Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/176 E. 2018/568 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/176
KARAR NO : 2018/568

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Sürücüsü … olan araç maliki davalı …’a ait … plakalı aracın 01/11/2011 tarihinde Esenler -Atışalanı Sapağı önünde yaptığı maddi hasarlı trafik kazasında oto korkuluklarına hasar vererek zarara sebebiyet verdiğini, … poliçe nolu sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı … SİGORTA ŞTİ. ‘ne hasar bedelinin ödenmesi için ihtarat yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek 2.279TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… CEVABINDA; … plakalı aracın tarafına ait olduğunu,bu aracın ruhsat sahibi olduğunu, olay tarihinde aracın kardeşi … tarafından kullanıldığını, kendisinin kusuru olmadan trafik kazasına karıştığını ve korkuluklara çarptığını, davacının korkuluk masraflarını talep etmesi halinde kazaya karışan bütün araçların tespit edilerek davaya dahil edilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra karayollarının gerekli tedbirleri almadığını, kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiği, kaza 6 yıl önce gerçekleştiğinden zamanaşımına uğradığını ve itirazda bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … SİGORTA VEKİLİ CEVABINDA; Müvekkili şirket tarafından 20/03/2013 tarihinde davacıya 2.279 TL ödeme yapıldığını ve tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluğunun kalmadığını, ayrıca kaza ile ilgili olarak talep zamanaşımının geçtiğini, KTK ve diğer ilgili kanunlarda öngörülen 2 yıllık sürenin dolduğunu ve talebin zamanaşımına uğradığını, davacının kazadan doğan uğradığını iddia ettiği dolaylı zararların müvekkili şirket nezdinde düzenlendiğini ve poliçeden karşılanmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve ferilere ilişkin davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava meydana gelen haksız fiil nedeniyle davalı gerçek kişi yönünden 6098 TBK’nun 49.maddesi uyarınca açılmış diğer davalı ZMMS poliçesi sebebiyle sigorta şirketi yönünden ise TTK 1403.madde uyarınca açılmış hasara ilişkin maddi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak poliçe hasar dosyası, kaza tespit tutanağı davalının ödeme dekontu ve bilirkişi raporu esas alınarak mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre dava davacı idarenin oto korkuluklarına kaza sebebiyle verilen zarara ilişkin olup davalı sigorta şirketi ödeme savunmasında bulunması sebebiyle mahkememizce dekontun suretinin celbi için yazılan müzekkereye göre davacının iş bu davda talep etmiş olduğu toplam 2279 TL zarar … bank EFT yoluyla dava tarihinden önce davalı hesabına yatırıldığı anlaşılmakla iş bu davaya konu zararı davalı sigorta şirketi aynen nakdi ödeme yapmak suretiyle davadan önce karşıladığından davanın açıldığı tarih itibariyle davacının davalılara dava açmak hukuki yararı olmadığı anlaşılmıştır.
Söz konusu iş bu dava hukuki yarar bakımından öncelikle HMK 114 madde uyarınca bir dava şartı olduğu ve resen yargılamanın her şaamında ele alınacağından mahkememizce yapılan yargılama sonucunda
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
HMK.’nun 115/2. maddesindeki kurala göre, “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder”. Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Ancak hukuki yarar dava şartı davanın başında olması gereken bir şart olup sonradan tamamlatılabilecek bir eksiklik olmadığından yukarıda anılan gerekçelerle davacının işbu davayı açmasında güncel hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harının peşin alınan 38,92 TL harcından mahsubundan sonra karar kesinleştiğinde talep halinde bakiye ilam harcının davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
6-Davalı sigorta şirketi kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6.madde uyarınca ve davalı vekili duruşmalara katılmadığından 440 TL dilekçe ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
HMK 341 vd. Uyarınca Miktar itibariyle KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.