Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/290 E. 2019/105 K. 28.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/290
KARAR NO : 2019/105

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Müvekkillerinden …’ın eşi diğer müvekkili … ile birlikte banyo ve mutfak malzemeleri üretim ve satış işiyle iştigal etmekte olduğunu, ancak işletmenin …’a ait olduğunu, diğer müvekkilinin ve dosya borçlusu olarak gözüken …’ın kendisine yardım eden çalışan konumunda olduğunu, müvekkili …’ın davalılardan …’a her biri 4.000,00 TL bedelli iki adet bonoyu verdiğini, ancak işin ifa edilmemesi nedeniyle bononun bedelsiz kaldığını, ayrıca aralarında ticari ilişki olduğu müddetçe böyle bir bono borcunun da hiç doğmadığını, diğer müvekkili …’ın da davalı … ile hiçbir borç ilişkisi doğmadığını, ancak …’ın diğer davalı senet lehdarı …’e bu senetleri borç karşılığı veya muvazaa yoluyla devrettiğini, kendilerine protesto çekilmeden anılan icra dosyasıyla bonoların icra takibine konulduğunu, ancak müvekkillerinin, gerek bonoları verdiği …’ın, gerekse lehdar …’e hiçbir surette borçlu olmadıklarını, müvekkillerinin davalı takip alacaklısına, ayrıca ticari ilişkide bulunmakla birlikte borcun hiç doğmadığı diğer borçlu davalıya karşı dava açma yetkisine muhayyer olmasının bir başka sebebinin de, senet lehdarı takip alacaklısının müvekkiline ödememe protestosu çekmemesi olduğunu, bu durumda davalı lehdar …’in ”iyi niyetli hamil” sıfatıyla davadan ve dava sonucundan kurtulmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin …’a borçlu olmadığının tespiti ile …’e de borçlu olmadıkları açıkça sübut bulacağını, her ne kadar kambiyo senedine davayı menfi tespit davalarında bedelsizlik itirazında kural olarak alacaklı olduğunu ispat yükü davalıda olsa da, müvekkillerinden …’ın ticari defterleri ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak …’a hiç borçlu olmadığının tespit ettirilmesini de talep ettiklerini, ayrıca … da eşiyle birlikte aynı işyerinde çalışmakla birlikte hiçbir surette … ve diğer davalıyla borç ilişkisi içine de girmediğini belirterek, davanın kabulüne, müvekkillerinin takip konusu alacağa dair borçlu olmadığının tespiti ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasıyla açılan icra takibinin iptaline, bu meyanda müvekkiline ait herhangi bir şekilde icradan para çekilirse, İİK md. 72 hükmü gereği istirdadına, takip konusu alacağın %40 kadar karşı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Öncelikle her ne kadar bono ve kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmış ve bonoların TTK’da düzenlenmesinden dolayı Ticaret Mahkemeleri görevli olarak gösterilse de tarafların tacir olmaması nedeniyle açılan davanın esasa girmeden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, açılan takibin 09/03/2018 tarihinde açıldığını, ödeme emrinin 14/03/2018 tarihinde usule uygun olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule uygun yapıldığı gibi borca dayanak belgenin de yapılan takipte borcun dayanağı bulunmakta olup süresinde itiraz işlemlerini yerine getirmeyen borçlu davacının işbu dava ile hukuka aykırı ve dayanaktan yoksun iddialarını ileri sürmekte olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde bono düzenleyen … ile aralarında her ne kadar borç ilişkisi bulunmadığını iddia etmiş olsa da kısmı ikrar da bulunarak asıl keşideci konumundaki … ile aralarında düzenlenen bonoyu kabul ettiklerini, her ne kadar davacı yanın keşideci … ile aralarındaki borç ilişkisinin ortadan kaldırıldığını iddia etmiş olsalar da lehdar olan müvekkili … ile aralarındaki alacak ilişkisini ortadan kaldırmamakta olduğunu, davacı yanın sergilemiş olduğu tutumun kötü niyetli olduğunu ve müvekkilini zarara uğratmakta olduğunu, ayrıca yetkili hamil keşideci ve lehtar ile ticari ilişki olma zorunluluğu olmamasından dolayı ispat yükünün davacı da olduğunu, iyi niyetli 3. Kişi olan müvekkili …’in alacağını talep etme hakkınsa sahip olarak ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişkiyi bilecek durumda olmadığını, bu nedenle davanın …’e yöneltilmesinin bu sebeple hukuk ve usule aykırı olduğunu, tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi talebini kabul etmediklerini ve muvafakatlerinin bulunmadığını, cirantanın protesto edilmemesinin ancak ilk şikayet ile birlikte icra hukuk mahkemesinden istenebilecekken bu davada talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
17/09/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda;
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; Davacı … firmasının incelemeye ibraz ettiği 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinden yevmiye ve defteri kebir defterleri ibraz edilip, envanter defterlerinin ibraz edilmediği görüldüğünden, incelenen ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdir sayın mahkemenindir.
Davalılardan … tarafından takibe konulan 30/07/2016 vadeli, 4.000,00 TL tutarındaki senedin davalılardan … tarafından davacılardan …’a verildiği, bedelinin malen olduğunun görüldüğü, senedin arka tarafındaki ilk cironun davacılardan … (….) kaşe ve imzasını içerdiği ve ikinci cironun ise davalılardan …’e ait olduğu,
Davalılardan … tarafından takibe konulan 30/08/2016, 4.000,00 TL tutarındaki senedin davalılardan … tarafından davacılardan …’a verildiği, bedelinin malen olduğunun görüldüğü, senedin arka tarafındaki ilk cironun davacılardan … (….) kaşe ve imzasını içerdiği ve ikinci cironun ise davalılardan …’e ait olduğu görülmüştür.
Davacı … firmasının 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinden, yukarıda detayları bulunan 2 adet senet ile ilgili herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmamıştır.
Davacı tarafın ticari defterleri ile dosya kapsamı birlikte irdelendiğinde; Dava konusu senetler … tarafından, … lehine keşide edilmiş olup, senetlerin arkasındaki ilk cironun …’a ait olması gerekirken …’a ait olduğu görülmüştür.
Bu durumda, senetlerde ciro kopukluğu olup olmadığı ve son ciro …’in iyi niyetli hamil olup olmadığı konusunda takdir ve hukuki yorum sayın mahkemenindir.
Ayrıca dava konusu senetler … tarafından …’a mal karşılığında verilmiş olup, bu konuda da takdir ve yorum sayın mahkemenindir.
Başlatılan İcra Takibi; Davalı …, davacılar hakkında 4.000,00 TL bono, 572,05 TL işlemiş faiz, 8,00 TL bono komisyonu, 4.000,00 TL bono, 541,48 TL işlemiş faiz ve 8,00 TL bono komisyonundan oluşan toplam 9.129,53 TL tutarındaki alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık % 9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz ile icra giderleri, avukatlık ücreti ile tahsili talebiyle Bakırköy … İcra Dairesinin…. Esas sayılı dosyasından 02/03/2018 tarihi itibariyle 30/01/2016 düzenleme tarihli, 30/07/2016 vade tarihli iki adet bonodan kaynaklanan alacağı için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Yapılan icra takibine karşı davalı vekili tarafından icra dosyasına herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği görülmüştür.
Sonuç;
-Davacı … firmasının incelemeye ibraz ettiği 2016 ve 2016 yılı ticari defterlerinden yevmiye ve defteri kebir defterleri ibraz edilip, envanter defterlerinin ibraz edilmediği görüldüğünden, incelenen ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,
-Davalılardan … tarafından takibe konulan 30/07/2016 vadeli, 4.000,00 TL tutarındaki senedin davalılardan … tarafından davacılardan …’a verildiği, bedelinin malen olduğunun görüldüğü, senedin arka tarafındaki ilk cironun davacılardan … (…) kaşe ve imzasını içerdiği ve ikinci cironun ise davalılardan …’e ait olduğu,
-Davalılardan … tarafından takibe konulan 30/08/2016 vadeli, 4.000,00 TL tutarındaki senedin davalılardan … tarafından davacılardan …’a verildiği, bedelinin malen olduğunun görüldüğü, senedin arka tarafındaki ilk cironun davacılardan … (…) kaşe ve imzasını içerdiği ve ikinci cironun ise davalılardan …’e ait olduğu,
-Davacı … firmasının 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinden, yukarıda detayları bulunan 2 adet senet ile ilgili herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığı, ayrıca davacının ticari defterlerinde …, … ve …’e ait muhasebe kaydına rastlanmadığı,
-Dava konusu senetler … tarafından, … lehine keşide edilmiş olup, senetlerin arkasındaki ilk cironun …’a ait olması gerekirken, …’a ait olduğunun görüldüğü,
-Bu durumda, senetlerde ciro kopukluğu olup olmadığı ve son ciro …’in iyi niyetli hamil olup olmadığı konusunda takdir ve hukuki yorumun mahkemeye ait olduğu,
-Ayrıca dava konusu senetler … tarafından …’a mal karşışığında verilmiş olup, (senet metnindeki malen ibaresinden mal karşılığı verildiği anlaşılmıştır.) bu konuda da takdir ve yorumun mahkemeye ait olduğu,
-Senette ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı ihtimaline göre ise senedin arkasındaki cirolardan, senetlerin … tarafından …’e verildiği görülmüş olup, senedin soyut olduğu ve alt ilişkilerin ispat edilip edilemeyeceği konusunda takdir ve yorumun mahkemeye ait olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.

Davacıların bonodan kaynaklı menfi tespit istemli talepleri uyarınca yapılan yargılama esnasında davacılar vekilinin 15/05/2018 tarihli ek beyan ile dava dilekçesinde düzeltme yapmış oldukları müvekkillerinini … ‘e hiç bir borçlarının olmadıklarını beyan etmiştir.

YARGITAY ….HUKUK DAİRESİ ….Esas …. K sayılı ilamı….
“….. Davacı …. bakımından ise; davacı …. çekin arkasında ciranta olarak görünüyorsa da, çek aslının incelenmesinde, çek lehtarının davalı Erol Demirhan olduğu, çekin arka yüzünde ise lehtara ait bir ciro imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, …. adına yapılan ciro, ciro silsilesindeki kopukluk sebebiyle geçersiz olacağından ….’ ın bu çekten dolayı alacaklı ya da borçlu olarak kabulü mümkün değildir. Mahkemece, …’ ın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ….HUKUK DAİRESİ ….Esas …. Karar dayılı ilamı…
“…..Diğer yandan, TTK.nın 778/1-a maddesi yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun hamilin hak sahipliği başlıklı 686. maddesine göre, bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.
Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, bonoyu elinde bulunduran kimsenin hak sahibi olabilmesi için fiili zilyetliği yeterli olmayıp, aynı zamanda hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla tevsik etmesi gerekir. Bonoda ilk cironun lehtara ait olması zorunludur. Çizilmiş cirolar yok hükmündedir. Ciroların birbirine bağlı olması, her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılmasıyla mümkündür. İlk ciro lehtara ait değilse, ciro zinciri düzensiz demektir. Lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun yer alması durumunda, lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılır. Lehtarın cirosundan sonra senedi devralan hamiller, yetkili hamil olurlar. Ancak cirosu yok sayılanlar yönünden takip hakları bulunmaz.
….
Anılan hükme göre, senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz.
….
Ayrıca, sahte de olsa düzenli şekilde imzaların yer alması ciro zincirinin düzgün olduğunun kabulü için yeterlidir. Geçersiz imza, ciro silsilesinin kopmasına neden olmaz.
Sonuç olarak, bonoyu ciro ile alan alacaklı da, şeklen geçerli ciro silsilesi bulunduğuna göre, yetkili hamildir ve keşideci, cirantanın imzasının geçersizliğini ileri süremeyeceğinden mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden borçluların istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

Dava konusu bonolar incelendiğinde;
a)Keşidecisi …, keşide tarihi 30/01/2016, vade tarihi 30/07/2016, lehdarının …,ilk cirantasının …Yapı (…) olan 4.000 TL’lik bono;
b)Keşidecisi …, keşide tarihi 30/01/2016, vade tarihi 30/08/2016, lehdarının …,ilk cirantasının …Yapı (… )olan 4.000 TL’lik bonolar uyarınca;
Yukarıda anılan içtihatlar uyarınca da dava konusu bonolardaki ilk cironun lehtara ait olmadığı anlaşılmakla ciro silsilesinin kopuk olduğu hal böyle iken davacıların davalı … ‘e karşı
bonolardan kaynaklı borçlu olmadıklarının tespiti ile keşideciye karşı iş bu dava açılamayacağından davalı …’a karşı açtıkları davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davalı …’e karşı açtığı davanın KABULÜ ile;
a)Keşidecisi …, keşide tarihi 30/01/2016, vade tarihi 30/07/2016, lehdarının … olan 4.000 TL’lik bono;
b)Keşidecisi …, keşide tarihi 30/01/2016, vade tarihi 30/08/2016, lehdarının … olan 4.000 TL’lik bonodan kaynaklı BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
2-Davacıların davalı …’a karşı açtıkları davanın REDDİNE,
3-Davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 546,48 TL nispi karar harcından peşin alınan 155,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 390,57 TL nispi ilam harcının davalı …’den tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı ve 155,91 TL peşin harç olmak üzere 197,01 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan tebligat ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 740,00 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.