Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/196 E. 2018/349 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/196
KARAR NO : 2018/349

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davalı kurum tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile aleyhinde yapılan icra takibinde adına rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, icra takibinin kesinleşmesi üzerine davalı banka vekili tarafından rehne konu …. plakalı araç üzerine rehnin paraya çevrilmesi şerhi konularak arabasının yakalandığını ve 2007 yılında 9.370,00 TL bedelle ihale edildiğini, 2006 yılının muhtelif aylarında olmak üzere davalı kurum vekiline 5.000 TL ve 1.000 TL olmak üzere toplam 6.000 TL haricen kendisine ödediğini, davalı kurum tarafından başlatılan icra takibinde istenen alacağın 11.159,63 TL olduğunu, 9.370,00 TL aracının satış bedeli, 6.000 TL de elden haricen ödemiş olduğu miktar üzerine toplam 15.730,00 TL davalı kuruma ödeme yaptığını, ancak takip çıkışı ile ödemiş olduğu meblağlar nazara alındığında dosya borcunun tamamının ödenmesine rağmen alacaklı kurum vekilinin dosyayı infaz edip işlemden kaldırılması gerekmesine rağmen takibe devam ederek icra dosyasında kefili olan …..’in maaşına haciz koymak suretiyle icra takibinin devamını sağlamaya çalıştığını, davalı kuruma herhangi bir borcunun kalmaması nedeniyle evvel emirde icra dosyasının durdurulması için ihtiyati tedbir talebi ve akabinde de yapılacak yargılama sonunda takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava İİK 72.madde kapsamında açılmış Menfi Tespit talebine ilişkindir.
HMK 114.madde uyarınca dava şartlarında bir eksiklik bulunmadığı, ancak görev hususunun ayrıca incelenmesi gerektiği anlşılmıştır.
Davanın niteliği itibariyle basit yargılama usulüne tabi bulunduğu anlaşılmış olup,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı banka tarafından davalıya verilen taşıt kredisi ile ödendiği iddiasıyla icra takibine yönelmiş menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılmış olmakla HMK 114 ve devamı uyarınca dosya üzerinden yargılamanın her aşamsında görev dava şartı resen incelenebileceğinden mahkememizce yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlığın davalı gerçek kişinin davacı banka ile kredi kartı sözleşemsi sonucu oluşan aacaktan kaynaklı olup davalı burada 6502 sayılı yasa kapsamında değerlendirildiğinde 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili
ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Davaya konu uyuşmazlık, banka taşıt kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; aracın hususi olduğu davacının da tacir olmadığı uyap kayıtlarından anlaşılmış olup dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 17.10.2016 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, Ticaret mahkemesi değil anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerektiğinden davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115. Maddesi gereğince USULDEN reddine,
2-HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde açılmamış sayılacağının taraflara hatırlatılmasına,
3-HMK’nın 331.maddesi uyarınca Yargılama harç ve giderlerinin görevli ve yetkili Mahkemece nazara alınmasına
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 21/03/2018

Katip ….
e-imzalıdır.

Hakim ….
e-imzalıdır.