Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2020/636 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/429 Esas
KARAR NO : 2020/636

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …… Elektrik AŞ’nin müvekkili hakkında faiziyle birlikte toplam 1.987,14 TL borcu olduğuna yönelik Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas numaralı icra dosyasıyla icra takibi başlattığını ve ödeme emri gönderdiğini, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmemesine rağmen usulsüz takibin kesinleştiğini ve söz konusu icra dosyasının işlem görmediği için takipsizlik sonucu kapandığını, davalı şirketin vekillerinin müvekkilini olmayan borcundan dolayı sürekli arayıp rahatsız ettiklerini, icra takibine konu dönemlere ait ödenmemiş enerji bedelleri bakımından müvekkilinin borcunun olmadığını, bu nedenlerle menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilinin söz konusu borcun borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İş bu dava İİK 72 maddesi uyarınca menfi tespit istemli dava olup;
Davacı davalı tarafından elektrik borcuna dayalı başlatılan takip uyarınca ,söz konusu adresi terk ettiğini tahakkuk ettirilen faturalardan fiili kullanıcı olmaması sebebi ile borçlu olmadığının tespitini istemekle ;
2014 yılına ait 5 adet tahakkuk ettirilen toplam 1.732,17 TL lik faturalar irdelendiğinde ,davacının 05.11.2013 de mükellefiyet düşümü yaparak söz konusu yeri terk ettiği anlaşılmış ise de; abonelik bitiş tarihinin 08.01.2015 tarihi olduğu,

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
ESAS NO :.
KARAR NO :

Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, abonenin ölümünden sonra murise ait aboneliği sonlandırmayan veya mirası red etmemiş olan mirasçılar da murise ait aboneliğe ilişkin fatura borçlarından sorumludur. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan mirasçılar abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, mahkemece abonelik sözleşmesi ve abonelik bilgileri getirtilip incelenmemiştir. Dava konusu borca ilişkin aboneliğin muris adına olup olmadığı, aboneliğin sonlandırılıp sonlandırılmadığı ve takibe konu kullanım borcunun murisin abonelik dönemine ilişkin olup olmadığı ve borca ilişkin kullanım miktarı ile faturaların uyumlu olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca, murisin veya mirasçıların aboneliği iptal ettirmeden aboneliğe ilişkin tesisatın kullanılmasını sağladıklarının belirlenmesi halinde, abonelik gereği abone mirasçılarının sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir.
O halde, aboneliğe ilişkin sözleşme ve abonelik dökümleri dosya arasına alınarak, abonelik sözleşmesinin iptal edilip edilmediği, takibe konu borcun murisin abonelik dönemine ilişkin olup olmadığı ve tüketim miktarı ile borç durumunun tarifeye uygun olup olmadığının hesaplanması konularında, alanında uzman bilirkişiden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mirasçıların abonelik borcundan sorumlu olmadıkları belirtilerek davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.”

Yukarıda anılan içtihat uyarınca ;Davacı vekili: Daha önce adreslere ilişkin beyanda bulunduk. Biz fiili kullanıcı olmadığını iddia ediyoruz yoksa kullanım adresine ilişkin herhangi bir sorun yoktur. Bizim kullanım miktarına ilişkin bir itirazımız da yoktur. Sadece müvekkilim orada fiili olarak bulunmamıştır beyanı ve abonelik resmi sona erdiriliş tarihleri birlikte değerlendirildiğinde davacının kayd-i kullanıcı olarak iş bu faturalardan sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 135,75-TL harcın peşin alınan 78,00 TL nin mahsubu ile bakiye 57,75 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 1.987,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.