel kurul toplantısında 8 nolu gündem maddesi ile alınan kararda davacının usulune uygun muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Davacı, gündem maddesi görüşülürken maddeye yönelik olumsuz görüşünü tutanağa geçirmişse de oylama yapıldıktan sonra karara muhalif olduğuna dair bir beyanı olmamıştır. Oylama öncesi görüşme esnasında toplantıya katılan üyenin öneriye karşı olduğunu belirtmesi alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımamaktadır (Yargıtay 11.H.D’si 2014/818 E. 2014/2043K sayılı emsal kararı).
Bu durumda iş bu dava konusu 28/03/2017 tarihli genel kurulunun yönetim kurulu üyelerine huzur hakkına ilişkin 7. maddesine ilişkin davacının usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmadığı anlaşılmakla bu gündem maddesine ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, genel kurul kararının 6.maddesi ile 7. maddesinde olduğu bildirilen ikramiye ödenmesine ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının 28/03/2017 tarihli genel kurul kararının 6.maddesi ile 7.maddesinde olduğu bildirilen ikramiye ödenmesine ilişkin talebinin feragat nedeniyle, huzur hakkına ilişkin talebin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2020 10:15

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.