Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/293 E. 2021/1102 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/293 Esas
KARAR NO : 2021/1102

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 23/11/2015
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/12/2021
Davacı vekili tarafından açılan ticari şirket davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, 2013 yılından bu yana dava dışı eşi …’ın evlilik dışı ilişkisi olması sebebiyle ayrı yaşamakta olduklarını ve boşanma davasının derdest olduğunu, ayrı yaşam öncesinde …’ ın, kendisinin borçları sebebiyle, başka yerde sigortalı olarak çalışan Müvekkili …’a vekâletname düzenleterek bir mobilya işletmesi açtığını, …, vekâletin sağladığı yetkiyi kötü niyetli ve savurgan şekilde kullanarak müvekkili birçok borcun altına soktuğunu, 2010-2011 yıllarında sahte faturalar düzenleyerek vergi incelemesine sebep olduğunu, daha sonra ise müvekkile haber vermeksizin İstanbul’da kayıtlı … İş Makinaları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ nde müvekkil adına ortaklık tesis ettiğini ve bu ortaklık da vergi borcu sebebiyle öğrenildiğini, müvekkilinin davalı şirketle esasen hiçbir ilişkisi bulunmadığını ve ortaklık olma iradesi bulunmadığını, müvekkilinin, bilgisi dışında kurulan şirketten haberdar olması üzerine “Şirketle ilişkisi olmadığını, ortaklık ilişkisinin kesilmesini ve sorumluluk kabul etmediğini” bildirir bir noter ihtarnamesini şirkete ve …’a göndermiş hukuki bilgi eksikliği sebebiyle, ortaklık ilişkisinin sona erdiğini ve vekâletnamenin hükümsüz kaldığını düşündüğünü, ancak müvekkili adına, temsil yetkisine dayanılarak işlemler yapılmaya devam edildiğinden, noter kanalıyla … azledildiğini, …’ ın tüm bu eylemleri sebebiyle hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, söz konusu ihtarnamede de belirtildiği üzere, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasını gerektiren haklı nedenler bulunduğu gibi, müvekkilinin rızası olmaksızın ortaklık ilişkisi kurulduğunu, öncelikle “ortaklık kurma” hukuki işleminin ortaklık (şirket kuruluş tarihinden) tarihinden itibaren geçersiz olduğunun tespitini, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, ortaklık kurma hukuki işleminin ortaklık (şirket kuruluş tarihinden) tarihinden itibaren geçersiz olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı gibi davalı duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı şirketin ortağı ve kurucusu olmadığının tespiti ve bunun mümkün olmaması halinde davacının davalı şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi ve bu hususun ticaret siciline tesciline ve ilanının istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalı şirketin ortağı ve kurucu olup olmadığının tespiti hususudur.
Ankara … Aile Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara … Noterliği, Ankara … Noterliği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, İkitelli Vergi Dairesi ve Büyükçekmece Vergi Dairesi tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevapları incelenmiştir.
Mahkememizce davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin …. esas …. karar sayılı ilamıyla; “HMK 111.maddesinde,” davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, feri talebini incelemeyez ve hükme bağlayamaz” hükmü getirilmiştir. Davacı, talebini terditli olarak ileri sürmüştür. İlk talebi şirketin kuruluş tarihinden itibaren ortak olmadığının tespitine yöneliktir. Bu talep hiç karşılanmadan davacı vekilinin duruşmadaki beyanı esas alınmak suretiyle ortaklıktan çıkmasına karar vermiştir. Davacının birinci talebi hakkında dosyaya sunulan deliller hiç tartışılmamış, değerlendirilmemiş ve ve bu talep hakkında karar verilmemiştir. Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. HMK’nun 297.maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının gerekçeli olması, kararda tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi, aynı maddenin 2. bendine göre de tüm talepler hakkında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur. Öte yandan HMK’nun 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir. Yukarıda da belirtildiği gibi, davacının ilk talebi hakkında mahkemece karar verilmeden davacının ikinci talebi hakkında karar vermiştir. HMK’nın 111.maddesi uyarınca, ikinci (feri) talep hakkında karar verilebilmesinin koşulu, ilk talep hakkında esastan bir karar verilmesidir. İlk derece mahkemesi bu koşulu ihlal ettiği gibi; asıl talep hakkında delilleri hiç değerlendirilmemiş ve asıl talep hakkında hiç karar vermemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle asli talep hakkında deliller değerlendirilmek suretiyle yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekili tarafından davacının eşi olan … ile aralarında boşanma davası olması sebebiyle ayrı yaşadıkları ve davacının eşinin tarafların birlikte yaşadıkları dönemde davacıdan aldığı vekaletnameye istinaden davacının haberi olmadan davalı şirkete ortak yapıldığı ileri sürülmüştür. Mahkememizce celbedilerek incelenen Ankara … Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı eşi … aleyhine boşanma davası açılmış ve Mahkemece tarafından tarafların boşanmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından eşine verilen vekalet Ankara …. Noterliği’nin 12/10/2015 tarih ve …. yevmiye numaralı azilnamesi ile vekillikten azledilmiş ve sonlandırılmıştır. Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları ve vergi kayıtları incelendiğinde şirkete davacının % 10 hissesinin, dava dışı Medine …’in % 90 hissesinin bulunduğu görülmüştür. Yine Ticaret Sicil kayıtlarında davacının davalı şirkete eşi …’ın davacı tarafından verilen vekaletnameye istinaden … tarafından ortak yapıldığı görülmüştür. Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında davacı hakkında Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan kovuşturma yürütülmüş ve davalı şirketin fiilen davacının eşi tarafından işletildiği gerekçesi ile davacı hakkında beraat kararı verilmiştir. Davalı şirketin vergi kayıtlarında şirket ortaklardan …’in eşi … …’in şirketin mükellefi olarak göründüğü ve şirketin müdürü olarak görünen … hakkında Vergi Usul Kanunu’na muhalefetten vergi teknik ve suç raporu düzenlenmiştir. Davacının SGK kayıtlarından şirketin kuruluşundan resen terk edildiği tarihe kadar başka iş yerlerinde sigortalı olarak çalıştığı görülmüştür. Dosyaya celbedilen tüm belgelerden davacının eşinin henüz birlikte iken verdiği vekaletnameye istinaden davacıdan habersiz davacı adına işlemler yaptığı ve davalı şirkete davacıyı ortak yapıp ticaret siciline kaydettirip ve davalı şirketin kurulmasını sağladığı kanaati oluştuğundan açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacı … (….)’in İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil no ile kayıtlı olan davalı …. İş Makinaları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin kuruluşundan itibaren kurucusu ve ortağı olmadığının TESPİTİNE,
-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesine ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 55,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 465,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.