Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/357 E. 2018/1133 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/357
KARAR NO : 2018/1133

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2014
KARAR TARİHİ : 03/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalı bankanın müşterisi olduğunu, aralarındaki mutabakat gereği, teminat mektupları için komisyon ödenmediğini, …. Şubesinin kapanması üzerine, davalının …. Şubesi ile çalışmaya başladıklarını ve bu şubenin komisyon kesmeye başladığını, 2012-2014 arası kesinti yapılmaması nedeniyle teamül oluştuğunu, komisyon kesintilerinin haksız olması nedeniyle 5.906,25 TL komisyon kesintisinin, davalıdan tahsilini talep etmiş, davasını 1.060,00 TL daha yükselterek talebini 5.906,25 TL’nin tahsil tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faizi olan 1.060,00 TL’nin ve işleyecek ticari avans faiziyle tahsilini istemiştir.
CEVAP; Tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmelerde, davacı şirketten davaya konu teminat mektupları gereğince komisyon alınmayacağı yönünde herhangi bir hüküm, taahhüt yer almadığını, aralarındaki sözleşmenin 6. mad. Göre kesinti yaptıklarını, müvekkili banka tarafından, davacı şirketin işlem hacmi ve verimi dikkate alınarak, davacı şirkete kullandırılan teminat mektuplarından 2012 ve 2013 yıllarında komisyon alınmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava, alacak davasına ilişkindir.
01/09/2015 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
Davalı banka teminat mektubu komisyon ve fer’ilerinin tahakkuk ve tahsillerinin Genel Kredi Sözleşmeleri ”Teminat (kefalet) Mektubu ve Kontrgaranti Kredisi Açılması” başlıklı 35. Maddesi ile alınacağı kabul edilmiş olmasına karşın, ayrıca davacı ile banka arasında verimlilik ilkesine dayalı olarak teminat mektubu dönem komisyonlarının hangi koşullarda ve hangi verimlilik limitlerinde alınıp alınmayacağı, alınmayacak ise ne zamana kadar veya hangi verimlilik tutar veya oranlarına göre alınıp alınmayacağı hususunda yazılı bir sözleşme veya protokole rastlanılmadığı,
Takdir ve değerlendilmesi mahkemeye ait olmak üzere, kar amacı güden bankaların, verimliliği düşen davacı firmanın verimliliği artırım amacıyla mevduat ortalaması veya başka enstrümanlar ile bankaya verimlilik ortalaması sağlaması sağlayamamış olması durumunda davalı bankanın 2014 yılına ait teminat mektubu komisyonları, (süresinde ödenmemiş olması nedeniyle) gecikme cezası ve bunların BSMV’ni almasının sözleşme içeriğine ve bankanın kar amacı güden bir ticari kuruluş olması nedeniyle kazanç ilkelerine aykırı bulunmadığı,
Ayrıca bu konuda; 6102 sayılı TTK 20’de düzenlenen ”Ücretsiz İsteme Hakkı” başlıklı 20. Maddesi ve 5411 S. Bankacılık Kanunu’nun ”Faiz oranları ile diğer Menfaatler” başlıklı 144. Maddesi de bankaların vermiş olduğu hizmetler karşılığı ücret isteme hakkında sahip bulunabileceği hükmünde olduğu, yukarıdaki tespitlere karşın davacı itirazlarında bulunan, komisyon alınmama devamlılığının teamül haline dönüştüğü ve teamül açısından da hukuka aykırılık taşımakta olduğu konusundaki hukuki taktir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu,
Yukarıdaki tespit ve değerlendirmelerin nihai taktiri mahkemeye ait olmak üzere, şayet mahkeme tarafından bankaca alınmış Teminat Mektubu Komisyonlarının iadesi gerektiğine kanaat getirilir ise; yukarıda belirtilen liste içeriği ile teyit edilmiş olan, davacı firma dava dilekçesi ile talepte bulunmuş olduğu 5.906,25 TL komisyon, gecikme cezaları ve bunların BSMV’leri toplam 5.906,25 TL’nin iade edilmesi hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
08/01/2016 havale tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle;
Kar amacı güden bankaların, verimliliği düşen davacı firmanın verimliliği artırım amacıyla mevduat ortalaması veya başka enstrümanlar ile bankaya verimlilik ortalaması sağlaması sağlayamamış olması durumunda davalı bankanın 2014 yılına ait teminat mektubu komisyonları, (süresinde ödenmemiş olması nedeniyle) gecikme cezası ve bunların BSMV’ni almasının sözleşme içeriğine ve bankanın kar amacı güden bir ticari kuruluş olması nedeniyle kazanç ilkelerine aykırı bulunmadığı,
Ayrıca bu konuda da; 6102 sayılı TTK 20’de düzenlenen ”Ücret İsteme Hakkı” başlıklı 20. Maddesi ve 5411 S. Bankacılık Kanunu’nun ”Faiz oranları ile diğer Menfaatler” başlıklı 144. Maddesi de bankaların vermiş olduğu hizmetler karşılığı ücret isteme hakkına sahip bulunabileceği hükmünde olduğu,
Davacı tarafından ödenmiş (diğer bir ifade ile banka tarafından mevduat hesaplarından alınmış) toplam 5.906,25 TL ile davacı firmanın bankaya karşı verimsizliği neticesi ticari ve kar amacı ile faaliyet gösteren bankanın vermiş olduğu hizmetler için tespit edilen 3.765,63 TL arasındaki fark 2.140,62 TL’nin davacı firmaya iade edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizden verilen davanın kısmen kabulü ile ;2.140,62 TL’ nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair ; 04/04/2016 tarih ve …Esas ….Karar sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 24/01/2018 tarih ve …. Esas 2018/586 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin…. tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı;
1- Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 04.04.2016 tarihi itibariyle 2.190,00 TL’dir. Davacı vekili dava dilekçesinde,
./..
5.906,25 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş olup, mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 2.140,62 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından yasal sürede temyiz edilmiş ise de, davada kabul edilen miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Dava, teminat mektubu komisyon bedeli adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, bilirkişi heyetinden alınan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne verilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında 2011 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, bu kapsamda davacı tarafa 2012 yılında teminat mektupları verilmiş, bankaca davacı müşterinin verimliliği gözetilerek ilk iki yıl komisyon bedeli tahsil edilmemiş ise de 2014 yılından itibaren teminat mektupları için komisyon bedeli tahsil edilmeye başlanmıştır. Esasen taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesi gereğince bankanın belirleyeceği oranlar üzerinden komisyon alma yetkisi bulunduğu, ancak aynı sözleşmenin 6.11. madde hükmü uyarınca, müşterinin teminat mektubu bedellerini üçer aylık devre başında nakden yada hesaben ödememesi halinde bankanın taahhütlü mektupla veya ihtarname ile müşteriden devre komisyonunun yedi gün içinde ödenmesini isteyeceği, müşteri bu sürede istenilen miktarı yatırmadığı takdirde ödenmeyen komisyon tutarı üzerinden devre başından itibaren bankaya sözleşmenin 42. maddesinde belirtilen oranda temerrüt faizi ödemeyi kabul etmiş olacağı kararlaştırılmıştır. Davalı banka, 2014 yılından itibaren komisyon almaya karar vermiş olup, 08.08.2012 tarihinde verilen teminat mektupları için 2014 yılında üç aylık ilk devrenin başı 08.02.2014 ve 17.09.2012 tarihinde verilen teminat mektupları için 2014 yılında üç aylık ilk devrenin başı 17.03.2014 tarihinde ödenmesi gereken peşin komisyon bedellerinin davacı tarafından ödenmediği gibi davalı banka tarafından da sözleşmenin 6.11. bendi uyarınca taahhütlü mektupla veya ihtarname ile ödeme talep edilmediği, buna rağmen devre sonunda %50 oranında temerrüt faiziyle komisyon bedellerinin tahsil edildiği anlaşılmış, bu haliyle davalı banka tarafından sözleşmenin 6.11. bendinde öngörülen ihtar prosedürü yerine getirilmeden ve davacı temerrüde düşürülmeden temerrüt faiziyle komisyon tahsili yoluna gidilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama uyarınca;
13/06/2018 havale tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle;
Sayın Yargıtay …. H.D’nin vermiş olduğu ”ihtar prosedürü yerine getirilmeden ve davacı temerrüde düşürülmeden temerrüt faiziyle komisyon tahsili yoluna gidilmesi doğru olmamış” kararı doğrultusunda yapılan tespit ve hesaplamalar neticesinde;
Davacı tarafından ödenmiş (diğer bir ifade ile banka tarafından mevduat hesaplarından alınmış) toplam 5.906,25 TL ile davacı firmanın bankaya karşı verimsizliği neticesi ticari ve kar amacı ile faaliyet gösteren bankanın vermiş olduğu hizmetler için tespit edilen 2.731,25 TL arasındaki fark 3.175,00 TL’nin davacı firmaya iade edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davacı tarafından dava talebi ile herhangi bir faiz talebinde bulunulmamış olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı,bilirkişi raporu ve Yargıtay ilamı doğrultusunda davalının komisyon bedeli altında davacıdan kesinti yapmasının hukuka uygun olduğu ancak kesinti yapılan tutarın fazla olduğu ,bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan kesinti tutarı hesaplanmış ,tarafların tacir olduğu nazara alınarak ticari faiz isteminin de yerinde olduğu ancak davacının dava tarihinden önce davalı tarafı temerrüde düşürmediği anlaşılmakla; bilirkişi raporu doğrultusunda 3.175,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
2-3.175,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 216,88 TL karar harcından daha önce yatırılan 100,90 TL peşin harç ve 18,11 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 97,87 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 129,90 TL ile aşağıda dökümü yapılan 693,00-TL yargılama gideri ve 18,11 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 841,01-TL yargılama giderinin kabul (%45,00) red(%55,00) oranına göre hesaplanan 378,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen 69,75 TL yargılama giderinin kabul (%45,00) red(%55,00) oranına göre hesaplanan 38,36 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı ve davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2018
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.
Davacı Yargılama Giderleri
129,90.-TL İlk masraf
18,11 -TL Islah harcı
500,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 193,00.-TL Yargılama gideri
841,01.-TL