Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/365 E. 2022/433 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/365 Esas
KARAR NO : 2022/433

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trafik kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalan müvekkilleri anne ve baba yönünden davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin yetersiz ödemesine ilişkin ibranamenin iptali ve maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. yönünden sigorta limitleri aşılmamak kaydıyla temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, müvekkillerinin tamamı için toplam 270.000,00 TL manevi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden … Sigorta A.Ş. yönünden sigorta limiti aşılmamak kaydıyla temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesi davası olduğunu, kazanın oluşunda müvekkillerinin murisi ölen …’ın 21.07.2016 tarihinde babası ve kardeşi ile seyahat halindeyken aracının benzininin bitmesi üzerine arabasını taşıt yolu dışına park ettiğini ve benzin alıp babasıyla dönerken D100 karayolu üzerinde yolun karşısına geçmeyi beklerken davalı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracıyla ön kısımlarıyla çarptığını, olay yerinden aracıyla uzaklaştığını, kazayla ilgili Silivri … Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, 17.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, yaya …’ın asli kusurlu, sürücü …’ın tali kusurlu bulunduğunu, itirazları üzerine dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini, bilirkişi tarafından yapılan bu tespitin hatalı olduğunu, yayanın kusursuz olduğunu, sürücünün ifadesinde sağ şeritte yavaş giden bir aracı sollamak için sol şeride geçtiğinde aracına bomba atılmış gibi bir ses duyduğunu, bir şey görmediğini söylediğini, sanığın takip mesafesini korumadan sol şeride geçtiğini, yayanın aracı fark etmesinin mümkün olacağını, olayda sürücünün ağır kusurlu olduğunu, ölenin davacıların desteği olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin 18.683,11 TL ödeme yaptığını, yetersiz olduğunu, anne ve baba için 5000’er TL istediklerini, ayrıca toplam 270.000 TL manevi tazminata ve sürücü yönünden olay tarihinden, … Sigorta Şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … Sağlık Hizmetleri vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın bölünmüş, bariyerlerle yaya geçişine kapalı ve şehirlerarası bir otoyolda meydana geldiğini, müvekkil sürücüye kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, nitekim ceza davasında 17.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda ölen yayanın asli kusurlu bulunduğunu, ayrıca kanında yüksek etanol (alkol) belirlendiğini, müvekkil sürücünün aşırı hızlı olduğunun ve olay yerinden uzaklaştığı iddialarının asılsız olduğunu, her ne kadar kusursuz olduğunu düşünseler de uzlaştırma aşamasında davacılara 60.000,00 TL manevi tazminat ödemesi yaptığını, bunun da dikkate alınmasını istediklerini, 270.000,00 TL manevi tazminatın haksız zenginleşmeye neden olacağını, aracın sigortalarının olduğunu belirttiği,… plakalı aracın müvekkiline … no.lu ve 15.03.2016/2017 vadeli Kasko (İhtiyari) sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, limitinin 250.000,00 TL olduğunu, manevi tazminata ilişkin olarak davacıların sosyal ekonomik durumlarının araştırılmasını istediklerini, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını istediklerini, yayaların geçmesinin yasak olduğu bölgede kaza olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığını,müvekkilinin de fakirleşmesine neden olacak miktarda olamayacağını, bu yönüyle taleplerin reddine karar verilmesini istediklerini, manevi tazminatın bölünemeyeceğini belirtmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirkete …. no.lu ve 15.03.2016/2017 vadeli poliçeyle trafik sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 310.000,00 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini, yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksunluk zararının TRH Mortalite tablosuna göre ve ölenin vergilendirilmiş gelirine göre hesaplanması gerektiğini, 01.06.2015 tarihli yeni genel şartlar uyarınca tazminatın TBK’ya göre değil genel şartlar ekine göre hesaplanması gerektiğini, hesaplamada TRH 2010 tablosunun esas alınması gerektiğini, teknik faizin 1.8 olması gerektiğini, davalı şirketin davacıların zararını tazmin ettiğini, sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkil şirket tarafından … no.lu 15.03.2016-2017 vadeli Birleşik Kasko (İhtiyari Mali Mesuliyet Klozu içeren) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, bahsi geçen poliçenin kombine (yıllık tüm olaylar için toplam) limiti 250.000 TL olduğunu, ancak, İhtiyari poliçelerde garame paylaşımı mümkün olmadığından ödeme önceliği söz konusu olmamakta, önceki ödemeler toplam limiti tükettiğini, talep edilen tazminatlar olayın meydana geliş şekli; sigortalı aracın kusur durumu ve tarafların sosyal ekonomik durumu gözetildiğinde fahiş olduğunu, sigortalı araca izafe edilecek kusur bulunmadığını, ayrıca manevi tazminat talebine ilişkin, davacı yanın ve sigortalı araç sürücüsünün de sosyal ekonomik durum araştırmasının yapılmasını talep ettiklerini, ilgili ceza dosyası belgeleri, soruşturma ve kovuşturma ifade tutanakları ile kazaya ilişkin tüm belgeler toplanarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını, yerleşik Yargıtay kararları gereği manevi tazminat zenginleşmeye yahut diğer tarafın fakirleşmesine yol açacak miktarda hükmedilemez bu yönüyle de taleplerin reddine karar verilmesini, dava konusu kazanın meydana geliş şekli; davacının kusur durumu, maluliyetin derecesi ve sair hususlar dikkate alındığında davacı taleplerinin fahiş olduğunu, ayrıca gerek kazada kusur durumunun; gerekse de davacının yaşı ve sosyo ekonomik durumlarının dikkate alınmasını gerektiğini, eğer, sigortalıdan yahut sürücüden, manevi zarara ilişkin bir ödeme alınmış veya belirli bir tutar talep edilmiş ise, tarafımıza yöneltilen manevi tazminat taleplerinin bölünmezlik ilkesi uyarınca reddinin gerekeceğini, olayın meydana geliş şekline ve tarafların sosya ekonomik durumuna uygun olmayan fahiş taleplerin reddini; davanın sigortalıya ihbar edilmesini; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu trafik kazasında davacıların murisi …’ın vefatı sebebiyle haksız fiilden kaynaklı olarak uğranılan destekten yoksun kalma maddi tazminatın ve manevi tazminatın hüküm altına alınmasına ilişkindir.
Mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, aile nüfus kayıt örnekleri, malvarlığı kayıtları ve SGK kayıtları dosya arasına alınmış, SGK kayıtları, sigorta ve kasko poliçesi ve hasar dosyaları, trafik tescil kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Mahkememizce celbedilerek incelenen Silivri …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyasında; davacıların murisi …’ın vefatı sebebiyle … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılamada alınan 17/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda yaya haldeki davacıların murisinin birinci derecede asli kusurlu olduğu, davalı …’ın ikinci derecede tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 08/11/2018 tarihli raporunda davacıların murisinin asli ve tam kusurlu, davalı İrfan’ın kusursuz olduğu tespit edilmiş, Mahkemece davalı …’ın kusursuz olması sebebiyle beraatine karar verilmiş ve beraat kararı istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranının belirlenmesi için bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 15/11/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayda davacıların murisi yaya …’ın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davalı sürücü …’ın kusursuz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun Haksız fiillerden doğan borç ilişkileri sorumluluk başlıklı 49/1. Maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunun, yine aynı kanun zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50/1 maddesi uyarınca zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu hükümleri düzenlenmiştir.
Somut davamıza konu kazada; 20/07/2016 tarihinde İstanbul Silivri ilçesi … karayolunda, 2 şeritli bölünmüş yolda, hava açık vakit gece, yol asfalt kaplama ve kuru iken, davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobiliyle Kınalı yönünden Silivri yönüne seyrederken 9. Km’de soldan sağa doğru karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya …’a aracının ön kısımlarıyla çarptığı ve meydana gelen kazada davacıların murisi …’ın vefat ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; kazanın meydana geldiği bölgede bariyerlerle yaya girişinin kapalı olduğu, yolun D100 karayolu olduğu, vaktin gece olduğu ve kaza yerinde aydınlatmanın olmadığı hususları dikkate alındığında, böyle bir bölgede davacıların murisi yayanın karşıdan karşıya geçmeden önce her iki şeridin de emniyetle karşıdan karşıya geçişe uygun olduğu anı kollaması gerektiği halde bunu yapmadığı, çok yakında araçlar olduğu halde yola girdiği ve sol şerit üzerinde yola girer girmez aracın darbesine maruz kaldığı, dolayısıyla gece vakti görüşün kısıtlı olduğu, aydınlatmanın olmadığı şartlarda araçlara daha çok dikkat etmesi gereken yaya …, bu kurallara uymamış, yaklaşan araçların hız ve yakınlığını dikkate almadan karşıdan bariyerlerin üzerinden karşıdan karşıya geçmeye çalışmış, kendi can güvenliğine yeterince dikkat etmedığı ve bu nedenle davacıların murisi yaya …’ın kendi ölümünde % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davalı sürücü … ise, aracıyla D100 karayolu üzerinde gece vakti aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında normal süratle seyrederken dikkatsizce yola giren ve aracının önüne geçen davalı tarafa ait yayaya çarptığı olayda kazayı önlemek için alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce celbedilen Silivri …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve …. karar sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda da davalı sürücünün kusursuz, davacıların asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilerek Mahkemece davalı sanık hakkında beraat kararı verilmiş ve beraat kararı istinaf incelemesinde geçerek kesinleşmiştir. 6098 Sayılı TBK’nun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında, esas hukuku bakımından ilke olarak bağımsızdır ve ceza mahkemesi kararları hukuk hakimini bağlamaz. Ancak bu bağımsızlık sınırsız değildir. Hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlıdır. Ceza mahkemesi kararlarında saptanan maddi olgular, taraflar yönünden kesin delil niteliği teşkil eder. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2016 tarih, 2015/8270 esas ve 2016/1879 karar sayılı ilamı). Silivri … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamı ile kazanın oluş şeklinde ilişkin maddi olgular hakkında verilen karar kesin delil teşkil etmektedir ve Mahkememiz kazanın oluş şekline ilişkin verilen karar ile bağlıdır. Kazanın oluş şeklinde göre meydana gelen kazada davalı sürücü İrfan’ın kusursuz olduğu ve davacıların murisinin % 100 kusur olduğu anlaşılmış ve kazanın oluş şekline, usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi heyet raporu hükme esas alınarak meydana gelen kazada davalı sürücü İrfan’ın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır. 6098 sayılı TBK’nun 49/1. Maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunun, yine aynı kanun zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50/1 maddesi uyarınca zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunun hüküm altına alındığı, somut olayda davacılar tarafından davalı araç sürücüsü olan İrfan’ın kusurunun ispatlanamadığı ve bu durumda bir zararın bulunması halinde davalı araç sürücüsü, işleteni ve sigortalayanlarının sorumlu olmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Maddi tazminat talebi yönünden;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Haçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 34,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 46,55-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 296,00 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’a verilmesine,
5-Davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 13/2 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı ….’dan tahsili ile davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 13/2 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
B)Manevi tazminat talebi yönünden;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Haçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 922,19-TL harçtan mahsubu ile bakiye 841,49-TL harcın talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 10/3 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
5-Davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 10/3 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 10/3 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı ….’dan tahsili ile davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
7-Davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş. yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 10/3 maddesi de dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … … Sigorta A.Ş., … ve … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Silivri …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacılar vekilinin, davalı … vekilinin, davalı İrfan vekilinin yüzlerine karşı, davalılar sigorta şirketleri vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır