Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/452 E. 2022/463 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/452 Esas
KARAR NO : 2022/463

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, davalı firmadan fatura karşılığı aldığı “….” zemin malzemesinin uygulama sonrasında bozuk, ayıplı, hatalı olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin kabulü ile malzemenin değişiminin yapıldığı ancak, hatalı çıkan malzeme nedeniyle;
a) Uygulanan malzemenin sökülmesi ve yeni malzemenin uygulanması karşılığı olarak … Zemin Yapı İnş. San ve Tic. Ltd. Şti ne fatura karşılığı ödenen 5.425,00 TL
b) Söz konusu malzemenin nakliyesi için …. Nakliyat Şehirici Şehirlerarası Taşımacılık …. ödenen 1.500 TL
c) Uygulamanın yapıldığı Müşteri …. ile yapılan 21.01.2018 tarihli sözleşme gereği geç teslimattan kaynaklanan cezai şart olarak ödenen 15.000 TL olmak üzere toplam 21.925 TL zarara uğramış bulunduğu,
Müvekkil şirketin zararının tazmini amacıyla öncelikle Bakırköy …. Noterliği 03 Nisan 2018 tarih ve …. yevmiye no ile ihtar çektiği davalı şirketin süresi içerisinde bu ihtara yanıt vermemesi ve zararı tazmin etmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müd. …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini davalı şirketin haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu belirterek, davanın kabulüne, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının/borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederek huzurdaki davayı açmışlardır.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin müvekkil şirketten fatura karşılığı zemin malzemesi aldığını fakat zemin malzemesini, zemindeki eski malzemeler sökülmeden zemine uyguladığı, malzemeleri zemine uyguladıktan sonra temizlik için aseton, tuz ruhu, çamaşır suyu vb. yoğun kimyasal madde içeren temizlik ürünlerinin kullandığını. bu kimyasal içerikli temizlik ürünlerinin uygulanan malzemenin renginin çıkmasına, değişmesine neden olduğunu, bu zarar gören malzemelerin hatalı olduğu iddiasıyla müvekkil şirketten yenisi ile değiştirilmesinin talep edildiğini, müvekkil şirketin ayıplı olduğu iddia edilen malların, normalde bir exper firmasına inceletip gerçekten ayıplı olup olmadığını tespit ettirmesi gerekirken, malların ayıplı olduğunu kabul ettiğinden değil fakat davacının mağduriyetine sebebiyet vermemek ve müşteri memnuniyeti için birebir aynıları ile değiştirdiği ve taraflar aralarında 15.02.2018 tarihinde bu konu ile ilgili birbirlerini karşılıklı ibra ettiklerine dair bir sözleşme imzalandığını, davacı şirketin talep ettiği zararın oluşumunda kusurlu olduğunu, davacı yanın, 3.kişiler nezdindeki anlaşmaları ve buna ilişkin uğradığını iddia ettiği zararları müvekkil şirket ile olan ilişkinin tamamen dışında olduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetle açılan davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı ya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki granit yer malzemesi satımından kaynaklı olarak dava konusu ürünlerin ayıplı çıkması sebebiyle davacının uğradığı zararın tazmini için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 22.005,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı isticvap beyanında; “Davacı işyeri bana aittir. Kuaför malzemeleri satışı yapmaktaydık. Davalıdan yer seramiği satın aldık. Ancak ben o dönem rahatsız olduğum için işlerle kardeşim … ilgileniyordu. Seramiklerde sıkıntı çıktığını söyledi. Sıkıntının neyden kaynaklandığını bilmiyorum. Buna ilişkin bir tespit yapılmadı. Davalı taraf seramikleri değiştirdi ancak değişimi için dava dilekçesinde belirtildiği şekilde masraf yapılmıştır. Hatırladığım kadarı ile 25.000 TL idi. Mutabakat belgesinden haberim yoktur. Kardeşim bana bilgi vermedi.” demiştir.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “Ben davacının işyerinde mobilya imalathanesinde çalışıyordum. Davacının işyerini fiilen … yönetiyordu. Davalıdan granit satın aldık ve kendi müşterimizin işyerine götürüp, döşedik. Döşeme işi 1 hafta sürdü. En son gün montajını yapmaya geldiğimizde temizlenmeye başlanılmıştı. Müşterimiz döşediğimiz granitleri temizlemişti. Salonun orta yerinde renk farklılığı vardı. Müşterinin temizliği hangi malzeme ile yaptığını bilmiyorum. Ancak granit tuz ruhu, kezzap gibi malzemelere dayanıklıdır. Sadece granit bünyesine su alıp donduğunda atmalar olabilir. Biz malların ayıplı olduğunu görünce söküp geri götürdük. Aynı gün davalı tarafa haber verdik. Davalı taraf malzemeleri değiştirdi. Ancak yaptığımız sökme, takma , işçilik, nakliye, cezai şart gibi masraflarımızı ödemedi. Granit tozlu olduğu için temizlenmeden rengi anlaşılamaz. Bu sebeple temizledikten sonra gördük. Malların davalı tarafa iade edilip edilmediğini net bilmiyorum. Müşteriye döşenen alanı da net bilmiyorum.” demiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Davacının kardeşi olurum. Davacı işyeri …e aittir. Ancak fiilen işleri ben yürütürüm. Davalıdan granit aldım. Kendi müşterimize sattık. Büyük bir alandı. Montajdan bir gün önce gittiğimde kaba tozunu almak için müşteriye yıkattırdım. Müşteri sadece su ile yıkadığında siyah aldığımız granitlerin kahverengi olduğunu gördük. Alanın çoğunda aralıklı olarak ayıplı bir şekilde granit vardı. Davalı tarafa aynı gün söyledik. Davalı gelip haklısınız. Değiştirelim dediler ve değiştirdiler. Tüm alanı değiştirdiler. Ancak bu malzemelerin sökülmesi, işçiliği ve nakliye masrafları ile cezai şartı karşılamadılar. Bana kağıt imzalatmaya çalıştılar. Ben zararlarımı söyledim. En azından yarısını karşılayın dedim. Ancak kendileri graniti detarjanla yıkamışsınız dediler. Ben, bana göstermiş olduğunuz mutabakat belgesindeki “…. firmasında kullanılan 155,52 metre kare ithal nano süper siyah seramikler müşteri memnuniyeti açısından 1- 1 miktarda 60×60 qua stark grap hite ürün verilerek değiştirilmiştir.” kısmını ben yazdım. Ancak bunun dışındaki “bu konu ile ilgili bir problem kalmamıştır. Taraflar bu konuda mutabıktır. ” kısmını ben yazmadım. Bana bu şekilde yazılmış bir kağıt verdiler onu yırttım. Sadece kendi yazdığım kısma ilişkin imza attım. Ancak sonrasını kendileri doldurmuş. Baktığınızda iki kısımdaki yazı ve kalemler farklıdır. Kesinlikle kabul etmiyorum. Ticari defterlerimizi doğru tutuyoruz.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davalı şirkette yaklaşık 28 yıldır teknik eleman olarak çalışıyorum. İnşaat malzemeleri satım işlemi yapıyoruz. Davacı şirkete dava konusu zemin malzemesini sattık. Davacı sattığımız malzemeden şikayetçi olması nedeniyle davacının kuaförüne gittik. Bizim davacıya sattığımız malzeme koyu renkli bir malzemedir. Bu malzeme yer döşemesidir. Gittiğimizde zeminin tuz ruhu ve kezzap ile zemini temizlemişler. Yerin döşemesini biz yapmadık. Kendileri başka bir ustaya yaptırmış. Yapan usta zemini pis döşediği için ve zemin üzerinde inşaat malzemesi bıraktığı için bu malzemeyi temizlemek için tuz ruhu ve kezzap dökmüşler. Davacı taraf bize teslimden ve yerin döşenip temizlenmesinden sonra bize bildirdiler. Biz kullanım hatası olmasına rağmen müşteri memnuniyeti sağlansın diye malımız ayıplı olmamasına rağmen sattığımız malzemeyi değiştirdik. Zarar gören alan yaklaşık 8-10 metre kareydi. Ancak biz tüm alanı tekrardan değiştirdik ve 155 metre karelik alana yetecek kadar malzemeyi yapıştırıcısıyla verdik. Bunun üzerine karşı taraf herhangi bir şikayetinin olmadığına dair imzalı belge verdi ve tutanak altına aldık ve ibralaştık. Daha sonra bu dava açıldı.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirkette 2,5 yıl satış sorumlusu olarak çalıştım.Dava konusu ürünlerin satışı sırasında çalışıyordum. Davacı tarafa dava konusu zemin malzemesini sattık. Davacıya sattığımız ürün koyu renkli ve nano kaplamalıdır. Sadece su ile temizlenmesi gerekmektedir. Bunu satış sırasında da belirttik. Malzemenin döşemesini biz yapmadık. Malzemenin tesliminden ve döşemesinin yapılmasından 20 gün sonra davacı taraf malzemelerinin ayıplı olduğunu ve değiştirilmesini talep etti. Biz malzemeyi yerinde incelediğimizde asitli detarjanlarla yıkandığını ve küçük bir alanın renk attığını gördük. Bunun üzerine kullanım hatası olduğunu tespit ettik. Davacı şirket sürekli çalıştığımız bir şirket olduğu için müşteri memnuniyeti gereği hasar görmeyen alanlar da dahil olmak üzere malzemeyi değiştirdik. Karşılığında hiçbir bedel almadık ve … ile mutabakata vardığımıza dair tutanak imzaladık. Tutanak içeriği doğrudur. Altındaki imza bana aittir. Ben tutanak imzalandığı sırada …ün davacı şirketin yetkilisi olarak biliyordum. Sattığımız malzemenin kutuları üzerinde sadece su ile temizleneceği yazılıdır ve kullanma talimatı vardır. Müşteriye de bu durumu satarken izah ediyoruz.” demiştir.

Davacının 2018 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılarak takibe konu alacaktan dolayı takibe konu ihtarnamedeki kalemlerden dolayı alacak hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 28/07/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından incelemeye ibraz edilen yasal defterlerin tasdikle ilgili yükümlülüklerinin yasal süresinde yerine getirildiği, davacı taraf yasal defterlerinde davalı tarafa 20.016,10 TL tutarında borçlu olarak görünmekte olup, davacının uğradığı zarara karar verilmesi halinde hesaplanan rakamdan borçlu olunan 20.016,10 TL’nin mahsup edilmesi gerektiği, davacı tarafın zararının tazmini ve benzeri taleplerinin sayın mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Somut davada; taraflar arasında dava konusu granit yer döşeme malzemesi satımına ilişkin sözleşme bulunmaktadır. Bu sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya dava konusu granit yer döşeme malzemesi satılmış ve teslim edilmiş, davacı tarafından da bedeli ödenmiştir. Davacıya teslim edilen granit yer malzemesi davacı tarafça kendi müşterisinin iş yerine döşenmiştir. Davalı tarafından davacıya satılan granit yer malzemesi daha sonra davalı tarafından değiştirilmiştir. Davacı tarafça bu değişimin sebebi olarak dava konusu malzemenin ayıplı olduğu, döşenen malzeme renginin yer yer farklı renkte olduğu gösterilmiş, davacı tanıkları bu yönde beyanda bulunmuş, ancak söz konusu ayıba ilişkin basiretli bir tacir gibi davranılarak bir tespit yaptırılmamış ve ayıplı olduğu iddia edilen malzemeler davacı tarafça sökülüp atılmıştır. Davalı tarafça ise söz konusu renk değişikliğinin dava konusu yer malzemesinin davacının müşterisi tarafından yıkanmaması gereken deterjanlarla yıkanması sebebiyle oluştuğu ve müşteri memnuniyeti gereğince dava konusu kaplamayı değiştirdikleri savunmasında bulunmuşlar ve tanıkları da bu şekilde beyanda bulunulmuştur. Davacı iş yerini fiilen idare eden tanık … ile davalı şirket sorumlusu tarafından imzalanan 15/02/2018 tarihli mutabakat belgesinde dava konusu zemin kaplama malzemesinin müşteri memnuniyet açısından değiştirildiği belirtilmiştir. Mutabakat belgesinin en alt cümlesindeki ” iş bu konu ile ilgili bir problem kalmamıştır. Taraflar bu konuda mutabıktır.” cümleleri tanık … tarafından kabul edilmemiş ve evraka sonradan eklendiği ileri sürülmüştür. Gerçekten de söz konusu yazı karakterinin ihtilaf konusu olmayan yukarısında yer alan yazı karekterinden farklı olduğu çıplak gözle görülmektedir. Ancak mutabakat belgesinde ürünlerin ayıplı olması sebebiyle değiştirildiği hususu yer almamaktadır. Müşteri memnuniyet açısından değiştirildiği belirtilmiştir. Bu nedenle metnin alt kısımdaki itiraz edilen cümleler davanın esasını etkileyecek nitelikte değildir. Davacı tarafça dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın hangi taraftan kaynaklandığı, ürünlerin kullanma talimatlarına aykırı kullanılması veya temizlenmesi sebebiyle mi ayıplı hale geldiği, yoksa davalının ayıplı ürün mü teslim ettiği hususu ispatlanamamıştır. Bunun yanında davacı vekiline dava dilekçesinde talep ettiği alacak ve zarar kalemlerine ilişkin belgeleri ve delillerini dosyaya sunması için bir çok kez süre verilmiş, ancak davacı vekili tarafından söz konusu belgeler dosyaya sunulmamış ve zarar kalemleri de ispatlanamamıştır. Bu nedenlerle açılan ve ispatlanamayan davanın reddine, kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
-Kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının 375,80 TL peşin harçtan mahsubu ile 295,10 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 41,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Mahkememiz ilamının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
8-Mahkememiz ilamının kesinleşmesi beklenmeksizin dosyamız arasında bulunan davacıya ait 2018 yılı yevmiye defterlerinin davacıya İADESİNE,
9-Mahkememiz ilamının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan davalı tarafça dosyaya sunulan ve kasada bulunan mutabakat belgesinin davalı tarafa İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.