Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/162 E. 2018/1118 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/162
KARAR NO : 2018/1118

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 27/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirket müvekkili şirketin bayisi iken bayilik sözleşmesinin sona erdirildiğini, bayilik sözleşmesinden kaynaklı mal alım borcu ve asgari mal alım taahüdüne aykırılık nedeniyle mevcut cezai şart borcu da dahil olmak üzere şirkete olan borçlarının ödenmesinin talep edildiği ancak borçların ödenmediğini, bayi ile yapılan görüşmelerde toplamda 504.000,00 TL borcunun olduğunun bildirildiğini, bildirim neticesinde davalı şirket müvekkili şirkete gönderdiği ihtarname ile 97.125,24 TL asıl alacak olmak üzere borcu olduğunu ve bunu ödemek istediğini bildirdiğini, bayilik sözleşmesinden kaynaklı borçların teminatını teşkil etmek üzere şirket lehine tesis edilen ipoteklerin paraya çevrilmesi için borçlu şirket ve ipotek veren 3. Kişiler hakkında takip başlatıldığını, borçlularca takibe itiraz edildiği tüm bu nedenlerle davalıların borca, işlemiş faize ve ferilerine yapmış oldukları itirazlarının iptali ile yapılan kısmi harici ödemenin faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye alacak yönünden takibin devamına, davalıların borcu ikrarları bulunması nedeniyle davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacıya bayilik sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcu varsa bildirilmesini istediğini, davacı tarafından fazla borç bildirildiğini, bunun üzerine kendi kayıtlarında davacıya 97.125,24 TL borç göründüğünden bu miktarın ödenmesi için hesap bilgilerinin istendiğini, bilahare de bu miktar borcun ödendiğini, davacının haksız olarak müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığından itiraz edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava, Bayilik sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı tarafından davalılar aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile 97.125,24 TL asıl alacak ve 410.839,77 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 507.837,77 TL alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların süresindeki itirazları üzerine davacının 300.000,00 TL harca esas değer göstererek iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, 06/01/2016 tarihli oturumdaki imzalı beyanı ile asıl alacağın sonradan ödenmesi nedeniyle sadece işlemiş faiz alacağına ilişkin olarak ve ipotek limitini gözeterek itirazın 300.000,00 TL’lik kısım için iptali talebiyle dava açtıklarını bildirmiştir. Dolayısı ile takip konusu 97.125,24 TL asıl alacak davanın konusu değildir. Davanın konusu icra takibine konu 410.839,77 TL işlemiş faiz alacağının 300.000,00 TL’lik kısmıdır.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle:” davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 426.866,96 TL alacaklı gözüktüğünü, ancak icra takibinde 97.125,24 TL talepte bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre ise davalının takip tarihi itibariyle davacıya 97.125,24 TL borçlu olduğunun kayıtlı bulunduğu, davalının takip tarihinden sonra davacıya 97.125,24 TL ödeme yaptığından asıl alacağı kalmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre aylık %10 temerrüt faizi hükmüne göre davacının davalıdan 410.839,77 TL işlemiş faiz alacağı isteyebileceğini, ancak davacının talebinin 300.000,00 TL olduğu” bildirilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazda bulunmuştur.
Davacının talebi işlemiş faiz talebine ilişkin bulunduğundan öncelikle davacının işlemiş faiz talep edip edemeyeceğinin saptanması gerekir.
Davacının icra takibinden önce davalının sözleşmenin feshi nedeniyle borcu varsa ödemek istediğini bildirmesi ve hesap numarasının bildirilmesini istemesi üzerine verilen hesap numarasına kabul ettiği 97.125,24 TL borcu ödediği, davacının da takipte zaten bu miktar asıl alacak talebinde bulunduğu, davacının davalıya takipten önce temerrüde düşürmediği, bilirkişi raporunda sözü edilen sözleşmenin 13. maddesi hükmünün borçluların temerrüde düşürülmesini sağlamayacağı, davalı şirketin borcunu ödeme iradesini göstermesine rağmen davacının fazla miktar borç çıkarmak suretiyle bu iradeyi kötüye kullandığı, bilahare de asıl alacağın kat kat fazlası işlemiş faiz istemesinin hukuken kabul edilebilir bir durum olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, davalıların ancak icra takibi ile temerrüde düşürüldüğünün kabul edilmesinin hakkaniyet gereği bulunduğu anlaşıldığından bilirkişi raporundaki işlemiş faiz hesabı ve görüşüne katılmak mümkün bulunmamıştır. Bu nedenle davalıların işlemiş faiz alacağına yönelik itirazları yerinde bulunmuştur.
Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 23.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalılar vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı 27/11/2018 11:18:22

Katip …

Hakim …