Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/287 E. 2018/436 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2018/287
KARAR NO : 2018/436

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalının 02/02/2005-12/11/2013 tarihleri arasında müvekkili şirkette formülasyon bölümünde çalıştığını, davalının formülasyon bölümünde çalıştığı için müvekkilin tüm ticari sırlarına vakıf olduğunu, davalının son brüt maaşının 2.229,79 TL olduğunu, davalı yanın müvekkili şirketten ayrıldığını ve tazminatlarını da aldığını, davalının müvekkili şirketten ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra rakip firmada işe başladığını, davalının rakip firmada işten ayrıldıktan 16 gün sonra işe başladığını, buda davalının tazminat alabilmek için böyle bir yola başvurduğunu gösterdiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkili ile imzaladığı sözleşmenin 13. Maddesinde işçinin haksız rekabet etmeme şartı, 16. Maddesinde de işçinin haksız rekabet teşkil edecek davranışlar içerisine girmesi halinde son almış olduğu brüt maaşı üzerinden 1 yıllık ücreti tutarında cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ve kabul edildiğini, bu nedenlerle 26.757,48 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davacının söz konusu davayı İş Mahkemesinde açmasına itiraz ederek görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu sebeple davanın görev yönünden reddi gerektiğini, YHGK’nın 2012/9-854 E. – 2013/292 K. Ve 27/03/2013 tarihli kararında, işçi ile işveren arasındaki rekabet yasağına aykırı davranmama taahhüdünün iş hukuku kapsamında bulunmadığı, bunun hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağı kapsamında olduğunun kesin ve net çizgilerle ortaya konulduğunu, müvekkilinin 2475 sayılı İş Kanununun yürürlükte bırakılan 14. Maddesine göre 506 sayılı yasaya göre prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi açısından emeklilik koşulları oluştuğundan gerekli evrakları davacı firmaya verdiğini ve tazminatını alarak işten çıktığını, müvekkilinin kanundan doğan hakkını kullandığını, müvekkilinin davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir işte çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum teşkil etmeyeceğini, müvekkilinin halen çalıştığı işyerine ustabaşı olduğunu, herhangi bir formül işi ile uğraşmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava Taraflar arasında 02/02/2005 tarihli sözleşme uyarınca sözleşmenin bitiminden itibaren 1 yıl süre ile İstanbul içinde davacının faaliyet konusu ile rakip firma işyerlerinde görev alamayacağı, aksi halde 1 yıllık bürüt ücreti üzerinden cezai şart alacağının haksız rekabet kurallarını ihlal kapsamında davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Davacı şirkette formülasyon bölümünde çalışan davalının iş sırrı sayılabilecek formül içeriklerine vakıf olduğunu, işçinin işletmede elde ettiği özel bilgilerin belirlenemediği, işçinin kendi mesleki ve genel bilgi ve deneyimi ile sektörde faaliyet gösteren pek çok firmada az çok bulunabilecek bilgilerin benzer üretim tekniklerinin rekabet yasağıyla korunacak iş sırlarının olmadığı, ispat yükünü taşıyan işverence önemli bir zarara uğrama ihtimalinde somutlaştırılıp ortaya konmadığı, kaldı ki 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK 420 md.göre hizmet sözleşmesine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olduğu düzenlenmesi de nazara alındığında davanın reddine karar verilmiş olup davacının temyizi üzerine ,
Yargıtay …. HD’nin …. Esas …Karar sayılı bozma ilamına göre,Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı, asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir. İş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu bağlamda, dava konusu rekabet yasağının dayanağını, İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının hizmet akdinden kaynaklanan sadakat borcu oluşturmaktadır. 4857 ve 5521 sayılı Kanunların 1.maddeleri hükmü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih, 2008/9-517 Esas ve 2008/566 Karar sayılı içtihadı gereğince, hizmet sözleşmelerinden doğan bu gibi uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya iş mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. yönündeki kararına mahkememizce uyulmasına karar verilmiş olup ,HMK 11.madde ve devamınca dava şartları bakımından uyulan bozma ilamı sonucunda ş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu bağlamda, dava konusu rekabet yasağının dayanağını, İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının hizmet akdinden kaynaklanan sadakat borcu oluşturmaktadır. 4857 ve 5521 sayılı Kanunların 1.maddeleri hükmü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih, 2008/9-517 Esas ve 2008/566 Karar sayılı içtihadı gereğince, hizmet sözleşmelerinden doğan bu gibi uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya iş mahkemeleri görevli olduğundan Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bu aşama anılan sebeplerle HMK.’nın Dava Şartları başlıklı 114/c maddesinde sayılan resen her aşamada karara bağlanabileceğinden Mahkememizin görevsizliğine,dava dilekçesinin görev yönünden Bu nedenle iş bu davada görevli mahkeme iş mahkemesine Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş hal böyle olunca, iş bu davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 16/04/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.