Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/437 E. 2019/64 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/437
KARAR NO : 2019/64

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirketin 1988 yılında davacı müvekkili ile diğer aile üyeleri tarafından …. LTD. ŞTİ. Unvanıyla aile şirketi olarak kurulduğunu, zaman içinde şirkette unvan ve ortak değişikliğine gidildiğini ve davacı müvekkili ile ağabeyi … ‘ün şirket ortakları olarak kaldığını ve dönüşümlü şirket müdürlüğü yapmak suretiyle şirketin faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilinin ağabeyinin hisselerini satmak-devretmek suretiyle ortaklıktan ayrılmak istediğini belirtmesi üzerine davalı … ‘nın hisseleri satın almak istediğini, hisse devir sözleşmesi ile hisselerini davalıya devrettiğini, davalının o an için nakit sıkıntısı yaşadığını belirterek …. ‘e ödemesi gereken hisse satış bedelinin şirket kasasından ödenmesini ve bilahare bu borcunu şirkete geri ödeyeceğini tahhüt ettiğini, davacı müvekkilinin iyi niyetli olarak bu teklifi kabul ettiğini, geçen zamana rağmen davalının bu borcunu ödemediğini, davalı … ile müvekkilinin iş bölümü yaptıklarını, davalı … ‘ın şahsi menfaatleri için kar eden şirketi zarar ediyormuş gibi göstererek kendisinin ve aile üyelerinin sahibi ve yetkilisi olduğu dava dışı …. LTD ŞTİ ne borçlu gibi göstererek şirketin paralarını usulsüz biçimde bu şirkete aktardığını, davalının şirkete ait olan araçları müvekkilinin bilgisi ve rızası hilafına yüksek bedelle sattığı halde resmiyette satış bedellerini düşük göstererek gerçek satış bedelini şirkete ödemeyerek müvekkilini ve şirkete zarara uğrattığını, davalı … ‘ın şirketin SGK borçlarının bulunduğunu ve bir kısım borçların da ödenmesi için geriye kalanınıda şirketin faaliyetleri için kullanmak üzere 4.000.000,00 TL ticari banka kredisi kullanması gerektiğini söyleyerek müvekkilini ikna edip kredi almak için … BANK … şubesine başvurduğunu, kredinin onaylandığını, davalının müvekkiline sürekli kredinin onaylanmadığı konusunda yalan beyanda bulunduğunu, daha sonra geri ödemeli 2.340.060,00 TL bedelli kredinin onaylandığını, paranın şirket hesabına yatırıldığını,ancak daha sonra davalı … ‘ın virman ya da şifahi talimatıyla dava dışı .. … Şirketine aktarıldığını, bu nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davalı … ‘nın müdürlük ve şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasına, şirkete kayyım atanmasına, davalı şirket adına kayıtlı araçların davalı ortak tarafından 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, … tarafından davalı şirkete verilen zararların tazmini hususunda şimdilik 5.000,00 TL ‘nin davalı … ‘tan tahsili ile davalı şirkete iadesine, müvekkilinin ortaklık payının ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafın açmış olduğu davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davacının davasında anlatmış olduğu açıklamaların hiçbir gerçeği yansıtmadığını, şirketin feshini ve tasfiyesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin şirketi satış yolu il devrini davacının kardeşinden satın aldığını, bu satışın sicil gazetesinde yayınlandığını, davalının davacıyı resmi işlemlerden bilerek uzak tutmaya çalıştığı ve şirketin zarar ediyormuş gibi göstermeye çalıştığı iddiaların haksız ve gerçekten uzak olduğunu, davacı şirket hesaplarını ve gider kaıtları ile ticari ilişkileri 3 aylık periyotlarla davacı oğlu olan …. aracılığı ile incelendiğini, şirket adına kayıtlı araçların satıldığını ve gerçek bedellerinin şirkete gelir olarak kaydedilmediği iddilarının haksız ve gerçeği yansıtmadığını, davacının belirttiği … ŞTİ ile … ŞTİ ayrı ayrı şirketler olsa da mali açıdan yani ödemeler ve borçlanmalar açısından birbirine bağlı şirketler olduğunu, hem … şirketi hem de …. şirketinin resmi ödemelerinin genel olarak …. şirketi adına kayıtlı hesaplardan yapıldığını, …. şirketi adına çekilen tüm kredilerin davacının bilgisi dahilinde çekildiğini, iddia olunan kredilerin şirket borçlarını ve şirketin faaliyetlerine devamı için çekildiğini, davacı ile müvekkili arasında iş bölümü bulunduğunu, davanını İstanbul ilinde bulunan işyerini ve ödemelerini düzenli yapmak ve iş takibini yapmak ile görevli olduğunu, müvekkilinin ise Batman ilindeki işyerini yürüttüğünü, ancak davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, İstanbul ilinde bulunan işçilerin SGK prim borçlarını ve vergi ödemelerini yapmadığından araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına neden olduğunu, davacının şirketin bulunduğu yer olan ambarlar mevkiinin yıkılması öncesinde şirketin borçlarından kurtulmak amacıyla şirket hisselerini mafya olarak tabir edilen kişilere sattığını, bu kişiler tarafından müvekkilinin uzun süre tehditlere maruz kaldığını, davacının şirkete ait ve tüm ticari müşterilerinin bildiği şirket adına kayıtlı telefon numaralarını devrettiğini ve şirketin kullanımını engellereyerek müdürlük yetkisini kötüye kullandığını, bu telefon numaralarını yeni açtığı şirkette kullandığını, bu durumun şirketin faaliyetinin durmasına sebep olduğunu, bu nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, limited şirketin feshi ve şirketin zarara uğratılması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açılması sonrasında davalılara dava dilekçesi ve eklerinin tebliği hususunda tensip ara kararı gereğince yapılan işlem sonucunda, davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı şirkete tebligat yapılamamıştır.
Davalı şirkete çıkarılan tebligat, adresin yıkıldığından dolayı tebliğ imkansızlığı nedeniyle iade edilmiştir. Davalı şirketi sicile kayıtlı merkez adresinin yıkıldığının tebligat memurunca tespiti ve tebligatın bu nedenle iadesi nedeniyle davalı şirketin faaliyet adresinin tespiti için emniyete yazılan müzekkereye de olumsuz cevap verilmesi nedeniyle ve adresteki binanın yıkılmasından dolayı TK 35. maddesinin de uygulanmasının da imkansız bulunması ve istenmesine rağmen davacı vekilinin de davalı şirketin yeni adresini bildirmemesi nedeniyle 26/10/2018 tarihli ön inceleme ve tahkikat hazırlık tutanağı gereğince “Dosyanın incelenmesinde, davalı şirketin merkez adresinin yıkıldığı, şirket merkezinin nereye taşındığına ilişkin aramalardan sonuç alınamadığı, şirketin adresinin belirsiz olduğu davalı şirkete tebligat yapılamadığınden:1-Davalı şirketin sicile kayıtlı merkez adresinin bulunduğu nakliyeciler sitesinin yıkıldığı, davalı şirketin tüm aramalara rağmen adresinin tespit edilemediği, davacı ve davalı … vekilinin davalı şirketin adresi konusunda beyanda bulunmadıkları anlaşıldığından dava dilekçesinin davalı şirkete ilanen tebliğine,
2-Davacı vekiline, yazılan ilan metnini mahkeme kaleminden alıp ilan ettirmesi veya ilan için gerekli olan giderleri karşılamak üzere 3.000,00 TL gider avansını yatırması için tebliğ tarihinden itibaren iki hafta kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın HMK 115 ve 120 md gereğince usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtarın bu tutanağın tebliği suretiyle yapılmasına, ” karar verildiği, davacı vekiline bu hususta tebligat yapıldığı halde ara kararı gereğinin yerine getirilmediği, davacı asilin bu hususta ek süre talebinde bulunması üzerine kendisine ek süre de verildiği, ancak ara kararı gereğinin verilen ek süre içinde de ne davacı asil, ne de davacı vekilince yerine getirilmediği saptanmıştır.
Bilindiği üzere taraf teşkilinin sağlanması bakımından taraflara tebligat yapılması zorunludur. Bu hususta yapılacak giderler ise yargılama gideri niteliğinde olup, ihtara rağmen yatırılmaması halinde HMK 114,115 ve 120. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL bakiye karar harcının daha önce yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ‘a verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın mevcut avans kullanılarak taraflara tebliğine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE oy birliği ile karar verildi. 18/01/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …