Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/228 E. 2019/538 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/228
KARAR NO : 2019/538

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Koop Gen Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 21/05/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin 3., 4., 6., 10., 11., 13.,15.,16., maddesi ile görüşülüp alınan kararların yoklukla malul ve butlanla sakat olduğunu ileri sürerek 6,11 ve 13 nolu kararların yürütmesinin tedbiren durdurulmasına ve alınan karaların kesin hükümsüz olduklarının tespiti ile iptaline karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı kooperatif süresinde davaya cevap vermemiştir.
Dava, Kooperatif Genel Kurul Kararının butlanının tespiti ve iptali isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davalı Kooperatifin merkez adresi itibariyle mahkememizin iş bu Kooperatif Genel Kurul Kararının butlanının tespiti ve iptali davasına bakmaya yetkili bulunduğu saptanmıştır.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi kurulu 28.03.2019 tarihli raporunda özetle: “Davalı kooperatifin 17.10.2018 tarihli beyanına ve ibraz ettiği belgelere göre davacılardan; …’nun aidat borcunu ödemediği için 04.07.2017 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararıyla; davacı …’ın aidat borcunu ödemediği 04.07.2017 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararıyla; davacı …’in aidat, gecikme zammı ve atık su bedelinden kaynaklanan borcunu ödemediği için 30.07.2016 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararıyla kooperatif ortaklığından ihraç edildiği; Davaya konu 21.05.2017 tarihli genel kurul toplantısma ait ortaklar cetvelinde (anasözleşme madde 32), 30.07.2016 tarihli yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan ihraç edildiği anlaşılan davacılardan ….’in isminin yer almadığı, …, …:, …, …, , … , … adlı davacıların isimlerin yer almasına rağmen imzalarının olmadığı, dolayısıyla genel kurul toplantısına katılmadıkları, davac … adlı ortağın ise hem isminin hem imzasının bulunduğu görülmüş ve genel kurul toplantısına davacılardan sadece …’ın katıldığının saptanmıştır.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünce tescil edilerek 12.06.2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan genel tutanağına göre 21.05.2017 tarihli (2016 yılı olağan ) genel kurul toplantısı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü temsilcisinin hazır bulunması ve 358 ortakta 206 sının katılımıyla suretiyle Tutanakta; gündem maddelerinin görüşülmesi sırasında herhangi bir ortağın söz aldığına, yönetim ve denetim kurulundan açıklama istediğine, tenkitte bulunduğuna, karara katılmama sebebini açıkladığına dair herhangi bir ifade yer almamış; ancak tutanağın sonuna aralarında davacılardan …’m da bulunduğu …. adlı ortakların 3,6,10,11,13,15,16.cı maddelere , ….’adlı ortakların ise 2-16 ve arasındaki tüm maddelere itiraz ettiklerine ve muhalefet şerhi koyduklarına dair dilekçe sunduklarını belirten açıklama yazılmış; bu kişilerin “İlgili Makama “ başlığını taşıyan ve ” (…) maddelerine itirazımızı sözlü olarak , kayıtlar zabıtlar altma aldırdık, yazılı bu dilekçelerimizin işleme alınmasını arz ederiz” ifadesini içeren bilgisayarla yazılı dilekçeleri de tutanağa eklenmiştir.
Davacıların mutlak butlanla batıl, yoklukla malul olduğunu belirttiği kararlar ve ileri sürdükleri gerekçeler şu şekildedir:
3. Madde “2016 yılına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu, Denetim Kurulu Raporu ile Bilanço ve Gelir-Gider farkı cetvelleri Yönetim Kurulu Başkanı tarafından okundu, müzakereye açıldı. Yapılan görüşmeler neticesinde yönetim ve denetim raporları ile Bilanço ile Gelir-Gider hesaplan ayn ayrı oylandı 18 red oyuna karşılık 182 evet oyuyla oy çokluğu kabul edildi.” 4. Madde “2016 yılı faaliyetlerinden dolayı mevcut Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri ayrı ayrı oylanarak ve yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyeleri kendi ibralarından oylamaya iştirak etmeksizin oy birliği ile ibra edildiler.”
Davacılar bu kararların yönetim ve denetim kurulu raporlan ile bilançonun toplantının en az 15 gün öncesinden ortakların tetkikine amade tutulmamış olması nedeniyle Kooperatifler Kanununun 24/1 maddesi hükmüne aykırı olarak alındığını ve mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir.
6. Madde “Yönetim Kuruluna kooperatifin kiracı olduğu ya da kiracı olarak çıkacağı bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla tüzel kişiler ve gerçek kişilerle her türlü görüşme yapmaya tahliye taahhütnameleri düzenlemeye ve imzalamaya yine yeni yerler kiralamak için kooperatif adına yönetim kuruluna 12 ret oyuna karşılık 180 oy çokluğu ile yetki verildi.”
Davacılar bu karann dava dışı …. Grup ve….Vakfıyla muvazaalı olarak yapılmış olan anlaşmanın ve …. Grup lehine verilen taahhütnamenin, yeni ortakların katılımıyla onaylanmasını sağlanmasını sağlamak için alındığını, mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir.
10. Madde “Yönetim Kurulunun yeni sanayi sitesi projesiyle ilgili arsa satışının m2 başma 500 TL’den aşağı olmamak üzere satması için oy birliği ile yetki verildi, mevcut arsa üzerinden plan değişiklikleri yapılması için oy birliğiyle yetki verildi, ayrıca sanayi sitesinden arda kalan arazinin otel, plaza ve iş merkezi olarak değerlendirilmesi ya da iş karşılığı olarak müteahhide veya başka bir kuruma satışı için yönetim kuruluna 18 red oyu ve 179 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi.”
Davacılar bu kararın sanayi sitesinden arda kalan arazinin otel, plaza ve iş merkezi olarak değerlendirilmesi ya da iş karşılığı olarak müteahhide veya başka bir kuruma satışı için yönetim kuruluna verilmesi ile ilgili ( vurgulu ) bölümünün kooperatifin amacına aykın olması nedeniyle hükümsüz olduğunu iddia etmiştir.
11. Madde “Kooperatifimizin yeni sanayi sitesi proje ile ilgili olarak arsa katılım payı vermeyenler arsa katılım payı verip üst üste 3 aidat ve 3 arsa katılım payı ödemeyen üyelerimizin hakkında kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak ihraç sürecinin başlatılması için yönetim kuruluna yönetim kuruluna 18 ret oyu 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi. Aylık gecikme zammını %2 uygulamasına, 18 red oyu 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu yetki verildi.”
Davacılar bu kararın anasözleşmede yazılı olmayan bir ihraç sebebi ihdas etmesi ve gecikme zammı uygulamasının anayasal ilkeye ve kooperatifin amacına aykın olması sebebiyle mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir.
13. Madde “Mevcut sanayi sitesinin görülmekte olan kira tespit davasının sonuçlanması durumunda dava sonucuna göre muhtemel çıkacak kira artış tutarlanmn mevcut sanayi sitesi (eski üyeler) üyelerine payları oranında dağıtılması için yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 172 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu yetki verildi.”
Davacılar bu karann eski ortaklara ek ödeme veya paylarını artırma yükümlülüğü getirmesi, muvazaalı ve kötü niyetli olması sebebiyle butlanla sakat, yoklukla malul olduğunu iddia etmiştir.
15. Madde “01 Haziran 2017 tarihi itibariyle mevcut sanayi sitesi ortak aidatlanmn 850,00 olmasına, gerek proje ortakları gerekse mevcut sanayi sitesi ortaklarının geç ödenmesi durumunda aylık %2 gecikme cezası, çek ve senet ödemelerinde aylık %1 vade farkı uygulanması için yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 182 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi.” -16. Madde “2017 yılına ait tahmini bütçe okundu, görüşmeye açıldı. 18 red oyuna karşılık 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile kabul edildi.”
Davacılar bu kararların anayasal ilkeye ve kooperatifin amacına aykırı olması nedenleriyle “yokluk, malul ve butlanla sakat” olduğunu iddia etmiş ve tahmini bütçenin hilafı hakikat olduğunun tespitini istemiştir.
Kooperatifler Kanununun “Kararların bozulması ve şartlar” başlıklı 53.üncü maddesinde “ Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslanna aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararlan aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerihükmü yer almaktadır. (Anasözleşme madde 38)
Anasözleşmenin 3 9.uncu maddesinde “ Genel kurul toplantılarının muteber olması için, ortaklar tarafından yapılan beyanlar ile muhalif kalanların muhalefet sebeplerini(…) içeren bir tutanak dtizenlenir.(…), 40.inci maddesinde ise “ Toplantıya çağrının usulüne uygun yapıldığım gösteren belgeler ile ortaklar cetveli ve genel kurul tutanağı toplantı tarihinden itibaren 15 gün içinde Ticaret Sicili Memurluğuna verilmekle birlikte gerekli tescil ve ilan işlemi yaptırılır.”hükümleri bulunmaktadır.
21.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında hazır bulunan davacı …’ın toplantı tutanağında gündem maddelerinin görüşülmesi sırasında söz aldığına, yönetim ve denetim kurulundan açıklama istediğine, tenkitte bulunduğuna, karara katılmama sebebini açıkladığına, şerh verme gerekçesini belirttiğine dair herhangi bir ifadesi yer almamış; ekli dilekçesinde de şerh verme gerekçesi belirtilmemiştir. Diğer davacılar da genel kurul toplantısına haksız olarak çağrılmadıklarına ve toplantıya haksız olarak alınmadıklarına dair bir iddiada bulunmamıştır.
Dolayısıyla, hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacıların gerekli şartları taşımamaları sebebiyle Kooperatifler Kanununun 52 ve anasözleşmenin 38.inci maddesinde tanımlanan iptal davası olmayan dava, gündemin 3,6,10,11,13,15,16.ncı maddelerinde alınan kararların mutlak butlanla batıl ve yoklukla malul olduğu gerekçesiyle açılmıştır.
Kooperatifler Kanununda ve anasözleşmede kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiasıyla açılacak iptal davası düzenlenmiş, genel kurul kararlarının butlanı hakkında herhangi bir hüküm sevk edilmemiştir.
Kooperatifler Kanununun “Bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır ” hükmü (madde 98) gereğince başvurulan Türk Ticaret Kanununun “butlan “başlıklı 447.nci maddesinde ise ;
“ (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. “Hükmü yer almıştır.
Dolayısıyla kooperatif genel kurul toplantıları hakkında da mezkur hüküm çerçevesinde butlan davası açılması mümkündür.
Davacılar 2016 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun, denetim kurulu raporunun, bilançonun ve gelir-gider farkı cetvellerinin 8 red oyuna karşılık 182 evet oyuyla kabul edilmesine dair karar ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin oy birliği ile ibra edilmesine dair karan ; Kooperatifler Kanununun 24.üncü maddesine aykırı olarak yönetim ve denetim kurulu raporları ile mali tablolann toplantının 15 gün öncesinden ortakların tetkikine amade tutulmamış olması nedeniyle mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir.
Kooperatifler Kanununun “ Bilgi edinmek hakkı, bilanço:” başlıklı 24.üncü maddesi ; “Yönetim Kurulunun (…) yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 66 ncı madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine amade tutulur. Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi mecburidir. Ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin kararıyla bertaraf edilemez veya sınırlandırılamaz” şeklindedir
Genel kurul davetinin ve gündeminin tespit edildiği 17.04.2017 tarihli yönetim kurulu kararında “kooperatifimizin 2016 yılına ait Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu , Denetim Kurulu Faaliyet Raporu, Bilançonun ve gelir-gider tablosunu toplantı gününden 15 gün evvel ortaklarımızın tetkikine açık bulundurulmasına (…) karar verilmiştir” ifadesinin yer aldığı görülmüş ş, ancak bu ifadenin ortaklara gönderilen davet mektubunda yer alıp almadığı hususunda tespit yapılmamıştır. Daincelemeye hazır bulundurulmadığına belgeler üzerinde inceleme yapmalarına kooperatif yetkili ve görevlilerince müsaade edilmediğini, yazılı olarak talep etmelerine rağmen bilanço ve gelir gider farkı hesabının birer suretinin kendilerine verilmediğini veya gönderilmediğini ispat eden herhangi bir belge ibraz etmemiş; kararlara muhalif kalan ortaklar da genel kurul görüşmeleri sırasında bu hususa değinen herhangi bir beyanda bulunmamıştır..
Bu durumda TTK mn yukarıya alıntılanan hükmü gereğince ortakların bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarının sınırlandırıldığı yönünde bir tespit ve değerlendirme yapılması mümkün olmamıştır.
Davacılar “Yönetim Kuruluna kooperatifin kiracı olduğu yada kiracı olarak çıkacağı bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla tüzel kişiler ve gerçek kişilerle her türlü görüşme yapmaya tahliye taahhütnameleri düzenlemeye ve imzalamaya yine yeni yerler kiralamak için kooperatif adına yönetim kuruluna 12 ret oyuna karşılık 180 oy çokluğu ile yetki verildi.”şeklindeki kararın, dava dışı …. Grup ve …. Vakfıyla muvazaalı olarak yapılmış olan anlaşmanın ve …. Grup lehine verilen taahhütnamenin, yeni ortakların katılımıyla onaylanmasını sağlamak için alındığıını, dolayısıyla mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir.
Dosya da mevcut belgelere göre…Vakfından kiraladığı ( … ada …, yeni 29,30 parsel, 4 (yeni 27,28 parsel,) arsa, kooperatif binası ve demonte barakalarda oto tamircileri için sanayi sitesi oluşturan kooperatif, mülkiyetinin kat karşılığı …. İnşaat A.Ş’ye temlik edilmesinde sonra, bu şirketle 3,27 ve 28 numaralı parseller için 01.01.2017 tarihli şirketle kira sözleşmesi yapmış ve taşınmazı 31.12.2017 tarihinde tahliye etme taahhüdünde bulunmuştur…İnşaat A.Ş’nin de bu tahliye taahhüdüne dayanarak işyerlerini tahliye ettirdiği anlaşılmıştır. Mahkemenin tedbir talebinin reddine ilişkin kararında belirtildiği üzere gündemin 6, 11 ve 13 numaralı gündem maddelerinde alınmış olan kararlar kooperatifin taşınacağı yeni bir yer arayışı ile ilgilidir. Yönetim kurulunun kira sözleşmesi yapmasında ve tahliye taahhütnamesi vermesinde ceza sorumluluğunu gerektiren hususlar var ise mezkur genel kurul kararının bunu ortadan kaldırmayacağı, tazminat sorumluluğunun ise 2017 yılı hesap ve işlemlerinin görüşüleceği sonraki olağan genel kurulda kararlaştırılacağı açıktır. Dolayısıyla mezkur karar yönetim kurulunun ceza ve tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, TTK da tespit edilmiş olan butlan sebeplerinin de dışında kalmaktadır.
Davacılar gündemin l0’uncu maddesinde alınan “ (…) ayrıca sanayi sitesinden arda kalan arazinin otel, plaza ve iş merkezi olarak değerlendirilmesi yada iş karşılığı olarak müteahhide veya başka bir kuruma satışı için yönetim kuruluna 18 red oyu ve 179 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi.” şeklindeki kararın kooperatifin amacına aykırı olması nedeniyle hükümsüz olduğunu iddia etmiştir
Kooperatifin amacı, anasözleşmede “ küçük sanayicilerin, günün icaplarına uygun modem ve teknik şartlan haiz birer işyerine sahip olmalannı sağlamak ve topluluğun genel hizmetlerin karşılayacak tesisleri içine alan bir küçük sanayi sitesi kurarak; a) Teknik görgü ve bilgilerini artırmak, b) Modem imalat metotlarından faydalandırmak, c) İşbirliği ve ihtisaslaşmamn gerçekleştirilmesi gibi çalışmalan yaparak mesleki gelişmelerini sağlamaktır” şeklinde tespit edilmiş, bu amacın gerçekleşmesi için yapılacak faaliyetlerin arasında “Taşınır ve taşınmaz mallar ve haklar edinir, bunlan satar, ipotek eder, kiraya verir, işletir ve kullandırır “ hususları da sayılmıştır, (anasözleşme madde 6) Bu hüküm çerçevesinde, ortakların işyerlerinden ve genel hizmet tesislerinden oluşacak sitenin yaptırılmasından sonra kalacak arazinin değerlendirilmesi hususunda alman kararın kooperatifin amaç ve faaliyet konularına aykırılığını savunmanın mümkün olamayacağı ve TTK da tespit edilen butlan sebepleri kapsamında görülemeyeceği görüşüne varılmıştır.
Davacılar “Kooperatifimizin yeni sanayi sitesi proje ile ilgili olarak arsa katılım payı vermeyenler arsa katılım payı verip, üst üste 3 aidat ve 3 arsa katılım payı ödemeyen üyelerimizin hakkında kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak ihraç sürecinin başlatılması için yönetim kuruluna yönetim kuruluna 18 ret oyu 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi. Aylık gecikme zammını %2 uygulamasına, 18 red oyu 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu yetki verildi.” şeklindeki kararın, anasözleşmede yazılı olmayan bir ihraç sebebi ihdas etmesi ve gecikme zammı uygulamasının anayasal ilkeye ve kooperatifin amacına aykırı olması sebebiyle mutlak butlanla batıl olduğunu iddia etmiştir
Kooperatifler Kanunu ortakların anasözleşmede açıkça belirtilecek sebeplerle kooperatif ortaklığından çıkarılmasına imkân tammış ve çıkarmanın usulünü düzenlemiş; anasözleşmede belirtilen ortaklıktan çıkarılma sebeplerden birini de “ Parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirme “ fiili teşkil etmiştir. Parasal yükümlülük ifadesinin kapsamı “Ortaklar, taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatifin amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki, arsa, alt ve üs yapı, inşaat, ortak alan ve tesisler ile genel giderler katılım paylan taksitlerini ödemek zorundadırlar. Bu kararlarda anasözleşmenin 33’ncü maddenin 2’nci fıkrasında gösterilen nisap aranır. ” hükmünde açıklanmış ve genel kurula da “Ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme esaslarını tespit etmek” hususu (bu hüküm yürürlükte olan tip anasözleşmede “ Ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartlan ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit” şeklindedir) , genel kurulun terk ve devir edemeyeceği görev ve yetkileri arasına alınmıştır. (KK madde 16,
42/5, anasözleşme madde 14, 21, 23/6) Ortakların hak ve vecibelerde eşitliği ilkesi (KK: madde 23) parasal yükümlülüğünü zamanmda getirmeyen ortakların gecikme faizi ödemesine imkan tanımış ve Yargıtay kooperatif genel kurulunun tespit ettiği gecikme faizini sözleşmeyle tespit edilen temerrüt faizi olarak nitelendirmiş, kooperatifle ortaklan arasmda ticari ilişki olmadığından bu oranının yasal faiz oranının yüzde yüzden fazlasını aşamayacağına dair kararlar vermiştir. ( T.B.K.madde 88,120, Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun madde 2)
Bu hükümler, genel kurulun kanun ve anasözleşme hükümleri çerçevesinde ilke niteliğinde bir karar olduğunu, aylık %2 gecikme faizi uygulamasına maruz kalan ortakların fahiş olduğu iddiasında bulunabileceğini, kararın, TTK da tespit edilen butlan sebepleri kapsamına görülemeyeceğini göstermektedir.
Davacılar 13.üncü maddede alınan “Mevcut sanayi sitesinin görülmekte olan kira tespit davasının sonuçlanması durumunda dava sonucuna göre muhtemel çıkacak kira artış tutarlarının mevcut sanayi sitesi (eski üyeler) üyelerine payları oranında dağıtılması için yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 172 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu yetki verildi.” şeklindeki kararın eski ortaklara ek ödeme veya paylarım artırma yükümlülüğü getirmesi, muvazaalı ve kötü niyetli olması sebebiyle butlanla sakat, yoklukla malul olduğunu iddia etmiştir.
Yapı kooperatiflerinin amacını gerçekleştirmesi ve faaliyetleri, ortakların sermaye payı ödemeleriyle değil, “ (…) . genel kurulca kararlaştınlacak miktarlardaki, arsa, alt ve üs yapı, inşaat, ortak alan ve tesisler ile genel giderler katılım paylan taksitlerini” ödemeleriyle mümkün olmaktadır. Ki bu ödemelerin “ek ödeme” veya “sermaye payı ” kapsamında olmadığı, bu kararların anasözleşmenin 33’ncü maddenin 2’nci fıkrasında gösterilen nisapla alınmasına bağlanarak gösterilmiştir. (KK madde 31,34, 52, anasözleşme madde 21,33).
Kooperatifçe kiralanan sitedeki işyerlerinde faaliyet gösteren ortakların mahkeme kararıyla tespit edilecek kira artışına katılmaları tabii bulunmakta ve mezkur genel kurul karan TTK da sayılan butlan sebepleri kapsamında görülememektedir..
Davacılar “01 Haziran 2017 tarihi itibariyle mevcut sanayi sitesi ortak aidatlannın 850,00 olmasma, gerek proje ortakları gerekse mevcut sanayi sitesi ortaklarının geç ödenmesi durumunda aylık %2 gecikme cezası, çek ve senet ödemelerinde aylık %1 vade farkı uygulanması için yönetim kuruluna 18 ret oyuna karşılık 182 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile yetki verildi.”ve “2017 yılma ait tahmini bütçe okundu, görüşmeye açıldı. 18 red oyuna karşılık 180 kabul oyu kullanılmak suretiyle oy çokluğu ile kabul edildi.” Şeklindeki kararlann anayasal ilkeye ve kooperatifin amacına aykırı olması nedenleriyle “yokluk, malul ve butlanla sakat” olduğunu iddia etmiş ve tahmini bütçenin hilafı hakikat olduğunun tespitini istemiştir.
Yukarıda yer alan açıklama ve değerlendirmemiz bu maddeler için de geçerlidir. Tahmini bütçe isminden de anlaşılacağı üzere geleceğe yönelik olarak tahmini giderlerin hangi gelir kalemleriyle finanse edileceğini göstermekte, hilafı hakikat olduğunun tespiti talebinin huzurdaki davanın kapsamı dışında kalmaktadır. Sonuç olarak;
Davanın; davacılar, genel kurul tutanağına yazılması gereken muhalif kalma sebepleri ve hak düşürücü süre yönünden Kooperatifler Kanununun 53 ve anasözleşmenin 38.inci maddesindeki şartları taşımadığı ve genel kurul gündeminin 3,4,6,10,11,13,15,l6.ncı maddesinde alınan kararların yoklukla malul ve butlanla sakat olduğunun tespiti talebiyle açıldığı.
Dosya kapsamındaki belgeler, Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümleri ve TTK ‘mn butlan başlıklı hükmü çerçevesinde, mezkur gündem maddelerinde alınan kararların yoklukla malul ve butlanla sakat olduğuna ilişkin bir tespitte bulunma imkanının olmadığı” bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacılardan …’in davalı Kooperatif üyeliğinden ihraç edilmesi nedeniyle kooperatif üyeliği son erdiğinden iş bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığı sonucuna varılarak bu davacı yönünden dava bu nedenle usulden ret edilmiştir. Diğer davacılar yönünden butlan iddiası ile iş bu dava açıldığından iptal davalarında uygulanan süre ve muhalefet şerhi koşuluna tabi olmadığı ve diğer davacıların iş bu davayı açabileceği kabul edilmiştir. Davacılar davalı kooperatifin 21/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 3., 4., 6., 10., 11., 13.,15.,16., maddesi ile görüşülüp alınan kararların yoklukla malul ve butlanla sakat olduğunu ileri sürerek alınan bu karaların kesin hükümsüz olduklarının tespiti ile iptaline karar verilmesini istemişler; alınan bilirkişi raporunda dava konusu genel kurul kararlarının yoklukla veya butlanla sakat olmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı bildirilmiş ise de bilirkişi kurulun iş bu görüş ve tespiti (gündemin 11. ve 15. maddeleri dışında) mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır. Gündemin 11. ve 15. maddeleri bakımından bilirkişi raporunda bu gündem maddeleri ile alınan kararlar için ” Genel kurulun kanun ve anasözleşme hükümleri çerçevesinde ilke niteliğinde bir karar olduğunu, aylık %2 gecikme faizi uygulamasına maruz kalan ortakların fahiş olduğu iddiasında bulunabileceğini, kararın, TTK da tespit edilen butlan sebepleri kapsamına görülemeyeceğini göstermektedir.” görüşü belirtilmiş ise de mahkememizce iş bu görüşe katılmak mümkün bulunmamıştır.
Gündemin 11. ve 15. maddesi ile alınan karalarda geç ödemeye ilişkin olarak tespit edilen ” aylık %2 gecikme zammı uygulanması” olarak belirtilen gecikme zammının esasen faiz niteliğinde bulunduğu kabulü gerekir. Diğer yandan kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının, TBK’nın 88/2 ve 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olduğu ve faiz oranı belirlenirken 120/2. maddesinde öngörülen sınırlamanın dikkate almak zorunda olduğu, genel kurul tarihi dikkate alındığında kararlaşıtırılan aylık %2 oranının (%24) yasanın bu hükmüne göre getirilen üst sınırı aşar nitelikte bulunduğu ve TBK 20. maddesi gereğince batıl olduğu ve her zaman butlanının tespitinin talep edilebileceği sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … .’in davasının USULDEN REDDİNE,
a)Alınması gereken 44,40 TL karar harcından daha önce yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye karar harcının bu davacıdan tahsiline,

2-Diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı kooperatifin 21/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 11. maddesiyle alınan kararın “aylık geçikme zammının %2 uygulanmasına” ilişkin kısmındaki “ aylık %2” oranı ile gündemin 15. maddesiyle yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olarak alınan kararda “… geç ödenmesi durumunda aylık %2 gecikme cezası uygulanması… ” şeklindeki kısımdaki “aylık %2” oranının kanuna aykırılık nedeniyle BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE, diğer taleplerin reddine,
3-Her bir davacı yönünden ayrı ayrı alınması gereken 44,40 TL karar harcından daha önce yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 35,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 2.713,33 TL yargılama giderinin ret-kabul durumuna göre takdiren 904,45 TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibareniki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/05/2019 12:00

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI
16 Tebligat – 291,50 TL
5 Müzekkere – 43,40 TL
İstinaf Masrafı- 278,43 TL
Bilirkişi Ücreti – 2.100,00 TL
Toplam = 2.713,33 TL