Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/406 E. 2018/480 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/406
KARAR NO : 2018/480

DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 31/12/2017 tarihi itibariyle öz sermayesinin 46.176.06,00 TL olduğunu, şirket yönetim kurulunun 20/02/2018 tarihinde şirket hisselerinin ortaklar arasında ya da üçüncü şahıslara satışı halinde şiket değeri hakkında herhangi bir kuşkuya yer kalmaması için mahkemece belirlenmesi kararı aldığını ileri sürerek belirlenecek bilirkişi kurulu marifetiyle şirketin rayiç değerinin tespitini istemiştir.
Dava, şirketin rayiç değerinin tespiti talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki anlatımı esas alındığında davanın tespit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere Tespit davası HMK 106. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre Tespit davası yolu ile mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti istenebilir. Maddi vakıalar, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar. Diğer yandan kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yarar bulunmalıdır.
Eldeki davada davacı, şirketin rayiç değerinin tespitini istemektedir. Talep gözetildiğinde tespit davasını düzenleyen HMK 106. maddesinde belirtilen “bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti” hallerinin söz konusu olmadığı, davacının talebinin maddi vakıalara ilişkin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan davacının talebinin delil tespiti talebi olarak kabul edilmesi halinde bile HMK 400. maddesi dikkate alındığında hukuki yarar şartının gerçekleşmediği görülmektedir.

Diğer yandan HMK 106. maddesinin yaptığı gönderme ile dikkate alınması gereken diğer kanunlardaki istisnalar gözetildiğinde TTK’da mahkemece ancak ayni sermaye değerinin tespitine ilişkin hükümler bulunduğu, bunun dışında şirketin rayiç değerinin mahkemece tespitine ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davanın hukuki yarar eksikliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben oybirliği ile karar verildi. 24/04/2018

Başkan ….

Üye …

Üye …

Katip …