Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/342 E. 2022/604 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/342 Esas
KARAR NO : 2022/604

DAVA : Alacak (Haksız eylemden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
YAZIM TARİHİ : 03/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Çatmadan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …plakalı … model, 3.000 km’de, … model aracın 10/12/2017 tarihinde müvekkili şirket çalışan …’un sevk ve idaresindeyken Beylikdüzü, Beykent, … Mah. …. Caddesi üzerinde davalılardan …’ın sürücüsü, …’ın sahibi olduğu … plakalı aracın arkadan ve yan taraftan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, bu durumun kaza tespit tutanağındaki beyanları ile sabit olduğunu, kazadan sonra davalı …ye başvuru yapılarak …. nolu hasar dosyasının açıldığını, dosyaya tamir işlemleri, faturalar ve diğer tüm evraklar sunulduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılacağının bildirildiğini ancak daha sonra kusur durumunu kabul etmediklerinden ödeme yapılamayacağını bildirdiklerini beyanla, 10/12/2017 ile 05/01/2018 tarihleri arasındaki araçtan yoksun kalma zararı 8.750,00-TL, kaza sebebiyle aracın tamir bedeli olan 57.543,90-TL, araç değer kaybı 40.000,00-TL zararının bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 40.000,00-TL araç hasar tamir bedeli, 5.000,00-TL değer kaybı bedeli, 5.000,00-TL araç kira bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … cevap dilekçelerinde özetle; tramer kayıtlarına göre kusur oranlarının %0 olduğunu, davacı aracın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinden sonra …plakalı araç içerisinde bulunan kişilerin davalı …’a saldırdıklarını, kendilerini polis olarak beyan ettiklerini ve kaza tespit tutanağını baskı altında kendi istekleri gibi doldurttuklarını, diğer davalı … şirketinin tüm tutanakları, olay yeri krokisini incelediğini ve haklı olarak davacının hasar talebini reddettiğini, davacının öncelikle Sigorta Tahkim Kuruluna başvuru yapması ve Sigorta Tahkim Kurulundan haklı olduğuna dair kararı alması gerekirken bunları yapmayarak işbu davayı açtığını, kaza tarihinde 180.000,00-TL piyasa değeri olan araç için 240.000,00-TL gibi bir değer biçildiğini, aracın km’sinin hesaba katılmadığını, bu araç içinde davacı 100.000,00-TL’ye yakın bir tazminat talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın alacağının ne kadar olduğunu bilmesine rağmen belirsiz alacak davası açtığını, bu durum nedeniyle davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin ise araçların hasar yerleri ve pozisyonları dikkate alındığında kazanın meydana gelmesinde davacıya ait aracın kusurlu olduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumundan kusur raporunun alınması gerektiğini, davacının ZMMS genel şartlarına uymadığını, aracını müvekkili şirketin onayı olmadan kendi istediği yerde tamir ettirdiğini bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi hasardan sorumluluğu ZMMS genel şartları kapsamında değerlendirilmesinin gerektiğini, davacı tarafın hasar bedeli dışında kalan taleplerinin poliçe kapsamında olmadığından bu talepleri kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, … İlçe Emniyet Müdürlüklerinden …ve … plakalı araçların tescil kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden …plakalı aracın tramer kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumundan tarafların kusur durumu hakkında rapor alınmış, ayrı ayrı bilirkişi heyetlerinden kaza nedeniyle tarafların kusur durumu, araçtaki değer kaybı, hasar ve kazanç kaybı hususlarında raporlar alınmış ve davacı tanıkları dinlenmiştir.
Tanık …, ” Ben dava konusu kazayı görmedim, ancak kaza sonrası kaza yerinin evimizin hemen yakınında olması nedeniyle de davacı şirketin çalışanı … ‘u tanımam nedeniyle kaza yerine gittim, aracına başka bir araç arkadan çarpmıştı, çarpan sürücüde ordaydı, aralarında konuşuyorlardı, …. ona fren bile yapmadan arkadan çarptın diye söylüyordu, sürücü olan diğer şahısta kusura bakma cep telefonu ile oynuyordum kaza oldu diye cevap verdi, baktığımda davacıya araç mercedesti sol arka tarafından çarpılmıştı, çarpma sonucu araç yol kenarındaki ağacada çarpmıştı, önden de hasarlıydı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …, ” Ben davacı şirkette servis müdürü olarak çalışıyorum, olay tarihinde şirketimize ait …plakalı … model …. aracı ben kullanıyordum, oturduğum apartmanın otoparkından çıkmıştım, ana yola bağlandım, bağlandıktan 10-15 metre ancak gitmiştim, arkadan bir çarpma sesi duydum, baktığımda arkamdan bir araç bana çarpmıştı, hava yağışlıydı yerler kaygandı, çarpmanın etkisi ile araç yan döndü ve yol kenarındaki refüjü aşarak oradaki ağaca çarparak durabildim, aracımız arkadan çarpma nedeniyle ve ayrıca yoldan çıkıp yan dönmesi nedeniyle sol yanından ve öndende ağaca çarpması nedeniyle ön taraftan hasarlandı, araçta 3 yaşında çocuğum arkada oturuyordu, hemen araçtan çıktık, çarpan şahısla diyaloğa girdim, kendisi bana kusura bakma o sırada telefonla oynuyordum, sizi göremedim, frene basamadan çarptım dedi, ilk çarpmadan sonra araç yan döndü, etrafında dönmeye başladı, bu sırada bana çarpan araç tekrar çarpmak durumunda kaldı, son çarpmasından sonra ağaca çarparak durabildim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …, ” Oğlum … davacı şirkette çalışıyor, kaza günü davetleri üzerine kendilerine kahvaltıya geliyordum, kazadan sonra kazanın üzerine geldim, kaza olup bitmişti, oğlum …. ve diğer araç sürücüsü oradaydı, geçmiş olsun dileklerimi her ikisine de ilettim ve kazanın nasıl olduğunu sordum, diğer araç sürücüsü o sırada telefonla oynuyordum fark edemedim, zarar neyse karşılarım dedi, baktığımda aracın sol arka tarafı sol yan tarafı ve sol ön taraf hasara uğramıştı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, araç değer kaybı ve araçtan yoksun kalma tazminatına yönelik alacak davasıdır.
Davacı şirkete ait …plakalı araç ile davalı …’a ait diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı araç 10/12/2017 tarihinde davaya konu trafik kazasına karışmışlardır.
Davacının iddiasına göre, davacı şirket çalışanı … …plakalı araçla seyir halindeyken, davalılardan …’ın sürücülüğünü yaptığı … plakalı aracın kendisine arkadan çarptığını, aracın almış olduğu darbe ile yan dönmesi sonucu yan taraftan çarparak önünde sürüklemek suretiyle araca zarar verdiğini, kazadan sonra aracın onarım bedeli için davalı … şirketine başvuru yapıldığını, ancak hasar bedelinin ödenmediğini, davacının yaptığı onarım giderlerinin KDV ve işçilik dahil 57.543,90-TL olduğunu, aracı işinde kullandığı ve aracın 25 gün onarımda kalması nedeniyle 8.750,00-TL kazanç kaybına uğradığını ve kaza nedeniyle aracında 40.000,00-TL değer kaybına uğradığını iddia etmiştir.
Dosya arasında alınan Adli Tıp Raporunda, sürücü …’un sevk ve idaresindeki otomobil ile site otoparkından çıkış yaparak yola katılmak istediği sırada sol tarafından düz seyirle yaklaşmakta olan aracın hız ve mesafesini dikkate alması gerektiği, ilk geçiş hakkının düz seyirle gelen davalı sürücüye verilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmediği, düz seyirle yaklaşmakta olan davalı sürücü yönetimindeki araca rağmen yola girip davalı sürücünün istikametini kapatması sonucunda sol arka kısmından çarpıldığını, kazanın oluşumunda …’un asli kusurlu olduğunu, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki araç ile yola gereken dikkatini yeterince vermediği, seyri esnasında yol ve mahal şartlarını dikkate alıp hızını azaltmadığı, sağ ilerisindeki site otoparkından çıkış yaparak seyretmek üzere olan diğer sürücü yönetimindeki araca önlemsiz şekilde çarptığını, kazada tali kusurlu olduğunu, bu nedenlerle sürücü …’un kazada %70 oranında, davalı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Dosya arasına alınan bilirkişi raporlarında, Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen kusur oranlarına göre yapılan hesaplamalarda …plakalı araçta meydana gelen onarım zararının 57.300,00-TL olabileceği, kusur oranı doğrultusunda davalıların sorumluluğunun 17.190,00-TL olabileceği, makul onarım süresinin 10 gün olacağı ve ikame araç tutarının günlük 300,00-TL olmak üzere araçtan yararlanamama nedeniyle meydana gelen zararın 3.000,00-TL olabileceği ve kusur oranı doğrultusunda davalıların sorumluluğunun 900,00-TL olabileceği, …plakalı araçta meydana gelen değer kaybının 27.255,00-TL olabileceği, kusur oranına göre davalıların sorumluluğunun 8.176,50-TL olabileceği bildirilmiştir.
Kaza nedeniyle davacıya ait …plakalı araçta ortaya çıkan hasar ve değer kaybı durumları doğrudan zararlar ve araçtan yoksunluk durumu dolaylı zarar olup, kazanın gerçekleşmesinde kusurlu olan tarafın kusuru oranında sorumluluğu söz konusu olabilecektir. Kazadan dolayı hasar durumu ortaya çıkmakla ve söz konusu bu hasar nedeniyle aracın görmüş olduğu onarımlara göre araçta değer kaybının gerçekleştiği hükme esas alınan bilirkişi raporuyla ortaya konulmuştur.
TBK’nin 49/1 maddesi uyarınca, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
TBK’nin 61/1 maddesine göre, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Buna göre, davalılar hakkında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacaktır. Davalı … kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü olmakla, haksız eylem tüm unsurlarıyla birlikte gerçekleşmiş olup, dolayısıyla ortaya çıkan zarardan sorumludur. Yine davalı …’ın da … plakalı aracın kaza tarihindeki sahibi olduğundan, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca kazanın gerçekleşmesinde işleten olarak sorumluluğu söz konusudur. Diğer davalı … şirketinin ise, gerçekleşen kaza nedeniyle … plakalı aracın kaza tarihindeki sigortacısı olması nedeniyle sorumluluğu söz konusu olacaktır.
TBK’nin 52/1 maddesinde ise, zarar görenin, zararı doğuran eyleme razı olması veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olması yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması durumunda belirlenen tazminat tutarının indirebileceği veya tamamen kaldırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Dosya arasında bulunan kusura yönelik 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, 02/08/2019 tarihli bilirkişi raporu, 22/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ve ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor birbirleriyle uyumlu olup, söz konusu raporlar somut olayın akışına uygun olmakla en son alınan kusura yönelik ATK raporu esasa etkili kanıt olarak değerlendirilmiştir. Tarafların kusur durumlarına göre, yukarıda sözü edilen olay örgüsü göz önüne alındığında kazanın gerçekleşmesinde davacıya ait araç yönünden %70 oranında kusur, davalıların sorumlu oldukları araç yönünden %30 oranında kusur belirlemesi Mahkememizce yerinde bulunmuştur. Bu durumda ortaya çıkan zararlardan taraflar kusur durumlarına sorumlu olacaklardır.
…plakalı aracın Hasar durumu ve hasarla uyumlu onarım bedeli ile hasar durumuna göre aracın onarımda kalacağı süre ve dolayısıyla davacının araçtan yoksun kalacağı süre yönünden düzenlenen 22/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile 02/08/2019 tarihli raporlar birbiriyle uyumlu olup, 22/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler ve bu raporda kaza sonucu ortaya çıkan hasar durumu ile araçta yapılan onarımın uyumlu olması ve hurda bedelinin onarım bedelinden indirilmesi gerektiği üzerinde durulması, hasar ayrıntısına göre aracın onarım süresinin 10 gün olabileceği ve kaza tarihindeki eşdeğer araçların piyasa koşullarına göz önüne alındığında günlük kira bedellerinin 300,00-TL olabileceği yönündeki görüşler Mahkememizce makul ve yerinde bulunarak hükme esas alınmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli 2019/40-2020/40 E-K sayılı iptal kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin 1. cümlesinde geçen “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, 2. cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi göz önüne alındığında, söz konusu hükümlerin Anayasa’ya aykırılıkları saptandığından ve Mahkememizce yargılama süreci devam ettiğinden, Anayasa’ya aykırılığı saptanan hükümlere göre değerlendirme yapılamayacağından değer kaybı yönünden Anayasa Mahkemesinin anılı kararı göz önüne alınarak düzenlenen 25/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda, …plakalı araçta oluşan değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el piyasa değeri arasındaki farka göre belirlenmiştir. Bilirkişi raporunun bu değerlendirmesi Mahkememizce yerinde bulunmuş, esasa etkili kanıt olarak değerlendirilmiştir.
Kaza tarihi 10/12/2017 tarihi olup, haksız eylem tarihi itibariyle davalılar yönünden temerrüt koşulları oluşmakla birlikte dosya kapsamına göre davacının davalı … şirketine başvurusu 11/12/2017 tarihinde yapılmış olmakla bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrası olan 22/12/2017 tarihinde davalı … şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekmiştir. …plakalı araç kaza tarihinde davacıya ait olup, kullanım amacının hususi olduğu, …. plakalı aracın kaza tarihinde davalı …’a ait ve kullanım amacının hususi olduğu görülmekle, uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklandığından davacının faiz istemleri yönünden yapılan değerlendirmede yasal faiz isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; tarafların kusur durumları, kaza sonucu ortaya çıkan zarar tutarları, hükme esas alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirilerek, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-17.190,00-TL hasar bedelinin 10/12/2017 tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden 22/12/2017 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Taleple bağlı kalınarak 5.000,00-TL değer kaybı bedelinin 10/12/2017 tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden 22/12/2017 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-900,00-TL araçtan yoksun kalma tazminatının 10/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Alınması gereken 1.577,28-TL harçtan peşin alınan 853,88-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 723,40-TL (davalı …. ‘nin sorumluluğu 661,92-TL ile sınırlı olmak üzere) eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 853,88-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 8,20-TL vekalet pulu, 384,90-TL keşif harcı, 9.100,00-TL bilirkişi ücreti, 120,00-TL tanık ücreti, 300,00-TL araç ücreti, 710,00-TL posta ve davetiye gideri ile dosya ücreti olmak üzere toplam 10.664,20-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan yargılama giderinin 4.924,73-TL’sinin (davalı …. ‘nin sorumluluğu 4.732,77-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …. tarafından yapılan 5,20-TL vekalet harcı, 8,20-TL vekalet pulu 44,05-TL posta gideri olmak üzere toplam 57,45-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 29,12-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalılar … ile … tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı, 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 11,79-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar … ve … ile … kendilerini davada vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan avansların karar kesinleştikten sonra ve yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır