Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2019/335 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/404
KARAR NO : 2019/335

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2015
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu …. .ŞTİ’nden 3.134.004,52 TL alacağı bulunduğunu ve bu alacaklarının teminatını teşkil etmek üzere dava dışı …’nun taşınmazı üzerine ipotek konulduğunu, müvekkilinin alacağının ödenmemesi üzerine asıl ve ipotek borçlusuna ihtar gönderildiğini, ancak borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ……. E sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, asıl borçlunun itiraz etmediğini, davalı ipotek borçlusunun ise yetkiye ve borca itiraz ettiğini, yetki itirazının geçersiz olduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmisini istemiştir.
Buna karşılık davalı vekili, mahkememizin yetkisiz olduğunu ve yetki itirazında bulunduklarını, ilamsız takip yoluyla ipoteğin paraya çevrilmesinin istenemeyeceğini, davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini, davacının daha önce asıl borçlu aleyhine Konya …… İcra Müdürlüğünün ……. E sayılı dosyasından da icra takibi yaptığı, itiraz üzerine takibin durduğu, ancak davacının asıl borçlu aleyhine itirazın iptali davası açmadığı, üst limit ipoteği nedeniyle ipotek miktarı üzerinde alacak istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki davanın daha önce yapılan yargılaması sonucunda mahkememizin 10/02/2016 gün ve …… E- …… K. sayılı davanın usulden reddine ilişkin kararı ile özetle: “Dava, İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere,
Davalının hem mahkememizin hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerekir.

Bilindiği üzere itirazın iptali davasında takibin yetkili icra dairesinde yapılması HMK’nın 114/2. maddesi anlamında dava şartı niteliğindedir.Dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinin düzenlendiği İİK’nın 148. maddesinde “Taşınmaz ipotek alacaklısı, yetkili veya taşınmazın bulunduğu yer icra dairesine elindeki ipotek belgesinin akit tablosunun tapu idaresince verilmiş resmi bir örneğini ibrazla alacağın miktarını bildirir ve 58 inci maddeye göre takip talebinde bulunur.” hükmü yer almaktadır. Madde lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere, İİK’nın 148. maddesi hükmüne göre ilamsız icrada yetkili olan icra daireleri de yetkilidir.Yine İİK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde icra dairelerinin yetkisinin tayininde HMK’daki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Somut olayda dava konusu icra takibinin dayanağı olan ipotek resmi senedinin içeriğinden davalının taşınmazı üzerine dava dışı borçlu şirketin para borcunun teminatı olmak üzere davacı şirket lehine 1.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda icra takibi ipotek miktarı alacak için İİK’nın 148. maddesi hükmüne göre hem asıl borçlu hem de ipotek borçlusu hakkında ilamsız icra takibi yapılmıştır. Bu durumda taşınmazın bulunduğu yer yanında ilamsız icrada yetkili olan icra daireleri de yetkilidir. İİK 50. maddesi yollamasıyla HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerinin de dikkate alınması gerekecektir.
HMK 6. madde gereğince icra takibinde borçlunun yerleşim yeri icra dairesi genel yetkilidir. Yine HMK 7. madde gereğince birden fazla borçlunun söz konusu olduğu hallerde icra takibinin bu borçlulardan birinin yerleşim yerinde yapılması da mümkündür. Ancak somut olayda her iki takip borçlusunun yerleşim yeri icra takibinin yapıldığı yer olmayıp KONYA’dır.
Diğer yandan İİK’nın 148. ve 50.maddelerinde yapılan atıfla HMK’nın 10. maddesi delaletiyle 6098 sy. TBK’nın 89/1. maddesi hükmü uyarınca davacı-alacaklının ödeme tarihindeki yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesi de yetkilidir. Ne var ki somut olayda davalı borçlu davacının alacağının kaynağını oluşturan satım sözleşmesinin tarafı olmayıp, sadece borçlunun borcu için ipotek verendir. Dolayısı ile ancak para borcuna ilişkin sözleşmelerde uygulanması mümkün bulunan HMK’nın 10. maddesi delaletiyle 6098 sy. TBK’nın 89/1. maddesi hükmü her ne kadar asıl borçlu için uygulanması mümkün ise de ipotek borçlusu için mümkün değildir.
Ayrıca ipotek konusu taşınmazın da Konya’da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz yerinde olduğundan kabulü ile yetkisiz icra dairesinde yapılan icra takibine dayanılarak açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin verdiği kararın temyizi üzerine Yargıtay …. H. D. sinin 05/02/2018 gün ve …… E- …… K sayılı kararı ile özetle:” Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,İİK’nın 148. maddesi hükmüne göre hem asıl borçlu hem de ipotek borçlusu hakkında ilamsız icra takibi yapıldığı,taşınmazın bulunduğu yer yanında ilamsız icrada yetkili olan icra daireleri de yetkili olduğu, İİK 50. maddesi yollamasıyla HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerinin de dikkate alınması gerekeceği, somut olayda her iki takip borçlunun yerleşim yerinin Konya olduğu,diğer yandan İİK’nın 148. ve 50.maddelerinde yapılan atıfla HMK’nın 10. maddesi delaletiyle 6098 sayılı TBK’nın 89/1. maddesi hükmü uyarınca davacı alacaklının ödeme tarihindeki yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesinin de yetkili olduğu, somut olayda davalı borçlu davacının alacağının kaynağını oluşturan satım sözleşmesinin tarafı olmadığı, sadece borçlunun borcu için ipotek veren olduğu, HMK’nın 10. maddesi delaletiyle 6098 sayılı TBK’nın 89/1. maddesi hükmü her ne kadar asıl borçlu için uygulanması mümkün ise de ipotek borçlusu için mümkün olmadığı,ipotek konusu taşınmazın da Konya’da bulunduğu gerekçesiyle davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın kabulü ile yetkisiz icra dairesinde yapılan icra takibine dayanılarak açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe ipotekli taşınmaz malikinin itirazının iptalini ve takibin devamını amaçlayan bir itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece,takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı gerekçesi ile ve dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak İİK 50.maddesi göndermesiyle HMK 10.maddesi ve TBK 89/1.maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesinin amacı davacının bir miktar para alacağının tahsili olduğundan davacının ikametgahında yapılan takip bakımından icra müdürlüğü yetkilidir. Yine yapılan takibe dava dışı borçlu tarafından itiraz edilmediğinden takip onun bakımından kesinleşmiştir. Davacı alacaklının takibi yaparken davacı borçluyu sırf kendi yerleşim yerindeki icra müdürlüğünden ayırmak için davrandığının söylenemeyeceğinden icra müdürlüğü İİK 50. maddesi yollamasıyla HMK 7.maddesi gereğince yetkilidir. Bu bakımdan mahkemece davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazının reddedilerek için esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkememizce bozmaya uyulmuş ve yargılama sürdürülmüştür.
Davacı ile dava dışı borçlu …… … LTD.ŞTİ arasında satım sözleşmesi bulunduğu, davalının ise bu satım sözleşmesinden kaynaklanan borçlar için kendine ait taşınmaz üzerine davacı alacaklı lehine 1.000.000,00 TL miktarlı ipotek koydurduğu, davacının ihtara rağmen alacağının ödenmemesi üzerine ipotek miktarı kadar alacağı için asıl borçlu ile ipotek borçlusu davalı aleyhine Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı, asıl borçlu …… … LTD.ŞTİ’nin takibe itiraz etmediği, ipotek borçlusu davalının ise icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunması üzerine, davacının iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Tarafların dayandıkları deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi 18/01/2019 tarihli raporunda özetle:” davacının incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi defterlerine göre ihbar olunun dava dışı şirketten 3.124.796,25, TL alacaklı bulunduğu, talimatla alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ihbar olunun asıl borçlu şirketin ticari defterlerinde davacının alacağı gözükmüyor ise de bunun borçlu şirket tarafından verilen senetlerin ödenmemesine rağmen alacaktan düşülmesinden kaynaklandığı” bildirilmiştir. Bilirkişi raporun dosya kapsamına ve özellikle asıl borçlu şirket tarafından alacağa mahsuben verilen senetlerin ödenmediği ve icra takiplerine konu edildiğine ilişkin sunulan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirildiğinde kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davalı, dava dışı ihbar olunun şirketin borcu için davacıya 1.000.000,00 TL bedelli ipotek verendir. Verdiği ipotek üst limit ipoteği olup, alacaklı davalıya karşı bu miktar için sorumludur. Bilirkişi tarafından tespit edilen borç miktarı dikkate alındığında davalının icra takibine yaptığı itiraz yerinde değildir.
Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, bilirkişi raporu kapsamına, ipotekli borç miktarına göre davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile davalı borçlunun B. çekmece ….. İcra Müdürlüğünün …..E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına,
Takip ve dava konusu 1.000.000,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 68.310,00 TL karar harcından peşin alınan 12.077,50 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 53.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ile 12.077,50 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 1.505,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/03/2019 10.23

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI
23 Tebligat- 279,00 TL
Bilirkişi Ücreti – 600,00 TL
Talimat Masrafı- 626,50 TL