Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/188 E. 2019/55 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

.
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ . .
ESAS NO : 2018/188
KARAR NO : 2019/55
.
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, davalı şirketin 28/11/2017 tarihinde 2010 ila 2016 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısı yaptığını,oysa daha önce 24/06/2013 tarihinde 2007 ila 2012 yılları olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, bu yıllar için ikinci kez genel kurul toplantısı yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca toplantıda toplantı ve karar nisabında dikkate alınan sermaye miktarının hatalı olduğunu, esas alınan 1.000000,00 TL sermaye miktarının 09/01/2014 tarihli olağanüstü genel kurulda artırılarak alındığını, ancak bu karar aleyhine açılan davada verilen kararın kesinleşmediğinden bu miktarın esas alınması suretiyle hesaplanan nisapların hatalı olduğunu ve kararların iptali gerektiğini, gündemde yer almamasına rağmen denetçi atanmasının da kanuna aykırı olduğunu, ayrıca kararda olumlu oy ve olumsuz oy miktarının yazılı olmadığını ve tutanağın da bakanlık temsilcisine imzalanmadığınından alınan kararların geçersiz olduğunu ileri sürerek 28/11/2017 tarihli olağan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket süresinde cevap vermemiş, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesiyle dava konusu genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, toplantıya katılmayan davacılardan ….ve ….’nin dava açma hakları bulunmadığını, denetçi seçiminin ilan edilen gündem içinde yer aldığını, bakanlık temsilcisinin imzasının bulunmasının gerekmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, Genel kurul kararlarının iptali isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davanın davalı şirket ortağı olduğu, davalı şirket merkez adresine göre mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetki olduğu, dava konusuna göre de mahkememizin iş bu davaya bakmaya görevli bulunduğu saptanmıştır.
Diğer yandan davanın, TTK 445 madde uyarınca genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde açıldığı ve hak düşürücü sürenin geçirilmediği saptanmıştır.
Davacılar, davalı şirketin 28/11/2017 tarihinde yapılan 2010 ila 2016 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların dava dilekçesinde belirtilen nedenler ile iptali isteği ile iş bu davayı açmıştır.
Dava konusu genel kurul kararı ile hazirun cetveli incelendiğinde davacılardan …’nın dava konusu bu toplantıda asaleten, … ve …’ın ise vekaleten temsil edildikleri, diğer davacının ise mirasçı olarak şirket ortağı olup, toplantıya katılmadığı saptanmıştır.
Bilindiği üzere; şirket genel kurul kararlarının iptali davası açabilecekler TTK 446. maddesinde belirtilmiştir. TTK 446/1. maddesi gereğince ” Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten.” kişi iptal davası açabilir. TTK 446/1. maddesi gözetildiğinde davacılardan …,… ve … toplantıya katılmış iseler de alınan bir kısım kararlara muhalefet etmelerine rağmen muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına geçirtmedikleri saptanmıştır. Her ne kadar dava konusu genel kurul hazirun cetvelinde bu davacıların ” hazirunların cetvelde belirtilen hisse miktarlarına yönelik” şerhleri bulunmakta ise de bu şerh, yasal anlamda muhalefet şerhi olarak kabul edilmemiştir. Dolayısı ile davacılardan …, … ve …’ın TTK 446/1. maddesinde belertilen şekilde muhalefet şerhleri bulunmadığından bu davacılar yönünden dava şartı eksikliğinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Yine, TTK 446/2. maddesine göre” Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın” bir pay sahibi bu fıkrada belirtilen nedenlerin bulunduğu iddiasıyla iptal davası açabilir. Ancak davacılar, bu fıkrada belirtilen nedenlerden herhangi birinin varlığını iddia ve ispat etmediklerinden dava konusu genel kurula katılmayan davacı yönünden de dava şartı gerçekleşmiş değildir.
Her ne kadar pay sahipleri, herhangi bir süreyi tabi olmaksızın genel kurul kararlarının yoklukla batıl olduğunun tespiti talebiyle TTK 445 ve TTK 446. maddesindeki hak düşürücü süre ve dava şartına tabi olmaksızın dava açabilir ise de somut davada yokluk veya butlan nedeni ileri sürülmemiştir.
Diğer yandan davacıların iptal nedeni olarak ileri sürükleri “toplantının usule aykırı yapılması, nisabın sağlanmamış olması” nedeni değerlendirildiğinde çağrının kanun ve ana sözleşmeye uygun yapıldığı, toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu saptandığından iptal talebi yerinde olmadığı gibi butlanı gerektiren bir neden de bulunmamaktadır. Yine davacıların dayandıkları iptal nedenlerinden hiç biri varit değildir. Zira, daha önce toplantısı yapılan yıllara ilişkin yeniden genel kurul yapılması butlan sebebi olmadığı, sermaye artışına ilişkin önceki genel kurul kararının iptal edilmesine rağmen nisap hesabında dikkate alınmasına ilişkin neden de iptale ilişkin mahkeme kararının genel kurul toplantı, dava ve hüküm tarihinde kesinleşmemiş bulunması nedeniyle iptal ve butlan nedeninin kabulünün mümkün bulunmadığı; öze denetçi atanması talebinin gündeme bağlılık kuralının bir istinası olarak gündemde olmasa bile talep halinde karara bağlanabileceğinden bu nedene ilişkin iptal ve butlan nedeninin kabulünün mümkün bulunmadığı; dava konusu genel kurulda bakanlık temsilcisinin bulunmadığına ilişkin nedeni de davalı şirketin bakanlık temsilcisi bulundurma zorunda bulunan şirketlerden olmaması nedeniyle iptal ve butlan nedeninin kabulünün mümkün bulunmadığı; olumlu- olumsuz oy sayısının yer almadığına ilişkin iptal nedenin de kararda kabul ve ret oy sayıları belli olduğundan yerinde bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca davacılardan …, … ve … toplantıya katılmalarına rağmen usulüne uygun muhalefet şerhleri bulunmadığından, diğer davacı da toplantıya katılmadığından ve TTK 446/2. maddesindeki nedenlere dayanmadığından somut davada tüm davacılar yönünden dava şartı eksikliği bulunduğu, alınan kararların butlanını gerektiren bir nedenin de bulunmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacılardan tahsiline,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/01/2019 10.25

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …