Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/144 E. 2020/598 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/144
KARAR NO : 2020/598

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten 30/11/2015 tarihinde 2015 model …… plakalı …… marka araba satın aldığını, aracı 3 yıl ve sınırsız km garanti ile satın aldığını, müvekkilinin aracı satın aldıktan sonra en donanımlı olması gereken soğutucusunun bulunmadığını gördüğünü, davalı şirkete bildirmesine rağmen yapılabilecek bir şey yok cevabını aldığını, görünürde başka bir kusurun bulunmadığını, ancak araç üç aylık iken direksiyon derisinin soyulduğunu ve komple değiştirildiğini, daha sonra iki yan çıtaların tavan boyasının soyulduğunu ve götürüldüğü servis tarafından boyatıldığını, bilahare Temmuz 2017 tarihinde aracın davalı firmaya ait servise bırakıldığını, kendisine servis tarafından iki parçasının değiştirildiğinin söylendiğini, Ekim 2017 tarihinde ise aracın aynı arızayı tekrarlaması üzerine aynı servise çekildiğini, aracın iki aydan daha fazla süre serviste kaldığını ve motorunun tümüyle değiştirilerek aracın müvekkiline teslim edildiğini, ancak araçta olmaması gereken sesler çıkarması nedeniyle servise gittiğini, servis tarafından aracın serviste kalma süresinin en az 10 gün olacağının söylendiğini, müvekkilinin buna da katlandığını, arızanın tekrar etmeyeceğinin söylenmesine rağmen arızaların tekrar ettiğini ve araçtan müvekkilinin yararlanamama durumunun süreklilik kazandığını, araçta arka koltukta olması gereken ısıtma ve soğutma sisteminin düğme olmasına rağmen bulunmadığını müvekkilinin yeni öğrendiğini, ayrıca aracın yakıt hortumunun motora bağlı yerindeki parçaların orijinal olmadığını, orjinal parçanın da araca uymadığından başka parça uydurulduğunun belirtildiğini, davalının müvekkiline ayıplı otomobil sattığını, araçtaki tamiratların aracın değerini düşürdüğünü, araçta meydana gelen tükenmez arızaların çekilmez hale geldiğini, davalıya aracın değiştirilmesi veya bedelinin ödenmesi hususunda çekilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 102.923,77 Euro ödeme bedelinin ödendiği tarihten itibaren avans faiziyle fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, ayıp iddialarına dayalı talebin zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbar yükümlülüğüne uymadığından dava hakkının ortadan kalktığını, aracın onarılarak davacıya teslim edildiğini, davacının onarım seçim hakkını kullandığından davanın reddi gerektiğini, aksi halde aracın iki yıldır kullanımda olması nedeniyle bedelden indirim yapılması gerektiğini, faiz talebinin reddi gerektiğini, Euro üzerinden talepte bulunulamayacağını, savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık, davalının zamanaşımı itirazlarının yerinde olup olmadığı, araçta ayıp bulunup bulunmadığı, araçtaki ayıbın hukuki niteliğinin ne olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının ayıplı araç nedeniyle bedelini talep edip edemeyecekleri, edebilecekler ise ne miktarda edebileceği hususlarındadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dava dosyasına ibraz edilen belgeler ve araç üzerinde yapılan incelemeler ışığında davaya konu aracın ayıp yönünden değerlendirilerek rapor hazırlanması için dosya Makine Yüksek Mühendisi Prof. Dr. ……., Ekonomi ve Finans Uzmanı Ticaret ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Dr. ……. ve Makine Yüksek Mühendisi Doç. Dr…….’e tevdi edilmiş, 20.09.2019 tarihli raporda özetle; Dava konusu ürünün ayıplı bir ürün olduğu, ürünün garantili olarak satışının gerçekleştiği, garanti süresi içerisinde ayıp bildiriminin yapıldığı, ancak ayıpların bir süreklilik arzettiği, bu nedenle davacının TBK. m. 227 hükmüdeki “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu, dolayısıyla dava konusu araç bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiği, ancak davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi itibariyle dava konusu bedele avans faizi uygulanması gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davalının bilirkişi raporuna itiraz etmesi ve dava konusu aracın davacının kullanımında iken trafik kazası sonucunda hasar gördüğü anlaşılmakla, aracın davacı kullanımında geçirdiği trafik kazası nedeniyle değer düşüklüğünün söz konusu olup olmadığı, söz konusu ise miktarının bildirilmesi, araçta tespit edilen arızanın kazanın oluşumunda bir etkisinin bulunup bulunmadığı ve taraf vekillerinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını irdeleyecek şekilde aynı heyetten itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda ;Dava konusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına geçmiş olan 20/01/2017 tarihli kazası neticesinde, sağ çamurluk, sağ iki kapı, arka tampon, sağ arka jant akşamlarının hasarlandığı, onarımın 21/01/2017 tarihinde yetkili servis eliyle gerçekleştirildiğinin ilgili evraklardan anlaşıldığı, kök raporda belirtildiği üzere aracın mevcut kullanım mesafesi ve aldığı hasar neticesinde gördüğü onarım göz önüne alındığında serbest piyasa şartlarında ikinci el fiyatının 255.000 TL mertebesinde olacağı, dava konusu araç ile eşdeğer kazasız araçların ortalama ikinci el fiyatlarının 275.000 TL mertebesinde olduğu, bu bağlamda kaza onarımı nedeniyle aracın ikinci el ederinde rapor tarihi itibariyle 20.000 TL değer kaybı yaşandığı, 31/10/2017 tarihinde 75962 km’de iken gerçekleştirilen motor değişimi ve 19/03/2018 tarihinde 85407 km’de iken gerçekleştirilen direksiyon kutusu değişimi işlemleri ile oluşmuş olan kazanın illiyet bağı bulunmadığı, ikinci el araç piyasasında alıcının serbest iradesini etkileyecek her etmenin değer düşümü yarattığı, tüketicilerin kullanılmış malların ikinci el satın alınması esnasında muadilleri ile kıyaslayarak fiyat belirleme ve pazarlık yapma yoluna gitmekte oldukları, bu bağlamda yetkili servis eliyle aslına uygun parça kullanılarak yenilenmiş motor akşamının işlevini yerine getirmesinde teknik açıdan bir eksiklik oluşması beklenmezken ikinci el fiyatının belirlenmesinde bu durum pazarlık unsuru olarak kullanılacağının aşikar olduğu, davaya konu durumda motorun yetkili servis eliyle değiştirilmiş oluşu göz önünde bulundurularak ikinci el piyasa koşullarının incelendiği ve 10.000 TL değer düşümü oluşacağının öngörüldüğü belirtilmiştir.
Dava, aracın ayıplı çıkması nedeniyle bedelin iadesi istemine ilişkin olup, tarafların tacir olduğu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 219-(1) maddesinde; “satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerinin ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur” aynı maddenin ikinci fıkrasında; “satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” düzenlemesi yer almaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde; “alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.
6098 sayılı TBK.’nun 231. maddesinde; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz”.
Ayıplı satış durumunda alıcının haklarını düzenleyen 6098 sayılı TBK. m. 227 hükmüne göre: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1.Satılanı seri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir”.
Satışa konu malın garanti süresi yasada öngörülen zamanaşımı süresinden daha uzun bir süre ise, o taktirde garanti süresinin sonuna kadar ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak dava açılabilir. Bu arada belirtmek gerekir ki, satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette 6098 sayılı TBK. 223. maddesinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. TBK. 223. maddede belirtilen ihbar süreleri hak düşürücü süre niteliğindedir. İğfal (ağır kusur) halinde ise zamanaşımından söz edilemeyeceği 6098 sayılı TBK. 231-son maddesinde hükme bağlanmıştır. TBK. 231-son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması nedeniyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
Durumun gerekli kıldığı muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değildir. Fakat, onları meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir. Bile bile aldatma yani hile varsa satıcı ne tam zamanında ayıpların ihbar edilmediğine ne de kısa zamanaşımı süresine dayanabilir. Bu durumda, 6098 sayılı TBK.’nun 146. ve 147. maddeleri uygulanır.
Taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarı TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması halinde BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere ihbar yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, dava konusu aracın ilk tescil tarihi 30/11/2015 olup, davacı tarafından sıfır olarak satın alındığı, …… Otomotiv Pazarlama ve Tic. A.Ş. tarafından hazırlanmış Garanti Belgesi incelendiğinde garanti süresinin 2 yıl veya 60000 km (Hangisi önce dolarsa) şeklinde belirlendiği bu bağlamda davaya konu aracın garantisinin 01/12/2017 tarihinde veya 60000 km kullanım mesafesinin sonunda biteceği anlaşılmaktadır. Dava konusu aracın garanti süresi içinde çeşitli şikayetlerle sık sık servise götürülmüş olması ve bilirkişi heyetince yapılan teknik inceleme sonucunda aracın yaklaşık 76000 km kullanım neticesinde motor değişimini ve 85400 km kullanım mesafesi sonunda direksiyon kutusu değişimini gerektiren ayıplarının, periyodik bakımları eksiksiz biçimde yetkili servis eliyle gerçekleştirilen davaya konu araçta ortaya çıkmasının kullanımdan kaynaklanamayacağı, maldan yararlanmayı engelleyeceği ve davaya konu aracın ayıplı sayılmasını gerektirecek önemde arızalar olduğu, satın alınması esnasında makul gözlem ile anlaşılamayacak türden bu arızaların dava konusu aracın gizli ayıplı sayılmasını gerektireceği, aracın satış faturasında belirtilen soğutmalı torpido gözü fonksiyonunun araç üzerinde bulunmaması nedeniyle davaya konu aracın taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Bu nedenle davacının TBK. m. 227 hükmüdeki “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme” hakkını kullanmakta haklı olduğu, dolayısıyla dava konusu araç bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Davacı tarafça 102.923,77 Euro ödeme bedelinin ödendiği tarihten itibaren avans faiziyle fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesini talep etmişse de; . …… Otomotiv Pazarlama ve Tic. A.Ş. tarafından 01/12/2015 tarihinde hazırlanmış A seri….. sıra numaralı faturada, davacının aracı 318.466,73 TL karşılığında satın aldığı belirtilmiştir. Davacı dava konusu aracı belirli bur süre kullanmakla fayda sağlamış, bunun yanında davacı tarafından aracın elinde bulunduğu sürece kullanımından kaynaklı bakımlarının yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu aracın bilirkişi heyetince tespit edilen ikinci el bedelinin iadesine ve aracın da mevcut hali ile satıcıya iadesine karar vermek hakkaniyete daha uygundur. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine;
255.000,00TL’in dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Ayıplı olduğu tespit edilen dava konusu …… marka 2015 model 0 km …… Plaka sayılı aracın davacı tarafından davalıya iadesine,
2-Alınması gereken 17.419,05 TL karar harcından daha önce yatırılan 8.224,48 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.194,57 TL karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 26.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 24.311,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 8.224,48 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 3.145,00 TL yargılama giderinin ret- kabul oranına göre 1.666,85 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2020 12:01

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACI
11 Tebligat – 118,00 TL
4 Müzekkere – 27,00 TL
Bilirkişi Ücreti – 3.000,00 TL
Toplam = 3.145,00 TL