Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/292 E. 2020/203 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/292 Esas
KARAR NO : 2020/203

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 27/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2020
……Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Daha önce hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. İcra sayılı dosyası ile takip yapıldığını, kendisine hiç bir evrak gelmediğini, evine ve aracına haciz konulması üzerinde borçtan haberi olduğunu, 6.039,37 TL paranın tarafından icra dosyasına yatırıldığını, bu takipten sonra hiç bir borcu kalmamasına rağmen bu sefer hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve bu sefer aynı borç ile yeniden başlatılan takip sonucu 8.598,59 TL nin tarafından …. Bankasına yatırıldığını, aynı borcun mükerrer olarak tarafından yeniden talep edildiğinden ve bu borcu da ödemek zorunda kaldığından böyle bir borcunun olmadığının tespitine ve ödemiş olduğu 8.598,59 TL paranın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Büyükçekemce … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yine yetki itirazlarının da bulunduğunu, yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davacı için haksız bir talep ileri sürülmediğini, müvekkili şirket tarafından ödenen ve davacının sorumlu olduğu zararın yalnızca takibe konulduğunu, mükerrer takibin söz konusu olmadığını beyanla öncelikle görev ve yetki nedeniyle davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas …. karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dava; davacının karıştığı kaza nedeniyle davalı … tarafından trafik sözleşmesi nedeniyle mükerrer takip yapıldığından bahisle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dosyada tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetinin 09/11/2018 havale tarihli raporunda; ……….Dosya kapsamında bulunan …. Trafik Bölge Amirliğine ait Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; 09.12. 2014 günü saat 17:50 sıralarında kazanın meydana gelmiş olduğu, ; …. plakalı aracın sürücüsü davacı …’in … … ilçesi …. mahallesinde, …. kavşağında park halinde bulunan … plakalı … adına kayıtlı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmakta , ayrıca dosyada bulunan Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit tutanağında kaza olayının tam olarak nasıl olduğu, kaza yeri krokisi , park eden arabaların durumu , sokağın genişliği, park eden ve kazaya karışan …. plakalı aracın ,park ettiği sokakta park edebilme izninin veya yolun park edilmeye müsaitliği hakkında somut bir bilgiye raslanmamıştır.
Dosya içerisinde buluna alkol tespit tutanağına göre ise; … plakalı aracın sürücüsü davacı …’ in 09.12.2014 günü saat 18:06 nefeste alkol ölçümü ile 2,16 promil alkollü olduğunun tespit edildiği saptanmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 48. Maddesinde uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmıştır. Ülkemizde ; yasal olarak trafiğe çıkmanın yasak olduğu sınır 0.50 promildir.
Bir trafik kazasından sonra “kaza analizi” olayın yeniden canlandırılması; kaza ile ilgili hukuksal inceleme yapan makamların olayı çok daha nesnel değerlendirebilmesine olanak sağlamaktadır.
Bu kapsamda;
-Kazanın oluşmasına katkıda bulunan nedenler;
– Nöroloji uzmanı ve trafik konularında uzman bilirkişilerin de yer aldığı kurul tarafından, olayın salt alkol etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması hukuki bir zorunluluk olarak görülmektedir. Trafik kazaları ile ilişkili olan etkenlerden biri de sürücülerin alkol ve madde etkisi altında olmalarıdır. Alman alkol düzeyi ile paralel olarak sürücülerin merkezi sinir sisteminin etkilenme biçimi çok uzun zamandır iyi bilinmektedir. Sürücünün aldığı alkolün doğrudan doğruya sonuca etkisi ise tartışmalıdır..
Çok faktörlü bir olay olarak ortaya çıkan trafik kazalarında, yaya ya da diğer aracın seyir emniyeti, yol durumu, hava şartları, trafik yoğunluğu, yolun eğimi, uyarı levhaları gibi dış faktörler de kazaya belirli bir oranda etki ederler. Üstelik sürücünün araç kullanma becerisi, kullanılan aracın teknik özellikleri, arızalı olup olmaması, lastik hava basınçları gibi etkenler de kazanın meydana geliş mekanizması üzerindeki olasılıkları çeşitlendirir. . Nitekim uygulamada 250, hatta 400mg/dl (2,5- 4 promil) kan-alkol düzeyindeki olgularda bile, olayın meydana gelmesinde salt alkolün etkili olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği yargı kararlarına yansımıştır. Burada güçlükle cevaplanan soru, aynı yolda, aynı şartlarda alkol almamış kişilerin de kaza yapıp yapamayacağıdır. Üzerinde anlaşma sağlanmış gibi görünen husus, sarhoşluk seviyesinde alkol almış kişilerin, bizzat kendi eylemleri ile yol açtıkları kazalarda alkolün kazadaki rolünün daha önemli olabileceği şeklindedir. Bu konuda promil bazında bir ölçekleme yapmak çok kolay değildir. Yukarıda belirtildiği üzere kişinin sarhoş olması birçok etkenden etkilenebilen ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir durumdur.
Kazada alkolün rolü açısından nörolojik temelli bir hekim değerlendirmesi çok daha anlamlı görülmektedir. Promil değerleri dahi , doğru olması dahi nörolojik değerlendirmenin önemini azaltmamaktadır. Üstelik yasal sınırlar ülkeden ülkeye değişmektedir. Bazı ülkelerde bu sınır olayda elde edilen rakamın daha üstü olan 0.7-0.8 gibi rakamlara çıkabilmektedir. Türkiye’de Adli Tıp Kurumu tarafından oluşturulmuş yaklaşım olarak da 0.3 ile 1 promil arasındaki değerlerde, sadece kan alkol düzeyi, güvenli araç kullanımı bulunup bulunmadığına yönelik araştırmalarda tek referans olarak kullanılmaz.
Bu bulgularla ; …. plakalı aracın sürücüsü davacı …’e ait alkol ölçüm raporunda tespit edilen 2.16 promil alkol düzeyinin genel bilimsel kabule göre güvenli sürüş yeteneğini bozabilecek bir düzey olduğunun kabul edildiği ama dosyadaki mevcut deliller ve bilgiler ışığında kazanın gerçekleşmesinde sırf ( yani sadece %100) sürücünün alkollü olması dolayısı ile olup-olmadığı , başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığına ait yeterli adli tıbbi ve somut deliller bulunamamıştır. Dosyaya kazayı tarif eden somut deliller eklendiğinde tarif edilen( yol, hava, diğer aracın durumu , uyarı levhası, kaza ve sokak krokisi vs ) , kazada münhasıran alkolün etkisinin olup olmadığının yeniden değerlendirilebileceği;
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan hususlardan dolayı,
Dosya muhteviyatı belgelerle kazanın gerçekleşmesinde sırf ( yani münhasıran ; %100) sürücünün alkollü olması dolayısı olduğunun ve hasar miktarının belirlenmesinin mümkün olmadığı, Sigorta şirketinin Mememe gerekçesinin ispata muhtaç olduğu, dosyadaki delillerin yeterli olmadığı, yukarıda bahsedilen somut delillerin gerekliliği sonucuna varıldığı açıklanmış, davalı vekilinin rapora karşı itirazları üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişi heyetinin 29/03/2019 havale tarihli raporunda; ……….Dava konusu olayda davacı sürücü … “in olay sonrası kanında tespit edilen alkol miktarının 2,2 promil olduğu, bu miktarın güvenli süriş yeteneğini bozacak miktar olduğundan dolayı olayın münhasıran alkollün etkisi altında meydana geldiği, Sigorta şirketi sorumluluğu gereği dava dışı üçüncü şahıslara araç tamiri ve değer ka ödeme yaptığı, B3 ve B4, Maddenin c fıkrası gereği, ödemiş olduğu bedellerin sigorta ettiren sıfatıile davacıdan rucüen talep edeceği, Davalı tarafından dosyaya sunulan ve davalı tarafça iddia edilen hasar tamir bedeli 5.953.57 TL (diğer masraf ve faiz bedeli ile 6,039,37 TL) ve araç değer kaybı zararının 4,737,98 TL (diğer masraf ve fi 8,598,59 TL ) kabulü Mahkemece kabulü durumunda davacı tarafından, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….. icra sayılı dosyası ödediği 8.598,59.-TL araç değer kaybının mükerrer ödeme olarak değerlendirilmeyeceği, açıklanmış, ekspertiz raporunun okunaklı sureti sunulduktan sonra bilirkişi heyetinden 2.ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetinin 05/08/2019 havale tarihli 2. Ek raporunda; …………. Dava konusu olayda davacı sürücü … ‘in olay sonrası kanında tespit edilen alkol miktarının 2.2 promil olduğu, bu miktarın güvenli sürüş yeteneğini bozacak miktar olduğundan dolayı olayın münhasıran alkollün etkisi altında meydana geldiği, Sigorta şirketi sorumluluğu gereği dava dışı üçüncü şahıslara araç tamiri ve değer kaybına ilişkin ödeme yaptığı, B3 ve B4. Maddenin c fıkrası gereği, ödemiş olduğu bedellerin sigorta ettiren sıfatı ile davacıdan rucüen talep edeceği, …. Plakalı araçta meydana gelen Değer Kaybı hususunda, alanında uzaman Bilirkişiler tarafından tespit edilip/ edilemeyeceğinin takdiri Mahkemeye ait olduğu, Davalı tarafından dosyaya sunulan ve davalı tarafça iddia edilen hasar tamir bedeli 5.953,57 TL (diğer masraf ve faiz bedeli ile 6.039,37 TL) ve araç değer kaybı zararının 4.737,98 TL (diğer masraf ve faiz bedeli ile 8.598,59 TL ) kabulü Mahkemece kabulü durumunda davacı tarafından, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. İcra Sayılı dosyası ödediği 8.598,59 TL araç değer kaybının mükerrer ödeme olarak değerlendirilmeyeceği, açıklanmış, bilirkişi ek raporunda açıklandığı üzere, davacının sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile yapmış olduğu maddi hasarlı trafik kazasında davacı sürücünün kanında 2.2 promil alkol olduğunun tespit edildiği, bu miktarın da davacının sürüş yeteneğini bozacak miktar olduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği, Karayolları Trafik Kanunu 48.maddesinde trafiği çıkmanın yasak olduğu sınırın 0.50 promil olduğu, davalı … şirketinin dava dışı 3.şahıslara yapmış olduğu tamir gideri ve değer kaybına ilişkin ödemeleri poliçeye göre sigortalısından rücuen talep edebileceği, davacının icra dosyasına yapmış olduğu ödemenin mükerrer ödeme olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit ve istirdat davasının REDDİNE,
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından peşin alınan 146,87.-TL harcın mahsubu ile bakiye 92,47.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı …, davalı vekili Av. …. yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.27/02/2020…

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.