Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/138 E. 2019/879 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/138 Esas
KARAR NO : 2019/879

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ….. ilçesinin bağlı olduğu Bakırköy İcra Daireleri takıp yönünden yetkili icra daireleri olduğundan, davalı borçlunun yetkiye yapmış olduğu itiraz yerinde olmadığı, Müvekkilin davalı şirket ile yapmış oldukları ticari ilişki sonucu 31.12,2017 tarihi itibari İle müvekkil şirkete 205,121,54 TL borçlu olduğu, Davalının cari hesap bakiyesini ödememesinden dolayı hakkında Bakırköy …. icra Müdürlüğünün …. E. sayılı takip dosyastyla 295,121,54 Tl/nin tahsili İçin İlamsız takip yapıldığı, borçlunun itiraz ederek takibi durdurduğu, iddia vc beyan edilerek, davalının söz konusu takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı, Davalının, takip alacağının % 20′ inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmektedir.
CEVAP: Davacı Vekilinin Davaya Verdimi 27,03.201 S Havale Tarihli Cevap Dilekçesi ile; Davacı davasını yetkisiz mahkemede açtığı, Davacı ile müvekkil şîrkei arasında uzun zamandan beri süregelen bir ticari ilişki mevcut olduğu, müvekkilin, davacı şirkete, 2016 yılında çek karşılığı mal sattığı, ancak davacı şirket ekte sunduğu çek listesindeki çeklerin ödemesini yapmadığı, Bu çeklerin karşılığı 1,829,500 TL olduğu, Davacı şirket, bu çekler karşılığında müvekkiline mal verdiği, ancak malların piyasa değerinin üstünde faturalandırılmasını, cari kayıtlara bu şekilde geçilmesini, kendi muhasebe defterlerinin denkleştirilmesi için böyle yapılması gerektiğini müvekkil şirkete söylediği, işin sonunda oluşacak farkın vade farkı faturasıyla alacakla denkleştirüeceği hususunda anlaştıkları, Davacının müvekkiline mal vermeye başladığı, müvekkilinin de buna karşılık elindeki çekleri çek iade dekontları düzenleyerek davacıya teslim ettiği, Ancak işin sonunda müvekkilinin oluşan cari açık için vade farkı faturası kesmek üzere anlaşıldığı, hesapların denkleştirilmesini istediğinde davacı şirket bunu yapmaya yanaşmadığı gibi oluşan farkın kendisine ödenmesini islediği, Müvekkilinin ödemeyi reddettiği, bunun üzerine kendileri davaya konu olan icra takibini başlattıkları, müvekkil şirketin içerisinde bulunduğu durum kullanılarak adeta tuzak kurulduğu, davacının yaptığı anlaşmaya uymayarak alacaklı olan müvekkili İşin sonunda borçlu çıkarmaya çalıştığı, Müvekkilinin belirtilen şekilde bir borcu bulunmadığı, müvekkilinin tahsil edilmeyen nakit alacağı için mal almak zorunda kaldığı, alamadığı nakit için mevcut bir zararı zaten oluştuğu, Bunun yanında davacı malları piyasa değerinin çok üstünde faturalandırdığı, normal bir ticari ilişkide yapılacak ıskonto oranlarını müvekkil şirkete kayıtlarda uygulamadığı, Bilirkişi İncelemesi yapıldığında malların gerçek piyasa değeri hesaplandığında cari kayıtların fahişIİği ortaya çıkacağı, Ayrıca müvekkilinin alacağını zamanında alamamasından dolayı uğradığı zararın bilirkişilerce hesaplanmasını, bu zararın davacıyla müvekkilinin anlaştığı gibi cari hesaplardan düşülmesini talep etikleri, hususlarını cevaben iddia ve beyan ederek,davanın reddini talep etmektedir.

21/09/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre.
2017 takvim yılında, Davacı İle Davalı arasında, 1,344.361,76 TLMik işlem yapılmış, bunun 1.844,361,76 TL’si çeşitli şekillerde davalı yan tarafından ödenmiş olup, geriye bakiye Davacının, Davalıdan 296,370,56 TL alacağı bulunduğu,
Ayrıca, 2017 takvim yılında, Davacı 53.110,00 *lik çek almış, davalıya ise 1.527.500,00 TL çek iade ettiği görülmekle olup,
Bu durum Sayın Davalı Vekilinin “Bu çeklerin karşılığı 1.829.500 TL olduğu, Davacı şirket, hu çekler karşılığında müvekkiline mal verdiği, ancak malların piyasa değerinin üstünde faturalandırdmasım, cari kayıtlara bu şekilde geçilmesini, kendi muhasebe defterlerinin denkleştirilmesi için böyle yapılması gerektiğini müvekkil şirkete söylediği, işin sonunda oluşacak farkın vade farkı faturasıyla alacakla denkleştirileceği hususunda anlaştıkları, ” iddiası ile çelişmekte olduğu,
Buna bu iddiayı Davalı tarafın defter ve belgeleri ispat etmesi gerekirdi, diye düşünülmekle birlikte bu konuda nihai takdirin münhasıran yüce mahkemeye ait olduğu,
Bu itibarla Bakırköy …. îcra Dairesinin …. E. sayılı takip dosyasının borç durumunun 13.12.2017 takip tarihi itibari üe 296.370,56 TL olduğu, diğer bir söylemle takip tarihi itibari İle Davacı Şirketin Davalı Şirketten talep edebileceği alacak miktarının 296.370,56 TL olduğu, zaten bu miktarla takip miktarının da aynı olduğu,
12/02/2019 tarihli birkişi ek raporuna göre:
Yukanda yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların beyanları, takip dosyası, deliller ve davacı tarafın ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda, takdirin Siyin Mahkemenizin görev alanına ait olduğu bir kez daha İşaret suretiyle;
Bakırköy …. İcra Dairesi Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının; (tarafların muhast:be kayıtlarında görülen kayıtlardan hareketle) borç durumunun 13.12.20)71 takip tarihi itibariyle asıl alacak olarak 295,121,54 TL olması gerekliği.
Diğer hır söylemle, takıp alacaklısı Davacı Şirketin, takip borçlusu Davalı Şirketten, ;icra takip tarihi itibari ile talep edebileceği asıl alacak miktarının, tarafların muhasebe kayıtlarında görülen kayıtlardan hareketle, 295,121,54 TL olarak göründüğünün tespit edildiği,

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının Bakırköy …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile 2017 cari hesap alacağı 295.121,54 TL üzerinden icra takibi başlattığı yetki ve borca itiraz ettiği ve süresinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla ;
Dava konusu borcun para borcu olduğu götürülecek borçlardan olup davacının ikamet adresinde yapılan takibin usulüne uygun olduğu anlaşılmakla;
İlk raporda davalı taraf defterleri incelenmemiş olup, davalı tarafın defterlerinin de incelendiği ek rapor uyarınca ;
Dava konusu faturalar tebliğ edilememiş ise de ,her iki tarafın defter ve belgeleri kanuna uygun olup birbiri ile örtüştüğü,bu hali ile;
Davalı yanın aralarındaki ticari ilişkiyi inkar etmemiş tahsil edilmeyen nakit alacağı için mal almak zorunda kalmış ancak bu mallar piyasa değerinin çok üstünde faturalanmış ,iskonto oranları uygulanmamış şeklindeki beyanının süreklilik arz etmiş ticari ilişki sebebi ile ispat edilemeyen savunmadan ibaret olduğunun anlaşıldığı ,
Davacı şirketin, takip borçlusu Davalı Şirketten, ;icra takip tarihi itibari ile talep edebileceği asıl alacak miktarının, tarafların muhasebe kayıtlarında görülen kayıtlardan hareketle 295,121,54 TL olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın kabülüne,
2-Davalının Bakırköy. …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen kaldığı yerden devamına,
3-Asıl alacak 295.121,54 TL’ nin %20′ si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 20.159,75 TL karar harcından peşin alınan3.564,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.595,42 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 5,20 TL vekalet harcı ve 3.564,33 TL peşin harç olmak üzere 3.605,43 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 758,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 23.657,29 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
9-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2019

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.